ben bu adamın yorumlarını izleyip dinleyene kadar hafızamı guvvatlı sanırdım
*. lakin ki öyle değilmiş. adamın yarı yaşında bile değilim ama benim hafızam, onun hafızasının karşısında diz çöküp tövbe eder herhalde. herif sadece maç skorlarını da değil, hemen her ayrıntıyı sanki maçı bir saat önce izlemiş gibi hatırlıyor. dediğim maçlar da geçen sezonun maçları filan değil ha, on senelik hatta yirmi ve dahi otuz senelik maçları bile hatırlıyor.
özellikle gürcan bilgiç'le yaşadığı tartışmaların hemen hepsini bu fil hafızası sayesinde kazanıyor. zaten geçen sezon bir tanesi bayağı meşhur olmuştu:
http://fs2.directupload.net/.../150108/8d7avuxw.swf hatta bu programı canlı izlerken de "helal olsun!" çekmiştim içimden.
geçenlerde de şöyle bir diyalog geçti artı futbol'da.
---
alıntı ---
turgay demir: kuddusi müftioğlu şöyle kötüdür böyle kötüdür, bjk'yi 2003'te doğramıştır, bla bla...
gürcan bilgiç: asıl fener'i doğramıştır. taraftar kendisine her maç küfürlü tezahürat yapmıştı, bla bla...
levent tüzemen: bir dakka beyler! ismet arzuman, hatırlayın
*, 2002-2003 sezonunda ali sami yen'deki galatasaray-bkj maçında ali eren beşerler'in hasan'a yaptığı net penaltıyı çalmamıştı. hemen gözünün önünde olmuştu hatta olay... lütfen yani.
---
alıntı ---
e şimdi ne oluyor? gürcan'la turgay afaki konuşurken levent abi spesifik bir ayrıntı veriyor ve ortamdaki saygı duyulan, bilirkişi oluyor. küsuratlı sallayayım da belli olmasın, deriz ya hani; bu adam o küsuratları
* sallamadan verebiliyor. gene aynı programda yaşanan bir başka diyalog:
---
alıntı ---
turgay demir: bkj'nin bu sezon şöyle hakkı yendi böyle hakkı yendi...
gürcan bilgiç: yok ya! hakemler bjk'yi şöyle korudu böyle korudu. antep maçında penaltısını vermediler antep'in
*.
turgay: verseler ne olacak ya. zaten 2-0'dı maç.
levent tüzemen: bir dakika turgay, eğer hatırlarsan o maçtaki penaltı pozisyonu maç 1-0 giderken gerçekleşti. bjk 2. golü 85'ten sonra buldu! (thug life)
turgay: ?1%^11...
(muhabbet devam ediyor)
turgay: fener'in aleyhine çıkmayan kırmızılar var, onları ne yapacağız?
gürcan: yok ya, dediğin pozisyonda adam kaleye çok uzaktaydı...
turgay: değildi!
gürcan: uzaktaydı!
turgay: değildi!
gürcan: uzaktaydı!
turgay: değildi!
levent tüzemen:
* bir dakka beyler! o pozisyon; santra çizgisinin sol çaprazında, yedek kulübesinin önünde, taç çizgisinin 2,5 metre uzağında oldu!
turgay: ???
gürcan: !!!
---
alıntı ---
bundan birkaç ay önce de gürcan'la adını hatırlayamadığım bir konuğun anlaşmazlığa düştüğü bir konu olmuştu. fatih terim'in bir milli maçta takımın başında olup olmadığıydı konu da. tabii ne oldu dersiniz? levent buba mesaj attı: gürcancığım hoca o maçtan iki hafta önce başladı milli takımda çalışmaya, iyi programlar :)
*hadi bunlar neyse. eminim sözlükten de çıkar bu ayrıntıları hatırlayabilecek kadar hafızası güçlü yazarlar. amma, bu adamın erman toroğlu'yla yaptığı programlarda bazen öyle muhabbetler dönüyor ki, "yuh bea!" demekten de kendimi alamıyorum.
---
alıntı ---
erman: bizim zamanımda hocalar karışırdı bize abi. maç içinde çeneleri durmazdı...
levent: 78'de inönü'deki maçta sana da az fırça kaymamıştı hocan, değil mi erman abi :)
erman: ben öyle bir şey hatırlamıyorum...
----
erman: eskiden denk getirdi mi yapıştırırlardı abi. kimse bana masal anl...
levent: ankara'daki keçiörengücü maçında sen de yapıştırmıştın öyle bir tane hocam, top taca çıkmıştı :)
erman: ben hatırlamıyorum öyle bir şey...
----
erman: 20-30 sene evvel çok daha sertti hakemler. şimdi hepsi prenses gibi... geçecekler bunla...
levent: sen hakemken gözünün önünde ragıp'ın ayağını kırdılar, sen devam ettirdin hocam, ben de tribündeydim o maçta :)
erman: hay amua go...
---
alıntı ---