bu gün kü yazısının alt paragraflarında saçmalamada sınır tanımamanın en güzel örneğini sergilemiştir.
----
alıntı-------------
işte yukardan beri yazdıklarımın anahtar sözcüğü bu.. "playstation!.."
arda'nın yakınlarından bana ulaşan bilgi bu..
"arda, bazı geceler sabahlara kadar playstation oynuyor.."
emre'den gelen haberler de farklı değil..
"emre tam bir playstation hastası.."
***
bu üç futbolcunun üçünün de gece hayatı, bildiğimiz anlamda yok.. ama hayatlarında bir playstation var ki, müptela oldukları, o çok şeylerini etkiliyor.. kafalarını o an oynadıkları maça vermelerine, maç üzerinde yoğunlaşmalarına dahi engel olabilecek bir tutku bu. sadece uykusuzluk değil, başka şeye konsantre olma sıkıntısı, konsantrasyon bozukluğu dahi yaratabilir.
***
playstation, aslında bizim değil, dünyanın derdi.. amerika'dan japonya'ya, çocukları ve gençleri saran bu hastalıkla mücadele için bilim adamları, ruh doktorları kolları sıvadılar..
playstation oynama, damara eroin verme gibi bir şey olabiliyor ölçüyü kaçıranlarda.. insanın kanına işleyen bir hastalığa dönüşüyor... ona her şeyi unutturabiliyor.
-------
alıntı -------
(bkz:
oha)
sana ne ulan. manyakmısın. ne eroini ne hastalığı. bizde bu tür hastalıklar olmaz. arkadaşlık ilişkileri çok güçlüdür. hiç bir vatan evladı arkadaşsız yaşayamayacağı ve hep aynı adamla arkadaşlık etmekten sıkıldığı için oyunun en tatlı yerinde "gel ulan kafede tatlı manitalar var" ayağı ile insanı makinanın başından koparıp alır. koparamazsa mecburen kendi takılıp bir iki oyun oynar. hele futbolcuları "kurnaz manitalar" makina başında oturtmaz yavrum sen merak etme.