• 180
    öncelikle iyiyim. mental olarak hiç iyi değilim, değiliz
    ama hayattayım. hepinizi endişe ettirdiğim için hakkınızı helal edin. birkaç şey yazacağım bu girdiyi editleyip şimdi. sadece iyi olduğumu yazmak istedim öncesinde. mesajlara bakamadım vaktim yok maalesef ancak azıcık soluklandığım şu anda olanları yazacağım.

    öncelikle benim için şu an sarılabildiğiniz tüm sevdiklerinize sarılın. inanın kaybedene kadar değer bilinmezmiş gerçekten. pazar gecesi içimde kötü bir his olduğundan uyumamış, antep'de bulunan arkadaşımı da darlayıp gece 4'e kadar uyumamasını sağlamıştım. kendisine maalesef ulaşamadım daha umarım iyidir. depremi tarif etmeyeceğim asıl mental yönden beni yaralayan sonrası oldu. telefonumun şarjı çok az olduğundan sözlüğe yazdığım andan biraz sonraları bitmiş, durumun vehametini ve büyüklüğünü kavradığımda ise telefonu bırakın kendimizi atacak yer zor bulmuştuk. dandik bir powerbank ile şarj etmeye çalışıp sözlüğe başka yerlerde durum nasıl diye bakmak için girdiğimde ise maalesef telefonum kapandı. birçok akrabamız tanıdığımız göçük altında kaldı çoğu da vefat etti. ilk gece bina yangınları ve yaralılar ile uğraşırken senenin en soğuk günleri ve gecelerini yaşıyorduk ve hala yaşıyoruz. depremden bir gün sonra yani pazartesi günü insanlar nasılsa bir şey olmaz diye uyarmamıza rağmen evlerine girdiler ve çoğunun maalesef cansız bedenlerini çıkarttık. el ele tutuşup can veren aileler, yardım çığlıkları atmasına ve canlı olmasına rağmen kendilerine gereken yardım hızlı ulaştırılmadığı için vefat eden insanlar oldu. en çok sanırım yıkımın olduğu yer hatay iken, teknoloji bu kadar gelişmişken hem kurtarma çalışmalarının hem de yeme içme barınma ihtiyaçlarının neredeyse sıfır olmasını ben sindiremiyorum. insanlar tanımadığı kişiler için canını tehlikeye atmasına rağmen göz göre göre ölüme terk edilmelerimizi kabullenemiyorum. en son enkaz altında kalanlar için hilti ve kepçe istedigimizde yok diyenler araya birileri girilince iş makinesi gönderip ölü bedenler çıktığında bu insanlar ikiyüzlü ve alçakça başınız sağ olsun dedi. insanlar güçlü olsun diye yanlarında moral vermeye çalışırken güçlü görünüyordum ama değilmişim. gördüğüm manzaralar ve şu afetten sonra yaşanılan şeylere dayanamadığım için şu an herkesten uzak bir yerde hüngür hüngür ağlıyorum. şu an çoğu insanın ne kalacak yeri ne yiyeceği ne de ısınabileceği materyali var. insanları sokaklarda 2 gün kaderine terk ettiler!

    ali kardeşimi şu an öğrendim ve oraya yola çıkacağım. dualarınızı esirgemeyin, hepiniz iyi ki varsınız. bir de lütfen elinizden geldiğince yardım edin. edemeyen de dua etsin. allah'a emanet olun.
  • 35
    kendisini tanımıyorum ve ilk kez birinin başlığı altına yazıyorum (çok büyük olasılıkla son kez) ancak hemen hemen 2 hafta kadar önce şöyle bir entry (bkz: #2799435) yazmıştı.

    yaklaşık 10 gündür çok yoğun olduğumdan bu entry hakkında yazmak istediklerimi hep ertelemiştim, son 1-2 gündür de entry'yi neresinden tutayım da başlayayım diye bakıyorum. çünkü çok garibime gitti.

    "...teklif edeceğim...". diyor yazar. niçin? o senden daha üstün bir varlık mı?

    niçin bu kararı karşıdakine atmak zorundayız. hem baskı altında olan, zorlukla uğraşan, acabalarla kafası dolu iken bir şekilde cesareti toplayarak niçin böyle bir şey yapmak zorundayız? çok önemli biri mi? evrende neslini devam ettirebilmek için kalmış son varlık mı? neden? niçin? onu üstün kılan ne?

    o evinde, arkadaşlarının arasında vay efendim şununla yazıştım, yok efendim şununla yazıştım, şu ana kadar şu kadar kişi benimle ilgilendi vb. gibi düşünceler ile bir taraflarını kaldırırken (erkeklerin çanak tutması ile) sen üzerine yüklediğin anlamsız bir baskı ile kendini geriyorsun ve belki mutluluk dediğin kavramı karşıdaki kişinin 2 dudağı arasına bırakıyorsun.

    hayat adil değil. kadın-erkek ilişkileri hiç adil değil. sen (xy kromozomlu birey) teklif edersin o (xx kromozomlu birey) reddeder. sen uğraşırsın, dil dökersin, çaba sarfedersin, maddi ve manevi fedakarlıkta bulunursun ama bunların karşılığında mutsuzluğunla kalırsın. sen bunları yaşarken ona ise hiçbir zarar gelmez. neden?

    "...hayatta bakmaz dediğim kız...". niye bakmaz acaba? talep-fiyat dengesi?

    mikroekonomide basitçe talep arttığı zaman fiyatlar yükselişe geçer ve kişilerin almaya razı oldukları noktaya kadar tırmanır. sen (erkek), en başından itibaren düşünecek olursak, onunla tanışmaya çalışıp, numarasını alıp, muhabbet kurup ilerletmeye çalışıp bir yerlerde konuşmaya çalışırsan; o da 'ekmek piş ağzıma düş' mantığı ile sen ve senin gibi birçok xy kromozomlu ile şansını dener ve haklıdır da çünkü altın yumurtlayan tavuk kesilmemelidir. kimse karşı cins tarafından beğenilmenin, ilgi görmenin istemediği bir şey olduğunu söyleyemez.

    bir de şöyle (bkz: #2799476) bir entry yazılmış o entrye cevap olarak. en az onun kadar ilginç.

    özgüven demiş sevgili yazar. özgüven! allah allah çok garip. demek özgüvenin şartları içinde karşı cinse karşılıksız çaba göstermek de varmış. bir yaşıma daha girdim. demek ki özgüven ölçütünün içinde bu da varmış! eyvallah!

    biraz sağduyulu düşünelim. bu özgüvenin bir belirtisi midir? ya da boşverin. özgüven nedir? özgüven basitçe kişinin kendine yönelik iyi duygular geliştirerek kendisini iyi hissetmesidir.

    "...barzolar, hanzolar bizden daha fazla özgüven sahibi olduğu için onların yanında..." barzolar ve hanzolar daha özgüvenli oldukları için değil yolunacak bir tavuk, birer enayi oldukları için onların yanında. onları xx kromozomluları pohpohladıkları, prenses rollerine bürüdükleri için onların yanındalar. o barzolara kendi yetkinlikleri doğrultusunda bir topluluk karşısında konuşmaya çalıştıklarında altlarına işerler. ama pardon özgüven bu değildi. birilerinin *ötünü yalamaktı. çok özür dilerim. onlar ve onlar gibi xx kromozomluların peşinden koşanlar en özgüvenli olanlar.

    sen aklı başında, sağduyulu, mantıklı ve özgüvenli (!) bir bireysin. herhangi bir xx kromozomluya karşı duygular besleyerek sonunda muhtemel mutsuzluğunla sonuçlanacak bir girişime mi girersin yoksa kendini tatmin edecek (sosyal çevre, başarı, para, statü, arkadaşlar, aile vb.) gibi unsurlara mı yönelirsin.

    tarafınızı seçin. bu düzen maalesef değişmeyecektir. ben neler yazarsam yazayım bu cümleler buradan dışarı çıkmayacaktır ve erkeklerin sapık muamelesi görerek halen itin götüne sokulması ve buna rağmen bizim de uslanmaz gibi xx kromozomlulara prim vermemiz sona ermeyecektir. maalesef üzgünüm.
  • 32
    (bkz: 6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçı/#2799435)

    romantizmin doruklarındaki kardeşim.

    entryi okuyan gülüp geçebilir ama bakın beyler bu bir dramdır :(

    yok lan ne dramı!

    varımızı yoğumuzu ortaya koyma zamanı. bir kadını etkileyen en büyük özelliklerden birisi masaya konan bmw anahtarıdır.

    anahtar falan değil, özgüvendir özgüven! *

    o bebek gibi kızların yanındaki "bu kızın bu adamın yanında ne işi var" dediğimiz barzolar, hanzolar bizden daha fazla özgüven sahibi olduğu için onların yanında.

    sen daha kendine inanmazken, kız sana niye inansın?

    bu arada bu laflarım, sevgili kardeşim kacokkahocam için değil tüm sözlük beyleri içindir.

    https://gss.gs/q65.jpg

    https://gss.gs/ku8.jpg
  • 31
    güzel bir tesadüf yaşadığım yazar arkadaşım. sözlük ağlama duvarı’na yazdığım bir entry’me nasihat veren bir mesajla döndü. anlattığı hikaye tanıdık geldi ama üzerinde durmadım nedense. sonuçta herkes bir şeyler yaşıyor. sonra ara ara birbirimizin entry’lerine cevap vermişiz adamla. şimdi gecenin 1’inde bir entry’sine bakınca profiline gittim. lan antakya’lıymış, lan fizyoterapistmiş dedim. mesajlara gittim, mesaja bir baktım “kardeş aynı yaştayız” yazıyor. yuh nidaları ile birlikte öğrendim ki 4 yıllık arkadaşımla birbirimizi tanımıyormuş gibi mesajlaşıyormuşuz. :(

    bu tarz üfürük hikayeler tek bir adamdan çıkardı, dikkatimden kaçmış. * şaka bir yana, adam gibi adamdır.

    edit: antakya değil iskenderun’muş. kendisi iskenderun milliyetçisi.
  • 110
    -- alıntı ---
    atfl ayağın dış kısmında bulunan malleol dediğimiz kemik uç çıkıntısının üst kısmında başlayıp öne doğru uzanıp fibula kemiğini talus'a bağlayan bağlardır ve ayak bileği sakatlıklarında en fazla zarar gören bağ çeşididir çünkü en zayıf bağ ayak bileğinde atfl'dir.

    --- alıntı ---

    bunu biz de biliyoruz güzel kardeşim. misal ben muayenelerde doktora şikayetlerimi aynen bu dille anlatırım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın