33
zor geçen çocukluğunun kişiliğinde yarattığı etkiyi oyun karakterine dönüştüren, hırçın, güçlü hücum oyuncusu. tsubasa'nın aksine daha iki yönlü bir oyuncuydu hyuga. rakiplerini hızı ve gücüyle ekarte ederdi. fakat sanılanın aksine liderlik özellikleri zayıftır. duyguları sıklıkla mantığının önüne geçer ve öfke kontrol sorunları da vardı. yine de iyi topçudur, severiz.
29
underrated bir oyuncuydu. tsubasa, gereksiz yere şişirilip bu adamın önünde gösterilmiştir bana göre. bir kere tsubasa top rakipteyken oyunda pek yoktu. hyuga ise oyunun iki yönünde de aktif rol alan, fizik gücü her zaman üst düzey olan bir oyuncuydu. tek handikapı fazla hırslı olması ve zaman zaman hırsı yüzünden hatalar yapmasıydı. fatih terim gibi bir hocanın elinde çok daha başarılı olabilirdi bence.
22
ilkokuldan bu yana t-shirtlerim kolunu katlayarak giymeme neden olmuş idol kahramanımdır. captain tsubasa' yı izleme sebebimdir.
benim için tsubasa değil kojiro vardır.
34
çocukken tişörtlerimin kollarını omuzlara kadar sıyırma sebebim, büyük oyuncu.
yakalı tişörtlerimin yakaları da elbette havaya kalkardı. zaten hyuga da cantona'ya benzer az biraz.
14
tsubasa pezevengi gibi doğal yetenekli değildi. o hep çok çalışmaktan dolayı iyi olmuştu. zaten hayat şartları da hiç adil davranmamıştı bu abimize. küçükken ben de tsubasayla misakiyi tutardım. ama büyüdükçe anladım ki alemin kralı kojiro abimmiş. sen ne büyük adamışsın be hyuga.
32
biraz kompleksli bir apaçi forvet. çok sert şutları dışında çok aman aman değildi. c.ronaldo ise muhtemelen çocukken tsubasa izlediğinde kendisiyle özleştirmiş. bu benzerlik tesadüf değildir.
10
çok içten samimi, kendi halinde, mutevazi bi müslümandı. ailesine bakmaya çalışırdı. bunun hasta bi kardeşi yada annesi vardı. onlar için marketlerde falan çalışırdı. onun dışında bir de meyva takımının kaptanlığını yapardı. hırslıydı. ben ufakken sevmezdim ama şimdi düşünüyorum da, tsubasa olmaktan çok hyuga omak bana daha yakın geliyor.
hyuga. yürekli çocuk. yürüyedur.
35
ekmeğini kazanmak için sabahları gazeteleri dağıtırken bile top sürerek antrenman yapmasıyla severiz, sayarız. küçükken topunu alıp ortada sıçan oynatan çocuklar mı dersin, hayatın tokadını erken yaşta yemiş olmasından ötürü annesi ve küçük kardeşlerine bakmak zorunda kalmasından mı dersin bilmem; ama tüm bu öfkesini yeşil sahada, raiju shoot ve tiger shoot ile meşin yuvarlaktan çıkarmıştır.
kozo kira ile kendisini buluyor; ancak farklı bir kulüpte veya hocayla çalışırken düşüşe geçmesi en büyük soru işareti. toho'ya gittikten sonra da düşüşe geçiyordu; ancak kozo kira'nin antrenman teknikleriyle yeniden toparlıyordu. italya'ya gidişi sonrası ise juventus'ta hayal kırıklığı yaşattı. en sonunda serie c'nin yolunu tuttu; ancak burada iyi performans gösterip reggina'yı serie b'ye çıkarmayı başardı.
16
kaval kemiğe çalışırdi. çok sert ve cirkef gibi gozukse de perdelerini kaldirdiginda duygusal bir cocuk cikardi karsiniza. antremana gec kalmaz, gayet yakisikli olmasina ragmen kari kizla isi olmazdi.
ayrica forma kollarini kivirmanin da mucididir. guzel adamdir vesselam.
nankatsu takimiyla basariya doymus bir adam takimimiza ne kadar fayda saglar tartisilir ancak 1 sene kiralik alinmasi daha mantikli.
27
gerçek bir lider, gerçek bir kaptan. ailesine bakmak zorunda olmasına rağmen hiçbir şekilde bunu sağda solda dile getirmeyen, hırçın çocuk. yeri geldiğinde teknik direktörü ile kapışacak kadar gözü kara. dünya kupasına giden o muhteşem kadronun en önemli oyuncusu. kendisi olsa olsa thierry henry olur.
los galacticos da neymiş kendisinin de içinde bulunduğu kadro şu şekildedir:
genzo wakabayshi
ken vakashimazu
yuzo morizaki
hikaru matsuyama
ryo ishizaki
hiroshi jito
suingo takasugi
mokata soda
urabe
tsubasa ozara
sawada takeshi
mammoru izeva
jun misugi (adam gibi diğer adam)
misaki taro
kojiro hyuga
shun nitta
masao tachibana
kazuo tachibana
hajime taki
teppei kisugi (torpilli it)
4
kaplan vurusunu daha da gelistirmek icin tasla calisan cizgi karakter.