• 123
    eski istanbul kabadayıları gibi mazide kalmış bir gelenek esasında. şimdilerde adı var sadece.

    yıl olmuş 2021. futbolcuların inanılmaz gelirleri var. hepsinin sponsorları, avukatları, bağlı oldukları menajerlik şirketleri var. bu insanlar saha içinde kimseden emir alır ya da azar işitirler mi?

    cüneyt tanman mesela efsane bir kaptandı. saha içerisinde mutlak otoriteydi; deli tabir edilen rambo yusuf (altıntaş) gık çıkarmazdı kaptanına. korktuğundan mı? saygı duyardı. bir keresinde uyardığı halde aynı hatayı tekrarlayan hayrettin demirbaş'ı saha ortasında tokatlamıştı, herkesin gözü önünde. hayrettin insan üstü güce sahip bir adamdır; (hem tanju hem rıdvan'ı aynı dakika içinde dövmüşlüğü var) tepki bile vermedi. ertesi gün elinde çiçekle kapısına gitmiş kaptanından özür dilemek için. günümüzde duyabilir misiniz böyle bir hikaye?

    ne kaptanlar artık eskisi gibi saygın, ne de oyuncular eskisi gibi hatırşinas. zaman değişti, futbol değişti, dünya değişti...
  • 133
    yeni sezonda tff uefa'nın getirdiği kuralı uygulamaya koyacaksa yani hakemle sadece takım kaptanı konuşabilecekse mutlaka saha içinden bir futbolcuya devretmemiz gereken görev.

    ileride serbest vuruşumuz, kornerimiz verilmediğinde muslera 60 metre koşup hakeme "hocam napıyorsun" diyemeyeceğine göre pazu bandı diğer on oyuncudan birinde olmalı.

    onun harici muslera canımız ciğerimiz, kaptanımızdır bayrak adamımızdır o ayrı.
  • 76
    didier deschamps, mauro tassotti, danny blind, matthias sammer, manuel sanchís hontiyuelo, peter schmeichel, fernando redondo, stefan effenberg, fernando hierro, jorge costa, steven gerrard, carles puyol, paolo maldini, rio ferdinand, javier zanetti, john terry, philipp lahm, iker casillas. bunlar kim mi? son 20 yılda şampiyonlar ligini kazanan takımların kaptanları. ve aralarında bir tane kanat, forvet yada ofansif orta saha yok. aralarında tek genç steven gerard o da 25 yaşındaydı. galatasaray 2009 yazında ne yaptı, 22 yaşında bir kanat oyuncusu olan arda turan'ı kaptan yaptı. sonrası zaten malum. yukarıdaki şampiyon kaptanların ortak özelliklerinden yola çıkarak galatasaray futbol takımı kaptanının nasıl olması gerektiğini açıklamaya çalışacam.

    halı sahada futbol oynamıyorsanız; futbol takımı kaptanı, defans hattı yada merkez orta saha oyuncularından olur. en güzeli de stoperlerden olur. kanat oyuncusundan, forvetten, ofansif orta sahadan kaptan olmaz. tabi elinizde 35 yaşında kulüp efsaneniz hakan şükür yada francesco totti yoksa. yıl içerisinde oynadığınız maçların % 80'ini yerli hakemler yönetiyorsa; kaptan yabancı da olamaz. mevcut takımda en az beş sene oynamamış, 28 yaş altı adamdan da kaptan olmaz. aile babası, çocuk sahibi olmayan, o bar o gazino gezen adamdan da kaptan olmaz. hırsı olmayan, gamsız artist topçudan kaptan hiç olmaz. kaptan aynı zamanda takımda bir nevi teknik direktör yardımcısıdır. bu kriterlere de en yakın futbolcu felipe melo'dur o da yabancı olduğu için olmaz. yerli olsaydı tam anlamıyla mükemmel bir kaptan olurdu. ilk on birin değişmezi olabilseydi gökhan zan olurdu, o da işte malum. sabri sarıoğlu, hakan balta en yakın tercihlerdir. fakat ve maalesef bahsettiğim gibi galatasarayın gerçek bir kaptanı, bir bülent korkmaz'ı yok. bu da son 10 yıldaki kulüp yöneticilerinin günübirlik hesaplarından dolayı. fakat beş yıl sonra galatasaray'ı güzel bir kaptan bekliyor. adı semih kaya. inşallah daha öncesinde kaptan filan yapıp kaldıramayacağı yük yüklemezler.
  • 126
    https://twitter.com/...997785072353284?s=21
    alex telles’in drogba hakkında söylediği… sahada lider özellikli, saha içinde takımın hakkını savunan, oyunculara moral veren, yönlendiren, yeri geldiğinde hatırlatmalarda bulunacak olan oyuncu.
    düşünüyorum da bizim takımda böyle işleri yapacak, mourinho’nun deyimiyle soyunma odasındaki pis işleri yapacak bir oyuncusu var mı? belki ilerleyen yıllarda marcao, belki kendisine ve bizlere karşı saygısını kaybetmemiş olsaydı babel. ama şu anda yok maalesef.
    muslera’dan böyle bir kaptanlık beklemiyorum, ikinci kaptan olan arda turan belki bir nebze olabilirdi ama o da sakat zaten.
    alıntı
    mourinho, "çalıştırdığım takımlarda birçok kaptanım oldu ama çoğu lider değildi. eğer lider karakterli bir kaptana sahipseniz gerçek anlamda teknik direktörlük yapabilirsiniz. lider olan kaptan işinizi yapabilmeniz adına sizi çok rahatlatır" diyerek, porto takımında teknik direktör olarak çalışırken yaşadığı bir anısını anlattı...
    belenenses'le yaptıkları maçın ilk yarısını 2-0 mağlup bitirdiklerinde, mourinho tüm kızgınlığıyla soyunma odasına girerken, takım kaptanı olan jorge costa, mourinho'yu durdurur ve "koç sen iki dakika dur, lütfen içeri girme" der. jose mourinho, kaptanın söylemi sonrası soyunma odasının dışında beklemeye başlar. bir süre sonra kaptan costa, soyunma odasının kapısını açarak "şimdi gir ve hocalığını yap" der... mourinho içeri girer ve konuşmasını yapar. ikinci devre sahaya çıktıklarında seyirciler bambaşka bir porto takımı seyrederler. ve sonuçta da harika bir geri dönüşle maçı 3-2 kazanırlar. takımın defansının ortasında oynayan kaptan costa 2 gol atar. işte size lider özellikli kaptan... teknik direktör mourinho'nun işini kolaylaştırıp bir anlamda onun eli, ayağı, gözü, kulağı ve yüreği olan lider bir oyuncu...
    alıntı
    ekleme: benim canlı gözlerle izlediğim izlediğim en etkili kaptan bülent korkmaz’dı. herkes konuşmalarını hatırlar, oyuncuları nasıl maça hazırladığını görür ancak mesela uefa kupası öncesinde fatih hoca konuşmasını daha bitirmeden-belki oyuncuların sıkıldığını düşündü- herkesi toplamışlığı var. ve sonrası malum “allah yardımcınız olsun”…
    ekleme 2:

    https://www.sportsadda.com/...costa-mumbai-city-fc

    kaynak da belirteyim de hikayenin nereden geldiği belli olsun. gol sayısı ise büyük ihtimal golü atanın mourinho’nun yanlış hatırlaması sebebiyledir. en azından hayatında bir kere takım oyunu oynayıp soyunma odasını yaşamış herkes böyle olaylara şahit olur. yaşamamış olana da güzel serinlemeler.
    ayrıca bu girdide kaptan-başarı korelasyonu olduğunu zanneden -nasıl anladı bilmiyorum *- güzel kardeşlere de selamlar olsun.
  • 131
    her şeyiyle, kelimenin kök anlamına kadar kerem aktürkoğludur. iki kere iki kadar cevabı nettir.

    sanki sahanın içinde oynuyormuşçasına, her idmana birlikte çıkıyormuşçasına atıp tutulmaması gerekendir. kaptanlık kerem'den çok yakıştırılan sneijder futbolculuk döneminde yaz kamplarına gelmezken, bülent korkmaz emekliliğinin ardından galatasaray'ın adını ağzına almaz en zıt yerde bulunmaktan kendinde hiç beis görmezken selçuk inan kaptanlığında büyük bir dominasyon yaşadık, sabri de bir kez olsun kaptanlığından ve galatasaraylılığından dolayı yüzümüzü öne eğmedi.

    bugün de takımı en sahiplenen, her idmanda herkesle iletişim kuran, saha içinde hakeme ve rakibe her maç isyan eden, içimizden çıkan, takımın bağı olan ve tüm bunları harika performansıyla destekleyen tek isim kerem aktürkoğlu'dur. kerem aktürkoğlu'ndaki mental güç de muhtemelen aktif yerli futbolcuların bir tanesinde yoktur. muslera emekli olana kadar o rütbede kimse olamaz fakat ardından gelen isimler arasında kaptanlığı hak eden iki isim varsa birisi kerem diğeri abdulkerim'dir.
  • 134
    bizde bir gelenek vardır. eski olan kaptanlığı alır. yabancı ya da yerli olması bir şey ifade etmez.
    ben galatasaray'da böyle gördüm. diğer takımlar gibi isminin altında ezilmez kaptanlık. kariyerli oyuncu getirdin diye çat kaptanlık verilmez bizde.
    muslera bu takımın demirbaşı. sonrasında yunus, kerem, berkan, nelsson yıllardır bizle birlikte. ancak en fazla saha içinde olan bunların arasında kerem. bu bakımdan kerem'e kaptanlık verildi.
    yani liderlik vasfından, iletişim becerisinden dolayı değil.
    bana kalsa muslera kaptan olsa dahi sahaya o kaptan olarak çıkmamalı.
    kaptan demek hakemi baskılamak demek, olay anında orada bitiverip takımı sahiplenmek demek. saha dışında farklı olabilir ama saha içi tamamen liderlik ve iletişim üzerine.
    neden yıllarca bülent korkmaz dedik? yeni nesil hiç bülent'in komple 90 dakika maçını izledi mi?
    gattuso'ya kafa tuttuğunu, omzu çıkık oynadığını, beşiktaş soyunma odasına tek başına daldığını, yabancı hakemi bile nasıl baskıladığını gördü mü?
    bunları şu an bizim takımda yapabilecek 1 tane adam yok. düşünülenin aksine kavgacılığını öne çıkarmıyorum. takım için kendini nasıl yakabileceğini söylemeye çalışıyorum. o yaptıklarıyla bütün takımın stresini alır, karşı takıma ve hakeme psikolojik baskı uygulardı.
    kerem'den sessiz sedasız kaptanlığın alınması her şeyden önce çok ayıptır. sadece kerem'e değil galatasaray'ın genlerine karşı yapılmış ayıptır.
    buradan yönetime açık soru. siz kimsiniz de kendinizi galatasaray'dan üstün görüyorsunuz?
    istifa etmeyeceğinizi biliyoruz ancak bari bırakın takım kendi yağında kavrulsun.
  • 87
    başarızsız takımlarda oyun lideri ile takım kaptanı aynı kişilerdir. tecrübesiz futbolseverler de böyle olması gerektiği zanneder. maalesef öyle değildir.

    mesela oyun lideri gheorghe hagi iken, kaptan bülent korkmaz olur.
    mesela oyun lideri xavi iken, kaptan carles puyol olur.
    mesela oyun lideri andrea pirlo iken, kaptan paolo maldini olur.
    mesela oyun lideri selçuk inan iken, kaptan tomas ujfalusi olur.
    mesela oyun lideri zinedine zidane iken, kaptan didier deschamps olur.
    mesela oyun lideri paul scholes iken, kaptan rio ferdinand olur.
    mesela oyun lideri frank lampard iken, kaptan john terry olur.
    mesela oyun lideri bastian schweinsteiger iken, kaptan philipp lahm'dır.

    yani oyun lideri wesley sneider iken kaptan sneijder olmaz, hakan balta olur. kaptanlık ile oyun liderliği farklı şeyler. öğrenin şunu artık.
  • 33
    galatasaray futbol takımı’nda kaptanlık

    http://4.bp.blogspot.com/.../s1600/kaptanlar.jpg

    linkdeki resim, galatasaray futbol takımı kaptanlarının listesi. sarı-kırmızı boyanmış olanlar iz bırakan, galatasaray kaptanı denince aklımıza ilk gelenler. mavi boyalılar ise galatasaray’ın yabancı kaptanları. diğerlerinin tamamı türk oyuncular.
    listede ilgimi çeken bazı şeyler var. mesela ali sami yen, 7.kaptan, mesela ulvi yenal hiç kaptanlık yapmamış galatasaray’da. bir de elbette bu yazıyı yazma amacıma çarpıcı örnek olması açısından hagi, popescu da yok bu listede.

    bu liste sahaya kaptan çıkmış futbolcuların listesi değil, karışmasın. kulüp tarafından kaptan olarak belirlenmiş ve deklare edilmiş isimler. aynı dönemde ikinci, üçüncü kaptan olanlar da yok listede. popescu, yasin özdenak gibi isimlerin listede olmamasının sebebi bu.

    kaptan nedir ki bu kadar üzerinde konuşulur. eskiden başka, şimdi başka, okul takımında, mahalle takımında başka, profesyonel takımda başkadır kaptanın fonksiyonu. kaptanına göre de değişir, hocasına, başkanına göre de.

    desailly, “kaptan” kitabında fransa milli takımı kaptanlığına getirildiğinde başına gelenleri de anlatır. neredeyse idmana çıkacak vakit bulamamaktan dert yanar. öyle ki, mesela sponsor anlaşmalarının taslaklarından bir kopya da ona gelirmiş, toplantılara o da katılırmış. kitabı biri arakladığı için bakıp da yazamıyorum, yanlışlık varsa düzeltin lütfen.

    kaptan, öncelikle futbolcularla teknik kadro ve yönetim arasındaki adamdır. bir nevi sınıf başkanıdır. hem öğrenci, hem yöneticidir. saha içinde hakemin muhatabıdır. futbolcuları temsil eder. bu yüzden her kesim tarafından saygı duyulmalıdır kendisine.
    eskiden kaptanlar takım kadrosuna bile karışırdı. halen amatör küme, okul takımı gibi takımlarda kaptanlar her şeye karışır. biraz da kaptanın karakteriyle ilgisi var tabii. mesela fatih terim transferlere, getirilecek hocaya, giyilecek formaya bile karışan bir kaptandı. ama bandı ondan teslim alan cüneyt tanman etliye karışmaz, sütlü zaten sevmez tarzı bir kaptanlık sergilemişti. dışarıdan gördüğüme göre konuşuyorum, muhakkak her ikisi de kaptanlığın hakkını vermiştir, tarzları başkaydı sadece.

    galatasaray’ın bugüne kadar ki kaptanlarına baktığımızda sadece 2 yabancı oyuncunun kaptanlık yaptığını görüyoruz. yine belirtmek lazım belki de, sahaya 1-2 kez kaptan çıkmaktan değil, deklare edilmiş kaptanlardan bahsediyoruz. buradan, galatasaray’ın geleneksel olarak türk oyuncuları kaptan yaptığını söyleyebiliriz. bu kaptanlar içinde türk futbolunda kaptan deyince akla gelen isimler var.
    gündüz kılıç, turgay şeren, metin oktay, fatih terim, cüneyt tanman, bülent korkmaz milli takım’ın da uzun süre kaptanlığını yapmış efsaneler.
    arda turan ikinci sezonunu geçiriyor kaptan olarak. arda’nın kaptan yapılması gündüz kılıç’ın kaptanlığı turgay şeren’e vermesi gibi bir durum sonucu gerçekleşti. baba gündüz, “ben yakında futbolu bırakacağım, ama turgay 20 sene daha galatasaray’da kalacak” diyerek kaptanlığı turgay şeren’e vermiş. arda’nın durumuna benziyor. takım kadrosunda, eski efsanelerden kimse de kalmayınca, uzun süre galatasaray’a hizmet edecek bir yaşta ve olgunlukta olan arda’ya verildi kaptanlık. takım kötü gidince her şey olduğu gibi arda’nın kaptanlığı da tartışılır oldu. normaldir.
    ama bu eleştiriyi getirenlerin büyük çoğunluğu takımdaki abicilikten şikayet ederken, arda’nın takıma sahip çıkamamasından, bir nevi abi rolü oynayamamasından bahsettiklerini bilmemeleri de komik. önemli değil, takım toparlanırsa bu da unutulur.

    yukarıda bahsettiğim konuya dönersek. kaptanın futbolcuların temsilcisi olduğu konusuna. kişisel fikrim, türkçe konuşan birinin kaptan olması gerektiği yönündedir. bunu son zamanlarda ortaya çıkan cana, neill, kewell kaptan olsun isteyenlere söylüyorum. yine aynı şekilde beşiktaş’ta guti’nin kaptan yapılması fikirlerine karşı da.
    sahada takımın lideri olmak başka şeydir, kaptan olmak başka. o müthiş galatasaray’ın kaptanı bülent korkmaz’dı. ama takımın lideri hagi ve hatta suat kaya’ydı, savunmanın lideri popescu’ydu.

    neden bülent’ti kaptan. gözünü galatasaray’da açmış bir adamdı bülent. galatasaray’ı, kültürünü, geleneklerini özümsemiş ve buna göre davranan adamdı bülent. arda turan da bu sebeple kaptandır. galatasaray gibi koca bir çınarın kaptanının her an başka bir kulübe transfer olabilecek bir yabancı olmasını istemem.
    cana ve neill elbette karakter olarak kaptanlığa çok uygun adamlar. gittikleri her takımda kaptanlık yapmışlar. ama burada bir de teknik sorun var, daha önce kaptanlık yaptıkları yerlerde dil sorunu hiç çekmemişler. kaptanlık yaptıkları ülkenin dilinde konuşabilmişler. bizim kırolar ingilizce bilmiyorlar, o adamların kabahati değil diyenler olursa, bu adamlar gittikleri ülkenin dilini konuşmuşlar. farkı anlayabiliyoruz sanırım. demem o ki, türkçe konuşmayı öğrenirlerse kaptan yapılsınlar. hagi’ye bile kaptanlık vermemiş bir kulüpte çok da hoşuma gitmez. bu milliyetçi bir tavır değil, ama nasılsa öyle görenler olacak. hiç umurumda değil.

    bu hafta ortaya çıktığı üzere rakibe gider yapmak kaptanlık kriterlerinden biriymiş. hiç haberim yoktu doğrusu. arda turan’ın kaptanlığında sakınca yok o zaman.
  • 127
    --- alıntı ---

    mourinho, "çalıştırdığım takımlarda birçok kaptanım oldu ama çoğu lider değildi. eğer lider karakterli bir kaptana sahipseniz gerçek anlamda teknik direktörlük yapabilirsiniz. lider olan kaptan işinizi yapabilmeniz adına sizi çok rahatlatır" diyerek, porto takımında teknik direktör olarak çalışırken yaşadığı bir anısını anlattı...
    belenenses'le yaptıkları maçın ilk yarısını 2-0 mağlup bitirdiklerinde, mourinho tüm kızgınlığıyla soyunma odasına girerken, takım kaptanı olan jorge costa, mourinho'yu durdurur ve "koç sen iki dakika dur, lütfen içeri girme" der. jose mourinho, kaptanın söylemi sonrası soyunma odasının dışında beklemeye başlar. bir süre sonra kaptan costa, soyunma odasının kapısını açarak "şimdi gir ve hocalığını yap" der... mourinho içeri girer ve konuşmasını yapar. ikinci devre sahaya çıktıklarında seyirciler bambaşka bir porto takımı seyrederler. ve sonuçta da harika bir geri dönüşle maçı 3-2 kazanırlar. takımın defansının ortasında oynayan kaptan costa 2 gol atar. işte size lider özellikli kaptan... teknik direktör mourinho'nun işini kolaylaştırıp bir anlamda onun eli, ayağı, gözü, kulağı ve yüreği olan lider bir oyuncu...

    --- alıntı ---

    costa'nın kariyerinde bir maçta 2 golü olmuş olsa serin hikaye aslında. bayılıyorum böyle şeylere. yahu barcelona ortalığın anasını ağlatırken de messi kaptandı, yokları oynarken de messi kaptandı. galatasaray uefa kupası alırken de bülent korkmaz kaptandı, bülent korkmaz kadro dışı kalırken de kaptandı. *

    edit: derdimi biraz daha açık anlatayım. bir takımda işler iyi giderse herkes övülür. kaptanı da övülür, doktoru da övülür. işler kötü giderse de herkes eleştirilir, her yerde kusur aranır. yok kaptan bağırmadı, yok doktor iyileştiremedi vs. vs. insan psikolojisi böyledir çünkü. iyi şeyleri olduğundan daha iyi hatırlar zaman geçtikçe. yahu mourinho'nun övdüğü bu kaptan sadece bir maçta mı kaptanlık yaptı. o takım 100 tane maç kazanmıştır ve kazanıldığında her maça bir kahraman bulunur. bu demek değildir ki lider oyuncu, örnek oyuncu, kaptan önemsizdir, elbette önemlidir ama olası bir başarısızlığın nedenleri arasında kaptan, lider bilmem ne faslı çok sonra gelir. galatasaray'ın sorunu çok basit, çok basit. hiç öyle lider oyuncu, kaptan vs. olayı değil. bu takımın oyun planında, kurgusunda sorunlar var ve fatih hoca'nın da vazgeçmediği bazı inatları var; babel gibi, feghouli gibi. hepsi bu. allah aşkına beşiktaş şampiyon olurken de atiba oradaydı, olamazken de oradaydı. ne alakası var şampiyonluğun, maç kaybının kaptanla...

    edit 2: teknik 5 zihinsel 18'in katkılarıyla maçı bulduk arkadaşlar. 2 golü var jorge'nin 49. ve 52. dakikalarda. https://fbref.com/...9-2003-Primeira-Liga

    üsteki hatalı bilgim için özür dilerim. onun dışıdna yazdığım entyde edit 1'de vurguladığım fikrin hala arkasındayım.
  • 125
    malum olay öncesi muslera sonrası 2. kaptanlığın acilen 45 numaralı futbolcumuza verilmesini çok arzulamış bunu dile getirmiştim. ancak 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçı olayları sonucunda zaten çok insan tarafından kabul edilemez bir davranışa konu olmuş ve artık işler o arkadaş adına karmaşıklaşmıştır. bu bakımdan benim muslera sonrası kaptan adayım eğer seneye satılmazsa berkan kutlu olacak. o liderliği en başından göstermeye başladı kaptanlık ona daha farklı sorumluluklar da yüklerse iz bırakacak bir futbolcu olacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın