310
25 temmuz 2018 ters köşe programını izledim. soru ve konu fenerbahçe ile ilgiliydi. kendisi fenerbahçe dürüst davranarak, teşhisi doğru koyarak iyi yaptı dedi. bunun üzerine belki beşiktaş ve galatasaray da böyle yapsa aynı tablo ortaya çıkacak dedi. aslında bir kıyaslama yapmadı. sadece fenerbahçe yorumlarının tam sonunda cümlesine bir sıkıştırma yaptı. tabi ki talihsiz bir yorum oldu ama bunu futbol gündemini pek takip etmeyen biri olarak sosyal medyanın çıkardığı gürültüye dayanarak yaptı.
aslına bakarsanız aziz'in yaptıklarını dursun da galatasaray'a yaptı. tek fark onun hükümranlığının az sürmesi ve verdiği tahribatın daha az olması. o da yalan söyledi, o da basını iyi yemliyordu, o da gerçekleri gizliyordu ve nasıl bir bataklık içinde olduğumuzun farkında bu derece değildik. o da pislikleri ortaya çıkmasın diye taraftara rağmen aday oldu ama tokadı yedi. mustafa cengiz başkan seçilince o da ali koç gibi sudan çıkmış balığa döndü. kulübün durumunun iş hayatında yönettiği şirketler gibi olmadığını anladı. taraftarın baskısını daha az hissetmek ve herkesin ayağını yere indirmek için acı gerçekleri açıkladı. oyuncu maaşlarını ödemek ve hiç olmayan sıcak para girdisi için ndiaye'yi satmak zorunda kaldık. ndiaye'yi satmak belki de şampiyonluğu satmak demekti ama tek tük itirazlar dışında herkes bunu kabullendi. neyse ki terim donk'la onun eksikliğini hissettirmedi. şampiyonluğa kadar olanki süreçte başkan cengiz uefa'yı ffp konusunda ikna etmeye çalıştı. belki de imkansızı başardı. taraftara hayal satmadı. kimse seneye şampiyonlar ligi var, bu takıma ne yıldızlar gelecek modunda olmadı. hatta şampiyon kadrodan sürpriz eksilmeler olabileceğini anladı. kulübün borçlarını net bir şekilde açıkladı. taraftarı da arkasına aldı. bu süreçte dursun'un pisliklerini ortaya koymaya devam etti. peki bu dürüstlük değil de nedir? dürüst olmasaydık şampiyonlar ligine gitmemizin bir imkanı var mıydı?
ali koç ve mustafa cengiz şüphesiz algı açısından farklı profilde başkanlar. göreve gelirken galatasaray taraftarı cengiz'den dürüstlük ve şeffaflık beklerken, ali koç mevcut başarısızlığa ve bıkkınlığa binaen elinde sihirli değnek olan yerli bir abrahamoviç edasıyla geldi. sonra aynı mustafa cengiz gibi ama daha büyük ölçekte şok geçirdi. kulüp batıktı, taraftara mükemmel şeyler vaat etmek ve popülist davranmak mümkün değildi. o da acı reçeteyi yavaş yavaş açıklamak zorunda kaldı. isminin popülaritesi ve beklentiler çok büyük olunca açıklamaları cengiz'in açıklamalarına göre daha büyük yankı uyandırdı. dolayısıyla kaan kural'ın galatasaray'ın fenerbahçe'den 6 ay önce bir değişim yaşadığından ve dürüstlük reçetesini çok önceden uygulamaya koyduğundan sanırım yeteri kadar haberi yoktu. ya da 4-5 saniyeliğine boş bulundu. yani talihsiz bir yorum yaptı.
20 senedir çöplük dolu olan bir evin kokusunu düşünün. orayı temizlemek ne kadar zaman alır ya da ne kadar büyük bir fedakarlık ister. fener'in durumu da böyle. gerçekten dürüst olmak istedikleri için değil, dürüst olmak dışında bir seçenekleri kalmadığı için artık dürüst olacaklar. tabi becerebilirlerse... yakın bir zamanda uefa'nın radarına da feci şekilde girerler. bundan sonra hayal satma devri bitti. sadece fenerbahçe değil herkes için bu dediğim geçerli. döviz kurları da ortada. deniz bitti. dolayısıyla en iyi değişen, en sağlam mali yapıya sahip olan, kısaca en iyi yönetilen kulüp artık fark yaratacak.
edit: video: https://www.youtube.com/watch?v=apbwlaBajQs
aslına bakarsanız aziz'in yaptıklarını dursun da galatasaray'a yaptı. tek fark onun hükümranlığının az sürmesi ve verdiği tahribatın daha az olması. o da yalan söyledi, o da basını iyi yemliyordu, o da gerçekleri gizliyordu ve nasıl bir bataklık içinde olduğumuzun farkında bu derece değildik. o da pislikleri ortaya çıkmasın diye taraftara rağmen aday oldu ama tokadı yedi. mustafa cengiz başkan seçilince o da ali koç gibi sudan çıkmış balığa döndü. kulübün durumunun iş hayatında yönettiği şirketler gibi olmadığını anladı. taraftarın baskısını daha az hissetmek ve herkesin ayağını yere indirmek için acı gerçekleri açıkladı. oyuncu maaşlarını ödemek ve hiç olmayan sıcak para girdisi için ndiaye'yi satmak zorunda kaldık. ndiaye'yi satmak belki de şampiyonluğu satmak demekti ama tek tük itirazlar dışında herkes bunu kabullendi. neyse ki terim donk'la onun eksikliğini hissettirmedi. şampiyonluğa kadar olanki süreçte başkan cengiz uefa'yı ffp konusunda ikna etmeye çalıştı. belki de imkansızı başardı. taraftara hayal satmadı. kimse seneye şampiyonlar ligi var, bu takıma ne yıldızlar gelecek modunda olmadı. hatta şampiyon kadrodan sürpriz eksilmeler olabileceğini anladı. kulübün borçlarını net bir şekilde açıkladı. taraftarı da arkasına aldı. bu süreçte dursun'un pisliklerini ortaya koymaya devam etti. peki bu dürüstlük değil de nedir? dürüst olmasaydık şampiyonlar ligine gitmemizin bir imkanı var mıydı?
ali koç ve mustafa cengiz şüphesiz algı açısından farklı profilde başkanlar. göreve gelirken galatasaray taraftarı cengiz'den dürüstlük ve şeffaflık beklerken, ali koç mevcut başarısızlığa ve bıkkınlığa binaen elinde sihirli değnek olan yerli bir abrahamoviç edasıyla geldi. sonra aynı mustafa cengiz gibi ama daha büyük ölçekte şok geçirdi. kulüp batıktı, taraftara mükemmel şeyler vaat etmek ve popülist davranmak mümkün değildi. o da acı reçeteyi yavaş yavaş açıklamak zorunda kaldı. isminin popülaritesi ve beklentiler çok büyük olunca açıklamaları cengiz'in açıklamalarına göre daha büyük yankı uyandırdı. dolayısıyla kaan kural'ın galatasaray'ın fenerbahçe'den 6 ay önce bir değişim yaşadığından ve dürüstlük reçetesini çok önceden uygulamaya koyduğundan sanırım yeteri kadar haberi yoktu. ya da 4-5 saniyeliğine boş bulundu. yani talihsiz bir yorum yaptı.
20 senedir çöplük dolu olan bir evin kokusunu düşünün. orayı temizlemek ne kadar zaman alır ya da ne kadar büyük bir fedakarlık ister. fener'in durumu da böyle. gerçekten dürüst olmak istedikleri için değil, dürüst olmak dışında bir seçenekleri kalmadığı için artık dürüst olacaklar. tabi becerebilirlerse... yakın bir zamanda uefa'nın radarına da feci şekilde girerler. bundan sonra hayal satma devri bitti. sadece fenerbahçe değil herkes için bu dediğim geçerli. döviz kurları da ortada. deniz bitti. dolayısıyla en iyi değişen, en sağlam mali yapıya sahip olan, kısaca en iyi yönetilen kulüp artık fark yaratacak.
edit: video: https://www.youtube.com/watch?v=apbwlaBajQs