nba'de dev pivotların oyuna katkılarının değişimiyle ilgili kasım 2016'da yazdığı yazı...
http://www.basketball.com.tr/devlerin-evrimi/---
alıntı ---
akılalmaz bir uzun istilası var nba'de. hiç tahmin edilemeyen ölçekte bir istila üstüne üstlük. her şeyden önce istatistik sınırları zorluyor bu istila
nba’de gelecek 10 yıl için en heyecan verici oyuncular kimler? ya da diğer bir deyişle 25 yaşın altındaki en önemli oyuncular hangileri? kabaca bir liste yapmak gerekirse en öne çıkanlar kristaps porzingis, kyrie irving, andre drummond, giannis antetokounmpo, karl-anthony towns, andrew wiggins, anthony davis.
bu tip listeleri yapmak zor. bazı oyuncular daha somut olarak fazla bir şey ortaya koyamadan sadece potansiyelleri nedeniyle öne çıkarken, bazıları da sınırda kalıyor “diğerleriyle aynı kategoriye almak doğru değil” diye göz ardı ediliyor. doğası gereği subjektif bu liste. asıl amaç da listenin geçerliliğini savunmak/ispatlamak değil. ama temelde görece sağlıklı bir 25 yaşaltı yıldızlar listesi olduğunda pek çok kişi hemfikir olabilir. asıl amaç başka bir noktaya dikkat çekmek.
bu listede dikkatinizi çeken bir şey var mı? 7 oyuncudan 4’ü uzun. hoş antetokounmpo da uzun ama diğer 4’ü pota altı uzunu manasında uzun. “kısa” diye niteleyebileceğimiz sadece 2 isim var. listenin hemen sınırında kalan bazı isimler de var. misal nba’e çok geç adım atan daha yeni yeni verim veren ama 27 yaşına geldiği için dışarda kalan hassan whiteside, 1 yaşla kaçıran demarcus cousins. hücum anlamında yarattığı heyecanı henüz savunmada veremeyen nikola jokiç, tersi etkinlikte rudy gobert. henüz parke üzerinde çok azını sergilemiş olsalar da potansiyel açısından izleyenlerin ağzının suyunu akıtan joel embiid, myles turner.
akılalmaz bir uzun istilası var nba’de. hiç tahmin edilemeyen ölçekte bir istila üstüne üstlük. her şeyden önce istatistik sınırları zorluyor bu istila. öncelikle tüm dünyada 2.10‘un üzerindeki insan sayısı yaklaşık 4000 olarak tahmin ediliyor. 4 milyar civarındaki yetişkin içinde 4000… milyonda 1. elbette bu kadar uzun olanların çok büyük bir oranı basketbola yönlendiriliyor ve bu sporun doğası gereği avantajlılar ama aralarında spora yatkın, vücut koordinasyonu olanların oranı tam olarak ne kadardır?
tarih boyunca en zor bulunan pozisyon oldu uzun. her draft öncesi benzer ölçekte potansiyel gösteren oyuncular arasında hep uzun olana yöneldi takımlar. şu sözü ne kadar sık duyduk “böyle uzun 10 yılda 1 gelir“. doğruydu da. vücut koordinasyonu yüksek, ayaklarına hakim, zamanlaması üst düzey uzunlar her 10 yılda ancak 1-2 tane çıktı. şimdi bakıyoruz nba’de bir çırpıda 10 tane saymak mümkün. o kadar ki neredeyse bir uzun enflasyonu var. ligin en zengin pozisyonunun pivot olduğunu söylemek mümkün. 2020 sezonu için bir projeksiyon yapmak gerekirse kesinlikle pivot en zengin pozisyon olacak.
peki ne oldu da bir anda 2.10’luk bu kadar adam türedi? nerede yetişti bunlar?
elbette dönemsel olarak belli tip oyuncuların daha fazla yer aldığı olmuştur. bu biraz denk gelmekle alakalı. ama bu olsa olsa ikincil bir sebep olabilir. bundan daha önemlisi oyuncuların görev tanımlarında yapılan değişiklik. bundan 10 yıl öncesine kadar uzunlardan beklentiler temelde belliydi. boyalı alanı karartsın, sırtı dönük hücum etsin, yer kaplasın, dev bir duvar olsun, ribaund alsın…wilt chamberlain’den, kareem abdul-jabbar’a, patrick ewing’den hakeem olajuwon‘a kadar nba tarihinde ne kadar pivot varsa ilk büyük yıldız george mikan‘dan son örnek shaquille o’neal‘a kadar benzer görev tanımları ile oynadı. anthony davis’in shaq’le alakası var mı?
towns’ın tim duncan‘la? porzingis bir başka knicks efsanesi patrick ewing‘den 7 santim uzun. ama bir ısı haritası çıkarsanız ortalama olarak sahada durduğu yer ewing’den çok john starks‘a daha yakın çıkar muhtemelen.
elbette uzunlardan halen savunmada pota altını karartmaları bekleniyor. hangi savunma düzenini oynarsanız oynayın çember savunucu rolü futboldaki kaleci gibi. savunmanın son hattı. son çare, son umut. iyi bir çember savunucu olmazsa olmaz bir değer. ancak artık pota altında yer kaplayarak değil çok çabuk yer değiştirerek çemberi savunması isteniyor uzunların. ikili oyunda kısaya tepede baskı yaptıktan sonra hızla pota altına gelmesi bekleniyor. hücumda boyalı alanda kalabalık yaratmaması, dışarda bir tehdit yaratarak rakip çember savunucuyu oradan uzaklaştırarak, kendi takım arkadaşı kısalara boşluk yaratması bekleniyor.
90’lı yıllarda lakers, seattle ve indiana’dan hatırladığımız sam perkins pek çember savunamadığı halde dış tehdidi sayesinde önemli takımların bir parçası olmuştu. ama onu barındırmak için yanında dale davis veya shawn kemp gibi oyuncuları sahaya sürüyordu koçları. mutlaka bir pota altı devi olmalıydı. hoş perkins de devdi zaten. pek hareketli de değildi. iyi şutördü sadece.
şimdilerde sadece pota altında hareketsiz bir dev olmak artık avantaj değil, aksine bir zaaf olarak görülüyor. shaquille o’neal 2000’lerin ilk yarısında nba’in en iyi oyuncusuydu. şu anda aynı oyunla parkede olsa etkinliği muhtemelen yarıya inerdi. artık hiçbir savunma uzun bir oyuncunun alçak postta top alıp 4-5 saniye dripling yapıp sırtı dönük hücum etmesine izin vermiyor. savunmalar artık çok süratli ve çok derin. sırtı dönük uzuna anında biri yaklaşıyor. ilkinde değil belki ama ikinci defa topu yere vurduğunda mutlaka bir el o topa uzanıyor. artık kısaların, pivotlardan çok daha fazla post up yaptığı bir dönemdeyiz. uzunların o yavaş sırtı dönük oyunu oynayacakları 4-5 dripling yapacakları zaman kalmadı artık. o zamanı bulsalar bile alan paylaşımı temelli oyunlarda o alanı kalabalıklaştırdıkları, tempo temelli oyunda hem ayak, hem de pas trafiği olarak yavaş kaldıkları için ana plana uyamıyorlar.
ama yeni jenerasyonda oyuncular çok farklı yetişiyoır. her şeyden önce beslenme ve antrenman sistemlerindeki gelişmelerle uzun oyuncuların çok daha çabuk fiziksel olarak gelişiyor ama “sen bu potanın altında duracaksın. sana top atılmadan işlere karışmayacaksın” denmiyor. aksine kısalar gibi topla oynamaları teşvik ediliyor. tempo ve alan paylaşımının merkez olduğu oyunda temposuz ve alan paylaşmayan bir parçaya yer yok. şu anda en heyecan veren iki genç oyuncu towns ve davis‘in topla nerede haşır neşir olduğuna bir bakın. potaya 5-6 metre mesafede, hatta 3 sayı çizgisinin gerisinde başlıyorlar hücuma. “iyi pozisyon alan bir shaq” artık youtube videolarında bir nostalji sadece (jahlil okafor o mirası yaşatan tek isim belki de).
geleneksel pivotların belki de son temsilcisi marc gasol bile artık bir üç sayı tehdidi oldu. zaten pas yeteneğiyle potadan uzak oynuyordu gasol ama misal bu sezon şu ana kadar 3 maçta 6 üçlük isabeti buldu. washington maçını uzatmaya taşıyan üçlük de dahil. bundan önceki 8 sezonda toplam 12 üçlüğü vardı gasol’un.
artık uzunlardan beklenti kısa gibi oynamaları. kısalar gibi oynayıp onlardan daha uzun kalıyorlar sahada. bu aynı zamanda uzunların algısını da değiştirdi. eskiden fizik avantajları üzerinden oynadıkları için yaptıkları pek de etkileyici görünmüyordu soradan izleyiciye. içten içe “ya zaten kocaman adam, potanın dibinden atmayacak da ne yapacak?” diye bakılıyordu. o pota dibi atışlar kaçtığı, kısalar topu elinden aldığında ise en ağır eleştiriler onlara sallanır ama “onsuz olmak bu iş” denerek sineye çekilirdi. uzunlar 1-2 istisna dışında genelde takımın taşımak zorunda olduğu mecburiyet gibi görüldü. en iyi senaryolarda bile “allah boy vermiş oynasın o kadar” denilerek sıradan görüldü. halbuki pota altında bile olsa atışı bitirmek öyle garanti değil. elbette bir dış atıştan daha yüzdeli ama oradaki itiş kakışta bitirmek tahmin edilenden en azından eğitimsiz gözle izlendiğinde görülenden çok daha güç bir iş. pota dibinde %70 gayet iyi bir bitiricilik kabul edilir uzunlar için. ama 5 atıştan 4’ünü atan uzun bile o bir tane kaçırdığında “lan kafan çembere değecek nası kaçırıyon onu” ithamlarıyla karşılaşır.
bu nedenle shaq gibi çok özel karakterler hariç uzunlar pek de yıldız olarak algılanmazdı genel kamuoyunda. evet ewing, hakeem, robinson öne çıktı ama hiçbir zaman kendileriyle eşdeğer kısalar kadar sevilmedi. reklam kampanyalarının, tribün coşkusunun odağı pek olamadılar. onlar çaba veya çalışma ile sıradan insanların üzerinde başarılı olarak değil görece haksız fiziksel avantajları sayesinde “avantadan” nba’e girmiş “ballı“lar olarak algılandı.
şimdilerde bakıyoruz takımların yüzü, seyircinin sürekli bahsettiği isimler hep daha 3 resmi maç yapan embiid, 2. sezonunu yeni açan towns, turner ve porzingis, yeniden sakatlıktan sıyrılan anthony davis vs vs…
nedeni de basit? artık o uzunlar öyle şeyler yapıyor ki “yuh o boyla o hareket yapılır mı?” dedirtiyorlar daha çok. üç sayı çizgisinden bir guardı kıskandıracak kadar hızla potaya süzülen bir towns, üst üste üç sayıları hiç çekinmeden atan turner, sahanın her yerinden kevin durant gibi top kullanan bir davis. o boyla pota altında durmak yerine her yerde etkili oluyor, oyunun her rolünü oynayabiliyorlar.
basketbolun değişimi ile onların rolleri, daha çok küçük yaşta sorumluluk ve eğitimleri değişti. şimdi ise değişen oyunun en öne çıkan yüzleri oldular. basketbol aslında hep uzunları oyunuydu. şimdi en uzunlar hapsedildikleri boyalı alandan çıkınca az uzunlardan bu oyunun simge ismi olma apoletini de devralıyorlar.
kaan kural
---
alıntı ---
kalemine sağlık.