bir tanesi vardır ki tarihe adını altın harflarle yazdırmıştır. bir nevi jokey olan, bizansın efsane yarışçısı; "yenilmez porphyrios"
500’lü yılların hemen başında, kuzey afrika’dan konstantinopolis’e köle olarak getirilen porphyrios, at yarışları için özel olarak eğitilmişti.
cesur ve yetenekli porphyrios, quadriga denilen dört atın çektiği iki tekerlekli at arabalarıyla yapılan yarışlarda rakiplerini bir bir yenerken, ünü sadece başkentte değil bütün bir imparatorlukta yayılıyordu.
yüzlerce yıldır birbiriyle rakip olan iki kulüp, maviler ve yeşiller, porphyrios’u transfer edebilmek için büyük miktarlar öneriyor, efsane yarışçı ise hangi kulüpten gelen teklif yüksekse o kulüp için yarışıyordu.
porphyrios farklı zamanlarda her iki kulüp adına da yarıştı.
katıldığı bütün yarışları kazandı. "yenilmez" ünvanını alan porphyrios halkın gözünde artık bir kahramandı.
bu büyük yarışçının ismini ölümsüzleştirmek için, adını on binlerin haykırdığı hipodromda 7 tane anıt dikildi.
bugün bu yedi kaidenin beşi kayıp.
geriye kalan ikisi ise istanbul arkeoloji müzesinde sergileniyor.
7500 kg ağırlığındaki bu kaidelerin her bir yüzünde, porphyrios’un kabartmalarının yanında, onun kazandığı yarışları anlatan şiirler, onunla ilgili güzel sözler işlendi.
kaidenin bir yüzünde porphyrios için kaleme alınmış şu sözler yer almaktadır: “diğerlerine! onlar emekli olmuşken, porphyrios hâlâ yarışıyor ve imparatorun elinden onurlandırılıyor. o atlarını zafere doğru sürdüğünde, rakiplerini de avucunun içine aldı ve böyle taçlandı…”
bu sözlerden anlaşılıyor ki bu anıt dikilirken porphyrios hala yarışmaya devam ediyor.
ama hayattaki bir kişi için heykel dikilmesi, anıt yapılması sık görülen bir durum değildir ancak çok özel durumlarda ve imparatorun izniyle gerçekleşebilir.
büyük zaferler kazanan komutanların, şehirleri baştan imar eden yöneticilerin, ünlü şairlerin bile heykelleri hayattayken dikilmemiştir.
bu bile porphyrios’un ne kadar büyük bir yarışçı olduğunu kanıtlar niteliktedir.
başka bir yüzünde ise porphyrios'un zaferler kazanandığı atlarının isimleri de not edilmiş. nikopolemos (muzaffer), radiatos (rahat nallı) pirros (ateş renkli), otinikos (hemen galip olan), halieus (balıkçı), kinagos (avcı), pelorios (müthiş), aristides (en iyi), palaestiniarkes (filistinliler'in en önde geleni)
bundan tam 1500 yıl önce yaşamış, konstantinopolis’e köle olarak getirilen bizansın efsanevi yarışçısı porphyrios’un hayatını okudunuz.
kim bilir, belki bizden 15 asır sonra yaşayan insanlar da pele'nin, maradona'nın hayatını okuyacak, müzelerinde bu büyük futbolcuların heykellerini sergileyecek.
görüyoruz ki, bizden 1500 yıl önce yaşamış bu insanlarla birçok ortak noktamız var.
aslında tarihe dokunduğumuzda, bizden binlerce yıl önce yaşamış insanların hayatına dokunuyoruz, onlar da binlerce yıl önceden bizimle konuşuyor.
görsel materyaller için:
http://bugraderci.blogspot.com/...yarscs-yenilmez.html