resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:Lazio
Yaş:45
Uyruk:Hırvatistan
  • 2276
    arkadaşlar kendisi kafatasçı bir türk teknik direktör olduğu için, yabancılarla kriz yaşayıp türk oyunculara sarılması gayet normaldir. kendi ağzından duymamış olmamıza rağmen selçuk'un etrafına takım diziyor olmasının tek nedeni budur. hatta yine kendi ağzından duymamış olmamıza rağmen sneijder'i göndermek istemesi de hollanda ile yaşadığımız son krizdir. milliyetçilik güzel şey de fazlası da zarar. burdan kendisine, kafatasçılığı bir yana bırakıp, demokrat bir türk vatandaşı gibi davranması çağrısında bulunuyorum.
  • 2277
    balık hafızalı birçok yazarın hakkında güzelleme yapması lig maçlarının bitişinin 1. ayı olduğunu kanıtlıyor.

    oynattığı futbol zevk vermediği gibi umut da vermeyen bir vasat sevicidir kendisi. aynı zamanda yıldızlarla iletişim kurmayı beceremeyen balon bir egoya sahiptir. elindeki oyuncu gurubunu nasıl kullanacağını bilmediği gibi prandelli'den sonra takımı fm oynar gibi deneme tahtasına çevirmesi de ayrı bir komik.
  • 2278
    bir tane türk transfer etmemiş, en delikanlı teknik direktörün yapmadığını yapıp sabri'yi yollamış, 34'lük hakan balta belini döndüremezken, burada kalsın deniyorken takımdan kesmiş ama buna rağmen yerli sevici diye bir saçmalık ile eleştirilebilen teknik direktör.

    çok acayip insanlarsınız. serdar sakat, hakan ağır, chedjou gidiciyken semih oynadı diye, bir tane takımın iç oyuncusu yokken selçuk oynadı diye, 11 gol atıp her maç eşşek gibi çalışan yasin oynadı diye adamı yerli sevici gibi gerçekten suyunun suyu olacak bahaneyle eleştiriyorsunuz.

    cidden her gün monitöre kafa atacak hale geliyorum şu saçmalıkları görünce. yaz başı adem'i, emre akbaba'yı alacak diye gömüyordunuz, şimdi başka bir şey çıktı. yarın bambaşka bir şey bulursunuz. neymiş; daha tatilden bile dönmeyen sneijder hazretleri varken belhanda'yı almış. sneijder 33 yaşında, kalsa bu sene 34 olacak. seneye de bi üç yıl daha imzalayacaksınız sanki. yeni takım kuruyorsun, oraya da 26-27 yaşında, 4 yıllığına bir adam alıyorsun ve 33 yaşındaki topçun gidebilir diye suyunun suyundan sayfalarca, günlerce yazı yazıyorsun.

    sonra bir de utanmadan vizyonsuz yönetim vs diyorsun.

    başarılı olur olmaz tartışmak başka. saçmalıklar üzerinden senaryo yazmak başka.

    bunların dışında kendisi ile ilgili şu an için olumlu görüşlere sahibim. çünkü adam zır deli. zır deli olmasa hakan'ı, sabri'yi karşısına almaz, wes'e allah muamelesi yapar, bir tane bile eldeki kadroyu zorlayabilecek isim istemez, keyfine bakardı. bunun yerine kadroyu silkeliyor. kamp sonrası daha çok kadro dışı olacaktır.

    umuyorum ki şeytanın bacağını kıracak ve bizi futbolcuya bağlı düzenden kurtarabilecektir.
  • 2279
    henüz galatasaray'da jan olde riekerink'ten başarılı olduğu hiçbir teknik direktör özelliğini göstememiştir.

    isterim ki daha başarılı olsun. geçen sene yaptığı vahim hatalar geçen senede kalsın. galatasaray'da uzun yıllar görev alsın. ancak şu ana kadar türk basınının ailesiyle aşağılamaya çalıştığı, her gün yetersiz göstermeye çalıştığı riekerink hocalık sınavını tudor'dan daha iyi vermiştir.

    umarım tudor gelişir, bu durum da değişir.
  • 2280
    şimdi gidiyorum geliyorum başlığa bakıyorum eleştiren kişilierin isimleri aynı. henüz entry'nin başından kimin olduğunu kestirebiliyorum, çünkü bu adam hep aynı argümanla eleştiriliyor. ne başarısı varmış, galatasaray'a ne katmış filan.

    arkadaşlar sezon ortası sorunlu bir takıma gelen teknik direktörün şampiyon yapmasını istedikleri için onlara tudor yetersiz, etkisiz, vasıfsız filan gelmiş. bu eleştiri yapan arkadaşlar istedi ki tudor gelsin gelene 5 atalım gidene 3 atalım herkesi yenelim 3'lü oynayalım 5'li oynayalım şampiyon olalım. ne yazık ki bunlar yerine gelmediği için bu adam başarısız olarak addediliyor.

    tudor, sorunlu çalışmayı sevmeyen herkesin kendini yıldız sandığı 30 yaş üstü bir takıma geldi. düşün sen futbol takımısın futbolcuların idman sevmiyor. bruma'yı idare edememiş vs. bunlar içi boş eleştiriler.

    takım komple değişiyor beyler, yeni düzen geliyor artık. bu adam hele bir sezona başlasın gücünü kuvvetini, yeni kadrosuyla, taktiğini, bilgisini otoritesini konuştursun görelim. tudor ben fatih terim'in benimsediği oyunu seviyorum dedi. ön baskı pres rakibi boğma. hepimizin istediği oyun bu değil mi?

    eğer tudor sezon ortası değil de, sezon sonu gelseydi. geçen sene sezon başı riekerink'e düzülen övgüler tudor'a da yapılacaktı. ne yazık ki tudor kupa kaldıramadığı için çok gol yedikleri gerekçesiyle 3'lüye döndüğü için kötü hoca oldu. tudor ne kadar çalıştıysak olmadı belki kalite eksiği var diyerek oyuncuları eleştirdi. sorunlu bir ortama ancellotti'de gelse, mourinho'da senin sevdiğin en iyi hoca da gelse bu sorunları yaşayacaktı. şenol güneş bile gelişimini tamamlamış başarıya aç hazır kadronun üzerine gelerek başarılı oldu. 2 yıldır takımda 6-7 hoca değişmiş adam hala gelmiş buradan, tudor gitsin boşta duran x gelsin diye böbürlenip duruyor.

    benim derdim tudor iyi hoca kötü hoca, şu gelsin bu gitsin değil tartışması değil. sen neye dayanarak 3 ayda birinin kötü hoca olduğunu düşünüp gitmesini istiyorsun onu anlamıyorum. adam twitter'dan fake gs hesaplarını okuyup tv'de asparagas haber izleyip, yok tudor öyle dedi, yok bunu yapdı şunu prensi ilan etti diyerek burada eleştiri yapıyor. sanki sen onları derken yanındaydın güzel kardeşim. bir de adama iftira atıyorsunuz. gs'ın orta sahası selçuk, tolga ve de jong'dan ibaret. 3'ünü toplasan 1 adam etmiyor. de jong hatta yok hükmünde. adam hala gelmiş diyor ki selçuk oynarsa ben bu adamı desteklemem maç izlemem :) sanki ispanya milli takım orta sahası var ya biz de..

    şaşırıyorum vallahi. sen x futbolcuyu sevmiyorsun diye antrenörde oynatmamak zorunda değil. her gün adamlarla antrenör idman yapıyor sen sadece 90 dakikalık izlediğinle futbolculara öfke kusuyorsun. sabretmeyi öğrenmemiz lazım. her geleni bir an da kurutuyoruz.m

    zamanında roberto mancini için çok güzel bir pankart açılmıştı. '' roma bir günde inşa edilmedi'' diye sizi bu sözle baş başa bırakıyorum.

    (bkz: roma die uno non aedificata est)

    not: sırf entrylere cevap vermek icin başlığın altını kirletmeyin. malum sözlük bu düzene döndü. kimse gorusunu belitmiyor. bir üsteki kullanıcının yorumunu beğenmeyip laf sokmalı entry giriyor. modetatorlerde buna göz yumuyor.
    bari @2 @3 @512 filan yazılsın inci sözlük gibi.
  • 2282
    bulundukları liglerin iddialı takımlarından; hajduk ile liderin 25 puan gerisinde kalmış, paok ile liderin 40 puan gerisinde kalarak kovulmuş indiana jones.

    kendisinde nasıl bir ışık görüyoruz da gelecek sezonumuzu emanet ediyoruz? gelecek vaat eden genç futbolcu almamız gerekirken, neden sürekli gelecek vaat eden genç teknik direktör alıyoruz? takımın en skorer 2 oyuncusunu idare edemeyip, çareyi göndermekte bulan adama, yeni transferleri nasıl emanet edebiliyoruz? 3 aylık süreçte oyun gidişatını değiştirecek hangi hamlesini gördük ki kendisine taktik deha yaklaşımında bulunuyoruz? oynadığı maçlarda sadece topu eliyle kaleye ittirmediği kalmış semih kaya'yı her maç ısrarla oynatmasına ve kampa götürmesine karşın nasıl bir reform yaratacağını düşünüyoruz?

    ben galatasaray'ımızın bir senesinin daha riske atılmasını istemiyorum. bir kere yapmış, tekrar neden yapmasın diyebileceğimiz türden bir teknik direktör ile çalışmasını istiyorum. umarım bu soru işaretlerinin hepsinde haksız çıkarım ve şampiyon oluruz.
  • 2284
    ısrarla bruma'yı istemediği ve gönderdiği iddia edilmekte. hem de bıkmadan, usanmadan.

    ya kısaca şunu desenize yürekli bir şekilde 'bize yakışıklı, karizmatik hoca lazım elin hırvatı gelmiş poz kesiyor uyuzum ben buna' diye.

    bahaneler bahaneler. o marka sevdası, atkı takıntısı falan falan.

    ya adam ''allahın servet çetin kılıklı hırvat'ı'' diye eleştiriyor bu adamı ya. okudum ben bunu.

    kafa bu abi. sneijdar hayranlığının altında yatan da bu etiket sevdası. yarara, zarara bakılmaksızın.

    her seferinde sordukları soru basit 'bu isim galatasaray'a yakışıyor mu yakışmıyor mu?' yakıştığını düşünüyorlarsa ne halt yerse yesin savunuyorlar, yakışmadığını düşünüyorlarsa da o isim ne yaparsa yapsın gömüyorlar. olayları bu kadar basit.
  • 2285
    kimi gönderdiği kimi getirdiği umrumda olmayan teknik adam. ben başarılı olup olamayacağına odaklanalım diyorum. kişilerin kim olduğu önemli değil. sneijder'i göndermiş göndermemiş pek umrumda değil. açıkçası sneijder (giderse) ile melo'nun gidişini benzetenlere şaşırıyorum biraz. melo bu forma altında çıktığı maçların yüzde 75'lik kısmında tam motivasyon ile oynamış bir adam. sneijder ise çoğunlukla kötü. gidişi taraftar olarak beni çok etkilemez. hani yazarlar genelde melo'nun gitmesini isteyenlerle sneijder'in gitmesini isteyenlerin aynı insanlar olduğunu düşünüyo, ha işte o öyle değil. melo'nun gidişine karşıydım, sneijder için nötr sayabilirim kendimi.
  • 2286
    galatasaraya geleli 5 ay oldu. bu 5 aylık süreçte kendisini çok net ifade ettiğini, futbola bakışı ve karakterini iyi anlattığını düşünüyorum. bazı yönleri takdir topladı, bazı özellikleri ise eleştirildi. benim açımdan beğendiğim yönleri kadar geliştirmesi gereken ve ben de soru işaretleri bırakan noktaları da mevcut. öncelikle iyi yönlerine odaklanmayı tercih ediyorum.

    pozitif yönleri:
    -çalışmaya olan inancı: ilk günden bu yana yoğun bir çalışma temposu içerisinde. futbolcuları çalıştırmaya uğraştığından daha fazla kendisi floryada mesai harcıyor. bu sene tatil yaptığını görmedim. kendi çalışkanlığı futbolculara da örnek olacaktır.

    -tempolu futbol: ilk günden bu yana tempolu futbol için gayret gösteriyor. 5 aylık dönemde bunun bazı emareleri görüldü. ancak bunun için fizik kondisyonun en üstte olması gerekiyor. sene başında da bunun yüklemesini yapmaya çalışıyor. bu sene en azından fizik olarak ezilen bir takım göreceğimizi zannetmiyorum.

    -heyecan: maç içerisinde büyük bir heyecan yaşıyor. dün yapılan hazırlık maçında bile yapılan bir hatada çıldırdı. son 5 aydatakımın geçmişe göre daha heyecanlı ve istekli olduğu kesin.

    -adalet: futbolcunun ismini cismini zerre kadar umursamıyor. istediğini yapmayan oyuncu onun için yok hükmünde. bu ister bruma olsun, ister sneijder olsun isterse de sabri. yani yerli, yabancı, yıldız, wonderkid gibi bir ayrımı yok. hepsine benzer muamele yapıyor. bir problem kangrene dönüşmüşse kesip atmasını biliyor. bu yönüyle kalliye benzetiyorum.

    bi de negatif yönlerine bakalım:
    -taktik ve diziliş seçimleri: belki genç bir teknik direktör olmasının da etkisiyle taktik bilgi açısından iyi olduğunu düşünmüyorum. taktik ve diziliş futbolcuya göre belirlenmelidir. iyi bir teknik direktör mesela lucescu elindeki kadroya göre bunları şekillendirir. geçen seneki oyuncu yapısının pas oyunu dışında bir oyun oynaması, pozisyon bilgisi kötü olan defans oyuncuları ile 3lü defans yapılamayacağı çok önceden de görülebilecek şeylerdi. büyük maçların hepsini kaybettik. büyük hocaların taktik bilgisi büyük maçlarda ortaya çıkar. mustafa denizli bu yüzden büyük hoca olmuştur. ayrıca kafasındaki oyun şeklini futbolculara iyi yansıtabildiği de soru işareti. yasinin buna işaret eden bazı açıklamaları olmuştu.

    -futbolcularla ilişki: futbolcuları basın önünde eleştirmesi, hatta isim verip yermesi uzun vadede olumlu sonuçlanmayabilir. bu sene takımda büyük bir revizyon yapılacağı için şu aşamada sorun olmayabilir. ama uzun maratonda futbolcu idaresini iyi yönetmek gerekir. her problemi transferle çözemeyebiliriz.

    -futbolcu bazında performans gelişimi: takım oyunu kadar futbolcuların geliştirilmesi ve ön plana çıkarılması da önemli. şenol güneş bu konuda gördüğüm en iyi teknik direktör. linnes, tolga, garry, eren gibi oyuncular şenol güneşin takımında olsa öve öve bitirilemezdi. tudorun futbolcunun özelliklerini ön plana çıkarma ve buna göre bir oyun kurma gibi bir düşüncesi olduğunu pek zannetmiyorum.

    netice olarak bu sene yeni bir takım kuruluyor gibi. tudor için büyük bir şans. artık mazeret şansı kalmadı. umarım bazı yönlerini geliştirir ve çok başarılı olur.
  • 2288
    transferde hiç yurt içine bakmayıp, adı geçen ve transfer edilen isimlerin hepsinin seviyemizde oyuncular olduğu düşünüldüğünde içimize umut aşılıyor ve biraz zaman tanınması gerektiğine inanıyorum. sneijder konusunda da kalmasını istediği haberleri yazılıyor ki bu konu kendisine bakış açımın en önemli öznesi durumunda. o konuda da istediğimiz gibi davranırsa kendisine desteğim artacaktır.

    bruma ve podolski gitse de maçlarda pek skor bulamama sıkıntısı yaşamayacağımızı düşünüyorum. fizik olarak üst seviyede olursak ve bahsi geçen orta saha oyuncuları da alınırsa, kaliteli ayaklarımızla iyi bir takım izleyebiliriz. sadece bahsettiği gibi ileride basan ve hücum oynayan bir takım izletsin, 1-0'ı bulunca geriye yaslanmayalım yeter.
  • 2289
    kendisiyle ilgili en çok çekindiğim nokta kantarın topuzunu fazla kaçırması olabilir. çünkü profesyonellik ile duygusallığı dengede tutabilmesi lazım. oyuncular yüzüne güler arkasından küfür ederse başarılı olması çok zor olur. oyunculara yaklaşımı çok önemli, yoksa sabote ederler valla ruhun duymaz. umarım bu endişelerim boş bir hüsnü kuruntudan ibarettir.
  • 2293
    kendisinin başarılı olacağına karşı zerre inancımın olmadığı teknik direktör. fakat sezonu artık kendisiyle açıyoruz ve belli bir takım kuruldu. bu yüzden muhalifliği bir kenara bırakarak galatasaray menfaatleri adına kendisine bir süre destek olacağım. ama yine ışık veremez, geçen sezon ki fiyasko kararlarına, oyununa, davranışlarına devam ederse yerden yere vurmaya devam edeceğim.

    inşallah ben yanılırım süt oğlan. inşallah es kaza başarılı olursun ve göze hoş gelen, mücadeleci bir takım izletirsin(yazarken bile umudum yok). bakalım bekleyip göreceğiz allah'ın izniyle.
  • 2296
    iyi bir kondisyoner mi iyi bir teknik direktör mü onu çok yakında öğreneceğiz. scott piri de çok güzel yükleme yapıyordu ama hocalığı fatih terim yapıyordu.

    şimdilik pozitif yanı, oyuncular bir silkelendi kendisine geldi, çiftliğe dönen florya'ya disiplin geldi ve transferde vizyonu olduğunu gördük.

    negatif yanı ise sneijder gibi elini rahatlatabilecek, takımda fark yaratacak bir ismi planları dışında tuttu(en azından 1. planı). henüz sneijder'in durumu net değil ama bu süreci doğru yönetemediği net. oyuncuyu kaybetmek en kolayı. bir de taktik olarak soru işareti. bu konuda geçtiğimiz sezonda oynattığı oyun tam bir hayal kırıklığıydı ama o süreci eleştirmiyorum. şimdi sıfırdan başlayacak dilerim başarılı olur. çünkü ocak'ta hoca değiştirmekten bıktık!
  • 2297
    kendisi hakkında süper antrenman yaptırıyor diye bir algı var. tamamen bilmediğim için soruyorum. nasıl bir antrenman yaptırıyor ? tüm dünya üzerinde bilinmeyen antrenman tekniği ne ki. tudor antrenmanları diyorlar. elle gösteririlir somut örneği nedir. ya da bu hoca daha önce şöyle bir takıma antrenman yaptırdı, o yüzden başarı sağladı gibi bir durumu var mı ? kendisini yermek ve ya kötülemek için yazmıyorum. tamamen galatasaray'a faydası nedir bunu merak ediyorum.

    inşallah başarılı olur bizde neden bunca zaman böyle antrenmanlar yapmadık deriz.
  • 2298
    kendisinin vizyonu vardır. taktik bilgisinin olduğunu da gösterdi. ilk geldiğinde 3lü savunma oynatıyordu. uymadığını görüp o yanlışından da döndü. mevzu sayılar değil zateb, mevzu kendisini takıma adayacak temğolu futbolcular.

    artık kondüsyonsuz takımlar kaybetmeye muhtaçlar. dolayısıyla kendisinin kondüsyonu üst seviyede depolaması çok doğru bir davranış. zaten olması gereken bu ama yıllardır yapılmadığı için yapanı görünce takdir ediyoruz.

    tanım: arkasında durmamız gereken hocamız.
  • 2299
    uzun zamandır kendi başlığı altında değerlendirmek istiyordum. artık bir başlama zamanı geldi. kendisinin doğru hamleler yaptığını düşünüyorum ya da bir üst akıl var o yönlendiriyor ama doğruyu buluyorlar bunu bilmiyorum zaman gösterecek. benim yorumlamam şöyle,

    * fransa lig sert bir ligtir. sert defansif orta sahaların oynadığı fiziksel mücadelenin üst düzey olduğu bir ligtir. bu ligte 10 numara oynamak kolay değildir. kendisi belhanda'yı isteyip aldırdıysa eğer doğru bir hamle yapmıştır bana göre.belhanda'nın türkiye'ye uyum sıkıntısı çekmeyeceğini ve başarılı olacağını düşünüyorum.

    *belhanda'nın sneijder'in yerinde oynayacağına inanmıyorum. genelde peşinden koştuğumuz tüm kanat oyuncuları, araya paslar atabilen, skora katkı verebilen, teknik kapasitesi yüksek kanat oyuncuları ve aynı zamanda fiziksel olarakta güçlü kişiler. mesela bruma teknik kapasitesi çok iyi bir oyuncu değildi, son vuruşlarını beğenmez ve fiziksel kapasitesi yeterli değildi ama ilgilendiğimiz kanat oyuncuları farklı meziyetleri olan kişiler. misal kono, feghouli

    * tudor'un takımı topu kolay kaybetmeyen, teknik kapasitesi yüksek bir takım olmaya başladı. ama bu demek değil ki lincoln gibi çıt kırıldım olsunlar. kolay yıkılmayan fizik kapasitesi yüksek bir takım olmaya başladılar aynı zamanda. gomis sırtına 1 kişiyi alır bir de üstüne dripling e kalkar bu ligte. kono ve feghouli keza öyle, asomoah desen yine o şekilde. maicon bende servet çetin'i anımsatıyor, videolarında bam güm topu uzaklaştırırken görüyoruz ama burası galatasaray, brezilyalı olması ve frikik gollerini gördükten sonra ayağı muhtemelen türkiye süper liginde ki bütün stoperlerden daha iyi olabilir gibi geliyor. aynı şekilde eskişehirsporda oynayan diego vardı hatırlarsanız ayağı düzgün bir stoper olarak. brezilyalıydı oda yanlış hatırlamıyorsam.

    * tudor'un en beğendiğim kısmı benimle aynı fikirde olan pek çok renkdaş olduğunu biliyorum;
    kampta futbolcuları kırbaçlıyor, 3 günde koşturduğu mesafe normalde 1 kampın tamamında koşturulacak mesafe, futbolcular isyanda ve futbolcular böyle antreman görmedik vb. minyalinde fetişist şeyleri okudukça hınzır bir gülümseme yayılıyor yüzümde. genelde bunun aksini düşünenler koşturacaksa jamaica'dan koşucu alsaydık minyalinde şeyler söylüyorlar ama benim hoşuma giden kısmı, 38 haftanın 12 haftasını yenilse ligi 10. da tamamlasa takım, koşmama ve ruhsuz oynama gibi bir şansı yok galatasaray'ın benim gözümde. ne demişti elmander '' kötü oynayabilirim ama kötü mücadele etme lüksüm yok.'' bunu altın çerçeveyle soyunma odasına asmamız lazım. hakem görmez, federasyon seni mahveder, basın yalan yazar, fenerbahçesi , beşiktaşı üstüne gelir bir sezon boyunca her şey gelir, gelecektirde başına. sen mücadeleni sahada eder, terinin son damlasına kadar savaşırsan eğer, 10 kez mağlupta olsan bu taraftar arkanda durur. benim fetişistliğim buradan geliyor, daha sert vur tudor hocam! aynı örnek özhan canaydın vs dursun özbek karşılaştırmasında da geçerli. özhan canaydın gözümde çok kötü bir başkandır. hepte öyle kalacaktır. biriniz adamlığına laf edemezsiniz ama! 1 kişi bile. bırak galatasaray taraftarını başka takım taraftarları, başkanları ve yöneticileri bile özhan abi diye saygı duyarlardı. dursun özbek için sadece kötü başkan diyemiyoruz ne yazık ki, ne yüzsüzlüğü kaldı, ne hırsızlığı kaldı, ne peşkeşi kaldı, ne de devlet eliyle yerleştirilmiş galatasaray'ın geleceğine ipotek koyan adam imajı kaldı.

    * ben, genç ve ileride iyi bir potansiyeli olan futbolcuya sabretmenin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsam aynı şeyi teknik direktör içinde düşünüyorum. galatasaraylı yöneticilerin tudor'un işini kolaylaştırmaları lazım. galatasaray cadı kazanı, galatasaray o kadar eski bir çınar, o kadar eski bir tarih ki, galatasaray seni yutar. galatasaray taraftarı seni harcar. galatasaraylı futbolcular seni oyuncak yapar. galatasaray ki kendi evlatlarını boğan osmanlı geleneği gibi, hanedan kavgaları ile bile çalkalanılan bir yer. bunları biraz açmak isterim.

    galatasaray'a bir bakalım;
    liseliler, lisesizler... cemaatten gelenler cemaatten gelmeyenler... tanjular, mustafa denizliler, fatih akyeller, emre belözoğlugiller ve hatta sergen yalçınlar galatasaray'dan gidip saf değiştiren ama dillerinden galatasaray'ı eksik etmeyenler, hakan ünsallar, levent tüzemenler, gökmenler, hıncallar galatasaray'ı içten içe kemirenler, ultraslanlar, atkılılar, galatasaray'a sevdalı olanlar, fikri hürler vicdanı hürler ve daha niceleri.... galatasaray engin derya deniz. galatasaray'ın içinde sayısız grup, galatasaray'ın içinde sayısız menfaat, galatasaray'ın ve hatta bazı hazımsızların içinde sayısız yara, galatasaray'ın içinde sayısız armaya sevdalı var.

    tudor galatasaray'ın sadece buz dağının görünen ufak kısmını görüyordur. ali dürüst gibi 1 - 2 yönetici yanında olsa, hatta galatasaray yönetimi, tudor'a keşke aklı selim bir futbol direktörü bulup getirse. bu futbol direktörü demek değil ki, 4 - 4 -2 oyna desin tudor'a. tudor'a galatasaray alt yapısından beri gelip çıkan kişilerin birbirilerini nasıl sıkı sıkıya tuttuklarını onların kendi içinde ayrı bir grup olduklarını söylesin. (en yakın örnek semih kaya alt yapıdan gelen çocukların saçlarını kazıyor. yılların geleneği)

    * mr. igor bence gayet zeki adam. ntvspor'a katıldığı programı dikkatli izledim. başarılı olabilecek kapasite ve potansiyelin kendisinde olduğunu düşünüyorum. galatasaray gibi bir vitrindesiniz ve şampiyonlar liginde takım yönetme şansınız var. bu yıl kupa 2 de mücadele edeceksiniz yine vitrine çıkacaksanız, diğer takımlar sizi izleyebilecekler. kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın. kariyerinize yeni başlamış bir kişisiniz, hırslı ve isteklisiniz, potansiyeliniz var ve şans ayağınıza geldi. o şansı kullanmak için elinizden geleni yapmaz mıydınız? tudor hocamında o şansı kullanmak için elinden geleni yapacağına inanıyorum ve yaptığı bazı hamlelerin doğru zamanda yapmak için bekletilen şeyler olduğunu düşünüyorum. gelir gelmez her şeyi bir anda yapmaya çalıştı, baktı altından kalkamayacak dereyi geçene kadar ayıya dayı dedi gibi geliyor bana. artık igor hocamı daha iyi değerlendirebileceğimizi düşünüyorum yeter ki taraftar arkasında olsun.

    * son olarak uzun bir yazı oldu, igor tudor italya futbolundan geliyor. yaşı küçük olanlar hatırlamazlar, tudor oynarken italya ligi dünyanın en iyi ligiydi. o sıralarda galatasaray barcelonayla içerde dışarda kafa kafaya oynuyordu. çünkü barcelona o zamanlar çok sükseli bir takım değildi. tabi ki büyük bir takımdı ama o dönemin juventus'u lazio su, milan'ı, roması ve hatta parması rakipleri siliyordu sahadan. crespoların, nestaların, stamların, maldinilerin, monteroların, thuramların, cannavaroların, zidane ve davidslerin, seedorfların, inzaghi kardeşlerin, diego simeonelerin, baggio kardeşlerin, brezilyalı gerçek ronaldo'nun ve hatta hagi'nin sayısız yıldızın ligiydi. şuan ne yazık ki öyle bir lig yok. öyle bir rekabet ortamı da yok. igor tudor, italya futbolundan geliyor derken işte oradan geliyor. yorumların hepsine son derece saygılıyım, herkesin görüşü çok önemli, siz tudor ile olmayacağınıda düşünüyor olabilirsiniz, hepimiz galatasaray'ın iyiliğini ve menfaatini istiyoruz, en ufak bir şüphem yok ama tudor için futbol cahili diye tabir kullanmanız bence yakışıksız olduğu kadar, sizin geçmişi yok saydığınızı ve kendi cahilliğini gösteriyor diye düşünüyorum.

    sonuna kadar okuyanlara teşekkür ederim, bölük pörçül yazılmış olabilir, iş yerinden yazdığım için dönüp dönüp yazmak zorunda kaldım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın