socrates dergi'nin yüzü olduğundan beri bir vorteksin içerisinde kaybolmaya
* başlayan, gün geçtikçe gitgide dibe batan futbol laklakçısı.
---
alıntı ---
hande sümertaş'ın görevi yayın ve tekrarlarla ilgili değil. ama galatasaray'da çalışırken kupalarla futbolcuların önünde pozlar verirsen, o anda çalıştığım camiama kendimi beğendireceğim diye sınırları aşarsan, daha sonra problem yaşayacağın kesindir."
---
alıntı ---
dillendirdiği şeyin zerre kadar değeri olmadığı malum da, işin esas problemli kısmı bu söylemiyle bir medya çalışanına yönelik mobbing ve taciz ortamının oluşmasına zemin hazırlamış olması. kendisinin bunu bile isteye yaptığını zannetmiyorum fakat yaptı mı, yaptı. demirkol,
türk futbol medyasında fikirlerine değer verilen bir figür, haliyle atıyorum alp pehlivan'ın, etkin(y + 1)'in söyledikleri 1 etkili ise demirkol'un dillendirdikleri 10 etkili. zaten karşılık da bulmuş seslendirdiği saçmalık, dün akşamdan beri süper bir anti-sümertaş akımı var sosyal medyada, ultra haksız temellendirmelerle de olsa.
demirkol'un ilk socrates falsosu esasında şu yayındaydı:
https://youtu.be/u5IGQsaTR8Q alt taraftaki yorum kısmı "aslansın, kaplansın mehmet abi" övgüleriyle dolu lakin
bein sports -
türkiye futbol federasyonu mevzunda demirkol'un açıkça ve bilinçli biçimde tek taraflılığı hatta direkt taraflılığı söz konusu. kısaca krizde bein'in komple haklı olduğunu ifade etmiş idi demirkol bu yayında. bein'in haklılık payı var mı, var tabii ki, özellikle kaçak yayınlar konusunda; ancak kendisi hiçbir şekilde bein'in süreci tekelleştirip insanlara dayattığı yüksek fiyatlı az seçenekli yayın politikasından; premier league'in başlamasına saatler kalan platformun bein bünyesinden ayrılmasından ve bein'in insanlara satarken taahhüt ettiği paket içeriği konusunda hiçbir şekilde müşterilerine yönelik yapıcı bir politika uygulamamasından; bein'in ilk imza atılan sözleşmeyle olabilecekleri tahmin etmesi gerektiğinden (dolar ve euro kurlarının uçacağını 7 yaşındaki ilkokul bebesi bile bilirdi ki kur da sabitlenmişti), her şeyden önce yazılı bir söz verdiğinden zerre ama zerre bahsetmedi. demirkol zeki bir adam, bilmiyor muydu bunları? elbette biliyordu; ama dedim ya, bilinçli subjektiflik (farkında olmadan yapılanı da olduğu için bilinçli vurgusunu yapıyorum) tam olarak böyle bir şey.
bana kalırsa demirkol çok dolu bir spor medyası çalışanı. birçok konuda diğer meslektaşlarının görmediği ya da görmek istemediği şeyleri görebilen, bunları ifade edebilen biri; ancak ne zaman youtube ilahı oldu, o günden beri doğrudan bir yokuş aşağı gidiş söz konusu. dikkat etsin de yer çekimine meydan okuyarak bir süre havada yürüdüğünü sanan ama akabinde o uçurumlardan düşmelerden hiçbir şekilde kaçamayan coyote gibi olmasın, çakılır...
https://youtu.be/esR_uxKC27o