13
ibra/ibrasızlık konusu acayip bir mesele galatasaray'da. diğer kulüplerde ben hiç duymadım neredeyse böyle bir şey.
bizdeki bu sürekli "ibra"yı öne çıkarma meselesi ise ayrı bir karışık. hem divanda hem taraftar arasında...
bildiğiniz tehdit konusu artık bu çünkü bizde. kulüp nasıl yönetilmiş kimsenin umurunda değil. hatta bizde bir de idari ibrasızlık diye bir halt var. konuyu daha nasıl anlatabilirdi galatasaray genel kurulu bilemiyorum. yahu "biz seni mali açıdan ibra ediyoruz ama idari olarak ibra etmiyoruz." ne demek? kimsenin gözü korkmasın ama afimiz de adam kessin demek değil mi?
boş işler.
ibra dediğiniz, kulüplerin, vakıfların vesaire olağan akışında olduğunda doğal bir süreçtir. doğal işleyişinde zaten kimse ibra edilemeyeceği haltları yemeye tenezzül edemez. ama bizim coğrafyada oluyor. çünkü biz bu işi "keyfimizin kahyasına" bırakmışız. "kafamıza göre" takılıyoruz. ibra edilmemesi gereken kişileri "kendi aranızda halletmek" üzere ibra eder, ibrasızlık ile uzaktan yakından alakası olmayanları "ibrasızlık" ile tehdit ederseniz laçkalaşır olgu. sözüm meclisten dışarı. kim neyi haketmiştir onu tartışmıyorum şimdi.
"ibra laçka... oğlum çay getir, sohbet koyu, gece yarısına kadar muhabbet sohbet"
biri diyor ki kendi söylemleriyle çelişerek "ibra ele ayağa düştü." öbürü diyor ki "hayırdır birader!? tabii lan! hiçkimse sorumluluk almasın istiyorsunuz."
alakası yok.
evet! alakalı da... bu coğrafyada değil. bu galatasaray'da değil. hiç olmadı ve belki de hiç olmayacak.
ortada ibranın ciddi bir mesele olduğuna dair bir işaret de yok. yahu kimse kimseyi mali yönden ibra etmemezlik yapmıyor zaten. idari ibrasızlık mı mesele? ne olacak mesela idari ibra edilmezsen? ben söyleyeyim hiçbir halt olmuyor.
başkanlık mı düşüyor? yönetim mi düşüyor? kongre üyeliği mi düşüyor? ceza mı alıyorsun? yok. hiçbir şey olmuyor. aslında oluyor iki türlü. uğraşıyorsun, zaman kaybı oluyor. bir de;
idari açıdan ibra edilmeyen yönetim 30 gün geçmeden seçimli genel kurul toplar diyor tüzük. istersen toplamayabilirsin. tüzüğü kim takar. çünkü kanun "öyle şey olmaz" diyor. çünkü mahkeme "bu ne saçmalık" diyor. sonuç: "ulan ne güzel de ibra etmedik yahu! şimdi uğraşın durun!" oluyor.
hele bir mali açıdan ibra edilmesin de birileri, boy pos endam görelim.
bu arada mali açıdan ibra edilmeme durumu, sadece suç unsuru olduğunda olacak diye bir kaide yok. şirket, vakıf, o, bu, şu mali olarak kötü yönetilmişse buna sebep olanlar ibra edilmeyebilir. suç unsuru varsa zaten, geçmiş olsun, işin ucu çok acayip yerlere gider. "vay sen suç işlemişsin, hadi seni mali yönden ibra etmeyelim!" ile kalmaz olay. zaten mesele oralara kalmaz. suç lan bu, suç. mali ibrasızlığı kim takar!?
bizdeki bu sürekli "ibra"yı öne çıkarma meselesi ise ayrı bir karışık. hem divanda hem taraftar arasında...
bildiğiniz tehdit konusu artık bu çünkü bizde. kulüp nasıl yönetilmiş kimsenin umurunda değil. hatta bizde bir de idari ibrasızlık diye bir halt var. konuyu daha nasıl anlatabilirdi galatasaray genel kurulu bilemiyorum. yahu "biz seni mali açıdan ibra ediyoruz ama idari olarak ibra etmiyoruz." ne demek? kimsenin gözü korkmasın ama afimiz de adam kessin demek değil mi?
boş işler.
ibra dediğiniz, kulüplerin, vakıfların vesaire olağan akışında olduğunda doğal bir süreçtir. doğal işleyişinde zaten kimse ibra edilemeyeceği haltları yemeye tenezzül edemez. ama bizim coğrafyada oluyor. çünkü biz bu işi "keyfimizin kahyasına" bırakmışız. "kafamıza göre" takılıyoruz. ibra edilmemesi gereken kişileri "kendi aranızda halletmek" üzere ibra eder, ibrasızlık ile uzaktan yakından alakası olmayanları "ibrasızlık" ile tehdit ederseniz laçkalaşır olgu. sözüm meclisten dışarı. kim neyi haketmiştir onu tartışmıyorum şimdi.
"ibra laçka... oğlum çay getir, sohbet koyu, gece yarısına kadar muhabbet sohbet"
biri diyor ki kendi söylemleriyle çelişerek "ibra ele ayağa düştü." öbürü diyor ki "hayırdır birader!? tabii lan! hiçkimse sorumluluk almasın istiyorsunuz."
alakası yok.
evet! alakalı da... bu coğrafyada değil. bu galatasaray'da değil. hiç olmadı ve belki de hiç olmayacak.
ortada ibranın ciddi bir mesele olduğuna dair bir işaret de yok. yahu kimse kimseyi mali yönden ibra etmemezlik yapmıyor zaten. idari ibrasızlık mı mesele? ne olacak mesela idari ibra edilmezsen? ben söyleyeyim hiçbir halt olmuyor.
başkanlık mı düşüyor? yönetim mi düşüyor? kongre üyeliği mi düşüyor? ceza mı alıyorsun? yok. hiçbir şey olmuyor. aslında oluyor iki türlü. uğraşıyorsun, zaman kaybı oluyor. bir de;
idari açıdan ibra edilmeyen yönetim 30 gün geçmeden seçimli genel kurul toplar diyor tüzük. istersen toplamayabilirsin. tüzüğü kim takar. çünkü kanun "öyle şey olmaz" diyor. çünkü mahkeme "bu ne saçmalık" diyor. sonuç: "ulan ne güzel de ibra etmedik yahu! şimdi uğraşın durun!" oluyor.
hele bir mali açıdan ibra edilmesin de birileri, boy pos endam görelim.
bu arada mali açıdan ibra edilmeme durumu, sadece suç unsuru olduğunda olacak diye bir kaide yok. şirket, vakıf, o, bu, şu mali olarak kötü yönetilmişse buna sebep olanlar ibra edilmeyebilir. suç unsuru varsa zaten, geçmiş olsun, işin ucu çok acayip yerlere gider. "vay sen suç işlemişsin, hadi seni mali yönden ibra etmeyelim!" ile kalmaz olay. zaten mesele oralara kalmaz. suç lan bu, suç. mali ibrasızlığı kim takar!?