teknik direktörlük konusunda arafta kalmış futbol adamı.
gittiği takımlarda genelde pozitif bir etki yarattmış, çokça yazıldı, çizildi zaten manisa, kocaeli, antep... vs diye. yılmaz vural - giray bulak - rahmetli erdoğan arıca ekolünden değil yani.
fakat bir türlü kendisini 1-2 tık yukarı da atamamış, yani "tamam, bu herif işi biliyor" dedirtmemiş hiç. bir ertuğrul sağlam, ersun yanal, hatta abdullah avcı seviyesine bile çıkamamış.
tam arada yani. özenti halleri olmasa taşak geçmezsin, bir şeyler yapmış çünkü. ama orta sıralardan yukarı sıralara oynama amacında takımın olsa getirip de başına koymazsın, koyanın halini de görüyoruz işte
*ben hocanın yerinde olsam; trt'de ahkam keseceğime 1. lig'de her sene bir tanesi sivrilen proje takımlarından biriyle başlarım (örn: geçen sene erciyes + rize, bir ara kasımpaşa). bursa'ddaki futbolcunun hikmet karaman'a saygı duymamasını anlarım, ama bolusporlu futbolcu duyar mesela. parası olan adamlarsınız sonuçta, 2 sene göz önünde olmayın, kendi kadronuzu, kendi takımınızı kurun, süper lige çıkın, bi 5-6 sene bir takımı çalıştırın, saygı görmeye çalışın, bakalım ne oluyor.
"büyük takımdan teklif gelse de o eşiği atlasam" diye beklediğiniz zamanı küçük bir takımda başarılı olmaya harcasanız keşke.