çoğu galatasaraylının gönülden değerlendirme ile kadro içi değerlendirme konularında ikilem yaşadığı oyuncumuz.
öncelikle belirteyim ki ben lorik cana'yı çok beğenirim. kendimce bir sürü sebebi var, ancak taça çıkan topa atlaması gibi hareketleri değil onu bana sevdiren. yürekten oynamasını elbette beğeniyorum ama cana sadece bundan ibaret değil.
galatasarayın bu seneki performansına bakınca hepimizin gördüğü inanılması güç sıkıntılar var saha içinde. çoğu bildiğimiz oyuncular olmasına rağmen yeni versiyonlarını tanıdık bu sene. lig sıralamasındaki yerimiz bir kenara, mücadele eksikliğinden, saha içinde ruh gibi gezen oyunculardan, isteksizlikten, vurdumduymazlıktan şikayet ettik. şimdi bu hikayenin bir tarafı.
lorik cana yukarıda söylediğim profilden çok uzakta. oynadığı her maçta mücadele olarak, istek olarak, motivasyon olarak hep üst düzeydeydi. buna çok karşı çıkılacağını düşünmüyorum, çünkü bu yoruma açık bir tespit değil. yalnız üstüne basa basa söylüyorum, şu paragraf mücadele açısından değerlendirme sonucudur.
gelelim yetenek, fayda, top tekniği konusuna. ilk başta yazdığım şekliyle bana göre taraftar ikiye bölünmüş. bir kısmı mevcut kadro içinde değerlendirirken bir kısmı da galatasarayın gönlündeki büyüklüğü açısında değerlendiriyor.
eldeki kadrodaki oyuncular içerisinde düşünenler galatasaray orta sahasında barış özbek, mustafa sarp. ayhan akman, culio, yekta güngör gibi oyuncular olduğunu düşünerek lorik cana'nın bu takımda oynaması gerektiğini savunuyorlar. ben de bu gruptan yanayım. saydığım oyunculardan yekta ve culio'yu diğerlerinde kalın bir çizgiyle ayırıyorum.
*diğer kısım ise galatasaray'ın en iyilerine layık olduğunu düşünüyor. onlar da haksız değil. ama giden oyuncunun yerini doldurmak gibi bir sorun var karşımızda. pino, keita'nın yerini doldurabildi mi?
peki bu cana kimdir? gerrard gibi şut çekemez, lincoln gibi çalım atamaz, bir alex değildir, alex olamadığı için hagi ile cümle içine bile giremez. bunlar yalan değil.
ama lorik cana defansif orta saha oyuncusudur. eğer dünyanın en iyi on takımında oynayan mevkidaşları ile karşılaştırırsanız elbette geride kalır. ama yerine çok iyisi gelmeyecekse eğer göndermenin de bir anlamı yok.
kaldı ki mevkisi üstün top tekniği gerektirmemektedir. oyun zekası ve görüş gerektirmektedir. bunlar da lorik cana 'da vardır. topçu değil, overrated gibi sığ yorumlar ne onun için ne de bir başka oyuncu için haksızlıktır.