kendisinin en önemli olayı süratinin yanında müthiş bir dengesinin olması. yani topla 5. viteste kaptırmış giderken topu ters tarafa çekip çalım atabiliyor bu esnada dengesini kaybedip düşmüyor. normalde 5. viteste öyle keskin yön değiştiren bir oyuncu dengesini kaybedip düşebilir.
lakin kendisinin futbol adına yapabildiği tek şey 5. vitese çıktıktan sonra bu denge özelliğini kullanarak rakiplerini geçebilmesi. yoksa onun dışındaki çalım denemeleri genelde başarısız. dikkat edin ne zaman adam geçse hayvan gibi hızlanmış oluyor.
süratli ve iyi dengeye sahip olmak iyi bir futbolcu olmak için yeterli bir özellik değil. sen topu almış gidiyorsun ama nereye gidiyrosun ne yapmaya gidiyorsun. kafanda hiç birşey yok. mesela
edin visca için bi yazara adamda finishing zekası var demiştim. finishing zekası da ne ilk defa duyuyorum demişti. finishing zekası bu işte. topu aldın birazdan ceza sahasında olacaksın, topla giderken nereye çekip hangi ayağınla nasıl şut çekeceğini kafanda tasarlaman lazım, yadahangi defans oyuncusunu üzerine çektikten sonra hangi takım arkadaşına pas vereceğini. markovic'te bunların hiç birisi yok. sadece hızını alabildiyse doğaçlama bir şekilde gidiyor topla. ne yapmaya gittiğini kendisi bile bilmiyor giderken.