• 653
    hasta insanları bir bir ortaya çıkarıyor. deli misiniz nesiniz, biri diyor kamuyo oluşturmaya çalışıyor, öbürü diyor uyuyamaz. herif siyasi parti lideri sanki, ya da ne bileyim tarikat falan kurmuş mürid topluyor.

    bir insan sizden başka düşünsün, olmaz mı? yanlış bilsin, olmaz mı? izin veriyor musunuz? serbest mi başka bir şey düşünmek?
    hayır bir de "farkı iyice açıcaz diye korkmuş galiba" falan yazmışlar. burak yılmaz'ı ben dahil burada herkes tartışırken, bu adam savunuyordu. köstek olmak isteyen oradan başlardı rahat olun.
  • 655
    cristian baroni için söyledikleri çok doğru. bir bakıyosun adam otuz metreden frikiği arka direğin çatalına takıyor, bir bakıyorsun mustafa sarp gibi oynuyor. bu konuda niçin eleştiriliyor, anlamadım. cümlenin tamamı su: "adamın içinden bir bakıyosun zidane çıkıyor, bir bakıyorsun mahalle maçında oynatmazsın. sürpriz yumurta gibi. reklamında bile oynar."
  • 657
    ali eceyle birlikte program yapsa da dinlesek dedirtendir. kesinlikle ozgur dusuncelerini soyluyor ve sinsi oldugunu dusunmuyorum.

    adam aynen soyle dedi, "galatasaray bu kadrosuyla schalkeyi yenecek guctedir sonrası icin de transfere gerek yok cunku ondan sonrası zar atmak gibi bişeye benziyor."

    ben de bu cumleye aynen katılıyorum, ceyrek finalde karşına barcelona cıkınca istersen sampiyonlar ligi icin 5 tane deli transfer yapmıs ol bişey değişmiycek, oysaki malaga gelse suanki kadromuzun yetecegini, en azından basabas mucadele edecegini düşünecegiz.

    haa tabiiki devre arasında transfer yapıp kadromuzu geliştirmemiz gerektigini dusunuyorum ama adamın anlatmak istediği 2. turdan sonra cektigin kuranın, transfer yapmaktan daha onemli bir faktor olduguydu.
  • 660
    sneijder'in maaliyetini hesaplarken ısrarla maç başı ücretini de katıyor. sow gelirken, meireles gelirken, quaresma gelirken, hamit gelirken niye hesaplamıyor da şimdi hesaplıyor merak ediyorum. kendisini de severim halbuki.

    buyrun sneijder'in, sow'un, meireles'in, quaresma'nın ve hamit'in maaliyetleri:

    sneijder:

    23 milyon euro ve maksimum 2 milyon euro maç başı para. 2 milyona ulaşması için 3,5 sene boyunca sene başına en az 20 maça çıkması gerekiyor. bu sene ise şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale kalmamız ve sneijder'in tüm maçlarda oynaması gerekiyor. imza parasını nike öderse 19,1 milyon euro+maç başı para ödeyeceğiz.

    hamit:

    14,8 milyon euro. sezon başına 40 maçtan hesaplarsak 3,6 milyon euro maç başı para. 4 sezon.

    quaresma:

    18,3 milyon euro. maç başı ücret bilinmiyor. 3 sene. portekiz'e gidip 4 ay gelmeme bonuslu.

    sow:

    18,68 milyon euro. maç başı ücret bilinmiyor. son senelerinde garanti parası o kadar az ki, muhtemelen uçuk maç başı ücretleri var. bu sene 3,4 milyon euro alıyor. 4,5 sene. afrika kupası bonuslu.

    meireles:

    20 milyon euro ve sene başına 40 maç ile 1,6 milyon euro maç başı ücreti. 4 sezon. tükürük bonusu da var.
  • 664
    sercan sarıer için

    ''diyarbakırlı bir futbolcu milli takıma yükselip kürtçe konuşsa kıyamet kopar, adam milli takımın basın toplantısında şakır şakır almanca konuşuyor kimseden çıt çıkmıyor'' demiş.

    yorumlarını beğenirim kendisini dinlerim ama bu açıklamayı yakıştıramadım. boşuna ortalığı kızıştırıyor yani. diyarbakır'da yaşayan kürt vatandaşımız ile almanya'da doğup büyümüş aynı mı?

    ne olursa olsun diyarbakır'lı adam 20 yaşına geldiğinde türkçe öğrenmiş olur. türkçe konuşabilir. buna rağmen ısrarla kürtçe konuşsa tartışma olur ve bunu anlarım.

    fakat sercan sarıer türkçe bilmiyor. bilmiyor arkadaş işte herkes niye yükleniyor bu adama anlamış değilim.
  • 667
    tespitine hak vermekte olduğum spor yazarı. 20 yaşındaki diyarbakırlı türkçe biliyor ne de olsa diyen arkadaşlar askerlik yapmamışlar sanırım. askerde türkçe kelime bilmeyen, kürt ve gürcü bir sürü vatandaşa denk gelmiş biri olarak verdiği örneği haklı buluyorum.

    eğer türk milli takımını seçtiyse, o milli takımın dilini öğrenmeye çalışmalı arkadaş. bu takım içi uyum içinde önemlidir. patrick kluivert barcelona'da oynadığı için katalanca öğrenebiliyorsa, milli takımda görev alan bu arkadaşlarda türkçe'yi öğrenmeli.
  • 668
    sinsi buldugum ve tarafsız olmadıgını düşündügüm için pek sevmediğim spor yazarı.

    ama sercan için yaptığı "diyarbakırlı bir futbolcu milli takıma yükselip kürtçe konuşsa kıyamet kopar, adam milli takımın basın toplantısında şakır şakır almanca konuşuyor kimseden çıt çıkmıyor" yorumuna yüzde yüz katılıyorum, illaki herkes türkçe öğrensin demiyorum - demem, sadece kimsenin dile getirmediği bu durum tespitinin çok doğru olduğu için lafın her türlü arkasında olurum. hatta buralara bakar mı bilemem ama görüyosa "helal olsun çok iyi tespit" demek isterim.
  • 669
    yazmaya üşeniyorum ya neyse... bu ülkenin meclisinde sabah akşam kürtçe slogan atılıyor hem de anayasayı ihlal eden cinsten fakat kimsenin umurunda olmuyor, insanlar mehmet demirkol'un dolmuşuna binmiş sercan'dan malzeme çıkarmaya uğraşıyor. milli takım dediğin ne? üç tane dıllonun top oynadığı yer... sercan konuşsa ne yazar, konuşmasa ne yazar; almanca konuşsa ne olur, sanskritçe konuşsa ne olur? getirin on onbeştane diyarbakırlı çocuk 'milli takım'a, onlar da kendi dilinde konuşsun. başka dillerden olanlar da vardır, onları da getirin onlar da konuşsun. kimsenin zikinde olmaz merak etmeyin. demirkol aklınca şimdilerde tasarlanan anayasaya su taşıyor. la oğlum o işler bitmiş işler, kimsenin iplediği işler değil.

    gelelim asıl mevzuya: ortada bir milli takım olması için önce millet ve milliyet denen şeylerin olması lazım. adı "milli takım" çünkü, "national team" yani. fakat ortada 'millet' göremiyorum ben, ortak bir değer göremiyorum. evet bir galatasaray milleti var, bir fenerbahçe milleti var, etnisiteler, cemaatler, guruplar var fakat bunlardan oluşan bir millet yok. millet olma şuuru değer olarak bu saydıklarımdan çok sonra geliyor çünkü, belki de gelmiyor. türkiye için durum böyle. dolayısıyla mehmet'in söyledikleri başka bir amaca hizmet ediyor.
  • 671
    "diyarbakırlı bir futbolcu milli takıma yükselip kürtçe konuşsa kıyamet kopar, adam milli takımın basın toplantısında şakır şakır almanca konuşuyor kimseden çıt çıkmıyor." yorumuna katılmadığım yorumcu. yanlış bilmiyorsam diyarbakır 80 senedir türkiye cumhuriyeti'ne bağlı. dolayısıyla oradan takıma yükselen birisi ülkenin resmi dili olan türkçe'yi bilir. sercan'ın türk olması türkçe bilmesi anlamına gelmiyor. 23 yıl almanya'da yaşamış birisi olarak türkçe bilmemesi gayet normal. zaten yaşının getirdiği etki nedeniyle öğrenme olgunluğunu göstereceğini sanmam. ancak milli takıma seçildiği halde az biraz türkçe öğrenmek için uğraşmıyorsa asıl onun sorgulanması gerekir. bunu eleştirmek için de zaman var. kısaca demek istediğim dil genlerden gelen bir şey değil. aile, çevre ve okuldan öğrenilen bir şeydir. doğma büyüme almanya'da yaşayan adam da almanya'nın resmi dilini biliyor normal olarak.
  • 672
    sercan sararer'i çok gereksizce eleştiren yorumcu. almanya'da yetiştiğine göre almanca'yı daha iyi konuşması pek de ''oha nasıl olur!!'' tarzı bakılacak bir şey değil. neden türkçe ile kendini çat pat ifade etsin ki, düzgün konuştuğu almanca varken? bir de, sordular çocuğa ''kimi örnek alıyorsun?'' diye, adam '' kendimi örnek alıyorum, gelişmek istiyorum.'' dedi. buna bile tepki gösterdiler. oradaki klişe muhabirler, 'hakan şükür', 'rıdvan dilmen' gibi cevaplar bekliyordu pek tabii. neyse..
  • 673
    kendisini yerden yere vuranların (bak eleştiren demedim, sonra ötmeyelim) hayatları boyunca hiç hata yapmadıklarını ya da mantıksız davranmadıklarını öğreten adamdır. bir de, insanların ne kadar anlayışsız olduklarını... hem de hiç bir şey yapmadan, haberi bile olmadan öğretiyor!

    bu arada, kendisi mantıksızdır ama "fenerli adam mantıklı olmaz" kafasındakiler çok mantıklıdır.
  • 674
    galatasaray, fb, bjk fark etmez, bir gazeteci hangi takımı tutarsa tutsun, yorumlarında her zaman tamamen objektif olabilmesi ve rakip takım taraftarına yüzde yüz yaranabilmesi mümkün değildir..

    bu sadece spor yazarları için geçerli değil; dürüstlüğü ve hakkaniyetli haberciliğiyle tanıdığımız; zamanında sağlıksız gıda tacirlerine polis gibi baskınlar yapan; kirli iş çeviren kim varsa politikacı, büyük iş adamı demeden foyalarını bir bir ortaya çıkartan uğur dündar şike olayları ilk çıktığında "sayın yıldırım'ın şike yaptığına inanmıyorum, suçsuzluğu elbet kanıtlanacaktır" falan diye hönkürüyordu, sonra da haberlerinde olayı fazla kurcalamadı zaten..

    rahmetli mehmet ali birand da tt arena açılışında tayyip'e yapılan protestonun ardından canlı yayında "adnan polat bana dedi ki; başbakan olmasaydı bu stad olmazdı, başbakana büyük bir alkış gerekiyor" gibisinden bir yağcılık örneği sergilemişti.. niye, çünkü biliyordu ki galatasaray bu işten zararlı çıkacak.. o stad fb'nin, bjk'nin olsa der miydi bunu, demezdi..

    sen mehmet demirkol'u savunursun veya eleştirirsin çok önemli değil, kendi bileceğin iş, ama adam türkiye'de bu işi en tarafsızca yapanlardan, en aklıselim konuşanlardan biri işte, en fazla bu kadar yapabiliyor demek ki, ikide bir çıkıp da kendinden geçerek "bu adama sakın güvenmeyin", "sinsinin teki", "ikiyüzlü" vb gibi sanki can düşmanınmış gibi kötülemek de gereksizliğin önde gideni oluyor..

    ntv spor'da çalışan fbli ve bjkli tiplere bak, galatasaray kazanınca hepsinin suratı düşüyor, galatasaray büyük transfer yapınca boğazları düğümleniyor, görüyorsun.. mehmet demirkol'u hiçbir zaman galatasaray veya fb kazanınca/kaybedince yüzünde güller açarken ya da ellerini ovuştururken görmedim, bu da yetiyor zaten, mesela 90+ programını bir başkası yapsa, rıdvan'la güntekin falan yapsa tarafsızlığına güvenip de adamdan teknik/taktik dinleyemezsin, ama bu adam tarafgirlik yapmadan gördüğünü, bildiğini söylüyor.. futbol ortamının en alevli zamanlarında, süper final kolpasından önce "sonuçta kimin kazanacağı önemli değil, benim için bu senenin şampiyonu galatasaray'dır" diyebiliyor, kim der lan, hangi fenerli der bunu? abdullah avcı'yı selçuk'un yerine emre'yi oynattığı için canlı yayında 10 dakika boyunca sıkıştırdığını hatırlıyorum, "atletico'da maça çıkmayan adamı türkiye'nin bir numaralı orta sahası, takımın beyni olması gereken oyuncuya nasıl tercih edersin" gibisinden zorladı da zorladı adamı, ortam falan gerildi, metin tekin ve önder özen sus pus oldu, abdullah avcı kızardı da kızardı, ben bile gerildim evde, "yeter, adamı itin götüne soktun işte, daha zorlama" diye abdullah avcı yerine utandım..

    bunlar şu anda hemen aklıma gelen şeyler.. daha örnek sayarım, çok sayarım..

    her şeyi geçtim, rasim ozan kütahyalı gibi bir adamı bile, hem siyasi görüşlerine karşı hem de üslubuna gıcık olduklarını da belirterek, sırf galatasaraylı diye bağrına basan, uğruna methiyeler düzen adamlar var bu sözlükte, bir iki kişi de değil ayrıca, açın bakın başlığı; övgüden, sevgiden geçilmiyor..

    demek ki mehmet demirkol galatasaraylı olsa peygamber falan ilan edecekler..

    ama en başta dediğim gibi, kimse her zaman tamamen tarafsız olamaz, o yüzden koşulsuz şartsız mehmet demirkol fanboy'luğu yapmak da en az gözü dönmüş taraftar triplerinde sayıp sövmek kadar anlamsızdır..

    adam bu işte; alt tarafı bir spor yazarı, ne dost ne düşman, bu kadar heyecanlanmaya gerek yok, sen nefret etsen ne olur, aşık olsan ne olur, sana ne faydası var, kime ne faydası var?
  • 675
    hakkında söylenenleri anlayamadığım ve gereksiz bulduğum medyacı.

    bu adamı izlerken ne beklediğinize bağlı herşey.
    şahsen ben tvde gördüğümde, galatasaray lisesi mezunu, yorumculuk yapmaya çalışan, tarafsız olmaya çalışan, yaranmacı, taraflı bir fenerli görüyorum. beklentimi de karşılıyor.

    kimse bu adamdan galatasarayı savunmasını, yada tarafsız olmasını beklemesin boşuna.
App Store'dan indirin Google Play'den alın