• 152
    --- alıntı ---

    transferde öncelik galatasaray'ın cl'de mücadele edecek kadroyu oluşturması değil, tam tersine yıllarca cl'yi garantileyecek bir jenerasyon oluşturmak isteniyor. dany bu espri içinde transfer edildi.

    --- alıntı ---

    şeklinde, harikulade analizleri olan değerli büyüğümüz.

    bana kalırsa da, mevcut gs yönetiminin birincil hedefi; 'türkiye sınırları içinde 5 sene üst üste ilk 2 içinde yer alıp, şampiyonlar ligine gidecek kalite ve istikrarda bir takım yaratmak' olmalı.

    bu hedef galatasaray'ı, sadece yurt içi başarısını hedefleyen, vizyonsuz bir kulüp yapmaz; aksine ciddi bir yurt dışı derecesi için, öncelikle yurt içi başarı istikrarını yakalamak gerekir.

    bu 5 senelik süreç sonunda, sürekli şampiyonlar ligine kalan bir galatasaray, hem maddi olarak rahatlayacak, hem de 'şampiyonlar liginin müdavimi olma' psikolojisini tekrardan yakalayacaktır. bu süre zarfında yurt dışında alınacak her derece kardır, ancak asıl yurt dışı başarı beklentisi o 5 senelik süreç sonunda hedeflenmelidir.

    kendisinin söyleminden de, galatasaray yönetiminin de bu paralelde olduğunu görmek, gelecek adına oldukça umut verici.
  • 154
    türkiye'nin bir numaralı futbol entellektüelidir tartışmasız. büyük galatasaraylıdır. galatasaray ve türk sporuna ait her türlü bilgiyi içmiştir bildiğin. keşke galatasaray tv'de futbol analiz ya da gayın-sin tarzındaki programları tekrar yapsa, bizde keyifle izlesek. burayı okuyan galatasaray tv yetkilileri varsa bu teklifi hemen götürsünler lütfen. böyle galatasaraylılardan öğrenilecek bir dünya şey var.
  • 156
    önemli bir futbol bilgisine ve birikimine sahip olduğunu düşündüğüm galatasaraylı kişi. gstv'de yayınlanan programı öldürücüydü izlemeye tahammül edememiştim. çünkü kendisi çok yavaş bir insan. konuşurken, anlatacağı şeyleri toparlarken belki de yanlış yapmamak adına çok fazla duraksıyordu. belki de ilk programı olduğu için bu konudaki tecrübe eksikliğine vermek gerekir bilemiyorum. ntv ya da habertürk'e konuk olarak katılmıştı bir programda orada da aynı şeyi gözlemledim. gayın-sin blogunu takip ederdim kendisinin şu aralar sanıyorum twitter'da yazıyor. analizleri genel olarak çok yerinde bana göre. kendisini takip ettiriyor. biraz da optimist bakıyor konulara. zaten genel anlamda belli ki çok sakin bir abimiz.

    gereksiz karakter analizi gibi oldu biraz ama demem o ki kendisinin hiçbir zaman duyumcu olma gibi bir iddiası olmamıştır. artık gördüğüm kadarıyla isim de paylaşmıyor zamanında ağzı yandığı için, bölgeler konusunda kulüpteki yetkililerden duyduklarını paylaşıyor zaman zaman. kendisinin kulüple ilişkilerinin iyi olduğunu ve çok fazla insan tanıdığını biliyorum. bir şeyler duyuyor olmasından doğal bir şey yok. bunu da içine atıp saklamak yerine kendisine ait platformlarda paylaşmak istemesi de aynı şekilde doğal. dolayısıyla "söyledikleri çıkmıyor" şeklinde eleştirmek yanlış olur zira adam "bilmem kim galatasaray'da göreceksiniz" demiyor. duyumcu damgası vurmak doğru değil yani.
  • 158
    başarısız duyumcu yaftası yapıştırılmaya çalışılan güzel abimiz. kendisi sadece bir kere mehmet aurelio adını telaffuz etmişti, onda da bir şakayı gerçek gibi anladığı için yazdığını söylemişti. başka da hiç "şu gelecek, bu gelecek" havalarına kapılmamıştı kendisi.

    melih şabanoğlu'nu hedef alan saçma sapan satırları okuyunca hamlet'ten bir bölümü hatırladım: "baban evde mi ophelia? ona söyle de evinden çıkmayıp, sadece orada yapsın soytarılıklarını. böylece ele güne karşı rezil olmazsınız."
  • 159
    gayin-sin'den beri hicbir yazisini kacirmadigim futbol tarihcisi bir yazar olmasinin yani sıra, konusunda belkide turkiye'nin bir numarasidir. uzmanliginin yaninda, son derece beyefendi ve nazik birisidir. kendisine "duyumcu" muamelesi yapip, bunun uzerinden elestirmek, en basitinden, "acik ve net olarak" söyluyorum saygisizliktir, terbiyesizliktir. dikkat et carpilirsin...
  • 162
    sorun kendisinde değil yeni nesil ergen sosyal medya gençliğindedir. herkese her şeye karşı bir hırs kin duygusu insanları duygu dünyasına hapsetmiş durumda. madonna diyorsun ya bırak o şarkıcı mı messi diyorsun o topçu mu!! yani çevresinde hemen herkes salak cahil bir sen akıllısın ama türkiye senin kıymetini bilmedi:)

    haklıdır haksızdır bilemem ama bir insanla aynı düşünmek zorunda değiliz. allahtan vahiy inmiyor ya herkesin dediğinde yanlışlıklar illa ki vardır olacaktır. iş, kişileri ne tabulaştırmak ne de aşağılamamak gerektiği. melih şabanoğlu'da aynı çarkın içindeki güzel insanlardan biri. bir çok kez onunla aynı fikirde olduğum gibi bir çok kezde farklı fikirlerde olduk. zaten insanı güzel yapan da bu değil midir? her an her olaya farklı açıdan bakabilme irdeleme yeteneği.

    elinde melih şabanoğlu gibi bir adam var, transfer konusunda ondan duyum almayı istemiyorsan dese de sallamazsın dediklerini. gs tarihi hakkında bir soru ya da düşüncen varsa paylaşırsın kesinlikle geri dönüşüm alırsın paylaşırsın karşılıklı fikir teatisinde bulunursun. ama bu kafa değişmezse bir şey olacağı da yok. çünkü beğenilen her insan için anında kötü şeylerde söylemek mümkündür. metin oktay diyorsun "yahu adam sabahtan akşama içiyormuş kardeşim!!" diyen adam var. bana ne yahu içmesinden? ben ali samiyen de ne yaptığına bakıyorum. "ajda pekkan hala kendine bakıyor helal olsun" diyorsun "yahu her yeri estetik kadının" diyor. ama o kadın sevgilisi 7de kalkıyorsa 6 da uyanıyor makyajsız çıkmıyor adamın karşısına. yani emek harcıyor. kadın spora gidiyor günde 2 saat mesela ki 65 yaşında. yaşıtları salı pazarına gidemiyor.

    sonuç olarak melih şabanoğlu güzel insandır. ondan ne beklediğinize bağlı. futbol konusunda her taktiği konuşabilirsiniz aynı görüşte olursunuz olmazsınız ama saatlerce tartışabilecek ve seviyenin hiç düşmediğini göreceksiniz.

    sizlere naçizane tavsiyem insanlara doğru açıdan bakın, bitirin içinizdeki nefreti. anlıyorum, sizin değerinizi bilemedi bu ülke ama onun da zamanı gelecek belki de. böyle isyan ile nefret ile çözemezsiniz o nefreti
  • 165
    uzmanlık alanı galatasaray tarihidir. sikko bi takımın sikko bi oyuncusunu tanımasına gerek yok. transfer duyumu diye de kapısında yatmayın. hatta söylediğine de yalan sallıyor deyin. yeter ki adamı millete yanlış tanıtmayın.

    transfer duyumuymuş, bilmem neymiş çok işi olmaz zaten. ha yine de kendisi samimi, dürüst bi adam olduğu için bazen söylüyor. yanlış da çıkabilir, doğru da. çok da önemli değil benim açımdan. ama böyle güzel, bilgili galatasaraylı abilerimizi kendi içimizde topa tutarsak o galatasaray kendi içinde işte o çatışmaları yaşar.
  • 166
    kendisini ne tanırım ne ederim, sözlükte de yazılarını falan takip etmişliğim yoktur diye bir bilgilendirme verme ihtiyacı hissettim öncelikle...

    sky türk tv de 22 mayıs 2012 de yayınlanan "şimdiki zaman" programına konuk olmuş ve bir araştırmacı ve tarihçi olarak 3 temmuz olaylarına ışık tutmaya çalışmış bugün izlediğim kadarıyla. keşke daha önceden haberim olsaydı da zamanında canlı canlı izleyebilseydim kendisini ve daha o günden yazsaydım şu yazacaklarımı, ama geç olsun güç olmasın...

    katıldığı söyleşide özellikle dikkatimi çekti ki kendisi bir beyefendi, hani şu zamanında hep beraber sportif başarısızlıklar yüzünden tef e koyup eleştirdiğimiz merhum özhan canaydın gibi bir beyefendi... konuştukları, üslubu, tavırları ve anladığım kadarıyla türkiye kulüpler tarihi konusundaki bilgisiyle duayen olarak adlandırabileceğimiz birisiymiş kendisi... ancak altını çizmekte fayda görüyorum, bir galatasaray beyefendisi değil, gerçek anlamıyla bir beyefendi... galatasaray beyefendisi kavramı alp yalman ile kapanalı yıllar oldu çünkü...

    söyleşideki fenerbahçeli counterpart ı mustafa hoş karşısında çok düzgün yerlerden ve konulardan giriş yapmış ancak sn. mustafa hoş un klasik fenerbahçeli hezeyanlarına girmesi ve "ne kadar çok bağırırsam, sesimi yükseltirsem, gerekli gereksiz / alakalı alakasız ne kadar çok yerden kaynak gösteriyormuşum gibi yaparsam o kadar çok doğru olurum" gibi bir tavır sergilemesini yüzünde küçücük bir tebessümle karşılaması ve daha programın başında söylediği "fenerbahçeli üst kimliğini" (ki mustafa hoş bunun olmadığını idda ediyordu program başlarken) belki bilerek belki bilmeyerek de olsa kanlı canlı bir şekilde örneklenmesini sağlayarak gönlümde taht kurmuştur.

    bahsetmeye çalıştığı ve mustafa hoş tarafından ağız kalabalığı ederek açıklanmasına bir türlü izin vermediği konulardaki düşüncelerini keşke yazıya ve hatta belki sözlüğe dökse de hep beraber az biraz spor tarihinden bir şeyler öğrensek diye hayıflanıyorum sabahtan beri. neden mi hayıflanıyorum? çünkü ben bu kadar bilgi/kültür sahibi olsam bu konuda ve hatta bu platformda yazar olsam ve beni de ftw1905 ler, mehmet baransular, şeref aydınlar ve duyumcu diye adlandırdığımız daha onlacasıyla bir tutsalar değil bir şeyler yazmak/paylaşmak bir daha yüzüne bakmam bu platformun...

    bu demek değildir ki duyumcu diye adlandırdıklarımızı hor görüyorum, onlar da kendilerince yaptıkları araştırmaları paylaşan insanlar ancak melih şabanoğlu farklı konuların araştırmacısı bu ayrımı iyi yapmak gerekiyor. zaman zaman bizlerin ve sizlerin samimiyetine güvenerek kulüp içerisinden ya da transfer ile ilgili kendince yorum ve edindiği bilgileri aktarması onun duyumcu olarak adlandırılması ve "isim yapmaya çalışıyor yeaaaaaa xd" gibi eleştirilere maruz bırakılması yaptığı veya yapacağı ve hatta bizlerle bu platformda paylaşabileceği esas dalı olan spor tarihçiliği ve galatasaray tarihi konularındaki çalışmalarını/yazılarını ciddi anlamda küçük düşürmektir bence...

    son olarak gene geç olacak ancak; üst kimliğini "insanlık" olarak belirlemiş bir kardeşi olarak...inşallah spor ve galatasaray tarihi temalı bol bol entrysi ile bizleri hem bilgisinden hem çıkarımlarından faydalandıracak sözlük yazarıdır, hoş geldin sefalar getirdin.

    not: eklemeden edemeyeceğim söyleşi sırasında mustafa hoş un "siz kendinizi isveçte, isviçrede, italyada mı sanıyorsunuz... türkiyede bu böyle olmaz, yargısız infaz bu... bla bla bla" gibi bir hezeyana girişini ağzım kulaklarımda izledim... adam sözde araştırmacı gazeteci ve alt metin olarak diyor ki aslında "fenerbahçe çok büyüktür ve güçlüdür, türkiye de de gücü yeten yetene dir... kanunlar güçlülere işlemez". bu hezeyanın üzerine melih şabanoğlu "sporun evrensel kuralları içerisinde herkes eşittir ve kanunlar yerine yurduna bakmadan futbol sporunun dünya üzerindeki patronları olan uefa ve fifa tarafından uygulattırılır ya da uygulanır" temalı bir cümle kurduğunda mustafa hoş un yüzünün aldığı ifade (şaşkınlık, korku, panik, morarma ve kızarma... hepsi bir arada) paha biçilemezdir. ardına geçen şu diyalog ile de yerlere yuvarlanıncaya kadar kahkaha atmamı sağlamıştır;

    mustafa hoş: siz türkiyede mi yaşıyorsunuz? yoksa yurt dışında mı? italya da isviçre de mi? "gerçekten sizin gibi olmayı çok isterdim, nasıl huzurlu bir hayatınız vardır"*
    melih şabanoğlu: huzurluyum evet *
    mustafa hoş : e...ev...evet * * * *, bir norveç olursak bir isveç olursak çok güzel ve huzurlu bir hayatımız olur...vs vs

    *şu satırları yazarken bile hala gülüyorum şu konuşmalara ve takındığı tavıra *, melih bey huzurlu olayacak ta sen mi olacaktın fenerbahçeli... insan olmadan önce fenerbahçeliyim ben diyen, aziz yıldırım spor lu sen mi huzurlu olacaktın fenerbahçeli? kendisinin başlığının altına böyle bir şey yazacağım için kedisinden özür diliyorum ancak yazmadan edemeyeceğim;
    günahkarlar asla huzuru bulamayacaktır ne bu hayatta ne de varsa ölümden sonraki hayatta
    bonus bkz; (bkz: günahların takımı fenerbahçe)
  • 167
    yine ağzına sağlık dedirtecek güzellikte analizler yapmıştır..

    0. yeni sezon - önce bir gerçeği yazalım. galatasaray türkiye'de en iyi iskelete sahip takım. bunu da play-off öncesinde herkese gösterdi.

    1. hem de rotasyon sıkıntısı yaşamasına karşın. (mesela elmander'in alternatifi hiç yoktu.) hem de kanatlarının eksiğine rağmen.

    2. bugün itibariyle o iskeletten sadece melo eksik. artısı o iskelet umut bulut'la takviye edildi. galatasaray için en büyük sorun kanatlar.

    3. burası için düşünce belli. sol kanat için assaidi. sağ kanat için de (ve duruma göre melo'nun alternatifi olarak) hamit.

    4. assaidi bilindiği kadarıyla bitti. avusturya kampına katılacağı söyleniyor. üstüne culio da takımda olacak büyük ihtimalle.

    5. sağ kanat için ise hamit askıda. (galatasaray'ın teklifini kabul etmesi bekleniyor.) askıda olan bir diğer futbolcu da melo.

    6. burada bir nefes olarak şunu söyleyeyim. her iki futbolcuda da belirlenen bütçenin üstüne çıkılmasını istemeyen kişi fatih terim.

    7. bence bunda da haklı. melo hiçbir avrupa takımından teklif almayacak birisi. istediği parayı bir brezilya takımı verir mi bilinmez.

    8. hoca bir şekilde melo'nun galatasaray'ın teklifini kabul edeceğini düşünüyor. kabul etmezse de teklif yükseltilmeyecek.

    9. benzer şey hamit için de geçerli. isteği (4 mio + maç başı) çok yüksek. bunu kim verir bilinmez ama galatasaray değil.

    10. son olarak da santrfor. burada galatasaray'ın (hoca'nın demek daha doğru) istediği tek isim burak yılmaz. burak da galatasaray'ı istiyor

    11. galatasaray'ın transfer gündemi ve çerçevesi böyle. yani gündemde assaidi dışında sadece üç transfer var.

    12. diğer taraftan taraftarın beklentisi de yüksek. burada tek çözüm terim'in çıkıp bir açıklama yapması ve yeni galatasaray'ı anlatması.
  • 169
    kendisinin yildiz transfer ve/veya 2012-2013 ilk transfer sozunu hakkinda twitterdan yaptigi bir kac guzide yorum uzerinden elestirilmesi haksizlik olan saygiyi fazlasiyla hakeden kisi. elestirmeden once soyle bir google dan aratip birkac yazisini okuyup degerlendirmek gerekir. kendisi tarihin ta kendisidir. galatasaray`in ozudur. bircok seyi ve konuyu dogru veya degil kendince yorumlayip yazma hakki benim diyen bircok galatasaraylinin onunde en tabi hakkidir.
  • 170
    kendisinin twitter'daki yazılarından rahatsız olanların neden hala takip ettiklerini anlayamadığım galatasaraylı tarihçimiz.

    rahatsızsan etmezsin takip böylelikle futboldan soğumazsın bu kadar basit. adnan polat dönemindeki yıldız yağmurundan sonra takımın düştüğü hali gören galatasaraylılar yıldızdan önce faydalı olacak ve eksiklerimizi kapatacak oyuncuları istemelidir. bu abimiz de öyle. kendisini büyük bir zevkle takip ediyorum. o yazsın biz okuyalım.
  • 171
    transfer obezliği konusunda haklı olan kişidir.

    burada bile "ne transfer edildi 2 yılda da bla bla bla" diye konuşanlar olabiliyor. arkadaş huuuu!! 2 sene önceki takımdan sadece hakan balta var ilk 11'de. daha ne transferi istiyorsun? geçen sene takımın tamamı değişti. bu sene yamalar kapatılacak. geçen yıl 15 transfer olmuş bu sene olacak 6-7 transfer adam hala transfer yapmıyor diye kulübe neden yürüyüş yapmıyoruz moduna gelmiş bir de bunu transfer obezliği ile açıklayan melih şabanoğlu'na kızıyor. o kadar obez olmuşsunki iki senede yapılan 15 transferden haberin yok. dur sayayım ben hatırladıklarımı.

    muslera - eboue - ujfalusi - ceyhun - engin - selçuk - melo - yiğit - elmander - okan - riera - necati - umut - dany - sercan ki bunun yanında semih ve emre çolak da o statüde. eee 2 senede ne transferi yapılmamış? ki assaidi-melo ve burak yılmaz da yolda. bununla ikna olmuyorsun obez denilince de melih şabanoğlu'na çemkiriyorsun. hııı
  • 172
    yönetimle beraber "şu gelecek, bu da gelecek, öbürü zaten cepte" diye diye beklentiye soktuğu taraftara "transfer obezi" diyen sevip saydığım galatasaraylı. kusura bakmasın da, siz ve yönetim ateşlemedi mi bu taraftarı, duyum verip gazlarken iyiydi bu taraftar da, şimdi mi çilek obezi oldu? tutturan siz değil miydiniz çilek de çilek diye?

    camiadaki ileri gelenler tarihler vermeseydi taraftar zaten temmuzun 2. haftasına kadar umut,danny gibi adamlarla idare ederdi zaten, uyuşturucuyu veren kendileri, sonra "uyuşturucu bağımlısı bunlar tü kaka" diyen yine kendileri.
  • 173
    zevkle takip edilmesi gereken, tam bir galatasaray beyefendisi.

    transfer obezi konusunda da sonuna kadar haklıdır. arkadaş az sabır. bu taraftar bir gece uçaktan inen 3 rumen gördü, ali lukunku'ya şahit oldu, mustafa sarp barış özbek'le 4-3-3 oynamaya çalışan takıma şahit oldu...

    melo konusunda taraftar sabırsızlıkla imzalar atılsın istiyor. melo'nun menejeride olayın farkında olduğundan diretiyor, galatasarayın verdiği parayı, kimse vermez, er yada geç imzalanacak, biraz daha sabır. bir de şu unutulmamalı takımın başında fatih terim olduğu sürece transfer obezliğine gerek yok, hoca işini herkesten iyi bilir, gereken neyse de onu yapmak yönetimin boynunun borcudur.
  • 175
    tüketim toplumu insanlarını eleştiren galatasaraylı. çok da doğru yapıyor. "çilek" alınsa sol beke yıldız isterler, sol bek alınsa orta sahaya, orta sahaya alınsa oraya, buraya... ben transfer talebinin bittiğini görmedim zaten hiçbir zaman. tamam, olayın önemli bir boyutu transfer, ama bütünüyle onunla yaşamak da saçmalığın dik âlâsı. şu transfer dönemi bitse de milletin de gazı alınsa artık.

    zaten adamın eleştirdiği şey transfer talebi değil. bu talebin sürekliliği. taraftarın günlük yaşaması, projeleri önemsememesi, yapılan işlerin değerini bilmemesi, her şeyin ölçüsü olarak transfer görmesi ve merkeze transferi koyması. ki bu konularda da sonuna kadar haklı. taraftarın biraz sabırlı olup yönetime, terim'e güvenmesi gerek. bu telaş, bu korku niçin anlamıyorum. takımımızın uefa'dan korkusu yok, başkanımız hüküm giymedi, avrupa'dan men edilmedik. başımızda terim var. bütün koşullar bizim lehimizdeyken taraftar panik havası yaratıyor ve bu da kulübe zarar veriyor. bunu göremiyorsun, sonra da "transfer de transfer:(" diye ağlıyorsun. "fenerbahçe'nin kadrosu süper oldu abi ya:(" diyorsun.

    bu da günlük yaşamanın getirdiği bir şey. şu an fenerbahçe'nin kadrosu acayip dengesiz mesela. defanstan top çıkaracak adam yok. yobo kalibresinde bir stoper alsalar, yine kötü bir dörtlüleri olacak. orta sahalarında iki yönlü oyuncuları yok. hücum hattı olduğu gibi yabancı. yerli adam yok. kimi nasıl kesecek, merak ediyorum. bunların hiçbirini göz önünde bulundurma, yapılan transfer sayısına bakıp "süper kadro :(" de. bence bizim milletin kafası plana, projeye çalışmıyor ve sansasyondan başka bir şey bilmiyor. bunu en basitinden gazetelere bakarak da görebilirsiniz. amk. diye bir gazete var. hürriyet, milliyet, posta, sabah... çok satan gazetelerin hepsi fotoğraf ve sansasyon dolu. doğru düzgün haber yok, analiz yok. çünkü bizim memlekete ağır geliyor analizler. siyasi analizler, sportif analizler. ağır geliyor. onlara tatlı lazım. bal çalınan parmak lazım. bir de avrupa gazetelerine bakın. the sun'dan falan bahsetmiyorum, bir de avrupa gazetelerine bakın. düşünüş tarzı olarak farkı görürsünüz.

    melih şabanoğlu'nun eleştirilerinin hepsi çok yerinde. taraftar transfer aşığı. ben bunlara demirören taraftarı diyorum.

    edit: transfer obezi lafını ben çok kullanırdım. melih abi de kullanmış, doğru da yapmış bence.
App Store'dan indirin Google Play'den alın