resim
Mário de Jardel Almeida Ribeiro
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:51
Boy:1.88
Uyruk:Brezilya
  • 1
    --- alıntı ---

    galatasaray'ın en pahalı transferi olan sopa yutmuş gibi yürüyerek, elini kolunu sallayarak, burnunu karıştırırken attığı gollerle kısa sürede olsa herkesin ağzını acık bırakmış, kaleci korac'a* bir maçta beş gol atarak belki de beşiktaş'a transferini engellemiş olan, taraftarların süper mario'sudur...

    pazartesi geceleri saat 00:00'da yayınlanan ''eurogoals'' programının, o bölük pörcük maç özetleri sırasında portekiz liginin beklenme sebebi olmuştur bu insanoğlu. haftanın maçında porto, deplasmanda sikindirik bir takımla oynuyorsa -ki ekseriyetle porto deplasmanda hep sikindirik takımlarla oynar, öyle bir maç görüntüsü vardır ki soyunma odalarında suların akmadığı, fayansların kirden görünmediğini hemen anlarsınız- jardel illa ya dömi vole, ya rövaşata enteresan bir gol atardı. kaleciler genel olarak jardel'in attığı gollerde yerinden kımıldayamaz, ancak topu kendi ağlarından çıkartan defans oyuncusunun kafasına ekleştirdigi bir tokatla kendisine gelebilirdi. bu arada porto kendi sahasında da hep önemli maçlar yapardı.. vardı bi gariplik..

    işte bu jardel'in galatasaray'a transfer haberi cıktıgı zamanlarda kimse inananamadı. ''yok olm gelmez'', ''jardel'i almak yürek ister oy yürek ister'' (bu bi şarkıydı sanırım bir arkadaşıma ''galatasaray jardel'i transfer etmiş olm'' dediğimde bana melodik olarak bu şekilde siktir lan demişti) türü şeyler söylendi.
    cem uzan'ın kulübe transfer için para verdiği söylendi, telsim jardel geliyor diye tarifeye eklemiş çocuğu diye söylentiler ayyuka cıktı. filhakika gene de kimse jardel'in gelmesine imkan vermemekteydi.

    işte bu dönem de galatasaray'ın karşısına portekiz mafyası cıktı, galatasaray ona rağmen transferi sonlandırdı demeyi çok isterdim ama galatasaray'ın karşısına çıkan karen jardel adında kımıl zararlısı bir kadın olmuştur.. bu kadının kafa kağıdında karen matzenbacher yazmaktaydı. jardel sahada süper mario birisiydi ama aynı zamanda kılıbığın ağa babası, hah şimdi bildim george mcfly tarzında bir adamdı... amma ve lakin karen fettan bir kadındır ama galatasaray da zekidir. hemen taffarel'in artık bizden olan karısını üzerine saldı galatasaray... bayan taffarel karen'e devamlı telefon açıp taciz etti, istanbul'u anlattı, trt yayını kesildiği zaman yayına giren bolu/abant görüntülerini yolladı ve nasıl olduysa oldu kadını türkiye'ye gelmeye ikna etti...

    jardel galatasaray'a geldi, hemen ilk ligin ikinci haftasında erzurumspor'a beş gol attı, stadyumda taraftarlar artık ''yeter artık jardel, yeter artık -şak şak-'' tezahüratı yaptı, ertesi gün gazeteler ''jar - deldi geçti'' başlıkları attı, kocası olduğu real madrid'e süper kupa finalinde iki tane salladı, kıçıyla kupa maçında fenerbahçe'ye bir gol attı, attı da attı...
    ama o da eleştirildi. "böyle futbolcumu olur"dan, kareem abdul jabbar lan bu diyene kadar çok geniş yelpazede eleştiriler aldı...

    galatasaray'da cok eleştirilip leblebi gibi gol atarken karısı karen arıza çıkartmaya başladı.. jardel'de kılıbık olduğundan biraz karısına sözünü geçiremedi. karısı apar topar portekiz'e döndü. jardel de bir gün porto'ya bir gün benfica'ya gideceğim derken sporting lisbon'a gitti ve galatasaray'dan koptu...
    sporting'de gene goller attı ama karısı onu terk-i diyar etti. dibe çöktü jardel... hastaneye yattı, tedavi gördü, en sonunda portekiz'den kaçtı gitti. italya, ingiltere, ispanya, fransa, türkiye... her ülkenin havalimanına bir kere transfer görüşmesi için indi ancak sıkıntılarından dolayı şutlandı.

    son olarak duyduk ki gene portekiz'de bu sene yeni birinci lige cıkmış beira-mar takımda golleri atıyormuş, süper mario'luğu kalmamış ama...

    her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözünü duymak istemeyenlerdendir bugün.

    --- alıntı ---

    @ich'in 07.10.2006, 23:30 tarihli ekşi sözlük entry'sinden alınmıştır. https://eksisozluk.com/entry/10128181

    not: entry'nin okunurluğunun artması açısından tarafımdan "c > ç", "g > ğ", "$ > ş" tarzı değişiklikler yapılmış olup, anlamı bozacak herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

    edit: entry'yi telefondan düzelttim. eğer atladığım bir kısım varsa görmemişimdir.
  • 4
    --- alıntı ---

    faruk süren : bir gün muhabbet ederken, ikinci başkanımız mehmet cansun’un ağzından mario jardel ismi çıktı.

    burak elmas: mehmet abi’nin pozitif düşüncesi ve girişimleriyle başlayıp bizim detaylarını takip ettiğimiz bir süreçtir jardel transferi. geldi yönetim kurulu’na, “ya, bu jardel’i alalım biz” dedi. jardel o zaman avrupa’daki her takımın transfer hedefiydi. biz “gelmez” derken mehmet abi “ben konuştum, gelecek” dedi ve birkaç gün sonra beni florya’ya çağırdı. üstünde hawaii gömlek, altında şort, elinde bond çanta, yanında jardel’in menajeri… üçümüz florya’da oturuyoruz, mehmet abi’nin rahatlığı beni de rahatlatıyor. zaten öyle bir egodan uzaktır ki bazen o işi bitirir, siz kendiniz yaptınız zannedersiniz. “sen otur anlaş işte” dedi bana. “abi ne anlaşacağız, sen ne söz verdin bu adama?” diyorum ama mehmet abi öyle rahat ki… başkan’ın haberi olup olmadığını sordum, “hallederiz onları, sen konuş” dedi. sonra da kalktı teknesine gitti. ben jardel’in menajeriyle detayları konuştum, anlaştım. ama nasıl ödeyeceğiz diye kara kara düşünüyordum.

    faruk süren: telsim devreye girdi, 8 milyon dolara forma reklamı verdi. o zamanlar öyle bir para yok tabii, o işler 1 milyona falan oluyordu. aig sayesinde opel ile de görüşüyorduk. ama bir gün cem uzan ile malaga’ya uçarken bu işi bitirdik.

    burak elmas: öyle bir baskı altındaydık ki o dönem… ali abi’yle biz zaten her zaman karamsarız; jardel helikopterle florya’ya inip imzaya oturduğunda bile “acaba bir pürüz çıkacak mı” diye birbirimize bakıyorduk.

    faruk süren: mehmet güzel bir şey yaptı, ama biraz pahalıya yaptı! 7-8 milyon dolarlık bütçemiz vardı ama jardel’i 16 milyona aldık. bir sonraki senenin ücretini de ona verdik. ne yapalım, aldık işte!

    burak elmas: transferi bitirmiştik. jardel idmana çıkmıştı. tam rahatladık derken lucescu beni aradı ve “bu adam iyi bir oyuncu değil galiba. futbol oynayamıyor” dedi. biz panik olduk. ali dürüst ve aziz üstel’le kampa gittik. hazırlık maçında jardel hakikaten çok kötü oynuyor, kaval kemiğiyle pas veriyordu. türk futbol tarihinin en büyük parasını verip getirdiğimiz adamın futbolcudan uzak bir görüntüsü vardı. zürih sokaklarında ali dürüst, aziz üstel ve ben, iki saat boyunca “hepimizi topa tutarlar bu herif böyle çıkarsa” diye dertli dertli yürüdük. bonservisi ödedik mi, teminat mektupları gitti mi, transferi iptal edebilir miyiz; bunları düşünüyoruz… bir yandan mehmet abi’yi arıyoruz, “oğlum siz manyak mısınız?” diyor. sonunda bunun bir adaptasyon süreci olduğuna karar verdik. hocayla da konuştuk; “transferi yaptık, artık bir şekilde faydalanacağız” dedik.

    fatih akyel (futbolcu): açıkçası biz hakan şükür’den sonra işimizin biraz zorlaşacağını düşündük. çünkü devamlı pres yapan bir takımdık ve o pres de en önde hakan’la başlardı. jardel ise pres yapan bir oyuncu değildi. daha sakin ama daha golcü bir yapısı vardı. önce bir “ne oluyor?” dedik ama çabuk kaynaştık. topları jardel’e taşıdık, her pozisyonda onu gördük. o da hemen gollerini atmaya başladı.

    ümit davala (futbolcu): portekizce ve biraz ispanyolca hariç hiçbir dil bilmiyordu. elle kolla, vücut diliyle ancak anlaşıyorduk. bizim gözümüzde hiç koşmayan, mücadele etmeyen ama iş bitiren oyuncuydu.her zaman doğru yerde bulunurdu, en büyük özelliği de buydu. antrenmandan sonra sağdan soldan ortalar kesip ona ceza sahası içinde son vuruşları çalıştırıyorduk. kendisi bunu özellikle isterdi. birçok oyuncunun ayağıyla çektiği şutları kafasıyla atardı.

    hakan ünsal: jardel’den ön tarafta baskı yapmasını, rakibi kovalamasını bekleyemezsin. ama gözüne bandanayı bağla, topu sadece ceza sahasının içine ortala, golü yapmasını bekle. ben bir dönem sonra onu çözdüğümde, öyle yapıyordum artık. şükür koştuğu yere isterdi ortayı, bu adama ise orta yapmana gerek yoktu; nereye istersen oraya yap. kendisine gelirse gol olma ihtimali zaten yüzde 90 ama oldu ki ona gelmedi; fark etmez: rakip oyuncuya çarpıyordu, önüne düşüyordu ve yine gol oluyordu. dolayısıyla o kadar kolay olmaya başlamıştı ki benim için; rastgele yaptığım ortalarla sürekli asist yapıyordum. koşmasına, topu sürmesine bakınca “futbolcu mu bu?” dersin ama ruhen adam gol için yaratılmıştı, vücudunun her yeriyle gol atıyordu.

    --- alıntı ---

    https://www.socratesdergi.com/...ema-2000-super-kupa/
  • 6
    bein sports'a röportaj veren eski forvet oyuncumuz.

    http://tr.beinsports.com/...ahurati-unutamiyorum

    geldiği ilk yılın sonunda müthiş bir sezon geçirmesine rağmen, takımdan ayrılması için her şey yapılmıştı. ancak tek bir kötü söz etmemiş, aksine taraftarı övüp, özlemle bahsetmiş bizden.

    genellikle altyapımızdan çıkan türkiye cumhuriyeti vatandaşı eski futbolcularımızın tavırlarına, açıklamalarına karşın, eski/yeni yabancı oyuncularımızın açıklamalarını gördükçe yabancı oyuncularımızın karakterlerine hayran kalıyorum.

    ayrıca röportajında, yakın zamanda türkiye'ye geleceğini ve galatasaray'ı ziyaret emek istediğini belirtmiş. umarım gelişi bir iç saha maçında olur ve yıllar sonra süper mario jardel tezahüratını bu sefer 50.000 kişinin önünde yeniden dinler.
  • 9
    bilmeyen arkadaşlar için wikipedia, transfermarkt verilerine falan başvurmadan hayranı olduğum bu golcüyü anlatayım kısaca. bilgi hataları yapacak olabilirim çünkü gaza gelmişken az önce belirttiğim gibi internetten bilgi teyidine uğraşıp akışı bozmak istemiyorum. siz oralardan bakıp gerek görürseniz mesaj atarsınız, editlerim.

    kendisi avrupa gol kralı olarak porto'dan bize geldi. cem uzan'ın hediyesiydi. ya da ücretinin bir kısmını o ödedi. nasıl geldi hala bilmiyorum önce bunu belirteyim. çünkü öyle bir sezonluk istatistiklerle ön plana çıkmış bir golcü değildi. porto formasıyla 4 sezon boyunca lig ya da avrupa demeden ortalığın anasını ağlatmış adam. tabii o zamanlar internet şimdiki gibi yaygın olmadığından, yaygın olsa dahi internetten bilgiye ulaşmak günümüz kadar kolay olmadığından bu bilgilere şu an ulaşabiliyoruz ve aslında jardel'in ne kadar büyük bir transfer olduğunu inanın biz o zamanlar pek anlayamamıştık bu yüzden. tamam büyük transfer, tamam heyecanlandık ve biliyorduk ki avrupa gol kralı geliyor takıma. fakat oyun yapısını falan bilmiyoruz. bizden başka isteyen var mıydı, neden bize geldi bilmiyoruz, en azından ben bilmiyorum. hala da bize gelişine şaşırıyorum. porto'nun forveti şu anda da bu ülkeye transfer olabilir ama jardel, porto için de normal bir forvet değildi. yani jardel'in bize transferini sakın ola ki aboubakar'ın transferine falan benzetmeyin.

    neyse efendim, jardel geldi. yanlışım yoksa helikopterle ali sami yen'e getirildi hatta. sonra hazırlık kampına gitti takım. ilk hazırlık maçında jardel çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı. takım arkadaşlarının ''bu ne biçim forvet, hakan her topa koşardı, bu adam sahada yürüyor'' dendiği falan yazıldı. ikinci hazırlık maçında jardel karşı karşıya bir pozisyonda gol kaçırmıştı ki bunun dışında bir pozisyona daha girmişti hepsi bu. onun dışında etkisizdi. yine eleştiriler gelirken hıncal uluç ya da osman tanburacı'nın yaptığı yorumu çok iyi hatırlıyorum. evet yorumcudan emin değilim ama yorumdan eminim; ''önemli olan bugün jardel'in nasıl oynadığı değil, önemli olan dünkü jardel ile bugünkü jardel arasındaki fark'' evet, jardel 2. hazırlık maçında etkiliydi, en azından pozisyona girmişti çünkü. jardel gelmeden önce ''hakan şükür gibi karşı karşıya pozisyonlarda saç baş yoldurtmaz ama hakan kadar koşar, takıma katkı verir mi meçhul'' diye yazanlar vardı. hazırlık maçlarında jardel, oyuna katkı verememesinin yanında bir de saç baş da yoldurtuyordu üstelik. bu arada eleştirilerden galatasaray da nasibini alıyordu. zira bir önceki sezonda rakipleri sahaya çıktığına pişman edecek akdar yoğun bir presle boğan galatasaray yerine geride bekleyen, kontrollü oyunu tercih eden, rakibe pozisyon vermeyen ama çok da pozisyon bulamayan bir takım hüviyetine bürünmüştü galatasaray lucescu ile. bu eleştiriler altında sezona girdi galatasaray.

    sezonu deplasmandaki st gallen maçıyla açtık. şampiyonla ligi ön eleme maçıydı. jardel maça dazlak kafasıyla çıktı. taffarel'in inanılmaz hatasıyla 1-0 geriye düştüğümüz maçı jardel'in attığı iki golle kazandık. bu iki gol jardel ile ilgili yeterli bilgiyi veriyordu aslında. ceza sahasında bu adamı topla buluşturursan sana golü yapar. attığı ilk gol mermi gibi bir kafa ile geldi. adam topa kafayı tüm vücudundan güç alarak belden vurdu. ikinci gol ise bence bir estetik harikası. böyle yazınca insanın aklına demi vole falan geliyor ama değil. başka bir oyuncunun ayak içiyle gol yapacağı bir pozisyonda jardel sağ bileğini döndürerek ayak dışı bir dokunuşla gol yaptı. bu golü benim için özel yapan şey vuruştaki gariplik kadar rahatlıktı da. antrenmanda denemezsin belki onu ama bu adam maçta denedi. (bu andan itibaren internetin nimetlerinden faydalanmaya başlıyorum) işte o goller;

    https://www.youtube.com/watch?v=wMzxBer_4To

    daha sonra bir röportajda da söyleyeceği üzere jardel bu maçta gösterdi ki kendisi ceza sahasının kralı. topu ceza sahası içerisinde bu adamla buluştur da nasıl buluşturursan buluştur fark etmez, o golü yapıyordu.

    bu maçın ardından bir denizli deplasmanı oynamışız ve jardel de o maçta oynamış ve maçı boş geçmiş. ben o maçı anımsamıyorum. internet olmasa hayatım boyunca da bilmezdim böyle bir maçı. ben ligi içerideki erzurumspor maçı ile açtık sanıyordum o sezon. erzurumspor maçı jardel'in galatasaray formasıyla 3. resmi maçı ve seyirciyle buluştuğu il resmi maçtı. gazeteler jardel'in saçlarını kestirdikten sonra gol atmaya başladığıyla ilgili haber yapmıştı. bir batıl inanç sonucu saçlarını kesmiş ve gollere başlamış jardel habere göre. bu bilgi ne kadar doğru bilemem tabii ama seyirciyle buluştuğu ilk maç olan erzurumspor maçından 1 gün önce cenk işler lig maçında 5 gol atmıştı ve spor programlarında bunun bir daha kolay kolay olmayacağı konuşulmuştu, büyük bir başarı diye övülmüştü. bu maçtan sadece bir gün sonra jardel erzurumspor'un içinden geçti adeta. uçan kafayla attı, solla attı, sağ ile attı, kaleceyi geçip de attı. jardel 19 ağustos 2000 tarihinde erzurumspor'a 5 gol atarken attığı 3. golden sonra tribünler ''yeter artık jardel, yeter artık!'' diye bağırıyorlardı. maçtan sonra jardel ile ilgili yorumları sorulan galatasaraylı oyunculardan hakan ünsal, ''skorbordu görüyorsunuz işte'' demişti. ayrıca aynı maçta serkan aykut'un ve jardel'in attığı birer gol daha vardı fakat ikisi de ofsayt gerekçesiyle verdilmedi. serkan'ın golü kesinlikle ofsayt değildi de jardel'inkinden emin değilim.

    bu maçın ardından oynanan st. gallen rövanşında ise spikerin anlatımıyla jardel korkusu yüzünden rakip oyuncu topu kendi ağlarına yollamış ve 1 0 öne geçmiştik. sonrasında jardel penaltıdan attığı golle maçı 2 0'a getirdi. bu maçı taffarel'in yine inanılmaz bir hatası sonucu yediğimiz golle 2 2 bitirip tur atladık. bu maçın görüntüleri ne yazık ki youtube'da mevcut değil.

    erzurum maçıyla birlikte zaten seyirci jardel' e ısınmıştı ama jardel'i tüm galatasaray taraftarlarının kalbine yerleştiren maç kesinlikle süper kupa finalidir; bkz: 25 ağustos 2000 galatasaray real madrid maçı

    jardel'in penaltı golüyle 1 0 öne geçip skandal bir penaltı kararıyla maç 1 1 olmuş ve 90 dakikada eşitlik bozulmayınca altın gol uygulamasının olduğu uzatma dakikalarına geçilmişti. uzatma dakikalarındaki o an hepimizin kulaklarındadır hala; ''fatih içeriye doğru sokuldu, fatih içerde... şut pozisyonu... jardeeelllllll!!'' jardel galatasaray formasıyla çıktığı 5. resmi maçta 10. golünü atarken kupayı da galatasaray'a getiriyordu. bu gol ayrıca 4. kez rakip olduğu real madrid ağlarına bıraktığı 5. goldü. zaten kariyeri boyunca 6 kez karşılaştığı real madrid'e 6 gol atmış bir adam jardel.

    9 ağustos 2000 st gallen deplasmanı: 2 gol
    19 ağustos 2000 erzurumspor: 5 gol
    22 ağustos 2000 st gallen: 1 gol
    25 ağustos 2000 r madrid: 2 gol

    ligin ilk yarısındaki oynadığı 15 maçta rakip kalelere 18 gol atmış kendisi. o sezonn gol kralı olan okan yılmaz'ın 23 golle kral olduğunu düşünürseniz jardel'in nasıl bir ilk yarı geçirdiğini sanırım anlayabilirsiniz. o sezon ilk yarıdaki gol atmadığı maçlara şuradan bakabilirsiniz hafta hafta; http://www.tff.org.tr/...=552&hafta=1#grp

    1. hafta 0
    2. hafta 5
    3. hafta 1
    4. hafta 1
    5. hafta 1
    6. hafta 0
    7. hafta 3
    8. hafta 2
    9. hafta 0
    10. hafta 0
    11. hafta 0 (kadroda yok)
    12. hafta 2
    13. hafta 1
    14. hafta 0
    15. hafta 1
    16. hafta 1
    17. hafta 0 (kadroda yok)
    18. hafta 0 (kadroda yok)
    19. hafta 0
    20. hafta 1
    21. hafta 0
    22. hafta 0 (kadroda yok)
    23. hafta 0 (kadroda yok)
    24. hafta 1
    25. hafta 0
    26. hafta 1
    27. hafta 0
    28. hafta 1 (2. yarı oyuna giriyor)
    29. hafta (yedekte)
    30. hafta (kadroda yok)
    31. hafta 0 (65' te giriyor)
    32. hafta 0 (kadroda yok)
    33. hafta 0 (kadroda yok)
    34. hafta 0 (kadroda yok)

    tam olarak ne oldu, jardel nasıl bu hale geldi bilmiyorum ama basında çıkan haberlere göre takımdaki oyuncular jardel'i istemedi. emre belözoğlu, okan buruk gibi adamlarla jardel arasında sorunlar vardı. jardel'in aldığı yüksek ücret sorun oluyordu.

    ****

    tam olarak neden gitti bilmiyorum ama gittikten sonra sporting lisbon ile 42 lig golü atarak altın ayakkabıyı tekrar kazandı. yani form olarak bir sorunu olmadığı çok açık.

    milli takıma seçilen bir adam değildi. bununla ilgili olarak ''brezilya'nın hocası gol sevmiyorsa bu benim sorunum değil'' demişti. oyun tarzı, sahadaki duruşu pek alışık olunan türde değildi kesinlikle. ama jardel koşmuyor lafını ben kabul etmezdim. jardel pres yapmazdı, topa basmazdı. ama top 3. bölgeye geçtiğinde jardel, kendisine doğru pozisyonu yaratabilmek rakip savunmadan kurtulup kendisini boşa çıkartabilmek için ceza sahası içerisinde hep hareket ederdi. aksi durumda böyle tehlikeli bir golcünün rakiplerce boş bırakılıyor olması zaten çok saçma olurdu. biz süper mario jardel desek de kendisinin anlattığına göre lakabı kaleci katiliymiş. dediğim gibi, o zamanlar internet pek yaygın olmadığından böyle bilgilere ulaşmak kolay değildi.

    onu en iyi tanımlayan cümle ise kendisine aitti aslında;
    ''ben 16 metrelik alanın(ceza sahası çizgisiyle kale çizgisi arasındaki mesafe 16,5 metredir) kralıyım.''

    edit: allah'ım allah'ım sultans of europe kayıp görüntüleri buldu. *

    22 ağustos 2000 galatasaray st gallen maçı;

    kendi kalelerine attıkları gol ile öne geçiyoruz. 2. golü jardel penaltıdan attı. bu ilk gol
    https://www.youtube.com/watch?v=YGGBgNcfBWI

    yediğimiz ilk gol ile skor 2 1 oluyor
    https://www.youtube.com/watch?v=He3Kl4B28AU

    taffarel'in hatası ya da hakemin tartışılamsı gereken kararı ile maç 2 2 oluyor
    https://www.youtube.com/watch?v=cPQa5bwaV

    edit 2: eşiyle de sorunları oldu. daha doğrusu söylenenlere göre eşi portekiz'e dönmek istemiş. sonrasında, yani portekize dönmelerinden bir iki yıl sonra boşandılar zaten ve jardel de iflah olmadı bir daha.
  • 11
    uyuşturucu kullandığını itiraf eden eski futbolcu...
    ***
    ülkesindeki pilhado adlı youtube kanalında yapılan röportaj sorularını cevaplayan galatasaraylı eski futbolcu mario jardel, futbol hayatının zannedildiği kadar kolay geçmediğini, bu zorlukları aşmak için de uyuşturucu kullandığını itiraf etti. "avrupa'da oynarken, meraktan bu illetle tanıştım." diye sözlerine başlayan "süper mario" jardel, "bazı kişiler bana bu maddeleri önerdiler, ben de denedim ve sonrasında özellikle tatillerde sürekli olarak kullanmaya başladım çünkü maçlarda anti-doping testleri yapılıyordu ve yakalanmak istemiyordum." diye sözlerini devam etti. ünlü golcü şimdi uyuşturucudan tamamen kurtulduğunu, bunda da eşinin büyük çabası ve desteği olduğunu belirtirken, "tedavi sürecimde eşim beni asla yalnız bırakmadı, özellikle de parti ortamlarında alkolün de etkisiyle tekrar bu maddeleri alacağımdan korktuğu için sürekli yanımdaydı" diyerek hayat arkadaşına minettini iletti.

    https://ultrasmovement.blogspot.com/...usturucu-itiraf.html
  • 15
    https://www.youtube.com/watch?v=0YHPTD9kjO0
    şu adamı küstürüp kaçıranların iki cihanda yüzü gülmesin. adam insan değil makina sanki, her açıdan gelen topları çerçeveye otomatik yollayan bir makina. geldiği günkü sevincim hâla aklımda. gazete bayisinin önünde tuhaf sesler çıkarmıştım. hele süper kupa finalinde attığı golden sonra, marmariste cafede o ingilizlere inat önce dev ekran televizyona uçarak sarılmam ve sonra yerlerde anıra anıra debelenmem, hey gidi jardel hey.
  • 17
    az önce youtube'da galatasarayın 00-01 senesinde ki avrupa macerasına denk geldim de kendisi baya baya hatırımda kalandan çok daha efsane bi adammış yahu.

    milanın'dan madrid'ine büyük küçük demeden önüne geleni tokatlamış. ve attığı goller kupa, tur, çeyrek final falan getiren goller. boş beleş goller değil.

    bu adamın muadili günümüz aguero'su falandır sanırım. böyle bir adamı getirebildikten sonra kesinlikle uzun yıllar sahip çıkılmalıydı ama uzun yıllar boyu süren aşırı başarının verdiği boşvermişlik ile de kıymet bilinememiş.

    bu arada ilgili video : https://www.youtube.com/watch?v=DgbbbUdwPog

    3.50'de göğüsü ile dönerek attığı çalımı şuan dahi yapabilecek sayılı forvet var. fiyatı 80-90 milyon euro'dan başlayan.
  • 18
    geldiğinde avrupa'nın en iyi golcüsü olarak gelmişti. helikopterle florya'ya ininceye kadar inanmamıştım geldiğine çok net hatırlıyorum. tabi o dönemler sosyal medya falan yok, internetle yaptığımız şeyler sınırlı, bilgisayardaki aktivitemiz csgo ya da half life üzerine, yapabildiğimiz tek şey haber bülteni sonrasında yayınlanan spor haberleri ve her allah'ın günü figo'nun bize, zidane'ın fenere, berkamp'ın beşiktaşa gelirim dediği spor gazeteleriydi...

    geldi, oynadı ve gitti. ağzımıza bal bile çalamadı. tadı damağımızda kaldı.. saha içi ve dışında sorunları olduğu belliydi. yerli takım arkadaşları tarafından sevilmiyordu fazla para alması sebebiyle. yine de, lucescu alabildiği verimi aldı süper mario'dan. özellikle şampiyonlar ligi maçlarında çarşı iznine çıkmış asker gibi oynardı. öyle koşarak ya da rakibe basarak yapmazdı bunu. doğru yerde doğru zamanda her nasılsa bulunup dünyanın en saçma gollerini atardı. hatırlıyorum bi glasgow maçı var mesela asy'de. sağ açıktan ümit davala'nın ceza sahası dışına doğru saatte 20 km bile hızla gitmeyen öylesine açtığı ortaya yine aşağı yukarı o kadar hızda vurduğu bir volesi var mesela. garibim sabri ugan sert vuruyor falan diyor da alakası bile yok ): top yuvarlana yuvarlana ağları bulmuştu. lan bu nasıl adam aq diye gol sevinci yaşardık. keza yine içerdeki monaco maçı.. hani şu hagi'nin diğer galaksiden attığı golün oynandığı maç. jardel garibim kale içindeki topa doğru düzgün vuramadan gol yapmıştı. o kadar çok golü vardı ki öyle. adam her türlü golü atıyordu. yine asy'deki ac milan maçında arif'in uzaklaştırdığı topu sürüp kaleciyle karşı karşıya kalıp golü yazdıktan sonraki gol sevincini yorgunluktan dolayı yaşayamaması falan ahahahaha.. real madrid maçında 3-2'ye getirdiği kafa golü sonrası korner direğinde samba yaparken kendisine sevinçten su atılması falan... 25 seneden fazladır futbol izlerim bilinçli olarak.. onun gibisini görmedim gerçekten. garip tarzı sebebiyle hep underrated kaldı. brezilya milli takımında bile doğru düzgün oynamadı, çalkantılı özel hayatı da eklenince erkenden koptu futboldan. hele son zamanlarına gerçekten üzülmüştüm ama hayat da biraz böyle zaten. bir anlık düşmeye gör direkt tepiği yersin.. hele ki karakter olarak da güçlü değilsen yuvarlandığın merdiven sayısını bile unutursun. neyse bu saatte felsefeye gerek yok harbiden... yazımda bahsetmiş olduğum golleri koyup yazımı noktalıyorum. yolun açık olsun super mario jardel. umarım bundan sonraki hayatında mutlu olursun.

    https://www.youtube.com/watch?v=7xFhScfrDbo

    https://www.youtube.com/watch?v=lRux75QL58w

    https://www.youtube.com/watch?v=vEd6QgY6v_U
  • 23
    https://twitter.com/.../1306855245251829760

    bugün 47 yaşına basan eski forvetimiz. doğum günün kutlu olsun. galatasaray'a cem uzan sponsorluğunda getirilmiş ve helikopter ile florya'ya inmişti yanlış hatırlamıyorsam.

    bu topraklara gelmiş en iyi bitiricilerden biridir kendisi. porto'da hızlı gelen şuta poposunu uzatıp kıçıyla gol attığını hatırlarım. erzurumspor'a bir maçta 5 gol atmıştır. keza bir bursapor deplasmanında yerden 5 cm yüksekte seken topu arka direkte yere yatıp kafasıyla içeri itmişliği vardır. bir gençlerbirliği deplasmanında ise hagi ile rolleri değişip hagi'nin gelen uzun topu kafayla kendisine indirmesi devamında ceza sahasının hemen dışında seken topu harika bir hagi vuruşu ile uzak köşeye göndermiştir. real madrid maçlarında attığı goller ise cabası. kendisi real madrid'in kocası... öhömmm.. milan'a, rangers'a, monaco'ya, beşiktaşa, fenere, st.gallen'e attığı golleri dün gibi hatırlıyorum.

    kendisi ile ilgili ilginç bir bilgi de, jardel sanırım zamanında boks yapmış bir sporcu. vucüt yapısı anlamında bel üstü bel altından biraz uzun gibi. bu da onu yürüyüp koşarken dengesiz ve ağır gibi gösterse de bu özelliği sayesinde belden güç alarak yaptığı kafa vuruşlarında normal bir insandan çok daha hızlı ve sert kafa vurma yetisine sahipti. real'e, st gallen e ve aşağıdaki linkte diğer takımlara attığı kafa gollerinde bunu net bir şekilde görebilirsiniz.

    doğum günün kutlu olsun real'in belalısı, süper kupamızın kıymetlisi. keşke doyabilseydik sana biraz daha.

    süüüüper maaaario jardell jardell !!

    https://www.youtube.com/watch?v=0YHPTD9kjO0

    ek olarak videoyu izlerseniz en azından 13:05 e mutlaka bir bakın. kapalının 7 mart 2001 galatasaray milan maçı'nda jardel'in golünden sonraki o hali görülmeye değer. ben de numaralıda beni galatasaray'lı yapan rahmetli dayımla canlı tanıklık etmiştim bu maça.
  • 24
    jardel için hep söylenen bir şey vardı; ''mücadele etmiyor, koşmuyor.'' hatta bir benzeri diagne için de denebilir. ben de buna karşılık şöyle cevap veriyordum; koşmaktan kasıt topun peşinden koşmak, rakibe pres yapmaksa kesinlikle doğru, jardel bunlarla ilgilenmiyor. ama sahada dikiliyor sözüne katılmam mümkün değil. bu kadar fazla sayıda gol atan bir adamı, hiçbir rakip savunma öyle boş bırakmaz asla. jardel o boşluğu bulabilmek için sürekli mücadele ediyor, sürekli hareket ediyordu.

    şu videonun 3. dakikasının başlarında 2.10'da falan gallen maçında attığı 2. gol var ki bence harika bir gol, o golden önce ceza sahasında sabit falan durmuyor, baya stoperle pozisyon alma mücadelesine giriyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=0YHPTD9kjO0
App Store'dan indirin Google Play'den alın