resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:47
Uyruk:Hırvatistan
  • 1976
    https://twitter.com/...s/876341804232257537

    aaa selçuk'un yeri garanti miymiş? bak sen...

    daha durun. yasin ve semih'in de garanti. onu da 2-3 transfer sonra açıklarlar. ama sneijder tükaka.

    selçuk'un vazgeçilmez olacağı her takım kaybetmeye mahkumdur.

    ekleme:

    efendim tudor ve sneijder ile ilgili yazarak zarar veriyormuşum galatasaray'a. selçuk, yasin, semih gibi çöpleri prensi yapan tudor vermiyor, ben veriyorum. evet.
  • 1977
    genç, gelişime açık hoca. burada sneijder üzerinden vurmaya çalışanların, bunu kasıtlı yaptığına inanıyorum. bunlar galatasaray'ı magazin seviyesinde seven adamlar. kim kimi istemiş, tudor selçuk'u mu seviyor, adem büyük'le aşk mı yaşanıyor, sneijder'la ayrılcak mıyız? inanın hiçbirinin galatasaray umrunda değil, sevdikleri oyuncu oynasın, sevmedikleri oynamasın bu yani. beğenmedikleri tudor u teknik, taktik yüzünden eleştiremezler, disiplin yönünden eleştiremezler, sadece sığınacakları bir konu var, onun üzerinden eleştirmekteler. neyi amaçladıkları hakkında soru işaretlerim var.
  • 1978
    https://twitter.com/...s/876341804232257537

    tudor'u beğenenler neye göre beğeniyor ? kenarda bağırıp çağırdığı için. bu romantik tayfa bayılır böyle hocalara. ne oynattığı önemli değil ama. bağırsın, çağırsın yeterli.

    neyse gelelim sneijder-selçuk mevzusuna. artık göz var izan var, hem 3lü oynatacaksın sneijder yerine belhanda'yı alacaksın hem de selçuk gibi kağnıyı takımın en önemli dişlisi haline getireceksin öyle mi.

    tudor yeter ki sneijder'i göndersin bunlara yeter. ondan sonra ister 3lü ister 5li oynasın. yeter ki sevdiği oyuncuları selçuk takıma girsin. :)

    bu kafayla takriben 10-12. haftalarda gönderilecektir. ondan sonra da bu çapsız herif ya hırvat ligine döner ya italya 2.ligine.
  • 1981
    bazılarında ciddi takıntı olmuş adam.

    her gün, hemen hemen aynı saatlerde benzer gerekçeler üzerinden vuruluyor. ne haysiyetsizliği kalıyor, ne karaktersizliği ne de çapsızlığı.

    seviyenin bu kadar düşmesine üzülüyor insan,igor tudor'u çok sevdiğim veya wesley sneijder'den* nefret ettiğim yok. zaten neden böyle bir şey olsun ama vaziyet ortada.
  • 1985
    2016-2017 sezonu için ligde:

    okan buruk'un akhisar belediyespor ile topladığı maç başına puan - 2,3
    igor tudor'un karabükspor ile topladığı maç başına puan - 1,42
    igor tudor'un galatasaray ile topladığı maç başına puan - 1,69
    jan olre riekerink'in galatasaray ile topladığı maç başına puan - 1,95
    şenol güneş'in beşiktaş ile topladığı maç başına puan - 2,26
    dick advocaat'ın fenerbahçe ile topladığı maç başına puan - 1,88

    sneijder'in tudor hocamızın koltuğunu kurtardığı maçları yazayım mı? yazmayayım değil mi?

    sneijder'i göndermeyi başarıp belhanda'ya bir şekilde 8 milyon verirse şampiyon yapar. kamçılı adam. indiana jones.
  • 1986
    çok garip. taraftarın bir kısmı ister ki genç oyuncular alınsın, yetiştirilsin, hatalarına göz yumulsun. ama teknik direktöre gelince bu olmuyor. teknik direktör de hata yapınca takım kaybeder, genç oyuncu da hata yapınca. sözüm tudor için değil sadece. ama bu zihniyete hazır bir topluluk içermiyor bu ülke ne yazık ki. herkes birbirini eleştiriyor, gerçekleri bilmese de. evin içini görmediğiniz bir komşunuzun ailesi hakkında, hangi evladını daha çok seviyor, hangisini dövüyor, ne yemeyi seviyorlar hakkında konuşmaktan farkı olmayan söylemlerde bulunuluyor. ön yargıyı, atıp tutmayı çok seviyoruz. komşumuz hakkında başka bir komşunun söylediklerine inanmayı çok seviyoruz. mesela kimse bu adama takım içinden komplo kurulduğuna inanmak istemiyor. o sonuçların bir kısmının takım için değil kendi kıçlarının rahatı bozulmasın diye oynamayan futbolcular yüzünden olduğuna inanmak istemiyor. şahısları değil galatarasay'ı seven ben tudor'un bu sezon yapacaklarını merak ediyorum. kimse başkasının bıraktığı arabayı kendi arabası kadar performanslı kullanamaz. şimdi kendi arabasını yapsın ve yola çıksın. kaza yaparsa o zaman istifa diye hep birlikte bağırırız. ama hiç bir insan kendisine destek olunmayan yerde başarılı olamaz bunu unutmayalım. ya futbolcu fanboyluğu yapılacak, sürekli ön yargıyla laflar söylenecek ya da galatasaray için destek olunulacak. ama cidden bir etrafını açın da adam rahat nefes alsın.
  • 1987
    ne garip adamlarsınız. uzun uzun yazmaya hiç gerek yok, fikrinizi değiştirmekten utanmayın. zamanında dövülüyorken riekerink'i savundum, gitmesine yakın bir maçta sabri ve semihi gördüm, yapacağın işi dedim ve 1 ay uzaklaştırıldım.

    içerdeki beşiktaş maçına kadar riekerink'in gönderilmesini yanlış bulan, tudor'a laf atan adamlarla paragraflarca tartıştım, isteyene göstereyim. ama geldiğimiz noktada bu adama sarılmak boşa diyorum.

    şimdi göz var nizam var. puan ortalaman mustafa denizli'den kötü lan. ki o adam avrupa maçları falan da oynamıştı. hamza'nın takımının üzerine geldi. bu adam takımı ele aldığında beşiktaş'la aramızda 5 puan fark ve 13 hafta vardı. ilk 20 haftada 20 gol yiyen takım son 14 haftada 22 gol yedi. bu nasıl conte, bu nasıl koşan takım. öyle paragraflarca yazmışsınız utanmadan malumlardan farkınız yok. takım kendisinden önce yatıyordu, golleri karne ile atıyorduk :(( , korner kuyruğu vardı :(( . hayır riekerink'in takımını falan savunmuyorum, 20 hafta boyunca aynı pozisyon'dan gol yedik, hiç düzeltilmeye bile çalışılmadı. ama tutupda burda böyle şeyler anlatırsanız kusura bakmayın da bana göre siz sadece dün ettiğim lafı bugün yutmayayım diye yanlış düşüncenizin arkasında duruyorsunuz.
  • 1988
    sabri sarıoğlu'nu oynattığı gün benim için bitmiş olan hocamız.

    yine de gönül bu kanım ısınıyor. bu yönetimle ne kadar olur bilemem ancak başarılı olmasını istiyorum keza terimsporcular av bekler gibi o koltuğu bekliyorlar. şimdiden başlamışlar koltuğu boşaltmaya. biz bunları roberto mancini üstad zamanında da yaşamıştık. hazmedememişlerdi.

    dilerim başarılı olur, transferler kendi bilgisi dahilinde olur. keza biz kendisinden önceki hocamız jan olde riekerink'in aldığı oyuncular ile değil aldırmadığı oyuncular ile güzel anıyoruz.
  • 1992
    jan olde riekerink'e daha fazla inanıyordum. ancak yönetim tarafından takım içerisindeki otoritesi sıfırlanmak suretiyle hoca mundar edildi. üzerine yapılan saçma sapan transferler ve önlemek için hiç bir şey yapılmayan fahiş hakem hataları da eklenince sonuç kaçınılmaz oldu. gitmesi gereken yönetim ise bir türkiye gerçeği olarak hala yerinde...

    tudor ile alakalı kafamda soru işaretleri var. ancak adamın geçen sezon politik davrandım demesi önemli bir done benim için. fakat rahat ve uzun süreli bir çalışma ortamında abdullah avcı'nın bile başarılı olduğu düşünülürse artık bizim de birilerine sabretmemiz gerekiyor. bu kadar başarı bağımlısı bir topluluk olmamalıyız. zombilerin brains brains diye dolaştığı gibi başarı başarı diye dolaşıyoruz. ama bu noktada emek ve çaba harcamayı unutuyoruz. keşke riekerink'e tam güvenip kaynak ve vakit ayırsaydık.

    tudor'a gelirsek aslında o veya bir başkası. her sene herşeyi yeniden inşa etmekten bıktım. taş üstüne taş koymalıyız. bunu da sabrederek yapabiliriz. artık birilerine zaman tanımanın vakti geldi. her başarısızlıkta insanları beden eğitimi öğretmeni ilan ederek kovmaya devam edersek kaybetmeye devam edeceğiz.

    mustafa denizli gibi fahiş hatalar yapan çağdışı bir teknik adam değilse birilerine en az 3 sezon tanımanın tam zamanı.
  • 1994
    ben hocaya inanmak istiyorum. sunduğu projeye ikna olmak istiyorum. derdim tudor'un adıyla değil. şu transfer döneminde, takımın yeniden inşa edileceği süreçte tudor'dan bağımsız hareket edilemez.

    şimdi ben bruma ve sneijder'i gönderme kararı alıp, semih, selçuk, yasin üzerine takım kurmayı hedefleyen bir hocaya nasıl inanayım, bu hocanın planına nasıl ikna olayım. koşturacakmış, allah razı olsun. bir futbol takımı için en gerekli olan şeyi yaptıracak diye teşekkür edemeyiz kendisine. bu ayrı bir mevzu zaten.

    ama mesele zihniyet meselesi. mesele fikri yapısı. adam takımda yıldız istemiyor. general benim, herkes koşacak diyor. tamam da hoca, sahada işi kim yönetecek, senin sahadaki aklın kim olacak. hiçbir başarılı futbol takımı yoktur ki teknik direktörün sahada eli ayağı olan, yüksek futbol aklına sahip bir futbolcusu olmasın. bu geçmişte hagi'ydi, real'de zidane'dı, manu'da beckham'dı, milan'da pirlo'ydu vs vs. bizim kim peki? kim olacak, selçuk mu yoksa belhanda mı? yoksa hali hazırda takımda bulunan sneijder mi? sneijder'in ne kadar değerli bir adam olduğunu anlatmaya gerek var mı? bunu bilmeyen kaldı mı?

    buna rağmen sneijder dokunulmaz değildir. ne zaman ama? gerçek bir değişim sürecine gireriz, gitmesi gereken herkes gözünün yaşına bakılmaksızın yollanır, o zaman sıra sneijder'e de gelir. ama takım çöp kaynıyorken yıldızları bir bir elden çıkarttırırsan ya da çıkarılmasına göz yumarsan bu olmaz. podolski'nin gidişi, bruma'nın gidişi. şimdi sıra wesley'e gelecek. insan çıldırır lan. buna karar verecek mertebeye ne zaman ulaştı bu adam bu da ayrı bir soru bu arada.

    neyse efendim, yukarıda saydığım işlere imza atarsa* böyle bir adama da kimse inanmaz, kimse ikna olmaz, kimse gönülden destek vermez.
  • 1995
    gereksiz yerilen hoca. galatasaray için yeterliliği tartışılır ama geride bıraktığımız sezonun son suçlularındandı bana göre. sezon ortası gelip aldığı kadronun yapısı ile kendi oynatmak istediği futbolun alakası yoktu. biri a ise diğeri z'ydi resmen. bunun için de ancak yönetim suçlanır. geçen sene hoca değiştirirken şampiyonluk amaçlanmışsa ki öyle olduğu çok açık, daha pragmatik ve daha set oynuna yatkın bir hocaya gitmemiz gerekirdi.

    gelgelelim bu sene için kendisinden umutluyum. en azından geçen seneki galatasaray'dan daha diri, daha güçlü ve şampiyonluk yolunda daha çok güven veren bir takım izleyeceğimize eminim.
  • 1997
    inandığım ve de güvendiğim hocamızdır. sıfırdan bir başlangıç yapacak umuyorum bu yaz itibariyle ve şampiyonluk mücadelesi vereceğiz 2 yılın ardından tekrar. taraftar olarak seveni sevmeyeni de bu süreçte umarım tüm önyargılarından kurtulmuş olarak destekler hocayı ve takımı. yapacak tek şey bu, yönetime ve bazı eskiden kalma oyunculara olan öfke ve güvensizlik malum, bunlarda değişiklik olmayacak ama takım yeni bir yola girerken köstek olacak davranışlardan kaçınılmalı.

    lafa gelince sezon ortasında gelen hoca için ''tek kelime eleştirmeyeceğim, adam kurmadı takımı sonuçta, seneye yargıya varabiliriz'' diyorsun, maksimum 3 hafta sonra ''gittiği gün bayram edeceğim, bu adamla olmaz'' diyorsun. bu kafadan kendi adıma çok sıkıldım, adam yiyici bir kulübe dönüştük. tudor çok büyük bir risk aldı, bana kalsa bu sezon başı itibariyle giriş yapsa çok daha iyi olacaktı, zira bu düşünce yapısıyla sezon ortasında gelerek, olası bir yeni sezona başlama olayını riske atmış oldu. ha, bakıldığında ortası oldu, yine sezona onla giriyoruz, fakat taraftar tepkisi yiyor. bazen beklentilerimizi anlamakta harbiden güçlük çekiyorum, adam yepyeni bir ülkeye, kulübe gelmiş, ki o kulübü tanıyor ismen, saygın olarak biliyor. takımda 15 senedir oynayan sağbek var, senin benim o sağbeki nasıl gördüğümüzü, ne hissettiğimizi nasıl bilsin, senle benle nasıl aynı davransın, direk kadro dışı bıraksın. keza selçuklar, semihler, hem yeni tanıyor, hem hocası olarak davranıyor. azıcık akıl mantık yürütmek lazım. şu an öyle ya da böyle zaman geçirdi bu adamlarla, kulüpteki düzeni gördü, bu saatten sonra bu adamlara güvenip güvenmemek onun kaderini belirleyecek zaten. hamza hoca zamanında da, umut'a burak'a oğlu gibi güvenmesi sonunu getirdi, o herifler çıkıp savunmadı hamza hoca'yı, kendi kendini bitirmiş oldu. tudor da veya x hoca da kendi belirleyecek, ama bırakalım adam dilediğini yapsın şu an, biraz güvenelim, biraz taraftar olalım, destekçi olalım...
  • 1999
    bugüne kadar riekerink dahil hiç bir hoca için sezon başında böyle düşünmemiştim ama kanaatim bize rezalet bir sezon yaşatacağı şeklinde. geçtiğimiz sezonki performansı biraz "görünen köy" tadındaydı. yemedim ben o "geçen sezon idare ettim" ayaklarını. şampiyonluğa oynayan takımı sneijder son maçlarda biraz götünü toparlamasa, trabzon son maçlarda tekrar mala bağlamasa trabzon'un bile altına sokuyordu lan?

    tüm samimiyetimle yanılıyor olmayı diliyorum ama insanların neden hala kendisinden beklentileri var anlamış değilim.
  • 2000
    sneijder'e göre takım kurulduğunu, onun üzerinden oynandığını, sneijder'de kötü olunca takım kötü demiş. heye birader diyorum ben de. sneijder'e göre takım kuracak olanlar onun yanında duran ortasaha selçuk'u oynatmazlar. kanat diye yasin'i forvet diye umut bulut'u koymazlar. anlıyorsun umarım. makattan sallamaya gerek yok. sneijder'i boklicaz diye her türlü şekile büründüler. he sneijder'e göre takım kuruluyor. keşke sneijder'e göre kurulsa.
App Store'dan indirin Google Play'den alın