• 149
    makas sadece oyuncular için değil teknik adamlar için de açıldı.

    avrupa'da oynanan futbolun dili ortak, her takım savunma yaparken önde baskı ile alan daraltıyor, pas arası yapıyor; hücumda hızlı pas yapıyor, defans arkasına adam sarkıtıyor vs.

    bizim galatasaray futbol takımı da güya futbol adı altında romantik taraftarları eğlendiriyor işte, halbuki futbolla uzaktan yakından alakası yok sahadaki kör döğüşünün.

    evet makas açıldı, belki ekonomik durumumuz elvermediği için iyi futbolcuları alamayabiliriz ama en azından ayak tenisi dışında takıma başka şeyler de çalıştıran çağdaş teknik adamları ekibiyle birlikte getirebiliriz diye umuyorum.

    oyuncu makasını kapatamıyoruz bari teknik ekip makasını kapatalım.
    (bkz: fatih terim/#3003173)
  • 15
    argüman basit: avrupa’nın a seviye takımları makası açıyor. bunun doğru olup olmadığını incelemek için ben a seviye takım olarak ben avrupa’daki 5 ülkeden 14 takımı seçtim, zamanı olan varsa farklı örnekler de seçip deneyebilir, sonuç fazla değişmez. öncelikle türk futbolundan başlayarak teşhisi koyalım.

    türk takımlarının a seviye 14 takıma karşı oynadığı maçlar:
    ............1990-2000......2000-2010.......2010-2020
    ............34 maç...........38 maç............40 maç
    ............10g-7b-17m....12g-5b-21m.....6g-4b-30m
    ............1,09 puan.......1,08 puan.........0,55 puan

    1990’lar ile 2000’ler arasında neredeyse hiçbir fark yok ama son 10 senede a seviye takımlara karşı aldığımız puanlar yarı yarıya azalmış. son 5 yıla baktığımızda ise 10 maçta 1 galibiyet ve 9 mağlubiyetimiz var.

    deplasman maçlarında ise son 30 yılda 55 maçta yalnızca 5 galibiyet var. zaten bu takımları deplasmanda yenmek hep çok zordu ama makas açıldıktan sonra artık deplasmanda puan almak bile mucizelere kaldı. son 10 yılda 20 deplasman maçında 1 galibiyet 1 beraberlik ve 18 mağlubiyet var. son 5 yılda ise deplasmanda puanımız yok.

    bu durum yalnızca galatasaray ya da türkiye ile alakalı değil, bunu görmemiz gerekiyor. seviye olarak yakın olduğumuz diğer tüm ülkelere baktığımızda da aynı sonuca ulaşıyoruz. zaten fatih terim’in söylediği de, bizim gördüğümüz de bu, a seviye takımların/ülkelerin makası diğer herkesle açıyor olması. rakamlar, fatih terim'i çok net haklı çıkarıyor.

    ülke takımlarının, a seviye 14 takım ile yaptıkları maçlarda alınan ortalama puanlar:
    ...................2010-2015.....2015-2020.......fark
    yunanistan....1,17p..............0,65p............%-44
    isviçre..........1,00p..............0,67p............%-33
    rusya...........0,97p..............0,65p............%-33
    portekiz.......0,77p...............0,50p...........%-35
    hollanda.......0,75p..............0,69p............%-8 *
    türkiye.........0,63p..............0,30p............%-52
    ukrayna.......0,58p..............0,33p............%-43
    belçika........0,50p...............0,21p............%-58
    avusturya....0,50p...............0,50p............%0 *

    iki istisna kulüp dışında makas herkese açılmış. bu ülkelerdeki tüm takımlarının a seviye takımları yenme oranı %10’dan az. örneğin belçika takımlarının, son 10 yılda a seviye takımlarla yaptığı 28 maçta hiç galibiyeti yok.

    yalnızca son 5 yılda oluşan değişimin nedenleri az çok belli. doğu avrupa ülkeleri olan türkiye, yunanistan, ukrayna ve rusya’da ekonomik kriz var. diğer batı ülkeler ise ölçekleri küçük olduğu için giderek güçlenen büyük takımlarla baş etmekte zorlanıyor. uefa özellikle şampiyonlar ligi formatını ve gelir dağıtımını ayarlarken bu şartları göz ardı ediyor, uluslararası futbolda denge sağlayarak rekabet yaratmak yerine güçlü kulüplerin çıkarlarına çalışıyor. uefa’nın financial fair play sistemi eşitlik yaratmak yerine tam tersine zengin olmayan kulüpleri kısıtlamaya kullanılıyor. arap petrol zenginleri, rus oligarkları, kara para aklayanlar ve büyük yatırım fonları bazı futbol kulüplerine büyük paralar dökerken diğer kulüpler ise kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalıyor. tabiatın kanunu, denge sağlamak için önlem alınmazsa zengin parasını kullanarak daha zengin, güçlü gücünü kullanarak daha güçlü oluyor. en iyi futbolcular, paranın çok olduğu yere gidiyor, sonucunda orada futbol kalitesi artıyor, izleyiciler, sponsorlar ve diğer para kaynakları da oraya gitmeyi tercih ediyor. bundan sonra futbola radikal bir değişiklik gelmediği sürece bu trend böyle devam edecek.

    makasın açıldığı çok açık bir gerçek, başarısızlığa bahane olarak uydurulan bir fikir değil. bundan sonra bizim için real madrid ya da psg’den fark yemek şaşırtıcı olmamalı. ancak makas açılmış olsa bile en üst seviyenin altındaki rekabeti unutmamalıyız, her şeye rağmen schalke, benfica, anderlecht, lazio (2g-5b-5m) gibi takımlarla mücadele edebiliyor ve astana, lokomotif moskova, brugge, braga, kopenhag (4g-2b-4m) gibi takımları kolaylıkla geçebiliyor olmalıyız. en azından şampiyonlar ligi'nde avrupa ligi'nde devam edebilmek, avrupa ligi'nde devam ettiğimizde ya da şampiyon olamayıp avrupa ligi'nde oynadığımızda gidebildiğimiz yere kadar gitmek için bu şart.
  • 357
    defalarca anlatıldığı gibi, tek maçla, eleme maçlarıyla örnek gösterilemeyecek durum.

    kuzey makedonya milli takımı 2022 dünya kupasını kazanırsa, olympiakos futbol takımı şampiyonlar ligini kazanırsa, her sene uefa avrupa ligi finalinde bir norveç takımı görürsek işte o zaman bu hedenin anlamsız olduğunu söyleyebiliriz. şuan için ne kadar doğru olduğunu görmek istiyorsak son şampiyonlar ligini kazanan takımlara, hatta finalistlerine, hatta bu finalistlerin ülkelerine bakılması yeterli zaten.

    adamların para birimiyle bizim para birimi arasında yaklaşık 20 x fark varken böyle bir makasın olması da doğal.
  • 47
    bir hakikattir.

    bizim avrupadaki fiyasko oyun ve sonuçlarımız için bir bahane değildir. makasın açıldığı oranda futbolcular arası kalite farkı gözlenirken, oyun farkı makasın açıldığı orandan çok daha yüksek. burada en büyük çıkmaz lig için kurulan ve tercih edilen kadro ile oyun anlayışının avrupa maçlarında handikap oluşturması.
  • 81
    euronun çift basamaklara dayandığı ülkede bazı vatandaşların halen anlamadığı olay. biz arap değiliz petrol zengini olup dolar milyarderi olalım. batı avrupa'nın orta büyüklükteki kulüplerinin geliri senden fazla. bu yetmezmiş gibi avrupa'nın bir lirası senin on lirana denk olacak neredeyse. kur artmaya devam ederse bırak batı avrupa'yı, doğu avrupa takımları ile bile aranda makas olacak. makası artık yerel bazda kıyaslamak lazım. laf sokulacaksa senden milyon eurolar olarak zengin batı avrupa ülkeleriyle değil sivasspor ile alanyaspor üzerinden sokun. batı avrupa takımları ile yapınca komik oluyor.
  • 71
    14 ağustos 2020 barcelona bayern münih maçı sonrası bile özellikle transfer ücretleri, dolar-euro/tl paritesi üzerinden yapılan "açıldı" yorumlarına katılmadığım önerme.

    asıl makas eğitim sistemi ve taktik manada açılıyor.

    ağzımızın suyu aka aka izlediğiniz bayern'in mentalitesi "100m'luk oyuncu almak" değil "100 milyonluk oyuncu yaratmak"tır.

    biz amrabat'a, belhanda'ya 8-10 verirken adamlar davies'i 10'a alıp inanılmaz aşama kaydettirdiler.

    keza liverpool'un robertson, trent, milner, henderson, gio'ya aldırdığı mesafe ortada. hiç biri 100-200m'luk oyuncular değildi.

    yani konu "para" değil.

    o adamların harcadığı parayı harcayacak katarlı, çinli, amerikalı sermaye bulsan bile yine olmaz bu ortamda.

    esas makas futbola, gençlere bakış açılarımız arasında açılıyor.
  • 29
    --- aziz yıldırım mode on ---

    ne makasın açılması, makat elden gidiyor be makat.

    --- aziz yıldırım mode off ---

    bahanedir. 1999-2000 sezonunda chelsea'den 5 yediğimizde nasıl makas açıksa, milan'ı 3-2 ile evine gönderdiğimizde dahi nasıl makas açıksa şimdi de makas açık.

    elin oğlu 300bin liralara adam getirip 3-5 milyona okutabiliyorsa, sen de gayet 300bin liralara adam getirip çatır çatır oynatabilirsin. adam gibi sistem kurup, altyapıdan her hafta 1 futbolcuyu o sistemin içine yedirerek ilk 11'e yazabilirsin. ama ne sistem var, ne taktik var, ne teknik var, hatta ve hatta antrenman bile yokmuş öyle deyirler. ben diyenlerin yalancısıyım. o sebeple makas* ve tarak* hikaye. ha hikaye okunmaya devam edilecekse, birer harf değiştirip olaylar izlenecekse ben o temaşayı izlememeyi tercih ederim.
  • 188
    adamların mevki antrenörleri var, taç antrenörleri var, korner antrenörleri var. spor bilimcileri, istatistikçileri var. lukaku'nun sindirim sistemini analiz edip özel bir beslenme programı hazırlayarak adamın zayıflamadan hızlanmasını sağlayacak beslenme uzmanları var, performans analizcileri var. bu aşil tendonu sos veriyor, bu diz sos veriyor bu oyuncudan önümüzdeki sezonlarda hayır gelmez bunu türk kulüplerine postalayın, maaşından kurtulmuş olursunuz diyecek kadar iyi doktorları var. biz mi? mevki antrenörü getirdik diye devrim yaptık zannediyoruz. italya'da kimsenin doğru düzgün adını bile bilmediği vasat bir kondisyoneri getirdiğimizde adama kondisyon biliminin kurucusu muamelesi yapıyoruz.

    evet, maddi olarak makas hep açıktı. oyun olarak da yukarıda yazdığım şeyler makası iyice açtı. teknik kadro, teknolojinin nimetlerinden yararlanma olarak adamların 20 yıl gerisinden geliyorsun. bakın kadrodaki personelin iyi olmasından bahsetmiyorum bile, çünkü ortada kadro yok muhtemelen o kadroyu açtığında ülkede o kadroyu hakkını vererek doldurabileceğin adam da yok. şunun tartışılması bile bana absürd geliyor artık. filistin'in hava savunma sistemini geçme ihtimali olmadığını bile bile israil'e belki biri geçer umuduyla boş boş roketler göndermesinden farklı bir şey değil çünkü yaptığımız. 100 tane füzeden es kaza bir tanesi hava savunma sistemini geçtiği zaman da bakın gördünüz mü aslında makas açık değilmiş diyoruz...
  • 338
    temcit pilavı haline gelmiş konudur. yendiğimizde bizim maç, yenildiğimizde sürpriz yapan başka bir maç örnek olarak önümüze gelmekte.

    millet oynatmayacağı oyuncuya 10 milyon euro verip pişsinler diye kiraya veriyor. bizim gedson'u isterken kaç takla atıyoruz onu alırsak başka bütçemizde kalmıyor muhtemelen. gerçi makas kapandı ya 2-3 tane 20 milyon bütçeli transfer yapabiliriz değil mi?

    arkadaşlar son zamanlarda yaşanan ekonomik durumdan dolayı makas daha da açıldı farkında değilsiniz sanırım?
  • 399
    makas sadece bütçe olarak açıldı. bu da galatasaray'ın doğrudan bir suçu değil, ülke ekonomisiyle alakalı, ligimizin olmayan marka değeriyle alakalı. o makası açanlardan bütçeyi chelsea gibi kullanan da var, city gibi kullanan da. her paralı takım iyi olmak zorunda da değil, united'in halini görüyorsunuz. o parayı city gibi kullanan takıma dahi futbolun doğrularını uygularsanız kafa tutabilirsiniz. geri kalan her şey bahane cümlesi olur. 80'lerde makas açık değil miydi, ne oldu da 90'larda o makas kapandı. sonra niye açıldı, şimdi en azından galatasaray açısından o makas neden tekrar kapanıyor. sahada futbolun doğrularını yapmazsanız makas açıldı diye bir bahane cümlesi kurarsınız. sahada futbolun doğrularını yaparsanız da bayern gibi bu işlerin zirvesi takım bile elinizden hakem ve şans yardımıyla kurtulur.

    son 4 şampiyonlar ligi sezonu maceramızın aksine galatasaray ilk defa en az rakibi kadar koşuyor. rakip kadar koşma, ocak ayına kadar hazır olma, sonra makas açıldı de. oh ne güzel dünya.
  • 116
    açılan makas ceplerde değil, zihinlerde ve zekadadır.

    tüm bayern münih kadrosunun olduğu gibi galatasaray'a transfer edildiği hayali bir örnek düşünelim. mevcut teknik kadromuz, oyuna bakış açımız, antrenman tekniklerimiz, oyunun planlanması, kulüp hafızamız, yönetim şeklimiz gibi nedenlerle, o takım günden güne vasatlaşırdı. iddia ediyorum, sadece 2 ayda o takım sıradan bir takıma dönüşürdü. oyunun tarihi açısından bir fark yaratmayan, herhangi bir takım olurduk. yerel başarılar olsa bile, kurumsal hafıza olmayacağı için, kadrodaki son oyuncu gittiğinde, en iyi ihtimalle şu anki durumumuzda olurduk.

    bayern münih yerine atalanta örneğini verirdim ama, "makas açıldı" sözünün sahibi fatih terim'e ayıp olurdu. zira onun karizmasına ve sorgulanmaz benliğine bayern münih, liverpool örnekleri yakışır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın