yüzeysel. iki şiddetinde yüzeysel. bu sabah konuyla ilgili
* söylediklerine bir bakalım:
"taraftar şirket birleşmesinden anlamaz, onu saha içi ilgilendirir." ee? ne demek şimdi bu? bu demek olur ki mehmet demirkol galatasaray'ın ekonomik anlamda başardıklarını küçümsüyor. adnan polat saydı dün, hava yolu şirketleri galatasaray'a özel uçak tahsis etmiyordu, galatasaray'ı misafir etmek istemeyen oteller vardı, florya'nın üst kullanım hakkı galatasaray'ın elinden alınmıştı vs. vs. bunların hiçbiri yok artık. galatasaray yönetimi, başta adnan polat olmak üzere dört yıldan beri büyük işler başarmaktadır. gelecek saha içi başarıları da ekonomiye endekslidir ve "taraftar bunu anlamaz" demek yerine, bunu taraftara anlatmak daha akıllıca, daha kadirbilircedir. ama mehmet demirkol böyle değil. arkasından vurmak, salvo yollamak için fırsat arıyor. "2012 kriterlerinden anlamazmış taraftar" abicim bu takıma iki yıl sonra transfer yasağı mı konulsun istiyorsun? kulüplere çatır çatır cezalar yağdırılırken de böyle konuşabilecek misin? yemez! o zaman da "kulüplerimiz ekonomilerine hiç dikkat etmiyor, boyundan büyük harcamalara girişiyor" diyeceksin. adım gibi biliyorum bunu.
polat diyor ki "evet başarısızız, başarısızlık başta ben olmak üzere, yönetim kurulunun, teknik heyetin. ama rijkaard'la ne olursa olsun devam ediyoruz. nisanda yeni sözleşme teklif edeceğiz." demirkol buyuruyor: "olmaz!" nasıl oluyormuş bu? bu destek değil, körlemesine hareket etmekmiş. bu en hafif deyimiyle ikiyüzlülüktür. arsene wenger örneğine bakalım. kaç yıldır takımın başında? 1996'dan beri. neler başarmış? iki ingiltere şampiyonluğu, iki avrupa kupa finali. üstelik bu finallerden birinde, bütçesi kendsinin çeyreği bile etmeyecek, maçın uzatmalarında 10 kişi kalmış bir doğu avrupa takımına, galatasaray'a yeniliyor. o zaman wenger de mi başarısız? mikyasımız bir futbol projesi değil de, günlük performanssa bilemem. demirkol "arsene wenger başarısızdır, arsenal onunla devam etmemeli, bu körlemesine destek vermek olur" diyebiliyor mu? yer mi? yemez! çünkü ikiyüzlülük parayla değil. işine geldiğinde ingiltere örnekleri ver, "alex ferguson" de "arsene wenger" de, işine gelmediğinde en babasından alaturka tepki yok. ayıptır.
arda'yla ilgili olarak polat diyor ki "kimse transfer döneminin kapanmasına bir gün kala galatasaray kaptanını alamaz." demirkol, "evet bu doğru" diyor. sonra da laf değişiyor "polat'ın 'seni yollamıyorum, kimse alamaz' demesi doğru değil" diyor. polat böye demedi ki. demedi hiçbir zaman. hep tekrarladığı bir şey var: "bizde satılık oyuncu yok, ama satılmayacak futbolcu da yok. köle ticareti yapmıyoruz, oyuncu gitmek isterse ve şartlar oluşursa oyuncuyu zorla tutacak değiliz." bu mu arabesk tavır? bu mu "ağa" ilişkisi. kirli düşünceler bunlar. demirkol'u insanın gözünden düşürecek düşünceler. bile bile bir yanı görmemek, bile bile bir yanı karanlıkta bırakmak, ışığı bile bile yanlış yere tutmaktır bunun adı.
ve bir yumurtlama geliyor demirkol'dan: "rijkaard'ın önünde bir sınav var." buna söylenecek bir şey var mı? dünyanın en önemli teknik adamlarından birini kendisini ispata davet etmek, böyle bir baskı altına almaya çalışmak ne demektir? bence bu yorumlardan sonra demirkol'un kendisinin önünde bir sınav var. ki geçebileceğini hiç sanmıyorum.
son olarak başka bombası demirkol'un. harfi harfine dedi ki rijkaard için: "yine 4-3-3'te ısrar edip ederse bu büyük bir hatadır. misimovic'i sağ açık oynatmaya kalkarsa yazık olur." bu söze yanıt da uğur meleke'den gelsin: "arda-elano gibi oyuncuların varlığında rijkaard, misimoviç’e pozisyon bulmakta zorlanırsa boşnak yıldızın sağ açıkta oynamışlığı da var."