---
alinti ---
"o gün kış aylarından biri değildi sanki, güneş parlamıştı birden...herkes şaşkınlıkla izliyorken doğayı, kimse anlamıyordu... minik bir bebeğin haykırışları titretti odayı. annesi, kucağına aldı hemen. belki bir kızı olsun istemişti, ama böyle bir aslan parçasını dünyaya getirmek her ananın harcı değildi.... babası gördü sonra oğlunu, adı dedi "metin" olsun, "adı gibi ağırbaşlı olsun, zorluklar karşısında yılmasın" istedi. bilmiyordu babası, bilmiyordu annesi bir kuşak sonra her doğan erkek bebeğin "metin" olacağını... tıpış tıpış yürüdü birgün. işte ilk adımını atmıştı dünyada, ilk adımını atmıştı sarı kırmızı dünyaya... allah tarafından verilmiş bir yetenek vardı, ve içinde öyle bir sevda... yok yok, öyle sevda değil, ne mahalledeki bir komşu kızınaydı ne de lisedeki sıra arkadaşına. o başkaydı, sevdiği beşer değildi. beşer olmayınca sevilen, beşeri olmazdı sevda. insanüstü olurdu, ebedii olurdu. öyle ki, hayat arkadaşını tek kalemde silerdi onun uğruna, öyle ki "kendi üzülse bile, onu sevenleri üzmek istemezdi, üzmezdi". son sonbahar yok hayır, üzdü bizi. bir kere yalnızca. 13 eylül 1991'di. sonbaharda, bu kadar karanlık olur muydu dünya? trafik kazası dediler adına. inanmadık, inanamadık. o; en büyük sevdasını asla yalnız bırakamaz dedik... anladık sonra, bırakmamış zaten. ümit davala'nın attığı penaltıdaki üfleyişi, henry'nin kafasında, taffi uçarken onu havada uçuran dokunuşu, casillas'ı donakaldırırken jardel'e o golü attıran nazarı aramızda hissetmeyen var mı? metin oktay bizi bırakmazdı, biliyorduk!!! şimdi rakip oyuncular diyor ki, "hiçkimse beni bu statta otuz bin kişi olduğuna inandıramaz." size inanın diyen olmadı, çünkü biz de inanmıyoruz! aramızdan ayrılan her metin oktay, her baba gündüz, her jupp derwall, her alpaslan o stattaki ebedi locasında oturuyor. hatta bazen tezahüratlarını bile duyuyoruz biz...: ölüm varmiş, korku varmiş, bu dünyanin sonu varmiş bizim için yoktur tasa, kalbimde sen yaşadikça"
---
alinti ---
ezgi özkan www.metinoktay.com