resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 6251
    ben kendisinin idealist ve kararlı tavrını seviyorum. bence kötü bir teknik direktör de değil. fakat bize çok erken geldi. büyük maçlarda biraz da sisteminin parçalar eksikken patlamasından dolayı saçmaladı. fatih hoca haberleri de çıkınca kendisini biraz yemiş gibi olduk. galatasaray daha kötü teknik direktörler gördü. tudor kötü değil toy bir teknik adamdı bence.
  • 6252
    bence taktik bilgisi iyi olan bir teknik adam kendisi.
    ama bizde çalıştığı dönemde idari açıdan zafiyet gösterdi.
    ligde arka arkaya alınan 4 deplasman yenilgisinden sonra ayrılık kaçınılmaz hale geldi.
    (bkz: 29 ekim 2017 trabzonspor galatasaray maçı)
    (bkz: 18 kasım 2017 istanbul başakşehir galatasaray maçı)
    (bkz: 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı)
    (bkz: 17 aralık 2017 yeni malatyaspor galatasaray maçı)
    2017-2018 sezonundaki şampiyonluğumuzda onun da emekleri var. bu yüzden sayın tudor'a teşekkür ediyor ve ona saygı duyuyorum.
    kanımca geliştirmesi gereken şey, elindeki mevcut oyuncu grubunun neler yapabileceğine, hangi sistemleri oynayabileceğine biraz daha odaklanmak ve oyuncularıyla olan iletişimini güçlendirmek.
  • 6253
    kendisini severim, şu anki başarımızda kadro yenilemesi sebebiyle pay sahibidir ama taktik bilgisi iyi falan değildir. hemen aklıma iki maç geliyor; 2017-2018 sezonunu hatırlayalım.. içerdeki fenerbahçe maçı. o maça kadar yenilgisiz ve biraz abartılsa da iyi ilerliyoruz. sezona iyi başlamışız falan. tamamen yenilenen kadro birbirine yavaş yavaş alışıyor diyoruz ve umutluyuz. sonra fenerbahçe maçı gelip çattığında o zamana kadar hiç denemediğimiz 3-4-2-1 gibi garip bi taktikle çıktık. wbr mevkisinde mariano, wbl mevkisinde de tolga ciğerci falan vardı. defans da serdar aziz, maicon, denayer üçlüsünden oluşuyordu. serdar aziz zaten 20. dakikada sakatlanıp çıktı yerine lato girdi oyuna. iddia ediyorum o maç ne yaptığını kendisi bile anlamamıştır ve gayet kısır bi futbol oynayıp maçtan 0-0 berabere ayrıldık.

    ikinci hatırladığım maç ise deplasmandaki başakşehir maçı. ağamızın yine canı sıkılmış, bir şeyler deneme peşinde.. bu kez de 4-3-1-2 gibi bi garabetle çıkıyor deplasmana. hayatı boyunca çift forvet oynattığı olmamıştır ama o gün oynatacağı tuttu. o dönemin başakşehirine yapılması gereken şeyin orta sahayı kalabalık tutup şok presle rakibi bozma ve gol aramak olduğunu 10 yaşındaki cm hastası bi kardeşimiz bile bilebilirken kendisi tam tersine orta sahadaki oyuncu sayımızı eksiltmiş ve daha önce çok şans vermediği erene gomis ile birlikte şans vermiştir. sonuç zaten felaket oldu; 5-1

    beşiktaş maçında da denayer’i sol bek oynatmıştı falan onlara girmiyorum ama iyi taktisyen falan değildi. açıkçası teknik direktörlük açısından futbolu bildiğini bile düşünmüyorum. ama dediğim gibi iyi takım kuruldu o sezon allahı var. sezarın hakkı sezara. yine de bize emeği geçmiştir. yolu açık olsun ama mümkünse bize uzak olsun.
  • 6255
    motivasyon hariç teknik kapasitesi yüksek bir teknik adamdı kendisi. gitme sürecini hazırlayan 4 deplasmanda galatasaray’ın çıkma şansı zaten yoktu. sneijder’i gönderiş sürecinde kesinlikle fatih terim’le birlikte karar verse fatih hoca’ya bu kadar katkı sağlayamazdı. emin olun fatih terim, sneijder’i hiç bir şekilde istemedi.

    not: sneijder’in istenmeme sebebi tamamı ile sistem. sneijder’in karakteri tudor’dan büyüktür.
  • 6256
    kendisi bilmem oynuyor mudur ama football manager’da baya başarılı olduğunu düşünüyorum. gel gelelim bir ekibi yönetmek istiyorsanız insan ilişkileriniz güçlü olmalı. bu arkadaşta bu özellik yoktu. eminim futbolculuğunda da duygusal yönden zayıf olan takım arkadaşlarına anlam da veremiyordur.

    müdür veya herhangi alt üst ilişkisi içerisinde olan kimseler beni anlayacaktır. kimi yönetici vardır işini çok iyi yaptığı için yükseltilmiş ama insanlarla nasıl konuşacağını, nasıl onları motive edeceğini bilmez. kimisi vardır liderdir, tüm çalışanlarından maksimum faydayı almaya çalışır.

    burda 1 numaralı şahıs tudor, iki numaralı şahıs terim’dir.
  • 6257
    büyük hoca değildi. kötü bir hoca da değildi. 2016-2017 sezonunu geçiyorum. sonraki sezon, yaz kampı, sneijder'in ayrılması, yeni transferler falan derken temmuz ortasında takım hiç oturmamışken östersunds faciasını yaşamıştık. ben orada kendisine karşı güvenimi kaybetmiştim. yönetim lucescu ile görüşmüştü, şükürler olsun ki tff bize çalım atmıştı. biz de kendisiyle devam ettik.

    transferlere devam edilmişti. arka arkaya cesur hamleler yaptık. gerçekten o transfer dönemi en nokta atışı oyuncular aldığımız sene olabilir. kabul çok para harcadık, öyle çok da büyük yıldızlar almadık ama alınan veya gündeme gelen hemen her oyuncu sistemin parçası olarak düşünülmüştü. belki latovlevici kötü bir tercihti, ki o da zaten son dakika yapılmış bir mecburiyet transferi gibiydi. sonuç olarak kendisinin kadro mühendisliğinin takdir edilmesi gerekiyor bence.

    neyse sonra sezon başlattı. ne yalan söyleyeyim, uzun süredir özlediğim o baskın galatasaray'ı izlettirmişti ilk haftalarda. o aralar kaybettiğim güven geri gelmeye başlamıştı ta ki, büyük maçlar gelene kadar. taktiksel bilgi birikimi gayet iyiydi ama büyük maçlardaki taktiksel tutarsızlığı, derbi maçlarını alenen önemsememesi gibi olumsuz tutumları bizi ilerleyen haftalarda yarıştan kopartabilecek unsurlardı. neyse ki dursun özbek'in seçimi kazanmak için yaptığı plan sonucu kendisiyle yolumuzu doğru bir zamanda ayırıp imparatorumuza kavuştuk. sonra o kenetlenmeyle dursun özbek'ten kurtulduk.

    ben kendisini kötü anmıyorum. galatasaray tarihinden geçmiş, iyi kötü emek vermiş ve toplama bakıldığında bence başarılı sayılabilecek birisiydi. hatta kendisinin çok bayıldığım bir özelliği vardı: medyayla karşı olan sert duruşu ve kötü aksanlı ama kasıntı olmayan ingilizcesiyle verdiği basın toplantılarındaki o karizması... ara sıra stres atmak için açar o toplantıları izlerim.* şimdi düşününce harbiden çok ilginç bir adam geçmiş başımızdan. potansiyelinin olduğunu düşünüyorum, yolunun açık olması dileğiyle.

    bir de birkaç aydır kendisiyle ilgili kötü bir his var içimde. sanki fenerbahçe'ye gelip orada başarılı olacakmış gibi geliyor. bu da burada dursun bakalım.
  • 6258
    dünyanın gelmiş geçmiş en büyük asistan hocalarından birisi olabilirdi. kariyerine bu şekilde yön vermiş olsaydı, misal bayern münih'te kovac'ın yanında çalışmış olsaydı ya da conte'nin ekibinde olmuş olsaydı inanılmaz ikinci adam kariyeri olabilirdi. çünkü taktik bilgisi kendisinde mevcut, sadece hoca reflekslerine sahip değil. hamle konusunda problemleri var ve adam yönetimi konusunda başarısız olduğunu düşünüyorum.
  • 6259
    kusura bakmayın 8 hafta iyi top oynattı diye kendisini iyi anacak falan değilim. bal gibi de kötü hocadır. çeşitli takımlarda elbette çalışabilir ancak asla bir büyük takım hocası olamaz. avrupa'da 3 ön eleme oynayacağı için sezonu ligdeki takımlardan oldukça erken açmış takımı ilk 8 hafta fizik kalitesiyle birlikte aldığı yeni oyuncular ile bir ivme yakalamış ardından da serbest düşüşe geçmişti.

    iyi hoca olmadığını neden düşündüğümü soracak olursanız ise şöyle cevap vereyim. içerde berabere biten fener maçına hatırlarsanız üçlü savunma ile başlamış ve ilk 20 dakika gerçekten de fena olmayan bir oyun oynamıştık. sonra serdar aziz sakatlanınca da bu arkadaş oyuna lato'yu alıp 4 lüye dönmüştü. ya kardeşim sen bu takımı 1 hafta boyunca üçlü ile hazırlamadın mı? bu şekilde çalıştırmadın mı? kulübe de bir stoper olan ahmet de varken neden tüm sistemi değiştiriyorsun? nerde kaldı senin büyük hocalığın? bu değişiklikten sonra takım tamamen afallamış ve fb oyunu dengelemişti sonra da belhanda kırmızı yemiş berabere bittiğine sevinmiştik resmen. ahmet'e güvenmemiştir falan demeyin lütfen bazen şartlar sizi istemediğiniz tercihler almak zoruda bırakır. geçen sene kadıköy deplasmanına semih ile çıkmak zorun kalmadık mı? ne yapsaydık semih'e güvenmiyoruz diye fernado'yu stopere çekip ortada mı güçsüz kalsaydık?

    elbette bu kadar da değil arenada sene sonu küme düşecek gençlere çift forvetle çıkıp 5-1 kazandı diye bir hafta sonra 'aha tuttu lan galiba' deyip başak deplasmanına da çift forvet çıkıp maçı aynı skorla bitirmişti... başakşehir lehine tabi. 4-4-2 olarak başladığı maçta bu maçta set oyununda fernando'yu ortaya çekip stoperi üçlerken sağ açık gözüken belhanda'yı badou'nun yanına kaydırıp mariano'yu da hücuma yollamıştı ve tüm kontralarda sağ stoper olarak kalan maicon'u elia ile yalnız bırakmıştı. hatırlayanlar olacaktır elia da pas pas etmişti maicon'u. elbette set oyununda bir planımız olmalı ama elia'nın kontralarda maicon'a üstünlük sağlayacağı hiç mi aklına gelmedi de en ufak bir önlem almadı. örneğin ilk haftalarda badou'yu sağ içe koyup mariano'nun açıklarını badou'nun pres ve patlama gücü ile kapıyordu.

    ayrıca kendisi bizim gibi sıcak ve samimi bir ülkeye hiç uymayan karakter özelliklerine sahipti. alt yapıdan yetişmiş yıllarca takımında iyisiyle kötüsüyle oynayıp başarılar kazanmış semih evi gibi gördüğü floryadan ayrılırken duygulanıp gözleri doldu ve gazeticilerle fotoğraf çekildi diye sen profesyonelsin bu yaptığın doğru değil falan diye bozuk atmıştı. aynı tudor birçok taraftarımızın kalbinde çok güzel bir yere sahip olan bize çok güzel mutluluklar yaşatmış sneijder'in de formasını yollamadan başkasına vermişti. bir futbolcu ile elbette yollar ayrılabilir ama bu şekilde olmamalı bence. adamın hava alanında gözleri dolu dolu verdiği röportaj hala aklımda.

    diklat ettiyseniz yaşattığı östersunds faciasıyla birlikte ömrümde en utanarak izlediğim derbi olarak andığım vodafone'daki 3-0 lık bjk maçına değinemedim bile...
  • 6261
    --- alıntı ---

    geçtiğimiz aylarda psv yöneticilerinden john de jong bruma'dan kulüp olarak yaptıklarından daha fazlasını beklediklerini açıklamıştı. de jong, "uzun süredir tanıdığım bir oyuncu bruma ve son aylarda benim tanıdığım bruma'yı sahada göremedim. bruma kaprisli bir futbolcu doğru, ama yetenekleri var. çok çabuk ve istediği futbolcuyu geçebilecek bir isim. hollanda'da rahatlıkla oynayabilecek kapasiteye sahip" ifadeleriyle portekizliyi eleştirmişti.

    --- alıntı ---

    geldiği ilk maç bruma’yı oynatmaması halen eleştiri konusu. tudor bruma için çok sorunlu diyince hoca değil denmişti. en azından bruma konusunda haklıymış adam.
  • 6262
    tudor'un bence problemi sorunu sorunlu şekilde göstermesi ve çözmesiydi. bir oyuncu yanlış yapıyor bazen kibir yapıyor buna tepki göstermesi lazım doğrudur ama tudor bunu çözmeye çalışmayıp kendi daha çok ego yapıp ego savaşına döküyordu işi. kim daha büyük şekline girmeden en büyük olan taraftara düzgünce açıklayıp sessiz sakin köşesine çekilse taraftar arkasında durur oyunculara haddini bildirirdi. ama tudor kendi çok artist olduğundan diğer artistleri yönetemedi.
  • 6265
    ikili ilişkileri futbolcular ile yönetme konusunda çok kötü olması ve baskıyı kaldiramamasini yaşı itibariyle en büyük eksileri. ama kötü hoca olduğunu düşünmüyorum. nedeni ise ;

    (bkz: 14 ağustos 2017 galatasaray kayserispor maçı)

    son 10 yıl da galatasarayimizi izlerken bu kadar beğendiğim maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez galiba. gerçek anlamda premier lig kalitesinde top oynadığımız düşünüyorum. olay sadece rakibin kim olduğunu değil o maçta ki futbol oynama tutkusu inanılmazdı takımın. iyi veya kötü şekilde o kadroyu oluşturan ve takımın başında ki isim de tudordu.
  • 6266
    kendisini iletişim ve stres yönetimi konusunda geliştirebilirse gayet iyi bir teknik direktör olacaktır. yaşı genç henüz, geç değil. kötü niyetli bir adam da değildi ama oyuncular tarafından sevilmeyen sıkıntılı bir tipti. kendini yontması gerekiyor biraz. galatasaray'ın başındayken 2017-2018 sezonuna fırtına gibi girmiştik. önde basan, rakibe kabus gibi çöken bir takım yaratmıştı. ta ki 4 büyükler ve başakşehirle olan maçlarımız arka arkaya gelinceye değin. her hafta rakibi daha geride karşılamaya başladı. hiçbir büyük maçı kazanamayınca ne oynadığı belli olmayan, özgüvenini kaybetmiş bir takıma evrildik. yerinde olsam oturur en baştan izlerdim o sezon oynattığı maçları sırasıyla, nerede yanlış yaptığı gün gibi aşikar.
  • 6267
    yılın belli aralıklarında başlığına girdiğinizde hafıza yenileme yapılıyor heralde diye düşündüğüm hoca. şöyle ki;

    önce biri yazıyor evet başarısız oldu ama şunu şunu yapmasaydı var yaa yazıyor. ardından biri hoca moca değildir diyor. bir başkası da su yönlerini geliştirse ilerde iyi hoca olabilir filan diyor. başlık döngüye girdi. bu bahsettiğim şeyin aynısı hamza hamzaoğlu başlığı için de geçerlidir.
  • 6268
    büyük hoca değildir, ancak itin götüne sokulacak kadar da kötü değildir. sezon öncesi abidik gubidik bir takıma kaybetmek büyük felakettir ancak o sezona girişimizi, takım oturunca ritim buluşumuzu bir düşünün. parçalar gibi oynuyorduk rakibi, gittiğinde de takım 3. sıradaydı yanlış hatırlamıyorsam. prandelli varken asla en kötü kendisi olamaz. öyle ya da böyle bir sistemi vardı ve inandığı şeyin peşinden gitti. toydu, basınla kavga etti, kendini kabul ettiremedi, çok hata yaptı. ben yine de kötü konuşmayacağım arkasından.
  • 6269
    kendisi eski teknik direktörümüzdür, iyidir kötüdür - bence ezberci bir teknik direktör olup oyuncularla modern çerçevede iletişimi iyi değildir - tartışılır ama galatasaray tarihinde kendisi en kötü %50 dilime bile girmez. galatasaray tarihi son 15 seneden oluşmadığı için geri dönüp bakınca o kadar kötü teknik direktörler vardır ki sinir krizi geçirtirler.
    aynı zamanda teknik direktörlük performansı olarak bakınca, bülent korkmaz tudor' dan çok daha kötü teknik direktörlük dönemi geçirmiştir takımımızda.
    son söz olarak söylemek gerekir ki, tudor gitti bir daha da takıma döneceğini sanmam. tudor, bir ligde üst seviyede oynaması gereken bir takıma uygun teknik direktör değil çünkü oyun şablonu tek tip olan bir hoca o nedenle ligde 3-8 arası için biçilmiş kaftan.
  • 6270
    teknik direktörümüzken deplasmanda bir beşiktaş maçı oynandı. ben takımımı hiç o kadar ezilmiş izlemedim şu ligde. 10-0 bitecek maçtı, quaresma’nın bencillikleri bizi kurtardı. beylik laf etmeyeyim hepimiz bu maçı biliyoruz işte. tudor’u bitiren bu maçtı.

    nasıl bir maç olduğunu hatırlamak isteyen varsa açsın okusun yazarların neler hissettiğini:

    http://gss.gs/b125949

    yeneriz yeniliriz ama galatasaray boyun eğmez. o gün kendisi bizi bjk’ye boyun eğdirmiştir, o yüzden kendisini hep en kötüler arasında hatırlayacağım.
  • 6272
    takım östersunds deplasmanı dönüşü atatürk havalimanına inmişti ve ben de turistik dış hatlar gidiş yolcusuydum. kendi uçağımı beklerken takımı karşıladım. o sırada tudor'u yakaladım ve kısa bir diyalog fırsatımız oldu.

    me: coach, i bought full season ticket and i wanna watch european games. none of galatasaray fans don't want to just watch league games. it's not enough for us.
    coach: don't worry (x3). we'll score goals enough.

    1 hafta sonra rövanş maçı oynandı ahmet çalık'la tek gol attık.

    yine de kendisinin varlıgından memnuniyetsiz değildim asla istifa diye de bağırmadım stadda. ancak imparator fatih terim gelecekse biz ne pep guardiola ne jurgen kloop dinlemeyiz.

    tudor'u hep yoğun orta saha baskılı oyunu ve medya mensuplarına verdiği ayarla hatırlayacağım.
  • 6273
    mental problemlerini ve liderlik sorunlarını aşarsa futbolcu tecrübesi ile teknik direktörlük kariyerinde de belli bir başarı sağlayabilecek futbol adamı.

    doğal heyecanı liderlik için iyi bir malzemeydi. bu, işler iyi giderken takımı bir arada tutmaya yarar ancak bunu iyi yönetemediğinde de çok sefer takım içinde detayların kaçmasına ve sürekli yeni krizlere kapı aralar.

    galatasaray kariyerinde kendince anlık olarak ne istediğini bilmesine rağmen kimden istediğine dikkat etmemiş, futbolcuların doğal iniş çıkışlarını analiz edememiştir. futbolcuların tepkilerini* ve nasıl etkilendiklerini anlayamadan bu araba niye gitmiyor diye hiç bir şeyle detaylı ilgilenmeden gaz pedalına hızlı hızlı basan bir şöför gibiydi ve sonunda da takım boğuldu hiç gitmez oldu.

    birgün tekrar galatasaray başında görmek istemem diyemem ama önce teknik direktörlük karakterinin olgunlaşmasını ve somut başarılarını beklemek gerektiğini düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın