şu sıralar lebron james ile karşılaştırılan efsane basketbolcu. hangisinin daha büyük olduğu konusunda lebron'un kariyeri bitmeden yorum yapmak istemem ama kendisini lebron'dan daha şanslı kılan birkaç unsur var, onları da söylemeden geçmek olmaz.
1-
phil jackson ve
tex winter: mj tüm şampiyonluklarını tarihin en iyi koçlarından birinin ve tex winter'ın icadı olan
triangle offense'in yardımıyla aldı. lebron hiçbir zaman phil jackson kalibresinde, hatta ona yakın kalibrede bir hoca ile çalışma fırsatı bulamadı.
2- rakipler: lebron son 2 seneye kadar doğuda olduğu için final yolu nispeten kolay oldu ve bu haklı olarak lebron'un 10 finalinin değerini biraz düşürdü. ancak lebron'un finalde karşılaştığı rakipler neredeyse her seferinde mj'in rakiplerinden daha güçlüydü. mj'in finaldeki rakipleri;
1 kere
los angeles lakers 1 kere
phoenix suns 1 kere
portland trail blazers 1 kere
seattle supersonics ve 2 kere
utah jazz oldu.
lebron'unsa final rakipleri 4 kere
golden state warriors, 3 kere
san antonio spurs, 1 kere
oklahoma city thunder, 1 kere
dallas mavericks ve 1 kere de
miami heat oldu (bu sene). lebron'un kariyerinde kara bir leke olarak kalacak 2011 dallas final serisi ve bu sene oynadığı miami heat final serisi haricinde lebron'un rakipleri mj'in rakiplerinden (91 lakers ve 97-98 utah da dahil olmak üzere) bariz bir şekilde daha güçlüydü. benim şahsi düşüncem, lebron mj'in yerinde olsa o da rahatça 6'da 6 yapardı, mj lebron'un yerinde olsa maksimum 10'da 5 yapardı (lebron bugün 10'da 4 yapacak gibi duruyor), aynı şartlarda 2007, 2014, 2015, 2017 ve 2018 finallerinde mj'in de pek şansı olmazdı. ha jordan 2011 finallerini kesinlikle dallas'a bırakmazdı ama o da 2016 finallerinde lebron'un yaptığını yapamayabilirdi.
3- karşılaşmanın günümüzde yapılması: özellikle ülkemizde eskiye özlem, eskileri olduğundan daha iyi hatırlama diye bir olay var. mesela dünya üzerinde brezilyalı ronaldo'yu cr7'den daha büyük futbolcu olarak gören brezilya hariç bir tek türkiye vardır herhalde. günümüzde lebron'un defoları çok net görülürken jordan'ı sahip olduğu defolarla değil başardıkları ile hatırlıyoruz.
aynısı lebron'un rakipleri vs jordan'ın rakipleri kıyaslamasında da geçerli;
günümüzün en iyi oyuncularından harden, westbrook ve hatta durant ve leonard bile kaybettikleri her sene loser diye anılıyorlar. bu oyunculara loser diyen kitle 1997 ve 1998 finallerini izlemiş olsa şu an efsane gözüyle baktıkları (haklı olarak tabii)
karl malone ve
john stockton'a kim bilir neler derlerdi. günümüzde eleştirilen bu oyuncular, özellikle 1,2 ve 3 numara oynayan oyuncular, jordan'ın dönemindeki muadillerine göre çok daha iyi oyunculardı. mesela mj'in 1992 finallerindeki rakibi portland'ın en büyük yıldızı (belki de tek yıldızı) olan
clyde drexler'ın kendisine sorsak, o bile şimdilerde flopper, loser diye eleştirilen
james harden'dan daha büyük oyuncuydum diyemez, utanır. aynı şekilde
stephen curry john stockton'dan,
kevin durant ve
kawhi leonard charles barkley'den bariz bir şekilde daha iyi oyuncular. ki bu saydıklarım lebron'un kariyerinin 2. yarısında savaştığı rakipleri sadece. yoksa lebron prime kobe ile de, prime duncan ile de aynı ligde oynadı; hatta prime duncan ile final oynadı (tabii burada mj'in de kariyerinin ilk döneminde efsane
detroit pistons ve
larry bird,
magic johnson,
james worthy,
kareem abdul jabbar ile mücadele ettiğini hatırlatmakta fayda var, kariyerlerinin ilk dönemlerindeki zorluk konusunda lebron'u ön plana çıkarmaya değil, onun da çok değerli rakiplerle mücadele ettiğini hatırlatmaya çalışıyorum sadece.).
dağılan konuyu toparlamak gerekirse, günümüz oyuncuları en küçük yanlışlarında bile ağır bir şekilde eleştirilirken jordan dönemi oyuncuları sadece olumlu yönleriyle hatırlanıyor. bu hem lebron'a hem de lebron'un rakiplerine büyük haksızlık. sırf bu yüzden lebron vs jordan tartışmasının daha sağlıklı şekilde yapılabilmesi için lebron'un kariyeri bitmeli, hatta üzerinden 10 yıl civarı bir süre geçmiş olmalı (ki lebron dönemi de her açıdan jordan dönemi kadar tozpembe görülsün.)
4- mj'in nba'in globalleşmesindeki önemi: özellikle 90'lı yıllarda nba'in globalleşmesi ciddi oranda ivme kazandı. ve bu ivmenin bir numaralı sebebi de jordan'dır. örneğin
space jam, hem nba'i hem de michael jordan'ı 90'lı yılların çocukları arasında bir ikon haline getirdi. lebron nba'e geldiğinde nba çoktan gereken globalleşmeye ulaştığı için lebron'un nba markasını daha yukarı taşıma şansı olmadı, çünkü zaten nba markası en yukarıdaydı.
5- 92 dream team: bu takımın jordan'ın daha da efsaneleşmesinde payı olduğu düşüncesindeyim. o dönemin dream team'i altın madalyayı kazanmalarını geçtim, önüne gelene lise takımı muamelesi yapınca zaten nba efsanelerinden oluşsa da bu efsanelerin de efsaneliklerini daha da arttırdı. lebron'lu 2012 dream team kadrosunun da bu kadroya yakın seviyede olduğunu söyleyebiliriz ama 92'de toplanan kadro öyle bir seviyedeydi ki o kadroya eşdeğer bir kadro bir daha gelir mi bilinmez (2012 kadrosu da 4 ve 5 numaralar yönünden eksik kalıyordu o kadroya göre).
velhasıl kelam lebron james-michael jordan kıyası yapılırken mj'in lebron'a göre birçok konuda çok daha şanslı bir oyuncu olduğu unutulmamalıdır. ve şu da akıllardan çıkarılmamalıdır ki lebron'un henüz kariyeri bitmedi. kendine böyle bakmaya devam ederse ve yine 2014-2019
golden state warriors gibi bir süper takım oluşmazsa lebron'un yüzük almak için 3-4 senesi daha olduğu inancındayım. bir bakmışız kariyerinin ilk 16 yılında 3 yüzük kazanmış olan lebron, son 4 yılında 3-4 yüzük kazanmış ve bu kıyaslamayı yüzük sayısı üzerinden yapanların elinden bu kozu almış
*.
şunu da eklemek gerekirse lebron'un kariyerinin 11 senesini geçirdiği cleveland cavaliers franchise'ı ile mj'in tüm başarılarını kazandığı chicago bulls franchise'ı arasındaki derin yönetiliş farkı da bana kalırsa jordan'ı lebron'a göre çok daha şanslı kılan bir faktör, onu da es geçmemek lazım.