resim
Milan Baroš
Takım:Vigantice
Mevki:Santrfor
Yaş:44
Boy:1.83
Uyruk:Çek Cumhuriyeti
  • 4754
    hiçbir şey yapmadan, hatta medya ve taraftar yoluyla takıma zarar vererek, imparator'un az da olsa yıpranmasına neden olarak yılda 2.75 milyon euro kazanan kene. günlüğü 8 bin euro'ya geliyor. bu, saatte 334 euro demek.

    bu entry'i yazmam 2 dakikayı bulmuştur. geçen şu 120 saniyede bile 10 euro kazandı. bir de beni yordu yani. siz hala 'king(u: :()', 'ilk geldiği sene..', 'köşe bayrağını taşıması unutulmaz', 'çek cumhuriyeti a milli futbol takımı çok kötü yea' gibi saçma sapan argümanlarla savunun. full zarar bu herif.

    gidişiyle florya çok daha temiz bir yer olacak. inanın.
  • 4757
    bu kadar nefret toplamak için ne yaptığını merak ettiğim bir zamanların top-class forveti.

    kendisi kene gibi kan emerek kazandığı iddia edilen paranın yazılı olduğu sözleşmeyi yönetimin kafasına silah dayayarak imzalatmamıştır zira.

    olay bir işverenin sizinle 2 senelik sözleşme yapması, ilk seneden sonra ofise sokmaması ile aynı. sözlükte "ay çok para alıyor :s :s" diyen efelerin bir ay sözleşmelerindeki maaş yatmasın bakalım neler yapıyorlar.

    hala para alıyormuş bilmemneymiş. bi bitin.
  • 4758
    bu adamı hala kazandığı yıllık ücret üzerinden eleştiren mallar var. adama kontrat önermişsin zamanında 2 3 senelik o da kabul etmiş. hiç bir maça çıkmayıp, oynamasa da belli bir ücreti vermeyi taahhüt etmişsin ne bekliyorsun ki adam kalkıp sözleşmesini mi yırtsın atsın gitsin ülkesine. hakkı olan parayı alıcak yani. o zamanın yönetim hatası de, bu kadar uzun süre sözleşme önermeselerdi de, fiziksel olarak çöküşünü sorgula baros'un ama kalkıp da hala saatte bu kadar para kazanıyo ama bi bok yapmıyo sırf zarar deme.
  • 4762
    aylardır maç yapmamış, kadroya girmemiş, milli takım aralarında paf maçlarında bile oynamamış, antrenman yapıp yapmadığı bile belli olmayan bir oyuncunun burada hala yok şu maçta oynasaydı, yok bu maçta oynamalı diye tartışılmasına şaşırıyorum. beyler adamın yürüyecek hali olmadığına eminim. zaten geldiği ilk sezon ve geçen sezonun bir kaç maçlık periyodu dışında yürüyecek hali ne zaman oldu ki ?
  • 4763
    fatih terim kadar, onu geçtim hagi kadar, galatasaray'a katkı, emek verdiği zaman kendisi ile dalga geçenlere her türlü sözü söylemek serbest olmalıdır. bunun haricinde ne zaman takımdan ayrılacaksa, uygun bir şekilde veda etmek kendisini sevmeyenin de borcudur.

    edit : burada az önce bi entry vardı, belki denk gelip okuyan arkadaşlar vardır. bu yazdığım entry biraz da ona cevap gibiydi ama o entry silinmiş, ben de baros başlığını hortlatmış gibi oldum haliyle. neyse sağlık olsun...
  • 4764
    yattığı yerden milyon euroları kaldıran futbolcu, he.
    verme lan. verme parayı. gönderseydin? serbest bıraksaydın? feshetseydin?
    yılda 2.5 milyon euro çöpe gidiyormuş, evet gidiyor. gitmeseydi?
    verme arkadaş baros'a para, madem oynatmıyorsun, madem oynayamıyor. verme parayı, defolsun gitsin.
    mahkemeye versin. ölsün gebersin umrumuzda mı? değil.
    alt tarafı futbolcu. babamızın oğlu mu? değil.
    zamanında yırttık "baaaros, milan baaaros" diye, olsun sorun değil.
    her önüne gelen, "yattığı yerden 2.5 milyon euro" diyor. verme lan euroyu, ya da oynat, oynamıyor mu? gönder gitsin. gönderemiyor musun? gönderemeyeceğin adamı niye aldın?
    beşiktaş'tan ne farkın var o zaman? tabata? quaresma? hadi oradan!

    sanki sercan yıldırım 100 tl ye oynuyor bu takımda.
    aydın yılmaz sanki asgari ücretle geçiniyor.
    senin altında maksimum fiat palio var, onların altında en az porsche. naber koç? senin evlatların tabi!
    takıma ne verdiği umrunda mı? değil! evlat ya...

    beni bilen bilir, benim için aslolan galatasaray'dır. hiç bir futbolcuyu, personeli, taraftarı galatasaray'dan önde tutmadım, tutmam da. bu babam da olsa, fatih terim de olsa fark yapmaz. galatasaray ise söz konusu, kimseyi tutmam önünde. sen bir futbolcuya takılmış gidiyorsun, her şey tamam baros'un aldığı para batıyor sana. ayıp be galatasaraylı...

    2.5 milyon euro, yattığı yerden evet!
    verme arkadaş... defolsun gitsin baros, bir an önce inşallah.
    gitsin de hepimiz kurtulalım! seven de sevmeyen de bir sussun artık!

    ofsayt listesine girmesine sevindim bu yazının, hatta haftanın en ofsaytlarına girsin de istatistiklere bakıp da okumayan kalmasın.
  • 4765
    tek bacağının kopmasını geçtim, ek olarak iki kolu falan kopmuş haliyle bile galatasaray formasını sercan yıldırım'dan daha fazla hak eden oyuncu.

    baros 2.9 alıyor diye galeyana gelene kadar sercan'ın aldığı her kuruş sorgulanmalı. baros zamanında iyi kötü bir şeyler yaşatıp hak ederek aldı bu parayı, sercan ise "genç yetenek" sıfatıyla avrupa'da yaşıtlarının tecrübeli kabul edilmeye başladığı yaşta hala umut vadediyor...

    1461 trabzon maçında oynasaydı elenmezdik sığlığına girmiyorum, farklı gelişirdi bir şeyler o kesin ama nasıl ki baros ile 5-0 kazanırdık diyorsak öyle ters bir şey olurdu ki 5-0 da kaybedebilirdik. ama o maçta en azından 18'de tutulsaydı ve her şey 80. dakikaya kadar aynı gitseydi ve son 15 dakika cris yerine o gol arasaydı daha iyi olurdu, en azından 2 golü yediren ve turu elleriyle veren cris'in atacağı golden medet ummazdık. buradan "ya olsaydı" kafasıyla ya topu direkten dönmeyip girseydi denebilir, zaten girse bunu konuşuyor olmazdık, her ihtimale yeni ihtimal katıp uzatmak yersiz.

    neyse, baros'a her ne olursa olsun son maçta son dakikada da olsa arena'nın çimlerinde veda etmek gerekirdi, olmadı. tribünden el sallamayla futbolcu yollanmaz, sahada uğurlamak ister insan.

    mesela hatırlayın ümit'in lazio maçını ve milan'a gidişini... öyle olmalı işte, yoksa ümit'i tesisten tişört+kot pantolon giyerken uğurlamayı da bilirdik ama sahada elinde çiçekler, kafada şapkası ile uğurladığımız gibi unutulmaz olmazdı.
  • 4768
    galatasaray'a emek vermiş bir futbolcudur. burada kendisine edilen hakaretleri gördükçe delleniyorum ve üzülüyorum. vefa kavramı gerçekten önemli. şimdi buraya çıkacak üç tane zibidi, "emekse emek aldı karşılığını parasını" diye bik bik ötecek.

    bu adam servet çetin değil, yiğit gökoğlan, sercan yıldırım değil. tobias linderoth da değil, marek heinz da... her daim elinden geleni yapmış olan milan baros. parasını da aldı tabii, alacak. bu yüzden bu adamın emeklerini alkışlamayacak, ona saygı duymayacaksak; oynamıyor diye "yattığı yerden para kazanıyor :(" diyeceksek buyurun vaktinde kadro dışı kalmış (gündüz kılıç bırakmıştı, tartışmışlardı, okuyan bilir) metin oktay için de deyin aynısını. bülent korkmaz için, hakan şükür için de deyin. onlar almıyorlar mıydı paralarını?
  • 4769
    galatasaraya iyi kötü 4 yıl emek vermiştir. ilk senesinde 20 gol ile gol krallığı yaşamış. oynadığı 4 sezonda 10 gol ortalaması tutturmuştur. son 2 yıl özellikle kendine bakmadığı ve bu yüzden fiziksel gücünü kaybettiği için performansı serbest düşüşe geçse de, emeklerinin karşılığını almış. özellikle ilk 2 sezondaki beşiktaş maçlarında iyi performans sergileyerek galatasaray taraftarında iyi bir yer edinen bir oyuncudur baros.

    bize düşen ona güzel bir şekilde hoşçakal deyip kariyerinin geri kalanında başarılar dilemektir. hoca ve kulüp bunu geçen sezon sonunda demeye çalışmışlarsa da hem taliplilerle hem de oyuncuyla anlaşılamamıştır.

    milan baros un galatasaraydaki varlığı sezon başından beri sanaldır. o yokmuş gibi davranmalı, gerçekten gittiği gün ise güle güle denmelidir.

    bize yakışan budur. üzerinden tartışıp gereksiz polemiklere girmek değil.
  • 4773
    yüreği sevgi dolu, pıtırcıklar ötesi sevgili t a a r a b t kardeş ile yazışıyorduk, kendisini aslında sevmediğimi eskiye, yaşananlara saygım olduğunu söyledi.

    de öyle değil ki be abi.

    işin aslı ne biliyor musunuz;

    biraz dikkat edin, bizim galatasaray kültürümüzde, eski alışkanlıklarımızda ''mücadele'' kültürü vardı. bi galibiyetlere değil, mücadeleye sevinen taraftarlardık. biz galibiyet değil mücadele odaklı olduğumuz için hiç sporcumuzu dövmedik lan.

    ne zaman skibbe geldi, rijkaard geldi biraz kültürümüze aşina olmayan bir şeyler yapmaya çalıştı, anında kimyamız bozuldu. camia olarak bozuldu. pas yapan, mantıklı oynayan futbolcunun iyi mi kötü mü oynadığını anlayamadık. mücadeleden ziyade sistem tartışmaya başladık oysa bizim ruhumuzda olmadı hiç o. biz biraz güç bela kazanılan maçların takımıydık. umutlar tükenince prekazi'nin çıkıp 30 metreden koyduğu, hagi'nin 90'da çaktığı bir takımın taraftarıydık neticede. o sistem bizim kimyamızı bozdu.

    neticede fatih terim ile tekrar eskiye döndük. hani avrupalı futbol, kaos futbolu, ileri uçtan başlayan defans yapma kültürüne falan girmiyorum artık. 100 kere yazıldı sıkılmışsınızdır. hadi siz neyse de daha bu yazıyı t a a r a b t okuyacak, adamın beyne yük bindirmeyelim.

    hasılı, o değişen sistemimizde skibbe'de, rijkaard'ta takımdaki tek türk milan baros idi. bize eski alışkanlıklarımızı hatırlatan, prese ileride başlayan, mücadele eden, ısıran baros. kafaya tekme sokan. açıkçası ''galatasaray'da kafası en çok beyaz bandajla sarılmış futbolcu kim'' deseniz ben baros derim. gerçi feanor kadar hafızamız yok, o yine çıkar ''89-90 sezonunda bizim sol kanatta uğur vardı, adam hep 60'dan sonra girerdi, istisnasız her maç sarılırdı, bir kere ikinci maçımda -nisan'da olması lazım- yine maça gitm..'' diye söyler gerçeği ama, kafası-yüzü en çok kanayan adam baroştu lan. adamın 19 golü, 7 asisti, 4 bandajı vardı sezonda.

    baroş eskiydi abi, türk'tü. isyankardı. yenilgiyi hazzetmeyendi. hakeme ayar veren, hakem hatasını sikleyen tek adamdı. neticede o da çekirdek yemesini bilmeyen bir yabancıydı ama, ekstrası olmazsa gitmek zorundaydı. 1.5 milyon euro alıp yıllarca yedek bekleyenler gibi olamazdı. kontenjan var hacı bu ülkede, hani şu bitirmeye çalıştıkları, indirmek için uğraştıkları. takımımda sercan gibi bir adama mahkum olacağıma fiziken bitmiş baroşa 100 kere razı olurum ben, sadece genç türk futbolcuların götü kalkmasın, sergen yalçınlar çoğalmasın diye.

    ha ne oldu? baros hakkaten türk oldu. saldı gitti. 1 sene bal çaldı, sonra tükürttü geri. sevdik mi? sevdik geçti. biz kimleri sevmedik be taarabt. sen bilmezsin bir kubilay türkyılmaz vardı, 5 lira istese cebimdeki 10 lira yanına 10 lira da borç bulup 20 lira vereceğim adam lan. karakter 10, fizik 10, güzellik 10, yarı yabancı, yarı türk. farkettiysen futbolundan bahsetmiyorum bile.

    neyse, baros neden sevilldi? türk gibi oynadı, eski galatasaray'ın topçusu gibi oynadı. ve baros tek forvet oynadı. koca ceza alanında bir başına. iyi de oynadı. sisteme uydu mu, pas yaptı mı, rakibin dengesini bozdu mu sikimde değil.

    güzel mücadele etti hacı. 1 sene de olsa güzeldi. he sonra hiç etmedi, gözden düştü gitti. biz eski alışkanlığımızı kazandık taraftar olarak. fatih hocanın dediği gibi kaybetse de alkışlanacak bir takım olduk. mücadele ettik. bizim kültürümüzde var abi, kimse mahalle takımının gazıyla mustafa sarp'a küfür kafir gitmedi. yalandan koşar gibi yaptığı, mücadele etmediği için giydirdik. yoksa mücadele eden futbolcunun bizim başımızın üstünde yeri var.

    baroş gitti, kavga bitti. sistemler, mor formalar falan bize hiç olmadı. baros da 3 sene daha erken bizde olacaktı da işte para yoktu. ihtimaller dünyasından çıkıp taarabt'ın dünyasına geçerek bitiriyorum baroş'a vedamı;

    fatih hoca kadro dışı bıraktıysa, gönderdiyse bize onu uğurlamak düşer. ama taşla sopayla değil lan, hiç olmadı kırık bir gülümsemeyle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın