• 3
    ben bu kardeşimizi 70'li yıllarda, şimdilerde çok farklı yerlere savrulduğumuz eser özaltındere aracılığı ile tanıdım. eser'in çok iyi bir dostu idi. benim gibi bir manyakla tanışmanın nirengisi ne olabilir!! tabi ki futbol ve gasaray.

    top oynadığından hem de iyi top oynadığından bahsedince dostluğumuz kaymak bağlamıştı zaten. sonra ortak tanıdıklar, futbol enstantaneleri, beraber kurulan içki masaları. hatta bir seferinde ataköy'deki harabelerde sarhoş kavgası.

    bilgi birikimine hayran olmuştum. hafızası inanılmazdı ve hakikaten kuş yürekli bir adamdı. açtığı iş yerini kardeşi ve amcaoğlu ile birlikte gece gündüz çalışarak yoktan var ettiler. o arada doğal olarak futboldan koptu. işe fazlaca gömülüp futboldan uzaklaşınca pek görüşemez hale geldik. birden bir gazete çıkarmaya başladığını duyup yanına uğradım. gazeteyi okuduktan sonra "oğlum tamam iyi hoş adamsında bunlar anlamazlar böyle şeylerden. ters gelir bu heriflere, vururlar seni" dedim.

    bana verdiği cevabı aynen yazıyorum;
    "ya beni niye vursunlar, ben kötü şeyler söylemiyorum ki, asıl bizimkilerdeki (ermeniler) kin ve nefreti ortadan kaldırmaya çalışıyorum. sanmıyorum"

    ve vurdular kardeşimi,
    dünyanın en iyi yürekli en yumuşak kalpli insanlarından birisini vurdular. ulan yolda fakir birini görse zorla yolunu çevirip cebindeki son kuruşu verir, kör birisini görse oturur ağlar. öldürdüler onu. inanılmaz. bana kurşun sıkılsa anlarım. karşımdaki insanı deli edene kadar uğraşırım. çok kızarsam hakaret eder kendimi öldürtmeye çalışırım. ama bu adama kurşun sıkılmasını anlayamıyorum.

    gerçi muhlis akarsu'nun sivasta yakılmasını anlamamıştım.

    muhlis akarsu yakılır mı kardeşim,
    hrant öldürülür mü,
    yazıktır.
  • 56
    "gelin önce birbirimizi anlayalım... gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim... gelin önce birbirimizi yaşatalım." demesine rağmen bu topraklardaki kana doymamışlık yüzünden “evet, gözümüz var toprağında bu vatanın. gözümüz var ama koparıp götürmek için değil; en dibine gömülmek için” dediği gerçekleşen anadolulu yazar. yattığı toprak incitmesin.
  • 17
    karıncalar birbirini kokuyla takip ederler. feromon hatta. belki denk gelmişsinizdir; öndeki bir tek karınca, kokuyu, izi kaybettiği anda veya bu karınca ölürse, bir ölüm spirali oluşturur karıncalar.
    öndeki, en arkadakini takip etmeye başlar. arkasındaki de onu takip eder. ölene kadar hırsla, öfkeyle ama yaptıklarının tamamen doğru, tamamen haklı, tamamen gerekli olduğuna katıksız bir biçimde inanarak dönerler.
    tamamı ölene dek.
    hrant, aklımızı, vicdanımızı, insanlığımızı takip edebildiğimiz feromonlarımızdan biriydi.
    birileri sürekli bizlere yol gösteren, bizi vicdana, akla, demokrasiye, birbirine saygıya götürebilecek tüm karıncaları öldürüyor.

    20 yaşındaki turan emeksiz'den, 14 yaşındaki berkin'e;
    moskova'da yatan nazım'dan, delik ayakkabısıyla ölen hrant'a;
    evinin önünde havaya uçurulan uğur mumcu'dan, sivas'ta yakılan 37 can'a;
    yaşını büyültüp astıkları erdal'dan, işkencelerde ölen adını bilmediğimiz binlere;
    evine yemek getiremediği için intihar eden diyarbakırlı hacı'dan, gerekli önlemler alınmadığı için babasız kalan ömer asaf'a...

    365 günün hepsinde bir ölüm, hepsinde bir acı, hepsinde bir ihmal, hepsinde bir dram var kodumunun memleketinde.
    devlet ya bizzat kendisi basıyor o güzel karıncaların üzerine; ya da basılacağını farkediyor ama müdahale etmiyor.

    başında kim olursa olsun, polis aynı polis, savcı aynı savcı, hakim aynı hakim, meclis aynı meclis, hükümet aynı hükümet.
    mesele öndeki karıncayı ezip, biz diğer karıncaları, ortaya çıkan o nefret sarmalında ölümüne döndürmek, farkettirmeden, acımadan, gözünü kırpmadan o sarmala mahkum etmek oldu mu, hepsi aynı.
    aradan "biz bunu haketmiyoruz", "birbirimizden nefret etmek zorunda değiliz", "biz burada dönerken, başkaları emeğimize, değerlerimize, insanlığımıza tecavüz ediyor" diyen bir karınca çıkmaya kalktı mı, hemen basıyorlar üzerine.
    ya devlet bizzat basıyor, ya da "bas hadi ben bakmıyorum" diyor.

    katliamdan sonra polis fotoğraf çekiniyor tetikçi piçle.
    tıpkı urfa'da polisin, ethem'in katili ahmet şahbaz için "yardım parası" toplaması gibi.

    ama anlamadıkları bir şey var;
    hrant'ı öldürseniz bile o feromon'u silemezsiniz.
    biz o kokuyu aldık bir kere.
    beni, sizlerden başka kimseden nefret ettiremezsiniz artık.
    artık o spirale kapılmayan karıncaların sayısı çok arttı.
    ve o karıncalar olmadan o boktan sisteminizi devam ettiremezsiniz.
    hrant'ın kokusunu aldık bir kere.
    aziz'in, uğur'un, ethem'in kokusunu aldık.
    barışın, birlikte yaşayabilmenin, sevebilmenin kokusunu aldık.
    nazım'ın kokusunu aldık.
    yolumuzu kaybettiremezsiniz.

    ve bunun için, teşekkür ederim hrant.
    seni koruyamadığım için de kendi adıma özür dilerim.
    seni hedef gösteren sözde gazetecilere, mahkemelere karşı yeterince sesimi çıkarmadığım için,
    senin katledilmene göz yuman devletin, polisin cezalandırılmasını sağlayamadığım için,
    senin katlinden sonra "iyi olmuş" diyen yobazları tek tek not etmediğim için.
    özür dilerim.
  • 29
    bu adam öldüğü gün 8.sınıftaydım. ertesi günü tarih öğretmenimiz bizi barkovizyon olan bir sınıfa almıştı ve hrant dink'in barış içeren, türkiye'yi sevdiğini belirten ve hatta yurt dışındaki ermeni diasporası tarafından sıcak bakılmayan bir isim olduğunu gösteren videolar izletmişti ve ardından "işte bu adamı türk düşmanı olduğu gerekçesiyle öldürdüler" diye açıklama yapmıştı.

    o kadar etkilenmiştim ki okuduğum lise de agos gazetesi'ne yakın olduğu için her sene yüksek sesle orada bulunup "faşizme inat, kardeşimsin hrant" diye bağırmayı en azından hatırasına bir borç bilmiştim. bazı şeyleri açıklarken artık sinirleniyorum o yüzden katili ogün samast ve polisin malum görüntülerine girmeyeceğim bile.

    bu ülke renkleriyle güzel, kültür çeşitliliğiyle anlamlı. osmanlı'dan gelen birlikte yaşama geleneğini yıllardır en osmanlı'cı geçinen kesim öyle bir yerle yeksan etmiş ki türkiye'de ortak yaşam kültürü malesef seni koruyamayacak kadar zedelenmiş. ışıklar içinde uyu, her geçen sene ayıbımız olarak anılacaksın.
  • 45
    sadece bu topraklarda değil dünya üzerinde yaklaşık 200 küsür ülke ve 1000in üzerinde ırk ve kabileler var ve hepsinin en temel özelliği insan olması.
    insan olmanın en çok unutulduğu ve diğer özelliklere dikkat edildiği topraklardan birindeyiz maalesef. birbirimize insanca davranalım, bu yaşama bir kez gelsek de hepimiz bu dünyada yaşıyoruz, zulmetmeyelim, kan dökmeyelim huzuru paylaşmak için çaba gösterelim.
    kendisi ermeniydi ama öncesinde insandı, insan olduğu unutturulmaya çalışıldı, yazıktır günahtır.
    not:silaha sarılıp, davasının muhatabı olmayan insanlara silah doğrultan her oluşum, örgüt ve insana da lanet olsun.
  • 26
    bugün, öldürülmesinin üzerinden 10 yıl geçti. koskoca 10 yıl. katilleri hala aramızda.

    anısına, saygıyla https://www.youtube.com/watch?v=ArwCsol3b80

    bir yer altı filminde küçük bir rolüm var
    öldürülen bir adamım oysa bir hikayem var
    siyahlar ve beyazlar herkes için başka doğru var
    doğrudan vurulmuş bir adamım oysa yanlışlarım var

    ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu

    siyahlar ve beyazlar herkes için başka doğru var
    doğrudan vurulmuş bir adamım oysa yanlışlarım var

    ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu

    kurşungeçirmez yelekleri vardı
    ben çıplak yaşarken
    fikrime barut kokusu sokuldu
    medeniyeti ararlarken

    ve özgürlük sırtından vurulmuş yerde yatıyordu
  • 12
    öldürülen ve katledilen diğer aydınlık gazeteciler gibi, kendisi de bu vatanın bir kalemi idi.
    sporcu geçmişi, candan sohbeti ve insani duruşları ile bir takım karanlık tipler tarafından hain bellendi.

    öldürüldü.
    hem de büyük ihmaller, büyük eksiklikler içinde öldürüldü.
    öldürülmesine göz yumuldu.

    dünya üzerinde bu kadar ucuz ölümün görüldüğü ülkeye, zaten kendisi fazla geliyordu.

    memleketin neyi şaşırttı ki, ölümleri şaşırtsın...
    rahat uyusun.
  • 34
    ırkçılığın bir numaralı düşmanıdır. güzel bi abimizdir. çarpıtılan sözlerinin açıklaması;
    http://blog.milliyet.com.tr/.../Blog/?BlogNo=344989

    nasıl bir insan olduğunu anlamanız içinse şunu izleyin;
    https://www.youtube.com/watch?v=KRnGLv-7USs

    "türklerle yaşamayı şans sayan bir insanim. şans çünkü ermenilerin dünyasında türk, ötekiydi ve öfkeydi. ama beraber yaşadıkça o öfke ortadan kalkıyor. bizim içimizde bir zehir olan öfkeye panzehir oldu türkle yaşamak."

    her zaman düşündüğüm bir şey var; böyle güzel bir adam bu ülkede öldürüldü ya, ayakkabısının delik tabanı gökyüzüne döndü ya, eğer adaletli bir tanrı olsaydı bu ülke topraklarında tek bir gül bile filizlenmezdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın