• 551
    tüm takımlar devlet desteği görüyor diye mazur görülmesi gerekmeyen takım. verilen örnekler de galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş falan hani. yani bugün siyaset sahnesinde yer alan kimse daha doğmamışken bile var olan camialar. dahası türkiye cumhuriyeti dahi ortada yokken kurulan camialar. toplam taraftar sayısı 60 milyondan fazla olan takımlar hani. devlet ezelden beri bu takımları desteklemiştir, ülkede sporun öncüsü oldukları, taraftar olarak nerdeyse bütün ülkeyi temsil ettikleri için. devletin görevi halkı mutlu etmektir. tabii ki siyasi nedenler ve kaygılar da olmuştur ama bu takımların hiçbirisi varlığını bir tek siyasi partiye borçlu değildir, dün varlardı bugün varlar yarın yine olacaklar. bakın başlığı sözkonusu olan takım devlet desteği görmüyor arkadaşlar, bunlar sahadaki “ak partisi”, ikisi oldukça farklı şeyler. bu takım devleti yöneten iktidar partisinin yeşil sahaya ayak basmış hali. devlet destekli olmakla hükümet güdümlü olmak anlaşılan aynı şey zannediliyor. yani bu ülkeyi bilmesek şu suni kulübün başarılarına pislik atılıyor zannedeceğiz. cumhurbaşkanının akrabası tarafından yönetilen taraftarı olmayıp da bu kadar paraya ve sponsora boğulan yapay takım adeta sıfır taraftar geliriyle bir dünya transfer yapıyor. kim bilir o sponsorlar hangi vaatlerle reklam yapamayacakları o takıma para saçıyorlar. kapalı kapılar ardında iğrenç bir saadet zinciri var anlayacağınız. özetle mide bulandırıcı bir yapıdan fazlası değil, yarın öbür gün bir başka siyasi parti iktidara gelse yok olup hatırlanmayacak onlarca şeyden yalnızca bir tanesi daha. o yüzden dilerim hiç şampiyonluk yaşayamazlar türk futbol tarihinde yer almamaları adına. şahsen fenerbahçe bile bunlardan evladır. herhangi bir rakip takım şampiyonluğundan fazlası olmaz fakat bu siyasi partinin bir futbol kupası olması, herhalde lig tarihinin en büyük kepazeliği olarak tarihte yerini alacaktır.
  • 552
    bu sezon bize 5 fenere 3 atarken deplasmanda bjk ile berabere kalirken de mi devlet destegi vardi diye dusunup bir sonuca ulasamadigim takim.

    bizim kodlarimiza islenmis olan taraf tutma olayi her olayda oldugu gibi burada da cereyan ediyor. sizden olmayani bu kadar otekilestirirseniz kendi yerinizde saymaya devam edersiniz.

    allah askina ya bir acin da kadrolarina bakin. ya da durun ben size yukarıdaki maçların ilk 11'lerini yazayim
    gs maçı: babacan-uğur uçar-attamah-epurean-clichy-inler-irfan can kahveci-visca-mossoro-elia-adebayor
    fb maçı:babacan-caiçara-attamah-epurean-clichy-e.belöz-visca-mahmut tekdemir-elia-napoleoni-adebayor
    bjk maçı: babacan-caiçara-attamah-epurean-clichy-e.belöz-visca-mahmut tekdemir-elia-mossoro-adebayor

    bizim son sezonda ödediğimiz bonservis bedeli kadar tadamların takım değeri.

    madem sevmeyeceğiz, bunları "devlet destekliyor yaaee" diye burun kıvıracağız, o zaman fırsat da vermememiz gerek. sezonun ilk yarısında 3 büyüklerden 7 puan almış takım, 3 de mağlubiyet almış. mağlup olduğu bu takımların iki tanesi 17. ve 18. sıradaki karabük ve gençlerbirliği. buna ne demeli şimdi?

    şöyle büyüğüz böyle geçmişimiz var diye diye dursun gibilerine kaldık. uefa kupasının ülkedeki tek sahibiyiz ama onun da üzerinden 18 sene geçti. hedefimiz şampiyonlar ligi diyebileceğimiz bir takım bile kuramıyoruz kaç senedir. dursun bakkalcılıktan öteye geçemiyorken 3 sene daha bu adamın başımızdan kalacak olması çıldırtıcı bir durum.

    engiz ünder'i parlatıp 13,4 mio euroya satan takıma helal olsun der tebrik ederim.bizim kendi alt yapımızdan çıkarıp sattığımız son futbolcunun da 30 yaşında bu takıma transfer olması da ayrıca ironik.

    bir mülayim vardı yaa harbiden bizim altyapıda, ona ne oldu?
  • 553
    sevmediğim bir kulüptür. fakat sevmemek, futbol takımının doğru bir yapılanma ile sahada aldığı başarılı sonuçlara sallama ihtiyacı doğurmuyor bende.

    (bkz: #2327422) entry'de bahsedilen vergi borçları silinmesi ile kurtulan kulüplerimizin olması yorumuna kesinlikle katılıyorum. mevcut siyasi iktidara yakın oluşu gibi sebepler kendilerini benim için de oldukça itici yapmakta fakat futbol takımının performansını buna bağlamayı doğru bulmuyorum. bu kulübün çok profesyonelce yönetildiği gerçeğini değiştirmiyor. türkiye'de bir çok kulüp zaman zaman maddi olarak güçlendiği zaman parayı savurup saçma sapan transferler yapıp hem takımın bütün kimyasını bozuyorlar, hem de kasayı boşaltıyorlar. başakşehir oldukça uygun bedellerle, inanılmaz nokta atışı transferler yapıyor ve eldeki futbolculardan en yüksek performansı alıyor.

    "devlet destekli, akbil paramız bunlara gidiyor vb." gibi yakarışlar, durumu kabullenmemekten ibaret. istikrarlı bir şekilde, doğru yönetilen bir kulüp var ortada. en büyük avantajları da taraftarları olmaması. sıfır baskı ile mis gibi takılıyorlar. örneğin irfancan kahveci bize gelseydi 3. maçta ıslık yiyip ağlayarak oyundan çıkardı.
  • 554
    şu devletin kulüplerin vergi borçlarını silme teranesini bir irdelemek istiyorum. arkadaşlar işin aslı faslı rengi zannedildiği gibi değil. devletin türkiye’de spor kulüplerinden vergi alması kadar komik bir şey olamaz. şöyle izah edeyim.

    türkiye’de hiçbir kulüp taraftardan ve ürün satışından elde ettiği gelirle masraflarını karşılayamaz. futbolcu satarak da kar etmesi mümkün değildir. çünkü biz iyi futbolcu yetiştirecek altyapı-tecrübe-bilgi birikimi üçlüsüne sahip değiliz (istisnalar hariç)

    avrupa’da bütün kulüpler taraftarlarına hatırı sayılır miktarda bilet ve ürün satarak tüm masraflarını karşılayabilecek olanağa sahiptir. bizde taraftarın yarısı bedava maç izler. çünkü parası yoktur. satılan bilet ücretleri de avrupa’yla kıyaslandığında çekirdek parası ölçüsündedir. peki masraflar nasıl karşılanır. çok basit; iş adamları ceplerinden karşılar. peki onlar nereden alırlar bu parayı. ya devlet, belediye ve diğer kurum ihalelerinden ya da başkan oluncaya kadar biriktirdikleri paradan.

    ülkemizde genellikle işadamlarının ve özellikle müteahhitlerin başkan olmalarının nedeni de budur. bazı işadamları ölçüyü kaçırdıklarından ya da dürüst olduklarından iflas etmişlerdir. rahmetli özhan canaydın da bunlardan biridir. gidin mehmet cansun’a sorun bakalım neler çekmiş, ne tehlikeler atlatmış.

    şimdi neden vergi alınmaması gerektiğinden bahsedelim. tüm dünya’da gelirden ve kardan vergi alınır değil mi. bizde böyle değildir. kar etsen de etmesen de farketmez stopaj vergisi denilen bir vergi alınır. her futbolcu için ödediğin paranın %20’si oranında stopaj ödemek zorundasın. böyle akıl dışılık olur mu. futbolcuların parasını dahi karşılayacak gelirin olmadığı için yöneticiler ceplerinden ödüyor sen onlardan bir de %20 stopaj kesintisi talep ediyorsun.

    tabi denilebilr ki o zaman her takım geliri kadar harcama yapsın, gelirine uygun futbolcu alsın. o zaman ilgimiz amatör lige döner ve bunu da hiçkimse izlemez. üstelik bir de yayınıydı falan olmaz.

    yayından yüksek para geldiği doğrudur ancak bu son beş yıl için geçerlidir ve dikkat ederseniz son beş yıldır büyük takımlar hariç geri kalanlar sadece yayın gelirleriyle takımları idare edebiliyorlar. hatta kar bile ediyorlar. ancak bu takımların avrupa ölçeğinde başarı elde etmesi de mümkün değil tabi. avrupa’da başarı için harcama şart ve harcamayı da ancak paralı yöneticiler sayesinde yapabiliyorsunuz.

    yani tavuk yumurta misali, başarı isteği harcamaya neden oluyor, harcama da paralı yöneticiyi gerekli kılıyor. bunların ikisini de dengeli götürebilmek için büyük akla ihtiyaç var ama o da biz de yok. aklı olanların da buralara gelmesi mümkün olmuyor. sonuç olarak büyük takımlar borç batağına gömülüyor.

    avrupa ülkelerine kulüpler %45’e varan vergiler ödüyor bu doğru ama reel olarak elde ettikleri gelirlerden ödüyorlar. gerçek gelir elde edemiyorsa vergi de ödemiyor. bizde de böyle olması gerekir. kulübün gelir ve giderleri tam olarak tespit edilip kar varsa ondan %45’e kadar vergi alınmalıdır. böyle olsa büyük kulüpler bir kuruş vergi ödeyemez. çünkü sadece amatör branşlara yaptıkları harcamalar bile zarar olarak onlara yeter.

    başakşehir’e gelince, onlara parti yardımı had safhada. arda’yı da ihtiyaçları olduğu için değil, siyasi nedenlerle aldılar. sponsor firmalar da (çinliler dahil) aynı nedenle oradalar. yani paralar tamamen bu milletin paraları. belediyeler neden takım kurar anlamış değilim. belediyeler amatör kulüplere, gençlere ve altyapılara hizmet götürmeli. şimdi görünürde belediyeden ayrılmış gözüken başakşehir başarı kazandığında bundan gençliğe, altyapılara ve amatörlere ne gibi fayda doğacak bilemiyorum.

    nereden geldik buralara? devlet vergileri siliyor yetmez mi neden başakşehir’i eleştiriyorsunuz deniyor ya işte onun gerçek resmini ortaya koymak için. umarım faydalı olmuştur.
  • 559
    elimde bilgi belge kaynak vs yok ama bana öyle geliyor ki hem avrupa ligi'nden hem de türkiye kupası'ndan bilerek elendiler. abdullah avcı 17.01.2018tarihli başakşehir-giresun maçı sonrası yaptığı açıklamadan bir pasaj, "önümüzde tertemiz bir 17 maç var" bu ne demek? ayak bağı olan diğer turnuvalardan kurtulduk demek. yani bence öyle.

    bu durum etik midir, şikeye girer mi, hatta işin avrupa kupası kısmı türk sporuna ihanete bile girer mi diye düşünüyorum.
  • 563
    kötü boklu bursaspor'u yendiği için ligin favorisi ilan edilen futbol takımı. bizde ki hoca bozuntusu tudor olmasaydı şuan için 2. sıradalardı. burasını bir kere iyi anlayın, 2. olarak inanılmaz hakem kollamasına hedef olan takım, olayın özü yukarıdan geliyor. hedef başakşehir takımını şampiyon yapıp, şenol güneşi milli takıma yollamak. yok mükemmeller yok şöyleler ulan herifler avrupa liginden çıkamadılar o götü boklu gruptan. burası türkiye ligi,2 pas yapan zaten süper takım oluyor çok zorlamamak lazım bazı şeyler. 2 transfer yapılsın doğru yere ,terim bunların içinden geçer her golden sonrada yumruk yapar.
  • 566
    sözlükteki futbol romantiklerinin canını sıkmış futbol kulübü. galatasaraylıların canını en çok sıkan nokta ise heralde bizim harcadığımızın onda birini harcayarak bizimle kafa kafaya oynamalarıdır. bunun haricinde arda turan transferi kendileri için çok yerinde bir harekettir. galatasaray aktyaoulı, atletico madrid ve barcelona görmüş, kendisine ispat etmek ve tekrar çıkış yakalamak isteyen bir futbolcuyu transfer etmişlerdir.

    ben başakşehir’in başarılı olmasını istiyorum, istiyorum ki futbolun basit doğruları ile ne tür başarılar elde edilebildiğini görsün türk futbol camiası. köklü kulüplerin bir kısmı sürünüyorsa taraftarlar öfkelerini onlaeı soyup soğana çeviren geçmiş yöneticilerine yönlendirmeli. yalnız hocalarını eleştirdiğim bir nokta var ki o da avrupa maçlarına yedek kadro ile çıkması. tam bir şark kurnazlığı ve köylü zihniyeti. bu arada başakşehir sene sonunda katarlılara satılırsa şaşırmayın.
  • 567
    geçenlerde başkanları mı yöneticileri mi ne boksa birisi şikayet ediyordu, `siyaset siyaset diyorlar da bize para sponsorlardan geliyor, arda'yı bu sayede aldık` diye.

    ülkede doğru dürüst bi gazeteci de olmadığı için bi kişi de çıkıp soramadı, `e be birader ülkede bu kadar taraftarı olan kulüp varken, galatasaray beşiktaş fenerbahçe varken sponsorlar niye hiç taraftarı olmayan sizin üzerinizden reklam yapıyor` diye.

    siyasetin göbeğidir, senin benim paramla, eyyamla, baskısız şampiyon yapılmaya çalışılan takımdır.

    ama günün sonunda, galatasaray tokadını dün yedikleri gibi tekrar yiyeceklerdir.
  • 569
    medyada yapılan pohpohların gına getirdiği takım. her önüne gelen şirket mantığı, dernek değil, yöneticiler sorumlu vs. tutturmuş. şu sözleri her duyuşumda bsg diyorum. sanki bana manchester united, sanki bana psg’ler amk. yıllarca nereden geldiği malum desteklerle ligde olmayı hakeden birçok takımın yerini işgal ettiler, üstüne milletin vergilerini yediler. belediye ismi değişince de bir anda aşırı başarılı ve kurumsal bir şirkete evrildiler. transfer ettikleri oyunculara verdikleri ücretlere bakılmadan ne kadar az bonservis bedeli ödediklerinden bahsediliyor. yöneticileri her röportajın sonuna kar yaptıklarını ekliyor. ulan iyi ki cengiz ünder’i sattınız, artık 50 sene zarar etmezsiniz. olur da iktidar değişirse göreceğiz bakalım şirketinizi ne kadar başarılı yönetiyormuşsunuz, hepiniz hesap veriyormuşsunuz başarısız olunca falan filan.
  • 573
    dunyanin en renksiz ve amacsiz futbol kulubu. amac derken sampiyonluktan falan bahsetmiyorum. senin tarihin yok, kulup kulturun yok, taraftarin ise hic yok. sen sampiyon olsan ne olacak ki? kiminle kutlayacaksin? evet belki muzemizde 1 kupamiz var diyebileceksin fakat taraftarinda parali belediye calisanlari disinda yine buyuk bir artis olmayacak. sirf birileri bir 'projeyle' ego tatmini yapabilsin diye kurulmus bir takimdir bu istanbul basaksehir. resmi kurulus tarihinden bahsetmiyorum tabi.

    sunlara prim yaptirmayin gozunuzu seveyim. hele 3 buyuklerin arasinda hic gormeyin lakin istedikleri sey o. birakin kendi hallerinde biz buyuk takimiz diye takilsinlar.
  • 575
    fenerin şampiyonluk şansı başından beri yoktu, yayıncı kuruluş ve mhk tarafından potada tutulmaya çalışılıyorlar. onu geç.

    bjk ise cenk'ten sonra forvet krizini çözemedi.16 şubat-20 mart fikstüründen 30 yaş ortalaması ile canlı çıkmaları mümkün değil.

    konya(deplasman)
    bayern(deplasman)
    fb(içerde)
    trabzon(deplasman)
    gençlerbirliği(içerde)
    bayern(içerde)
    başakşehir(deplasman)

    geriye sadece bu akbilspor kalıyor. nerede puan kaybederler kestirmek zor ancak biz de takılırsak lig erken biter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın