kendisini 4.5 dakikalık bir videoda izledim. ne kadar faydalı olur bilemem lakin video içeriğinde hep açık alan performansı var. çünkü liginin güçsüz takımlarından birinde oynamakta. bu durum dar alanda ne yapacağını kestirmemiz zor anlamına gelir. tabi ki birkaç 90 dakikasını ya da herhangi bir maçını izlemeden kötü ya da iyi olduğunu iddaa etmek benim adıma mesnetsiz olur.
lakin hakkında “ucuz abi, alalım işte, ne kaybederiz ki” bakış açısına da pek katılamıyorum. bu yatırımı yaptığımız için ileride yapılacak muhtemel daha doğru bir yatırımı yapmayı kaybedebiliriz. misal; kendisinden daha yetenekli ya da bulunduğumuz dönem için daha elzem bir yabancı oyuncuyu bulup sırf kontenjan dolu diye alamazsak ya da alıp da oynatamazsak
* * o zaman belki birşey kaybetmemiş gibi görünürüz. ancak ne kaybettiğimizi bilemeyiz.
bence transfer yaparken yalnızca bugünü düşünmek ya da üzerine uzun vadeli planlar yapmadan hareket etmek kulüplerimizi an itibariyle bulunduğu borç batağının içerisine yuvarladı. transfer yaparken bugünü, yarını, hatta futbolcunun sakatlanma ihtimallerini
* ve takımın a,b,c planlarını düşünmek gerekiyor. bu tip adımları düşünmemek galatasaray gibi koca bir yapıya zarar verir. kasımpaşa’da belki bu tip transferler yapılabilir ama galatasaray formasını giymek için ucuz ve pır pır olmak yetmez bana göre.
her ne kadar babel’e verilen sözleşme beni korkutsa da inanıyorum ki bu tip detaylar düşünülmüştür. daha doğru ifade etmem gerekirse inanmak istiyorum buna.
dinimiz amin...