• 1977
    bir camianın taraftarı az olabilir, yıllarca doğru yönetilip tırnakları ile kazıyarak güçlü bir kadro ile şampiyonluğa ulaşabilir. kendi adıma kim olursa olsun hakedeni sonuna kadar tebrik eder ve helal olsun derim.

    ancak bunlar kazara şampiyon olursa bu durum türk futbol tarihine kara bir leke olarak geçecek.

    umarım türk futbolu böyle bir utanç tablosu yaşamaz.

    biz olamazsak gerekirse trabzonspor 7. şampiyonluğuna ulaşsın, anadoludan başka bir takım şampiyon olsun ama bunlar olmasın.

    hala da olamayacaklarını düşünüyorum.
  • 1979
    tayyipspor. bir gün silinip gidecekler, o gün çok uzakta değil. tek dileğim en ufak bir iz dahi bırakmamaları. öyle ki, trabzon’un şampiyonluğuna bile razıyım.

    bugün bir galibiyetten daha fazlasına ihtiyacımız var. şevklerini kırmak lazım. belki 1-2 kırmızı? kim bilir. allah yardımcımız olsun.

    (bkz: 28 haziran 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçı)
  • 1982
    malum devir bittiğinde önce yönetimden çekilecekler, ardından da kepenkler inecek.

    dünya futbol tarihinde seyircisi, geçmişi, başarısı olmayan takıma kimse sponsor olmaz ama maaşallah bu arkadaşlar ziraat bankası'ndan denizbank'a, vodafone'dan thy'ye, fakir'den sırma su'ya, burger king'den fakir'e kadar bulamadıkları sponsor yok.

    bir dönem halk ekmek, igdaş gibi belediye şirketleri de sponsordu da, o iş bitti.

    her zaman türkiye'nin kirli takımlarından biri olacak hatırlanacaklar.
  • 1984
    türk futbol tarihinin en saçma takımıdır. tff'de de lobisi güçlüdür. bunlarla beraber 2019-2020 sezonunun maalesef en derli toplu topunu oynayan takımı da kendileridir. ligin ilk iki maçında aldıkları yenilgi ve ikinci yarıdaki fener mağlubiyeti dışında yenilgileri yok. avrupa'da da iyi işler çıkardılar. okan buruk faktörü bu sezon için çok etkili oldu.
  • 1987
    fenerbahçe'nin çöpe attığı mert günok'u, kimsenin ciddiye almadığı mahmut tekdemir'i, galatasaray'ın 2.5 milyon euro'ya ahmet çalık'ı aldığı dönemde 1.6 milyon euro'ya aldıkları irfan can kahveci'yi milli takımın ilk 11'inde as oyuncu haline getirmeyi başardılar. üç büyükler aval aval bakarken 700.000 euro'ya alıp 15 milyona sattıkları cengiz ünder'i de sayarsan milli takımın ilk 11'indeki 4 oyuncu başakşehir'den çıkmış oluyor. biz ise 2020 yılında oyuna ortasaha alacağımız zaman abdüssamed karnuçu'yu değil, atalay babacan'ı değil selçuk'u oyuna sokuyoruz. 8 milyon euro para verip maicon'u, 13 milyon euro para verip diagne'yi transfer ediyoruz. sonra bunlara alıcı çıksın diye dua ediyoruz. uzun vadeli doğru dürüst bir planımız yok.

    başakşehir takımı son yıllarda galatasaray'dan da, fenerbahçe'den de, beşiktaş'tan da açık ara farkla daha iyi yönetilmiştir. bu entrynin yazıldığı tarih itibariyle avrupa kupalarında türkiye'yi temsil eden tek temsilcidir. şampiyon olur mu olmaz mı bilemem ama bu sezonu şampiyon bitirdikleri takdirde hiçbir rahatsızlık hissetmeyeceğim.

    çünkü gerek milli takıma verdikleri dört oyuncuyla, gerek uefa kupasında topladıkları puanlarla türk futboluna gayet iyi biçimde hizmet ediyorlar. abdullah avcı dönemindeki avrupa kupalarından elenme huyunu da bıraktılar. türk takımlarının her fırsatta sarıldığı "avrupa kupasında oynarken ligi yürütemiyoruz :(((" bahanesini de boşa çıkardılar. bizim dışımızda biri şampiyon olacaksa bunlar olsun.
  • 1988
    son yıllarda daha iyi yönetildiği aşikar ama bir takım unsurlar tarafından desteklendiği de aşikar. ülkenin en büyük koltuğunda oturan"şahsım" bu takımı destekliyor ve "şampiyon olmasını istiyorum" dedikten sonra hakemlerin bu takım aleyhine hata yapma şansı nedir sizce?

    tff'nin bu takım aleyhine ceza verme olasılığı nedir peki? fatih terim'e gelince 10 maç ceza veriliyor, malum oyuncu hakemi "sizi öldürmek lazım" demesine rağmen neredeyse aynı cezayı alıyor.

    işin daha vahimi adamları forma sponsoru 3. köprü. bakın 3. köprü diyorum, hani peşkeşten falan bahsetmiyorum. siz bugüne kadar bir köprü ya da havalimanının (rizespor/3. havalimanı, ki neden olduğu açık) herhangi bir futbol kulübüne destek olduğunu gördünüz mü dünyada? bu ülker veya nef değil ki marka bilinirliği yaratsın. ya da ne bileyim halley yazmıyor ki formada canınız çeksin de gidip marketlerden alın. 3. köprüden bahsediyoruz. canınız çekip 3. köprüden mi geçeceksiniz?

    kısacası belli bir zihniyetin ve "şahsım"'ın desteklediği bir takım
  • 1990
    kaç senedir istikrarlı şampiyonluk adayının olmasının ana sebebi; kaleyi ve orta sahayı sağlam tutmalarıdır.

    volkan babacan ve mert günok sırayla kalede hep güven verdiler. ama asıl olay mahmut tekdemir, emre belözoğlu, irfan can kahveci gibi çok iyi orta saha oyuncularıyla hem savunmayı sigortaya aldılar hem de top hep ayaklarında kaldı oyunu yönetebildiler. yoksa visca ve bir sene sonra transfer olan cengiz ünder hariç ilerde hep değişe değişe, yer değiştire değiştire veteran topçular oynadı.

    bu da demek oluyor ki bu ligde orta sahan kale gibi olacak. biz de o profilde bir tek lemina var. yerli veya yabancı bir tane daha o ayarda bir futbolcu bulursak ve tabi ki öyle önlü arkalı değil de yan yana oynatırsak, böyle suni yapay köksüz takımlar meydanı boş bulmaz.
  • 1992
    şampiyonluğu genel olarak hak eden kulüp.

    şayet virüs araya girmese idi ve lig devam etse idi şampiyon biz olacaktık ve de ikinci yarı oynadığımız topla hakikaten şampiyonluğu sonuna kadar hak ediyorduk.

    ama ne yazık ki virüs bir yandan, verilen ara sebebiyle topçularımızın futbolu unutmuş gibi dönüş yapmaları bir yandan ve de hakemler bir yandan biz bir anda tepetaklak olduk.

    başakşehir genel olarak belli bir çizgiyi aştı, çoğu maç aynı oyun planına sadık kalarak, sabrede ede maçları kazandı.

    haz etmemek, akp takımı olması falan ayrı hususlar. bu yorumum bu faktörlerin dikkate alınmamış olmasına dayanıyor. ha belirteyim ki trabzon falan da başak ne kadar akp takımı ise o kadar akp takımı.

    o sebeple ben şampiyon olmalarını trabzon yerine yeğliyorum.

    biz de seneye inşallah daha düzgün bir planlama ile güzel bir futbol oynayıp şampiyon oluruz.
  • 1994
    geçtiğimiz sezonlardan başakşehir futbol takımının sinsi sinsi puan toplaması diye bir başlık vardı. bu sene de yine zuhur etti. sessiz sedasız 3 mağlubiyetle 29 haftayı bitirdiler.

    sezonun başından beri zirveye oynayan 7 takımın oynadığı maçları analiz ettim. alanyaspor son haftalarda salıverdi kendini ama ilk dönemlerde uzun süre lider olduğu için onları da hesaba kattım.

    başakşehir 28 haziran 2020 istanbul başakşehir galatasarray maçı'yla birlikte bu top 7'yle maçlarını bitirdi. oynadığı 12 maçın 7'sini berabere bitirdiler. beşiktaş'ı ve alanyaspor'u evde, galatasaray'ı ise deplasmanda yenmeyi başardılar. fenerbahçe'ye de içeride ve dışarıda mağlup oldular. 12 maçtan 16 puan çıkarmışlar ve averajları da 1. 12 gol atıp 11 gol yemişler top 7'ye karşı.

    geri kalan 11 takıma karşı ise bu top 7 arasında açık ara en iyi istatistik başakşehir'in. şu ana kadar 7 puan kaybetmişler sadece. bu dalda ikinci başarılı takım ise 14 puan kaybeden trabzonspor. onun ardından 16'şar puan kaybıyla beşiktaş ve alanyaspor geliyor. bizim 19 puan kaybımız var anadolu'da.

    başakşehir sadece denizli ve konya'ya karşı 2, malatya'ya karşı ise 3 puan kaybetmiş. yani anlayacağınız, başakşehir 11 takıma karşı nerdeyse maksimum puanı alıp, top 7'ye karşı da farkı korumak için oynamış gibi durmakta. sadece fenerbahçe maçları istisna, ki içerideki maçta son dakika golüyle yenilmişlerdi, o da berabere bitiyordu.
  • 1995
    kuruluşu, satılışı, siyasetle içli dışlı olması, taraftarsız olması, yüz seneyi aşkın ve borç içinde yüzen gemiler misali türk futbolunun lokomotifi koca çınarlarla borçsuz bir şekilde yarış içine dahil edilen, zaman zaman istanbul'a kafa tutan ama şu an yok olmuş ya da yok olmaya yüz tutmuş, terkedilmiş bir sürü anadolu takımından ülkeyi yönetenlerce çok daha değer gören istanbul'un sorunsuz proje takımı.
    hal böyle olunca da 3 senedir direkt şampiyonluğa oynuyorlar, çünkü onları geri çeken problemler, borç yükü, taraftar baskısı gibi futbolun doğasında olan şeyler yok. senelerdir de bu seviyelerde oldukları için artık daha da tecrübelendiler. belli bir sistem ile her mevkinin yeterli seviyedeki yedekleri olan kadro kalitesiyle sabırlı oynayarak buralara kadar geldiler. yolun sonunda şampiyon olacaklar mı göreceğiz ama hep bir şeyler eksik kalacak o kesin.
  • 1997
    bu sene ligde şampiyonluğu hak eden takım bence yok, galatasaray'a bakıyoruz ilk yarıda 16 maçta çok fazla puan kaybetti tam üst üste seri yakalamışken covid arasına girildi normalde puan kaybetmeyeceği taraftar baskısıyla kazanacağı, beşiktaş ve gaziantep maçlarında 4 puan bıraktı, üzerine tonla sakat verdi vermeye devam ediyor, sivasspor ligin ortasında düşüşe geçti, fenerbahçe trabzon mağlubiyeti sonrası toparlayamadı, kadıköy'de kaybedilen galatasaray maçı sonrası tamamen dağıldı, beşiktaş sergen yalçın geldikten sonra toparlansa da iş işten geçmişti, trabzonspor devlet kaynaklı çatışmaların hedefindeydi çokomel-soylu çekişmesi teknik direktöre kadar dayandı ve ortalık karıştı, alanyaspor ise kafasını türkiye kupasına vererek hareket etti, geriye bir tek başakşehir kalıyor, kadrosu bana göre ligin en verimli oynayan kadrosu yıllardır bir maçta fark yediklerini ezim ezim ezildiklerini hatırlamıyorum, simeone'li atletico'ya benzetiyorum bu yönüyle bütün futbolcular koşuyor mücadele ediyor, eli belinde dolaşan futbolcusu yok. maaş konusunda sıkıntı yaşadıklarını görmedik, ciddi bir hakem hatası görmedik, taraftar baskısı konusunda bir sıkıntı yaşamadılar, bunca imkan içinde diğer rakiplerine göre özellikle bu sene cidden avantajlılar. kalan maçlara baktığınızda 5 maçta bırakın 3 maçı kaybetmesi, beraberlik alması bile süpriz olur, dün yenseydik eğer bir stres olabilirdi, haftaya trabzonspor'u yendiğimiz takdirde ikinciyle aralarındaki puan farkı da 5'e yükselecek ve 2 maçta hata yapma şansları doğacak. bence artık şampi diyebiliriz.
  • 1999
    proje takım, stres olmadan, baskı ve borçsuz bir yönetim olarak bellediğimiz başakşehir yerine trabzonspor mu şampiyon olacak?

    albert camus'un yabancı romanında geçtiği gibi:' aslında, insanın eninde sonunda alışmayacağı hiçbir düşünce yoktur. '

    başakşehir' in şampiyon olma fikrine bile artık kendimi alışmış hissediyorum ve yine liboş hükmüyle 'bırakınız şampiyon olsunlar' diyorum. katar mı satın alacak, bir şeyler bir şeyler mi olacak? bırakalım olsun! çünkü açık proje takım, gizli kapaklı işler yapandan daha samimi geliyor. burada kafir/münafık ayrımı aklıma geliyor. abes örnek farkındayım ama gizli işler yapıp, tertemizim diyen yerine, ciddi anlamda yıllardır birikimi olan, başka türlü yollardan para girişleriyle yönetilen bu takımın şampiyon olması trabzonspor'dan daha samimi geliyor.

    kötünün iyisi vs. değil mevzum; bırakalım olacak olan bu sene olsun. bu sene neler neler yaşadık dünya olarak. bırakalım proje dediğimiz başakşehir şampiyonluğu tatsın! zamanı gelince akademik olarak tezler yazılası yılları yaşıyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın