resim
Johannes Hendrikus Olde Riekerink
Görev:Teknik Direktör
Takım:Dewa United
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 2451
    bende de kredisi bitmiş olan hocamız. yalnız benim aklımın almadığı bir nokta var. geçen sezon sonu iyi işaretler veren bu adam üstüne koyarak gitmek varken nasıl bu kadar geriledi adeta 90 derecelik açıyla çakıldı? bu takımın hiç bir hücum ve savunma varyasyonunun olmadığını nasıl göremez? bu takımın kondisyonunun yerlerde olduğunu nasıl göremez? elindeki hangi oyuncunun daha faydalı olduğunu nasıl göremez? cidden hayret ediyorum. oyunculara sözlerini geçiremediği de aşikar. hem teknik olarak yetersiz hem de disiplinsiz gözüküyor. bizim de böyle bir hocaya ihtiyacımız yok. kusura bakma riekerink bey.
  • 2452
    galatasaray taraftarı böyledir işte. şımarıklığın alası hepimizde var kabul etmek lazım. bir insan yetersiz olabilir ama bu onun hepten kötüleneceği anlamına gelmez, gelmemeli. oyuncu değişiklikleri hariç eleştirin desem eleştiremeyecek insanların diline düşer, bu taraftara fatih terim lazım ki ses çıkaramasınlar. yazık durumumuza.. umarım sen şampiyon yaparsın da en azından seni yerden yere vuran bu taraftara bir nebze sus payı verirsin.. gelecek sene daha fazla yıpranmadan altyapıdaki yerine dönmen dileğiyle.
  • 2453
    onceki entrylerde genelde ovdugum td. bu ovmelerimin altinda gitsin diyenlerin geleni bulamamasi nasil oynanamasi gerektigini bilmemesi de yatiyor. gitsin demek kolay ya sonra cilesi neyse.

    oncelikle oyuna hic mudahale etmiyor onu gectim yandan hatalari dahi uyarmiyor. cok silik 11i sal sahaya ee sonrasi yok. 2.plan zaten yok. yedekler kotu evet anlarim onu ama 90 dakika bir bok yapmayan adama sabretmek akil kari degil.

    gitsinci degilim hala cunku kim gelicek meçhul. o yüzden kansere devam. hamza ile kendisinin farkinida soyliyim umut bulut demiyor taraftara atar yapmiyor kazaninca kendi kaybedince taraftar veya takimi suclamiyor vs vs.
  • 2454
    şimdiye kadar mazlumluğuna, efendiliğine ve sakinliğine sahip çıktık, onu ezdirmemek için elimizden geleni yaptık ama bize karşılığını en azından güzel futbolla vermesi gereken t.direktör. 10 kişi kalmış bir takıma karşı sahada yürüyen, oyunu rezil eden futbolcularla devam etmesine bir anlam veremem, anlayışta gösteremem. benim tv.den izlememle senin aranda bir fark olacak hoca, müdahele edeceksin hem futbolcuna hem de oynanan oyuna yoksa benimle aranda fark kalmaz. hepimiz öylece izliyoruz zaten. kıpırdan biraz riekerink bey yoksa bırak kıpırdanmayı sallamaya başlayacaklar seni. hala seviliyorken bu şansı iyi değerlendir, 85. dakikadan sonra değişiklik yapmak küfür etmekle eşdeğer bu maçta bizi futboldan anlamayan taraftar grubu sanma hoca saf değiliz allaha şükür. *
  • 2455
    kendisinin sadece oyuncu değişliği ve oyuncu tercihleri nedeniyle gözden düştüğü düşünülmesin.

    sezon başında neler düşünüyorduk, en azında ne düşünüyordum, söylemek gerekirse; topa sahip olan, gelişigüzel, ne yaptığını bilmeden topu ileri vurmayan, pas yapmaya çalışan bir takımdık. hâlâ da öyleyiz. burada sıkıntı yok. ama sezon başından itibaren hep şunu düşünüyorduk, yavaş olan pas alışverişimiz maç yaptıkça, takım oyuna ve birbirine alıştıkça hızlanacak, oyunu oynadığımız bölüm daha ileriye çıkıp rakip yarı sahasına yayılacak, ne yaptığını bilerek hücum edecek, çok geniş alanda oynayan takımımız gün geçtikçe alan daraltacaktı. en azından hocaya bu yönden güveniyorduk. umut ediyorduk. sabrettik. sonuç yok. bu değil ki, bundan sonra olmayacak. olabilir.

    sıkıntı şurada: hoca, teşhisini koymasına rağmen -evet, teşhisi koymuştu- tedaviyi uygulayamıyor. bunun nedeni sorgulanmalı. hoca ile tedavi için neler yaptığı, düşündükleri hakkında kritik yapılmalı. basın mensupları, her hafta düzenlediğimiz toplantılarda abuk sorular sormak yerine, futbol konuşsalar, belki bir şeyler öğrenebiliriz.

    sabri'yi oynatmış, yasin'i oynatmış, selçuk'u oynatmış veya şunu ya da bunu oynatmış, eren'i, linnes'i, muslera'yı bilmem kimi oynatmamış umrumda değil. hoca, tedavinin bu oyuncularda olduğuna veya şu oyuncularda olmadığına inanıyorsa sıkıntı değil. takdir hakkıdır. ama oyunun gün geçtikçe kötüleşmesinin takdir hakkı olmaz. takımın kondisyonunun yerlerde olmasının özrü olmaz. bunun hesabı sorulur. teknik direktör de bu soruların cevabını vermek zorundadır. cevap veremiyorsa, sıkıntı kendisindedir.

    ha galatasaray camiası nezdinde sorulacak bir diğer soru da şudur; 10 kişilik küme düşme potasındaki rakibine karşı oyuncu değişikliği haklarını 90+larda yapmanın nedeni nedir? eğer zaman geçirmek içinse, bu bizim gibi camialar için utançtır. *

    bir dahaki maçı yine de iple çekiyorum.

    musleramız'ın gol yemediği, farkla bitecek bir maçın özlemiyle... sağlıcakla kalsın...
  • 2458
    kendisini savunduğum için beni pişman eden, hayal kırıklığına uğratan beyefendi.

    hakkındaki iddaalar çok ciddi, takımı kurmak konusunda eğer gerçekten yönetimin etkisi altında kalıyorsa derhal gitmeli ancak zaten yönetim halinden memnun o iş nasıl olacak?

    öte yandan daha kendisini ispatlayamamış sinan gümüş bile kulübeye giderken hareket yapabiliyor, takımda ciddi bir otorite eksikliği olduğu da gerçek.

    rakiplerimiz sağolsun hala yarışın içindeyiz, ancak önlem alınmazsa bu şansı da kaybedeceğiz.

    o yüzden ısrarla #yönetimistifa
  • 2459
    4 aralık 2016 kasımpaşaspor galatasaray maçı ile gördük ki kendisi bu takıma birşey verememiştir. pas oyunu iyi ama maalesef sonuca gidecek bir futbol oynayamıyor galatasaray. ilk golü attıktan sonra resmen uyutan bir futbol izledik. golü yemesek tekrardan pozisyona gireceğimiz meçhuldu. 80. dakikada ve 90+'da yapılan değişiklikler gerçekten akıl ve mantığı zorlayacak cinstendi. bu saatten sonra kendisi gider mi bilemiyorum ama kendisi ile parlak bir gelecek göremiyorum. bu arada sabri'nin oynamasına hiç laf etmişliğim yoktur hatta hoca antremanlarda bu adamları görüyor ona göre oynatıyor derim ve saygı gösteririm ama iyi oynayan linnes'in bu maçta ilk 11 başlamamasına akıl sır erdiremedim.
  • 2460
    kendisinin kukla olduğundan artık adım gibi eminim. hıncal haklıymış. takımı mehmet ve dursun kardeşler yönetiyor. kupa maçında bir tane bile gence şans vermeyen altyapı antrenörü yok, olamaz. bunun başka açıklaması yok. sabri, yasin, selçuk ve hamit'in her birine ayrı ayrı tahammül gösterebilmesi yönetimin uyguladığı denge politikasıdır.

    futbolcular da her şeyin farkında. zira yedek kulübesinde bu atarı gideri üst üste yapamazlar.

    edit: (bkz: 4 aralık 2016 kasımpaşaspor galatasaray maçı)

    ayrıca bir arkadaş yedekleri oynatmasının elzem olduğunu söylemiş. peki sorarım riekerink kuklasının oyuncu değiştirmeye yanaşmamasının bir nedeni de çöpten kulübe değil midir? kim girse rezil performans gösteriyor nihayetinde.

    futbolcular bence sorunu olunca riekerink'i atlayıp direkt dursun ve mehmet kardeşlerle konuşuyor. bunu itibarsızlaştıran bizzat yönetimin kendisidir. emin olun kaliteli teknik direktör almamalarının bir sebebi de dursun ve mehmet kardeşlerin menejerlik oyununu gerçekliştirip ego şişirme hevesinden kaynaklanmıştır.

    son not: kendisi td filan değildir. sinan gümüş'ün bile hesaba almadığı adama fazla anlam yüklüyoruz. biz de hesaba almamalıyız. onun başlığı yerine galatasaray yönetimi başlığına yazmalıyız.
  • 2461
    nick say desem sözlüğün neredeyse tamamının bir fazla, iki eksik sayabileceği kadrolu yerli sevici yazarları geçiyorum. o arkadaşlar konu ne olursa olsun zaten yerli olanın, fatih terim ile ters düşmemiş olanın haklılığını; yabancıların, özellikle kafalarında terim'le terse oturttukları yabancıların haksızlığını savunacak.

    geri kalan ve riekerink'in gitmesini isteyen arkadaşlar için ise diyeceğim var.

    şimdi, takımın muhteşem oynamadığının elbette ben de farkındayım. yani kasımpaşa maçında muhteşem oynayarak kazandığımızı iddia etmek zaten geri zekalılık olur. ancak bu yüzden bu adam gönderilmemeli. gönderilecekse de sene sonunda gönderilmeli. bunun bir nedeni galatasaray'ın iyiden iyiye sene ortasında hoca yollama hastalığına alışmaya başlaması. iki maç kaybeden hoca, üç maç kötü oynatan hoca hakkında "gitsin" kampanyası başlatmak sağlıklı değil. bunu yapınca hem futbolcu grubunun eline üç maç oynamazlarsa hocayı gönderebilecekleri gibi ağır bir koz vermiş oluyorsunuz hem de hocalarda ve futbolcularda herhangi bir güven bırakmamış oluyorsunuz. yani, adama 34 maçlık bir kontrat verdiysen ekstrem bir durum olmadıkça 34 maçı tamamlamasını ve takımı nereye taşıdığını görmeyi bekleyebilirsin, beklemelisin.

    sene ortasında hoca gönderme işinden bir tek hamza hamzaoğlu'nu ve cesare prandelli'yi muaf tutarım. prandelli'yi avrupa'nın bizim hedefimiz olmadığını söyleyen galatasaray kültürüyle uzaktan yakından alakası olmayan deli saçması açıklaması ve trabzon maçında sneijder'i keserek yerli çetenin kontrolüne girmiş olması nedeniyle; hamza'yı ise futbolcularından yabancı olanları yem edip yerli olanları sürekli göklere çıkarması ve neredeyse her allahın günü devam eden absürt açıklamaları nedeniyle.

    terim zaten açıkça kendini kovdurdu. onun durumu sportif değil idari.
  • 2462
    devre arasına kadar kalan 3 maçımız gaziantep, osmanlı(d) ve alanyaspor. antep ve alanya'yı içerde bir şekilde yeneriz. osmanlı maçı için yeni hoca gelse bile kazanmanın garantisi yok her şey olabilir o maçta. bu nedenle riekerink ile şu 3 maçı da geçirip devre arası bizi bir üst seviyeye taşıyacak bir teknik adam ile anlaşmamız lazım. dursun yönetimi için bu çok zor bir şey ama umarım başarırlar.
  • 2463
    şampiyonluk yolunda en önemli engellerden biridir. devre arası mutlaka görevden alınmalıdır. ortalama bir antrenör ile 22. haftadaki bjk maçına kadar ki 8 maçta minimum 20 puan toplamamız çok olası.

    iş bu bey'e kalırsa 15 puan bile alamayız. bu işin şakası yok. şampiyon olmak istiyorsak riekerink'e yol vermek şart. tek maça bakarak oluşmadı bu görüş. tam 16 maçtır bir halt oynadığımız yok. "katranı kaynattık olmadı şeker, bu saatten sonra da kaynatırsak olup olacağı zifttir." demiş bir büyüğümüz. mevcut durumu tam anlamıyla özetliyor bu vecize.
  • 2464
    futbol fakirlerinin başlığına üşüştüğü galatasarayın şuanki teknik direktörüdür. sadece kadro eksikliğinden mi bu kadar kötü top oynuyoruz diye soruyorsunuz ya, 4 aralık kasımpaşa maçında dakika 60.30 gibi olması lazım, de jong- sneijder- carole- bruma 4lüsünün o taç çizgisindeki paslaşma ve hareketlerini iyi izleyin. bu takımda sabri- selçuk- yasin yerine 3 tane topçu koyabilelim, aynı paslaşmaları sahanın sağında da göreceğiz ama gördüğünü anlamak, akıllıca analiz edip doğru yoruma dökebilmek herkesin harcı değil tabi ki. ne kadar ekmek o kadar köfte, bir de kalitesiz stoperler ile bu kadar oluyor. bu kadroya daha iyi futbol oynatabilecek teknik direktörleri sezon ortasında bulabileceğini düşünen zeka küpü turnusolü hocadır aynı zamanda.
  • 2465
    tekrar tekrar pas futbolunu sevdiğimi, doğru tercih olduğunu düşündüğümü belirteyim. ancak :

    5.dk 1-0 öne geçiyorsun. rakip 45 dakika boyunca 7 kişi geliyor senin üstüne 2'yi bulamıyorsun.

    1-1 oluyor 5 dakikada cevap veriyorsun. 2-1 yapıyorsun. sonra rakip 10 kişi kalıyor. yine 3 yapıp maçı koparamıyorsun. hatta üstüne rakip penaltı kaçırıp demoralize oluyor ama sen baskı yemeye devam ediyorsun bırak 3 yapmayı pozisyona giremiyorsun.

    takımın hali buyken oyuncu değişikliğini düşünmeyen, kenarda 88 dakika yaptığı tek şey bruma ve yasin'e kanat değiştirin demek olan hocayı hiç kimse ama hiç kimse en azından bu akşam savunmamalıdır.
  • 2466
    kadro dışı bıraktığı yasin, yönetim tarafından zorla kadroya sokuluyor. kendisinin isteği dışında alınan stoper zorla 11'e koyuluyor bence istifa edecekse bu sebeplerden etmeli. zira geçen yıl 6.olmuş bir takıma 2 oyuncu eklemesiyle oynadığını unutmamak gerek.

    skoru tutmaya oynuyor evet ama bir sezon önce 50 gol yemiş bir takıma aynı savunma hattıyla biraz olsun savunma yaptırmaya çalışıyor.

    oyuncu değişikliği konusunda geç kaldığının da farkındayım ama galatasaray'ın ciddi anlamda yedek kulübesinden oyuna sokacağı oyuncusu yok. olsaydı zaten bu adamlar hafta içi elazığ'ya karşı top oynardı.

    sayfalarca övgü entry'si alan adam geçen hafta penaltı yaptırdı bu hafta saçma sapan gol yedirdi. hocalık performansı tam olarak beklediğimiz gibi olmasa da bu kadar eleştiriyi haketmediğini düşünüyorum.
  • 2467
    (bkz: #2073658)

    maçtan önce girdiğim entrydeki gibi muslera tutup, bruma da atınca kazandık. merak ediyorum sahadaki futbolcu grubu oynadığı oyundan sıkılmıyor mu? sayın hocam merak ediyorum bizim beklerin sıfıra inmeye ramak kalmışken topun üzerine basıp durmalarına sebep olan gerekçe nedir? mayınlı bölge falan mı var orada? selçuk inan neden bu kadar görünmez ve takımı yavaşlatıcı oynar? kankası burak gittiğinden beri savunma arkasına attığı top sayısı bir elin parmağını geçmez, kariyerin bittiğinde yan pas selçuk olarak mı hatırlanmak istiyorsun arkadaş? nedir kendi potansiyeline olan bu düşmanlığın, eziyetin bize mi, kendine mi, artık efsane mi, yoksa kestane mi olacağına karar ver bir zahmet. podolski iki haftadır verkaçları çok iyi yapıyor ama gol dışında kafasını eğip oynuyor. drogba'lı takımın on birine dahi giremezdi ama şimdi bulunmaz hint kumaşımız oldu. sneijder ise en azından isteklenmiş, son bölgede gol tehlikesi yaratan ve golle sonuçlanan atakları başlatan isim olması, en kayda değer gelişimimiz son iki haftada, aman allah bozmasın.

    onun dışında şu 4-2-3-1 illeti bize bulaştığından beri bir türlü kendimize gelemiyoruz. riekerink de böyle gelmiş, böyle gider misali aynı düzeni devam ettiriyor. artık daha farklı şeyleri denemenin zamanı geldi diye düşünüyorum. çünkü o kadar ezbere bilinen bir takımız ki, hasbelkader galip gelebiliyoruz. bastıra bastıra yenen eski galatasaray nerede, şimdiki kılıbık takım nerede?

    tt arena'da oynadığımız trabzonspor maçının son 10 dakikasıydı yanılmıyorsam, riekerink savunmadan bir oyuncu eksiltip, joseu ya da sinan'ı almıştı oyuna ve bir anda 3-6-1 gibi bir düzene dönmüştü takım. nedense o 10 dakikalık bölümde topu daha iyi karşı kaleye taşıdık ve sonunda da eren'in röveşatasının direkte patladığı pozisyon gerçekleşti. hatta o maçtan sonra trabzon'un bizi yenmiş olmasına rağmen jor'un son 10 dakikada denediği taktiği daha da geliştirip önümüzdeki haftalarda kullanabileceğini düşünmüştüm, ama yanılmışım.

    üçlü savunma türk takımlarının çok da becerebildiği bir şey değil. ama bana göre şu anda dörtlü savunmada yeterli derecede verim alamadığımız, ancak üçlüde verim alabileceğimiz bazı oyuncular bulunuyor elimizde. bunların başında seri ve çabuk olmasından dolayı cavanda var. orta sahanın sağında değil, üçlünün sağında iyi bir ivme yakalayabilir diye düşünüyorum. keza lionel carole de, sol stoper bölgesinde sırıtmadan oynayabilir. o da çeviklik anlamında o bölgeye dinamizm katar. ortaya da serdar'ı koyduğumuz zaman çok müspet bir sonuç alabiliriz gibi geliyor bana. bu savunmanın sağlamlığı konusunda esas kritik oyuncumuz ise de jong bana kalırsa. kendisini savunmanın önünde, ön stoper gibi oynatabiliriz. yani top rakipteyken savunmamıza derinlik katan, birinci önceliği daima savunma olan bir dmc olarak kullanabiliriz. şu anki fiziği ve oyun temposu göz önüne alınırsa bunu rahatlıkla yapabilir diye düşünüyorum. mehmet topal'ın, kjaer ve skirtel'in arasına konumlanması gibi yani... esas sorunumuz savunmada olduğu için daha açıklayıcı olarak yazdım o bölgeyi ama bahsettiğim düzende bir kadro oluşturulmak istenirse de şu kadroyla sahaya çıkılabilir diye düşünüyorum:

    ---------------------------muslera-----------------------
    ----------------cavanda --------serdar -------carole
    ---------------------------de jong-------------------------
    linnes-----------tolga------------------selçuk-------------bruma
    --------------------------sneijder----------------------------------
    ---------------------------podolski-----------------------------------

    en azından yeni bir şeyler dene sayın hocam. şu bahsettiğim düzende tolga, selçuk ve de jong'un bir arada oynaması savunmada daha az pozisyon vermemizi sağlar ve orta sahada daha sağlam dururuz. defansı nasıl istersen öyle kur, bunlar bir galatasaray taraftarı olarak benim şahsi görüşüm, bana uygun gelen bu, ama sana başka üçlü uygun gelir, o da olur. yeter ki şu takımı tekrardan canlandır, yoksa rierekink bey değil, riekerink bye olacaksın. bu takım mancini'nin, hamzaoğlu'nun, denizli'nin başını yedi. kendini ortaya koymazsan üç vakte kadar seni de yiyecek, bilesin güzel hocam.
  • 2469
    tek eksiği kenardan oyuna ve futbolculara nüfuz edememesi ve oyuncu değişikliklerinde çok geç kalması.

    takımı iyi antrene etmesi ve dağılmış takımı toparlaması ve hele hele takımı çöplerden nerdeyse kurtarmış olması büyük artıları.

    yeni gelecek hoca yerli olacaksa kalsın. çünkü jor'dan iyi yerli hoca yok şu anda. (f. terim'in artık gelmeyeceğini düşünüyorum) yabancı ise takımı tanıyıncaya kadar şampiyonluk gider elden.

    hiç kimse dört-dörtlük değil maalesef. mourinho ve p. guardiola'ya, hatta simeone'ye bakın ne haldeler. bu nedenle sezon sonuna kadar j. o. riekerink ile devam etmeliyiz. yalnız isabetli ve zamanında oyuncu değişikliği ve futbolcular üzerindeki etkisini (otoritesini değil) artırması için bir formül bulunmalı.
  • 2470
    benim anlamadığım bir durum var kendisi hakkında. allah biliyor ya, galatasaray'da gitmesine en sevindiğim isimlerden biri hamza hamzaoğlu. sırf oynattığı dandik futbol ve yaptığı saçma sapan açıklamalar ile hamza'yı diri diri yakacak kıvamda yazarlar var sözlüğümüzde. anlıyorum gerçekten çalkantılı ve takımın içine edildiği bir dönemdi hamza'nın özellikle geçen sezonun başındaki dönemi. fazla puan kaybı yoktu belki ama oynattığı futbol leş ötesiydi eyvallah. bu sebepleri düşündükçe, duyulan bu denli nefreti abartı da olsa anlarım.

    fakat neden söz konusu jor hazretleri olunca eleştiriler bile pamuk kıvamında? şu üstteki entrylere bir göz atın ne demek istediğimi anlayacaksınız. kibar eleştiriler, yok yönetim zorla istemediği oyuncuları oynattırıyor tarzı üstü kapalı savunmalar, belki de galatasaray tarihinin en aciz futbolunu oynatmasına rağmen buna hiç değinmeyip takıma savunma yaptırmaya çalışıyor gibi komik argümanlar vs. ya arkadaş siz cidden galatasaraylı mısınız? dünkü rezaleti izlemediniz de gidip shaktar-stal dniprodzerzhynsk maçını falan mı izlediniz o esnada? ligin açık ara en tezek 3 takımından birini 10 kişi yakalamışsın, dakika 87 ve ileriye hamle yapıp farkı açmaya korkuyorsun. ve hala gelip burada bu adamı 50 gol yiyen takıma savunma yaptırmaya çalışıyor diye argümanlarla savunuyorsun.

    ne savunması allah, peygamber aşkına ya? sabri gibi gidip gelmeyen, arkaya adam kaçıran, rakibi kovalamayan bir adamı oynatmak mı savunma yaptırmaya çalışmak? yoksa takımın en sert stoperini haftalarca yedek kulübesinde hapsetmek mi savunma yapmaya çalışmak. siz bu adamı nasıl savunacağınızı şaşırmışsınız yemin ederim. hayır ne gördünüz bunda? tipi üst düzey avrupalı teknik adamlara benzeyince içinden arsene wenger falan mı çıkacak sanıyorsunuz?

    yemin ediyorum bu ülke kadar, insanı görünüşüyle değerlendiren başka bir ülke yok. yerli hayranlığından ne kadar iğreniyorsam, yabancı hayranlığından da o kadar tiksiniyorum. birbirinizden farkınız yok.
  • 2471
    hocayı en çok destekleyenlerin bile kabul ettiği bir gerçek var ki bu gömlek hocaya üç beden büyük. türkiye kupası ve süper kupayı kazandırması büyük başarı eyvallah ama bize kupaları kazandıran teknik taktikten çok armadır, formadır şuana kadar topladığımız puanlar da bundan ibarettir. ocak ayında bir hal çaresine bakılmalı ve köklü bir çözüme gitmeli yönetim.
  • 2474
    çok sevdiğim, saydığım bir adamdı kendisi. sezon başında çöpleri yollama gayreti, yaşlı ve gereksiz transferleri veto edişi ile tamam dedim, bu kez olacak. selçuk'u bir çırpıda kesemez ama zamanla o da olur artık dedim. sabri'yi değil 11 başlatmak, 18'e bile almaz dedim. yeri geldi bunları oynattığında arkasında bir mantık aradım, hocam haklıdır dedim ama ligin 13. haftasında sabri ve selçuk 90 dk. forma giyiyorsa bu taraftara sırt çevirmektir. taraftarın seni sevme nedenlerinin birincisini takmamaktır. eğer kararları kendisi almıyor da ayhan akman, mehmet özbek, levent nazifoğlu gibi tipler alıyorsa daha kötü bir durum içerisindeyiz demektir. ben kendisinin selçuk-sabri-yasin üçlüsünün topçu olmadığını görecek kadar futboldan anladığını düşünüyorum. ancak bunları kesmiyor, kesemiyorsa demek ki kendisi ya kukla ya da kulüpte 2 gün fazla kalabilmek için yerlilerin üzerine gitmiyor. her 2 koşul da yolları ayırmak için yeterlidir.

    ancak ben; ortada hamza hamzaoğlu, prandelli ya da mustafa denizli gibi facialar olmadığı sürece sezon ortası teknik direktör değişimini yanlış buluyorum. 2017 mayıs'ı görmeli bu adam. hatta şampiyon olsak bile ayrılmalı diyebilirim. gerçekten çok ümitliydim ben kendisinden ama bir yol olmayacağı bariz. değişiklik yapmayan, sabri-selçuk-yasin gibi tipleri kesemeyen, her futbolcunun atar gider yapabildiği bir hoca konumunda kendisi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın