doublelarına kurban olduğum...
o ingiliz kalabalığın yeni yetme wonderkidi çılgınca desteklemesine aldırmadan o pembeyi pot yapıp kendini alkışlattın ya, helel olsun lan iskoç!
tarzları çok farklı da olsa, ancak
ronnie o'sullivan'la kıyaslanabilir bu adam. kuşkusuz son yıllarda en heyecan verici maçlar bu ikili arasında oynanmakta. ondan başka hiçbir oyuncu, oyunu çirkinleştirmeden ronnie üzerinde bu denli büyük bir üstünlük kuramaz. hem oyun karakterleri, hem de özel hayatlarına bakınca, ronnie eğlenilecek, john evlenilecek erkek imajı çizmekte desek yeridir, evet...
gelgelelim, şu şike olayıyla canları fena halde sıkmış idi. çünkü gerek oyunuyla, gerek karakteriyle, gerek sportmenliğiyle, gerek snookerın yaygınlaşması için aldığı sorumlulukla, her yönden örnek bir sporcuydu. deli gibi hayrandık lan! en son
marion jones doping yaptığını açıklayınca böyle çökmüş, spora olan inancım derin şekilde sarsılmıştı...
ama bu yılki performansını izledikçe... nefret edemiyorum ben bu adamdan be, gerçekten... ''mafya sandık da, çok korktuk, hemen başımızdan savalım diye kabul ettik'' bahanelerine inanmak istiyorum. inanır gibiyim... dur şu son framei tekrar izleyeyim
*: inandım gitti!