• 1
    tdk'ya göre aklamama anlamına gelir. son dönemde galatasaray camiasında başkanları tehdit etme ve seçim isteme aracı olmuştur. öncelikle bunun doğru olmadığını belirteyim.

    kulübümüzde mali ve idari olarak iki ayrı başlıkta oylanmaktadır. mali ibra/ibrasızlık kulübü yönetenlerin ekonomik açıdan değerlendirilmesidir. burada bir ibrasızlık çıkması kulüpte yolsuzluk olduğunun delillerinin olup olmamasına bağlıdır.

    idari ibra/ibrasızlık ise kulübün ekonomik konular dışında doğru yönetilip yönetilmediğinin oylanmasıdır. mali ibranın aksine daha göreceli bir değerlendirmedir. bu bağlamda ibra edilmeyenlere mahkeme yolu açıktır. şu zamana kadar adnan polat ve mustafa cengiz bu bağlamda ibra edilmemiş başkanlarımızdandır ve ikisi de mahkeme kararıyla bu kararı bozmuşlardır. mustafa cengiz'in o dönem ibra edilmemiş olması bana göre doğru ve adaletli bir karar olmamıştır. hocamız fatih terim dahi maç öncesi yayıncı kuruluşa verdiği röportajda şampiyonluğa giden bir camianın bundan etkilendiğini belirterek bu duruma tepki vermiştir.

    burak elmas yönetimine taraftarın büyük bölümü tarafından çıkması istenilen karar idari ibrasızlıktır. geldikleri günden bu yana tek bir vaadini yerine getiremeyen bir yönetim için yapılması gereken şey de budur. adnan polat ve mustafa cengiz'in aksine burak elmas katıldığı yayınlarda böyle bir karar çıkması halinde karara saygı duyacağını ve mahkeme yoluna başvurmayacağını defalarca belirtmiştir.

    seçim öncesi verdiği vaatlerin hepsini sosyal medya desteğini almak üzere yani popülistlik yapıp veren burak elmas'ın, bugün sosyal medyaya göre kulüp yönetmiyoruzcu ve popülist değilizci söylemlerle kendini savunma yoluna geçiş yapması söylemlerinde ne kadar samimi olduğunun göstergesidir.

    ben de galatasaray genel kurulundan bir şekilde çift ibra kararı çıkacağını düşünüyorum, lakin bu yönetimin idari yönden ibra edilmesi sonrası herhangi bir yönetimin idari olarak ibra edilmemesinin ima edilmesi bile söz konusu olmamalıdır. burak elmas yönetimi tam 9 ayda galatasaray taraftarının büyük bir çoğunluğuna göre tarihin en kötü galatasaray yönetimidir.

    zamanında mustafa cengiz'in ibra edilmemesi yönünde oy kullanan burak elmas'ın şahsına bir soru yöneltmek istiyorum:

    sayın başkan, sizden daha kötü olmayan bir yönetimi ibra etmemiş biri olarak ve en önemlisi bir galatasaraylı olarak en başta siz kendi yönetiminizi ibra edebilecek misiniz?
  • 3
    gedson fernandes’i almadı diye ibra etmeyeceğim diyen üye gördüm ben, o yüzden maalesef ünal aysal’ın dediği gibi ibra olayı ayağa düşmüştür.
    çocuk oyuncağı mı bu kardeşim? seçime gidersen ibra ederim, gitmezsen etmem.
    insan bir karar verdiyse bunun için şart koşmaz.
    ibra eder veya etmez.
    galatasaray’ın ayarlarıyla oynaya oynaya, bugünlere kadar geldik.
    tüzüğü değiştirip başkanlık süresini 3 yıldan 2 yıl çekersin. en fazla iki dönem, yani 4 yıl başkan olabilme şartı koyarsın. aynı şeyleri yöneticiler ve kurullar için de belirlersin. serdar eder gibiler yıllarca sicil kurulu başkanlığı yapamaz böylece.
    “gelirden fazla giderden başkan ve yönetimi sorumlu” dersin.
    o zaman hiç böyle ibra işine filan gerek kalmaz.
    2. yılın mayıs ayında seçim olur, üyeler bakar ve değişimi yapar.
    başımıza ne geldiyse bu tüzük değişikliğinden sonra geldi.
    keyfi isteyen polat’ı ibra etmeyip, dursun özbek’i etti.
    sahte imza olayı yüzünden mustafa cengiz ibra edilmedi.
    içi bu kadar boşaltılan bir mekanizmadan bu kulübü hayır gelmez.
    adamı mali yönden ibra ediyorsun, yani diyorsun ki döneminde akçeli işlerde bir yanlışın olmamış ama sonra idari yönden ibra etmiyorsun.
    böyle salak saçma bir iş mi olur? belhanda’ya 23 m euro bağlayan adam zaten idari olarak yanlış bir karar vermiş ama sen onu mali olarak zaten kafadan aklıyorsun.
    yukarıda yazdığım gibi bir tüzük düzenlemesiyle bu sıkıntılardan çok rahat sıyrılırız.
    her canı isteyen istedi diye bu kulüpte her yıl seçim yapamayız. dediğim gibi 3 yıl çok, eskisi gibi 2 yıl olsun.
  • 4
    olağan genel kurullardaki “ibra” hadisesinin, dernekler masası tarafından acilen kanun maddesi ile değiştirilmesi lazım. bu kadar büyük bir ekonomi, o gün kurulun yapılacağı salona gelen ve veya getirtilen üyelerin keyfi ile denetlenemez. kaldı ki başkanlığa aday olan kişinin oy istediği denetleme kurulu da bağımsız olamaz. tff ya da spor yasası çıkaranlar, 3-4 yabancı denetleme şirketi ile anlaşır, şirketlerin parası da naklen yayın gelirinden otomatik olarak kesilir ve o şirket denetlemeyi yapıp , kulüp bütçesini aklar ya da aklamaz ya da ne yapar ise…
    18bin küsür kaydı açık kişi var iken, bu kadar büyük bir ekonomi 600-700 kişinin elini kaldırıp kaldırmama keyfine bırakılamaz .
  • 6
    hukuki yönden bir karşılığı vardır. yönetimin akçeli işlere bulaşmış olduğu, hırsızlık yaptığı düşünülüyorsa elbette ibre edilmez ve yönetimden el çektirilir konu mahkemeye taşınır, bunda sorun yok.

    ama bizdeki konu bu değil ki, bizim kongreler böyle bir kanıtları, iddiaları filan olmadığı için, bir icat çıkardılar, “idari yönden ibrasızlık?!” bakın bu bir dramdır, acziyettir, böyle saçmalık olmaz. e idari yönden yönetimi zaten seçim zamanı değerlendiriyorsun, hukuki bir problem olmadığı sürece yönetimin idari ibrasına seçimde oy kullanarak karar verilir. he erken seçim istersin onun da yolları belli, “idari ibrasızlık” da neymiş, şaka filan olmalı bu garabet.
  • 7
    galatasaray o kadar büyük bir marka ki; yerli oyuncuların alayını maaşlarını ödemediği için küstürüp kaçıran, yaptığı muamele ile bazılarını aşık olduğu renklere düşman eden, stad maketine 12 milyon dolar veren faruk süren gibi bir başkana uefa kupası kaldırttı, özhan canaydın gibi iyi niyetinden asla şüphe olmayan ancak fazlasıyla beceriksiz bir başkana fenerbahçe'nin en prime döneminde şampiyonluk yaşattı, hatta dursun özbek'e mazbatasını aldıktan günler sonra çifte kupa sevinci yaşattı. ben bu yaşıma geldim, ünal aysal dahil tane bile doğru yöneten, geleceği kurtaracak hamleler yapan başkan görmedim. büyüklerimin anlattığına göre en son alp yalman gelmiş. ama galatasaray bu günlere bu kötü başkanlara rağmen türkiye'nin en büyüğü olarak gelmiş. şahsen şu saatten sonra burada hiç bir başkana ibra edilmedi diye ağıt yakmam. hele hele galatasaray'ı kendi networkleri için bir araç olarak görenlere hiç yakmam. galatasaray hiç birine muhtaç değil çünkü ve onlara rağmen türkiye'nin en büyüğü.

    ayrıca; yarın burak elmas yönetimi ibra edilirse bundan sonraki başkan adaylarına bol keseden vaadde bulunup seçim kazanabilirisniz biz size hesap sormayız demek. umut ediyorum ki yarın akşam burak elmas yönetimi ibra edilmez ve yalan vaadlerle başkanlığa hazırlanan diğer başkan adaylarına da ibret olur durumu.
  • 8
    "idari ibra" diye bir şeyin bulunması saçma gözükebilir ancak eğer mekanizmaları doğru işletilirse bunun kimseye batacağını sanmıyorum. bazı kurumlar diğerlerinden farklıdır. kendine benzer diğerlerinin tuttuğu yolları tutmaz. belli gelenekleri, görenekleri vardır. galatasaray da bunlardan biri. hem eğitim kurumu olarak hem spor kulübü olarak muadillerinden farklıdır ve öndedir. camianın kendine has kökleşmiş geleneklerinin olması da haliyle olağandır. galatasaray'da idari ibrasızlık mevzuu da diğer kulüplerdeki gibi işlemiyor bu yüzden.

    burada sorun, bu kökleşmiş yöntemlerin keyfî kullanılması kaynaklı. çünkü ortada tutarsızlık var. idari ibrasızlıkta aleni bir liseci dazlak sopası var. aksi takdirde dözbek yönetiminin idari olarak ibra olması dünyanın her yerinde bir camianın rezil olması için yeterli bir şey. kendinden sonraki mustafa cengiz yönetimine verilen ibrasızlık da yine sahte imzalarla üye olanların engellenmesi ve mustafa cengiz'in tüzük değiştireceği korkusundan kaynaklandı. ortada bu idari ibrasızlığı gerektirecek hiçbir şey yoktu.

    günümüzde idari ibrasızlık tamamen mesnetsiz sebeplerle verilir oldu. insanların illallah etmesi bundan. aslında polat yönetiminin ibra edilmemesinin ardından dözbek yönetiminin ibra edilip üzerine de mustafa cengiz yönetiminin ibra edilmemesi esas dengesizliği yaratan şey oldu. adnan polat yönetimi belki hak etmişti, zira çok ezdirdiler kulübü. ama dözbek yönetimi dönemindeki rezilliklerin binde biri yaşanmadı o dönem. hele mustafa cengiz'e resmen azınlık darbesi yapıldı akşamın köründe. bu üç yönetimin ibra süreçleri tamamen tutarsız. adnan polat'a "j'accuse, j'accuse" diye bağıranlar ortadan kayboldular. merhuma her gün sallayanlar burak elmas'ı lalettayin eleştiriyor.

    yani burada idari ibrasızlıkta amaç galatasaray'ın iyiliği değil bu insanlar için. kendi tahakkümlerindeki galatasaray'ın devam etmesi. her ibra döneminde bu sorunu yaşarız bu saatten sonra çünkü bütün ülkede olduğu gibi camiada da kutuplaşma yaşandı. gelenekler iyidir ama bir şekilde çağın gerçeklerine uyarlanmazlarsa bir yerden sonra ayak bağı olurlar. geleneğin devamını çağa uyduracak bir modelleme gerekli ama bizimkilere elde sopayla gezmek daha konforlu geliyor maalesef.
  • 9
    ön bilgi: hafta 30, galatasaray 38 puan ve -5 averajla 15. sırada.

    ülke tarihinin en büyük kulübüne, tarihinin en büyük başarısızlığını yaşatanların yaşamasını canı gönülden istediğim olay. bu kadar basit bir olayda upuzun cümlelere gerek duymuyorum. tarihin en başarısızısınız, galatasaray'ı avrupa'daki bütün gelirlerinden ettiniz. gedson'u alamadınız değil, gedson'u kiralayacak parayı bile bulamadınız, taraftara yalanlar üstüne yalanlar söylediniz. bütün bir sezon kahırla karda, yağmurda stada giden taraftarın yerini, heyecanlanacakları tek maçta turistlere sattınız

    kısacası tek duamızdır. inşallah galatasaray'ımın yakası yarın hepinizden kurtulur.

    (bkz: 26 mart 2022 galatasaray olağan mali genel kurulu)
  • 10
    ibra; borçlar hukuku, şirketler hukuku ve iş hukukunda karşılığı olan bir kurumdur.

    borçlar hukukunda şekle bağlı olmayan bir sözleşme iken şirketler hukukunda yönetim kurulunun genel kurulca iç denetim adı altında denetlenmesidir.

    dernekler kanununa bağlı olarak gençlik ve spor bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikte ise genel kurulun yetkileri olarak "ibra etmek"ten bahseder.

    tüm bu mevzuat çerçevesinde hukuki karşılığı ibra etmek ya da etmemektir. idari ibra diye bir şey yoktur.

    ibra hukuki bir denetim mekanizmasıdır. olması gerekendir. kullanılma şekli yanlıştır. kişilere, yönetimlere, yakın ilişkilere göre mevcudiyeti tartışılmaz.

    son 2-3 gündür dönen "ibra etme ya da etmeme bir sopa gibi kullanılmamalı" duyarı nedense rahmetli başkan mustafa cengiz'in döneminde kasılmamıştır.

    bugün ibra edilmeme ihtimalinden dert yananlar, vaktinde her türlü sosyal medya platformunda açık açık bir önceki yönetimi "ibra etmediklerini" açıklarken devran dönünce "ibrasızlıktan" şikayet etmeleri samimiyetsizdir.
  • 11
    ibra olayı neden bu kadar tabulaştırılıyor anlamış değilim. özellikle bir grup var ki ibra etmemeyi söz konusu bile yapmak istemiyor. bu oylama kulüp içinde bir kontrol mekanizması değil mi? bunun nesi kötü ki? başkan tabi ki üyelere hesap verecek ve yeterli görülmezse ibra edilmeyecek. hele ki tarihin en başarısız sezonlarından birini yaşatan mevcut yönetimin ibra edilmemesi kadar doğal bir şey yok. vakti zamanında "fikri hür vicdanı hür" sloganları atan mevcut başkan sözünün arkasında durarak her karara saygı duymak zorundadır.
  • 12
    eski başkanımız ünal aysal'ın hakkında çok güzel uyarılarda bulunduğu galatasaray genel kurullarının son dönemde bol bol kullandığı tehlikeli mekanizma. ortada büyük bir suç veya vurgun olmadığı sürece kullanılmaması gereken mekanizma bir transfer yüzünden bile kullanılmak istenecekse veya bir şantaj unsuru olarak kullanılacaksa vay halimize. eğer burak elmas yönetimi yolsuzluk yapmışsa veya mali tablolarda usulsüzlükler varsa mali olarak ibra etmeyin ve olayı yargıya taşıyın. sportif başarı da başarısızlık da geçicidir o yüzden sırf bu yüzden yönetimler ibrasızlıkla tehdit edilmemeli. yanlış yoldayız.
    ortada önceki yönetimlerin de emeğinin olduğu dağ gibi borç varken borcun nasıl kapatılacağı hususunda kafa yormak ve çözümler sunmak yerine habire seçime gitmek kulüp içinde bazı klikler için hobi olmuş durumda. destek çıkmak veya yapıcı eleştiri yapmak yok tek bir hata kollanıyor kaosu oluşturmak için. bir tek ünal aysal o tuzağa düşmedi hemen bıraktı koltuğu 'sizinle mi uğraşacağım lan' diyerek. ondan sonra dursun özbek geldi (mali olarak ibra edilememesi gereken tek başkandı ama edildi) ve onu da gaza getirip erken seçime soktular, kaybetti. sonra rahmetli mustafa başkana musallat oldular ama o geri adım atmadı ve hem harici hem de dahili düşmanlarla başkanlığın son gününe kadar savaştı. şimdi de burak elmas... kendisi her ne kadar önceki ibrasızlıkta rol oynadıysa da idari ibrasızlıklığı haketmiyor. mali ibrasızlık hakkında söylemeye bile gerek duymuyorum çünkü keyfe keder böyle bir ibrasızlık yapılamaz yapılsa da bedeli ağır olur. taşın altına elini koyacak iyi niyetli birini bulamaz kulüp bir daha.
  • 13
    ibra/ibrasızlık konusu acayip bir mesele galatasaray'da. diğer kulüplerde ben hiç duymadım neredeyse böyle bir şey.

    bizdeki bu sürekli "ibra"yı öne çıkarma meselesi ise ayrı bir karışık. hem divanda hem taraftar arasında...

    bildiğiniz tehdit konusu artık bu çünkü bizde. kulüp nasıl yönetilmiş kimsenin umurunda değil. hatta bizde bir de idari ibrasızlık diye bir halt var. konuyu daha nasıl anlatabilirdi galatasaray genel kurulu bilemiyorum. yahu "biz seni mali açıdan ibra ediyoruz ama idari olarak ibra etmiyoruz." ne demek? kimsenin gözü korkmasın ama afimiz de adam kessin demek değil mi?

    boş işler.

    ibra dediğiniz, kulüplerin, vakıfların vesaire olağan akışında olduğunda doğal bir süreçtir. doğal işleyişinde zaten kimse ibra edilemeyeceği haltları yemeye tenezzül edemez. ama bizim coğrafyada oluyor. çünkü biz bu işi "keyfimizin kahyasına" bırakmışız. "kafamıza göre" takılıyoruz. ibra edilmemesi gereken kişileri "kendi aranızda halletmek" üzere ibra eder, ibrasızlık ile uzaktan yakından alakası olmayanları "ibrasızlık" ile tehdit ederseniz laçkalaşır olgu. sözüm meclisten dışarı. kim neyi haketmiştir onu tartışmıyorum şimdi.

    "ibra laçka... oğlum çay getir, sohbet koyu, gece yarısına kadar muhabbet sohbet"

    biri diyor ki kendi söylemleriyle çelişerek "ibra ele ayağa düştü." öbürü diyor ki "hayırdır birader!? tabii lan! hiçkimse sorumluluk almasın istiyorsunuz."

    alakası yok.

    evet! alakalı da... bu coğrafyada değil. bu galatasaray'da değil. hiç olmadı ve belki de hiç olmayacak.

    ortada ibranın ciddi bir mesele olduğuna dair bir işaret de yok. yahu kimse kimseyi mali yönden ibra etmemezlik yapmıyor zaten. idari ibrasızlık mı mesele? ne olacak mesela idari ibra edilmezsen? ben söyleyeyim hiçbir halt olmuyor.

    başkanlık mı düşüyor? yönetim mi düşüyor? kongre üyeliği mi düşüyor? ceza mı alıyorsun? yok. hiçbir şey olmuyor. aslında oluyor iki türlü. uğraşıyorsun, zaman kaybı oluyor. bir de;

    idari açıdan ibra edilmeyen yönetim 30 gün geçmeden seçimli genel kurul toplar diyor tüzük. istersen toplamayabilirsin. tüzüğü kim takar. çünkü kanun "öyle şey olmaz" diyor. çünkü mahkeme "bu ne saçmalık" diyor. sonuç: "ulan ne güzel de ibra etmedik yahu! şimdi uğraşın durun!" oluyor.

    hele bir mali açıdan ibra edilmesin de birileri, boy pos endam görelim.

    bu arada mali açıdan ibra edilmeme durumu, sadece suç unsuru olduğunda olacak diye bir kaide yok. şirket, vakıf, o, bu, şu mali olarak kötü yönetilmişse buna sebep olanlar ibra edilmeyebilir. suç unsuru varsa zaten, geçmiş olsun, işin ucu çok acayip yerlere gider. "vay sen suç işlemişsin, hadi seni mali yönden ibra etmeyelim!" ile kalmaz olay. zaten mesele oralara kalmaz. suç lan bu, suç. mali ibrasızlığı kim takar!?
  • 14
    her ne kadar burak elmas yönetimine zerre inanmasam ve güvenmesem de ibra edilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. ibrasızlık çocuk oyuncağı değildir ve buna hiçbir üye alışmamalıdır. her yanlış yolda olan yönetim ibra edilmeme tehdidi ile karşılaşırsa başkan adayı bulmakta güçlük çekilebilir... teknik direktör değiştirmeyi seven bir ülkeyiz bunu başkanlık makamınada bulaştırmamalıyız ayrıca şu anki yönetimin ibra edilmemesi sosyal medya trollerine de kendilerine başkan bizim sayemizde ibra edilmedi deme yüzsüzlüğünü verir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın