gerçek bir lider, gerçek bir kaptan. ailesine bakmak zorunda olmasına rağmen hiçbir şekilde bunu sağda solda dile getirmeyen, hırçın çocuk. yeri geldiğinde teknik direktörü ile kapışacak kadar gözü kara. dünya kupasına giden o muhteşem kadronun en önemli oyuncusu. kendisi olsa olsa thierry henry olur. los galacticos da neymiş kendisinin de içinde bulunduğu kadro şu şekildedir:
kendisini herkes gibi ben de sevmezdim lakin ramazanda yumurcak tv'de ilk bölümlerden itibaren izleme fırsatım oldu. adamın dibidir, ne tsubasa gibi karı kılıklıdır* ne de misaki gibi yancı.
29
underrated bir oyuncuydu. tsubasa, gereksiz yere şişirilip bu adamın önünde gösterilmiştir bana göre. bir kere tsubasa top rakipteyken oyunda pek yoktu. hyuga ise oyunun iki yönünde de aktif rol alan, fizik gücü her zaman üst düzey olan bir oyuncuydu. tek handikapı fazla hırslı olması ve zaman zaman hırsı yüzünden hatalar yapmasıydı. fatih terim gibi bir hocanın elinde çok daha başarılı olabilirdi bence.
30
gece gece aklıma düşen hırçın forvet. ara transfer döneminde neden olmasın diyorum.
biraz kompleksli bir apaçi forvet. çok sert şutları dışında çok aman aman değildi. c.ronaldo ise muhtemelen çocukken tsubasa izlediğinde kendisiyle özleştirmiş. bu benzerlik tesadüf değildir.
33
zor geçen çocukluğunun kişiliğinde yarattığı etkiyi oyun karakterine dönüştüren, hırçın, güçlü hücum oyuncusu. tsubasa'nın aksine daha iki yönlü bir oyuncuydu hyuga. rakiplerini hızı ve gücüyle ekarte ederdi. fakat sanılanın aksine liderlik özellikleri zayıftır. duyguları sıklıkla mantığının önüne geçer ve öfke kontrol sorunları da vardı. yine de iyi topçudur, severiz.
34
çocukken tişörtlerimin kollarını omuzlara kadar sıyırma sebebim, büyük oyuncu.
yakalı tişörtlerimin yakaları da elbette havaya kalkardı. zaten hyuga da cantona'ya benzer az biraz.
35
ekmeğini kazanmak için sabahları gazeteleri dağıtırken bile top sürerek antrenman yapmasıyla severiz, sayarız. küçükken topunu alıp ortada sıçan oynatan çocuklar mı dersin, hayatın tokadını erken yaşta yemiş olmasından ötürü annesi ve küçük kardeşlerine bakmak zorunda kalmasından mı dersin bilmem; ama tüm bu öfkesini yeşil sahada, raiju shoot ve tiger shoot ile meşin yuvarlaktan çıkarmıştır.
kozo kira ile kendisini buluyor; ancak farklı bir kulüpte veya hocayla çalışırken düşüşe geçmesi en büyük soru işareti. toho'ya gittikten sonra da düşüşe geçiyordu; ancak kozo kira'nin antrenman teknikleriyle yeniden toparlıyordu. italya'ya gidişi sonrası ise juventus'ta hayal kırıklığı yaşattı. en sonunda serie c'nin yolunu tuttu; ancak burada iyi performans gösterip reggina'yı serie b'ye çıkarmayı başardı.