(bkz:
marcelo bielsa/@petermarlowe)
kendisi hakkında yazdığım iki entry de loser olduğu konusunda.
ancak ben onları yazarken atladığım önemli bir nokta var ki; kendisinin çalıştırdığı klüpler zaten kupa beyi değiller...
düşünüyorum, eğer sezona başlarken başımızda olsaydı ne olurdu diye. madde madde yazayım.
* selçuk'u katar'a falan yollardı.
* burak'ı west ham'a kakalardı.
* sabri'yle sözleşme masasına bile oturmaz, böyle bir öneride bulunanı azarlardı.
* olcan, umut gibi gelecek vaadetmeyen boş adamları silerdi.
* yeni bir takım yaratırdı. çünkü elindeki kadronun kafasındaki sisteme uymayacağını bilirdi. transferleri farklı olurdu. yine de öyle büyük meblağlar harcamazdı.
* bilal'i zaten almazdı da, podolski'yi de düşünmezdi statik bir oyuncu olduğu için. genç ve dinamik topçulara odaklanır.
eğer sene başında bize gelse gelecek adına iyi bir takım kurmuş olabilirdik. çünkü her ne kadar kupa başarısı olmasa da belirli bir vizyonu vardır. ancak ben bu adamın bu kadar fazla bol presli ve tempolu oyun oynatmasını yanlış buluyorum. nitekim kendisinin yarışın sonuna kadar gelip de sonun da başaramama sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. nihayetinde futbolcular da insan, makine değil. bu kadar yüksek tempoyu bir sene boyunca hiçbir takım kaldıramaz. ama başta dediğim gibi, sene başında başımızda bu adam olsaydı çok farklı bir takımımız olurdu...
bu arada; şu an bu takıma gelse
jpk her maçta ilk 11'de olurdu. bu konuda ciddiyim.
jpk'ya karşı haklı olarak bir ön yargımız var ama bielsa'nın kafasındaki tempo için takımımızdaki en uygun isim sanırım o. reading zamanlarından hatırladığıma göre jpk çok tempolu, ciğersiz bir topçuydu. yani tam bielsa kafasındaki gibi...