• 1826
    ortamda bir bok bilmeden kendini yukarda gören arkadaş varya, işte bu o arkadaş. çok konuşur ki bir şey bilmediği anlaşılmasın. konuşma tarzı kavga eder gibidir. ama içindeki sinsi planı gören çok az kişi vardır. tarafsız olma olayını bile bilerek yapar ki gerçek fikirlerini öne sürdüğünde, herkese aynı mesafede adam densin. benim gözümde rambo okan’dan hiç bir farkı yok. ya galatasaray lisesinde buna çok devrecilik yaptılar, ya da fenerbahçeli diye çok dövdüler. adamın bilinç altında intikam yatıyor sadece.
  • 1828
    bir ara basın toplantısında fatih terim'e kimsenin soramadığı soruları sordum diye övünüyordu, öyle bir adam. her şeyi bilir bu arada, mehmet ayan'ın yan şubesidir kendisi. fatih terim düşmanı olmaktan da gurur duyuyora benziyor, devamlı gömüyor. fatih hoca bu arkadaşa bir şeyler yaptı galiba ayrı bir nefreti var kendisine karşı.
  • 1830
    yıllardır ana akım medyanın üst yerlerinde iş bulabilmek için kendini tarafsız olarak millete yutturmuş gazeteci eskisi. dijitale geçer geçmez içindeki rıdvan dilmen'i,rambo okan'ı ortaya çıkarmıştır. bugün fenerbahçe trollerinin parayla yaptığı işi gönüllü olarak bir dijital platformda yapıyor. mhk,disiplin kurulu tff başkanlığı gibi mevkilere yerleştirilen fenerbahçeli kişilerden hiç rahatsız olmayan mehmet bey beınsportsta ekmek parasını kazanmaya çalışan bir galatasaraylıdan rahatsız olup hakkında algı yapabiliyor dahası taklidini saygısızca yapıp ağzını yamultabiliyor. hepinize geçmiş olsun bu psikoloji düzelmez, en akıllınız ile rambo okan arasında ince bir çizgi bile yoktur.
  • 1831
    -tff başkanı fenerbahçeli
    -mhk başkanı rıdvan'ın kankası
    -cumhurbaşkanı fenerbahçeli.
    -medya koç holding'in kölesi
    -pfdk üyelerinin yarısı fenerbahçe kongre üyesi
    -maç planlama müdür besim yalçın beşiktaşlı

    bu yukarıda saydığım isimler varken yayıncı kuruluşta çalışan 1 adet galatasaraylı zoruna gitmiş olan gazeteci eskisi. çok merak ediyorum bu yukarıda saydıklarım galatasaraylı olsaydı fbjk'liler ne tür bir kıyamet koparırdı ?
  • 1834
    medyadaki en büyük terim düşmanıdır. bunu da bağıra çağıra yapmaz. daha derinden, ufak dokunuşlarla yapar(dı). artık buna da ihtiyaç duymuyor. hem dijitale geçmesi hem de terim'in son 1 yılda kısmen başarısız olması, demirkol'u epey cesaretlendirdi.

    elbette fatih hocanın eleştirilebilecek pek çok yanı var ama demirkol'un yaklaşımları hiçbir zaman rasyonel olmadı. hande sümertaş'a kustuğu nefret de bence terim'le alakalı. bundan yüzde yüz eminim.
  • 1836
    senelerdir ona buna yaranmasına rağmen hedeflediği yerleri değil görmek yanına bile yaklaşamayan ve bu sebeple ağır aşağılık kompleksine sahip olan yorumcu.

    ayrıca fatih terim'in, gençlik yıllarında ağır yaralar bırakmasından ötürü aynı türevleri gibi kendisinin de fatih terim ve galatasaray kompleksi çok meşhurdur.

    beter olmasını dilerim...
  • 1838
    yıllardır sinsi diyorum insanlar kızıyor. zannediyorlar ki onun tarafsızlığını göremeyecek kadar fanatiğim.

    bu adam ortamın kokusunu alır, taraftarların nabzını iyi tutar ve zamanlamasını iyi yapar. tarafsız imajını oluşturacak yerleri ve olayları hiç kaçırmaz. zaten galatasaray lisesi'nde okuyabilecek kadar zeki birisi.

    yalnız sinsi olduğunu konu galatasaray-fenerbahçe rekabeti oluşunca anlarsınız en iyi.

    galatasaray kötüyse veya fenerbahçe ile fark açıksa o sezon en çok över veya destekler ki tarafsız olsun.

    ama 20-21 sezonu gibi olunca çıkar içindeki sinsi.

    prim yaptırmayın şu adama.
  • 1840
    sokrates youtube kanalına gittiğinde, onur erdem yönetimini çok eleştirdim. hem ekşi'de hem de youtube kanalının altında.

    ancak sevgili galatasaray taraftarları; objektif, futbol uleması efendime söyleyeyim, galatasaray lisesi mezunu vs. deyip poh pohladılar sayın demirkol'u. oysa demirkol; ahmet ercanlar'ın sakin ve yavaş konuşanı. iki kelimesinin arasına "öööö neydi o" ekleyen bir yorumcudur. modern futboldan uzaktır. yereldir.

    daha ilk programlarında hande sümertaş'ın bein'de maçlar ilgisi yoktur demesine rağmen bugün çıkmış, algıya alkış tutuyor.

    hande hanımı tanımam. galatasaraylı olması da beni ilgilendirmez. şayet söylendiği gibi müsabaka yayınlarına müdahale ediyorsa, o ve ekibi derhal işinden kovulmalı. ancak böyle bir şey de yoksa ve algı ise; bu ekmek ile oynamaya girer ve çok ağır ithamları da hâk eder.
  • 1844
    söylediği hiçbir şeyde hatalı olduğunu kabul etmediği gibi, hande sümertaş'ı kan isteyen fener taraftarlarının önüne atmasını da kendisinin hatası değil, bizim yanlış anlamamız olarak sümen altı edecektir.

    fener taraftarlarıyla aramızdaki fark, mehmet demirkol gibi fanatik olduğunu artık saklama ihtiyacı duymayan adamların aleyhine lobi oluşturamamamız maalesef. adamlar bein'deki sıradan bir eleman olan hande sümertaş'a bile takmış kafayı. biz daha rıdvan dilmen'i, nihat özdemir'i, mhk'daki, tahkim'deki fenerlileri pasifize edemiyoruz. bunda yaşadığımız yönetim boşluğunun yanında taraftar olarak fazla elit davranmamızın da payı var. ama türkiye'de işler öyle yürümüyor. türkiye'de haklı olanın değil, sesi en çok çıkanın borusu öter. o yüzden mehmet demirkol ya da serdar ali çelikler gibi tarafsız görünümlü galatasaray düşmanlarının her hafta galatasaray aleyhine propaganda yapmasını engellemek, buna hak ettiği tepkiyi vermek lazım.

    socrates içinse söylenecek pek bir şey yok. mehmet demirkol'u işe aldıklarında şunları yazmıştım sözlüğe:

    --- alıntı ---

    ortalama bir galatasaraylı olarak mehmet demirkol hakkındaki fikirlerim çoğunlukla olumsuz yönde seyrediyor. çok zeki ve türk futbolunu iyi yorumlayan bir adam olduğunu, fakat bu zekasını kurnazca fenerbahçe'yi kayırma amaçlı kullandığını, tarafsızlığını bu ölçüde yitirdiğini düşünüyorum. socrates dergi ekibi ise çoğunluğu galatasaraylı olan, fakat hemen her koşulda tarafsız kalabildikleri için herhangi bir taraftar grubu tarafından eleştirilmeyen bir ekip. mehmet demirkol, socrates ekibinin bu profiline gölge düşürür mü? bence youtube yorumları sekmesinde göreceğiz ki düşürecek.

    öte yandan türkiye standartlarının çok üzerinde "spor" programları yapan ve buna rağmen youtube'da aptal bir youtuber'ın 5'te biri kadar bile takipçi edinemeyen socrates'in bu hamlesini anlıyorum. zira medyatik isimler daha çok seyirci çekiyor. medyatik isimler arasında da mehmet demirkol, itiraf etmek gerekir ki, belirli bir kaliteye sahip ender yorumculardan.

    hem onlar için hem mehmet demirkol için hayırlı olsun. umarım demirkol, gittiği platformun duruşuna uygun hareket eder.

    --- alıntı ---

    yani benim için malumun ilamı oldu yaşananlar.
  • 1846
    socrates dergi'nin yüzü olduğundan beri bir vorteksin içerisinde kaybolmaya* başlayan, gün geçtikçe gitgide dibe batan futbol laklakçısı.

    --- alıntı ---

    hande sümertaş'ın görevi yayın ve tekrarlarla ilgili değil. ama galatasaray'da çalışırken kupalarla futbolcuların önünde pozlar verirsen, o anda çalıştığım camiama kendimi beğendireceğim diye sınırları aşarsan, daha sonra problem yaşayacağın kesindir."

    --- alıntı ---

    dillendirdiği şeyin zerre kadar değeri olmadığı malum da, işin esas problemli kısmı bu söylemiyle bir medya çalışanına yönelik mobbing ve taciz ortamının oluşmasına zemin hazırlamış olması. kendisinin bunu bile isteye yaptığını zannetmiyorum fakat yaptı mı, yaptı. demirkol, türk futbol medyasında fikirlerine değer verilen bir figür, haliyle atıyorum alp pehlivan'ın, etkin(y + 1)'in söyledikleri 1 etkili ise demirkol'un dillendirdikleri 10 etkili. zaten karşılık da bulmuş seslendirdiği saçmalık, dün akşamdan beri süper bir anti-sümertaş akımı var sosyal medyada, ultra haksız temellendirmelerle de olsa.

    demirkol'un ilk socrates falsosu esasında şu yayındaydı:

    https://youtu.be/u5IGQsaTR8Q

    alt taraftaki yorum kısmı "aslansın, kaplansın mehmet abi" övgüleriyle dolu lakin bein sports - türkiye futbol federasyonu mevzunda demirkol'un açıkça ve bilinçli biçimde tek taraflılığı hatta direkt taraflılığı söz konusu. kısaca krizde bein'in komple haklı olduğunu ifade etmiş idi demirkol bu yayında. bein'in haklılık payı var mı, var tabii ki, özellikle kaçak yayınlar konusunda; ancak kendisi hiçbir şekilde bein'in süreci tekelleştirip insanlara dayattığı yüksek fiyatlı az seçenekli yayın politikasından; premier league'in başlamasına saatler kalan platformun bein bünyesinden ayrılmasından ve bein'in insanlara satarken taahhüt ettiği paket içeriği konusunda hiçbir şekilde müşterilerine yönelik yapıcı bir politika uygulamamasından; bein'in ilk imza atılan sözleşmeyle olabilecekleri tahmin etmesi gerektiğinden (dolar ve euro kurlarının uçacağını 7 yaşındaki ilkokul bebesi bile bilirdi ki kur da sabitlenmişti), her şeyden önce yazılı bir söz verdiğinden zerre ama zerre bahsetmedi. demirkol zeki bir adam, bilmiyor muydu bunları? elbette biliyordu; ama dedim ya, bilinçli subjektiflik (farkında olmadan yapılanı da olduğu için bilinçli vurgusunu yapıyorum) tam olarak böyle bir şey.

    bana kalırsa demirkol çok dolu bir spor medyası çalışanı. birçok konuda diğer meslektaşlarının görmediği ya da görmek istemediği şeyleri görebilen, bunları ifade edebilen biri; ancak ne zaman youtube ilahı oldu, o günden beri doğrudan bir yokuş aşağı gidiş söz konusu. dikkat etsin de yer çekimine meydan okuyarak bir süre havada yürüdüğünü sanan ama akabinde o uçurumlardan düşmelerden hiçbir şekilde kaçamayan coyote gibi olmasın, çakılır...

    https://youtu.be/esR_uxKC27o
  • 1847
    birisi söylemişti, hatırlamıyorum, tek başına program yapmaya devam etmesi gerek diye, çok doğru bir tespit. sokrates'e yakışmadı, yakışmayacak da ne üslup, ne karakter olarak oradaki insanlara uymuyor. izleyen/dinleyen anlayacaktır neyi kastettiğimi. bir kere çok net kompleksli, bunu eleştiri olarak söylemiyorum, tespit. insanların birbirine takıldığı bir ortamda sırıtıyor.
  • 1848
    socrates youtube'a geçmesi ile birlikte son zamanlarda youtube'da farklı içeriklerde denk geldiğim ve aslında ne kadar büyük bir spor cahili olduğunu gördüğüm zat.

    socrates youtube'daki gelmiş geçmiş en iyi takım konulu münazara programında ve karakullukçu'nun kanalındaki efsane spor figürlerinin anlatılmaya çalışıldığı tabu formatında resmen kendisinin adına utandım. ilgili programlar her ne kadar geyik amaçlı olsa da kişinin spor bilgisinin görülebileceği programlar. emre özcan karşısında bilgisizliğiyle ezilmiş, hadi emre özcan neyse de erman yaşar ve karakullukçu bile kendisinden çok daha fazla spor bilgisine sahip.

    spor gazeteciliğiyle uğraşan, bu işten ekmek yiyen ve bu konuda(maalesef) bu kadar ün kazanmış bir insan nasıl dimitris diamantidis'i ve birçok efsane spor figürünü tanımaz kardeşim ? zaten kaan kural da kendisinin bilgi eksikliğinin farkında ki bunu bilemez deyip anlatmaya tenezzül etmiyor*.

    sadece futbol hakkında bilgi sahibi olup(ki o da bana kalırsa kahvehane seviyesinde ve yetersiz), kendisini spor gazetecisi olarak gören, bu bilgisizliğinden dolayı marjinal yorumlarıyla var olma yolunu seçmiş, objektif gözükmeye çalışan bir gizli fanatik. en az ahmet ercanlar derecesinde fanatik fenerbahçe'li olduğunu düşünüyorum.
  • 1849
    gelişmelere farkli açıdan bakma çabası başlarda dikkat çekiciydi. spor basınının sıradanlaştığı bir ortamda kendisi gerçekten fark yaratıyordu.

    öte yandan özellikle sosyal medya sayesinde çok sesliliğin de yardımı ile, farkli bakış açılarına ulaşım kolaylaştı. medya çeşitlendi. bunun sonucunda da mehmet demirkol göreceli olarak sıradanlaştı.

    yine bazi konularda fikir üretebiliyordu ama eskisi kadar sık değil. sanki biraz da bunun etkisi ile son zamanlarda bir arayışa girdi. dijital bir kanalda yayın yapmaya başlaması da sanki bunun bir sonucu.

    maalesef bu arayış kendisini daha iyiye götürmedi ve ürettiği argümanlarin çoğu, en kibar tabirle garipleşmeye başladı. daha kötüsü de tutarsızlaştı. benzer bir konu için bir futbolcuyu överken, diğerini yerebildi. bunun sonucunda da birçoğumuz tarafından objektifliği sorgulanır oldu. gerçekten galatasaray düşmanı mı bunu tespit etmek zor. ama fatih terim garezi su götürmeyen bir gerçek. fransa ligi yorumlarken bile konuyu bir şekilde fatih hocaya bağlamayi başarıyor.

    buradaki temel sıkıntı da socrates dergi'nin formatı. karşısında, kendisinin özellikle son zamanlarda yaptığı anlamsiz tespitleri sorgulayan,eleştiren kişiler olmadığı için de bir noktadan sonra mehmet demirkol'u izlemek anlamsızlaşıyor. evet demirkol socrates dergidekilerin abisi sayılabilir ama kendisine eleştirel yaklaşmamaları, önce izleyicilere sonra da kendisine saygısızlık.
  • 1850
    ben kendisiyle kişisel olarak tanisma ve bir gece beraber koridor bar'da saatlerce bira içip sohbet etme şansina sahip oldum. masamizda ırmak kanzuk, güzel kızlar ve cenk durmazel de vardi. bira ve goygoy ortaminda zeki, donanimli ve eğitimli olduğu aninda anlaşılıyor. kendisi komik ve hazir cevap tarziyla da son derece eğlenceli bir insandi o aksam. ama özellikle youtube yüzü olmaya başlamasiyla beraber amatörlükler yapmaya basladi. ciddi bir menajer ve marka yönetim ihtiyacinda oldugunu düşünüyorum. radyo ve tv'deyken o kanalin marka yönetimi içerisinde yol çizersiniz ama kendinden amatör olan youtube formatinda biraz ipin ucu kaçmış durumda. bir menajerle demirkol markasini toparlamazsa gercekten bunca yillik emeğine yazik edecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın