1551
ne derseniz deyin delikanlı bir adamdı. ben futbolu kafamda bitirdim diyerek 33 yaşında futbolculuğu bıraktı. bazıları gibi otlanabildiğim kadar otlanayım demedi. istese çok rahat 35-36 yaşına kadar kulübü sömürürdü.
hasan şaş
-
-
1552futbolu 30-31 yaşlarında kafa olarak bırakmıştı. son dönemlerinde maalesef o da kilo problemleri yaşadı, ıslıklandı falan.
bizim altın jenerasyonda dikkatimi çeken bir durum var. o da maalesef futbola erken doymaları. hem milli takımda hem galatasaray'da gelen başarılar daha iyilerini yapmak üzere bizim futbolcuları hırslandırmadı. ve bakıyoruz hepsine 30 yaşına gelmeden kariyerleri düşüşe geçmeye başlamış ve erken bırakmışlar futbolu. örnek olarak; okan buruk, emre b, fatih akyel, ümit davala, hakan ünsal, arif erdem'i gösterebilirim. istisna: hakan şükür ve tugay kerimoğlu tabi.
hasan şaş'ın en büyük hatası kendisinin de dediği üzere liverpool'a gitmemek oldu. ada futbolu kendisine vizyon katardı şüphesiz. -
1553futbolu buradaki -ben hariç- herkesten iyi bilen gerçek galatasaraylı.
-
1554futbolu buradaki - childofbodom hariç- herkesten az bilen gerçek galatasaraylı.
-
1555(bkz: izlanda topu kaleye elle bile götüremez)
şimdinin torpllilli keli. eski futbolcumuz. -
1556dünya futbolundan bihaber, okumayı sevmeyen, muhtemelen dil bilmeyen, vizyonsuz antrenör/yorumcu, zamanın harika futbolcusu.
-
1557futbol bilgisi galatasaray futbol takımından itibaren olan adam.
dünya futbolundan bihaber, vizyonu dar, yabancı dil bilmeyen, kendini geliştiremeyen, sıradan bir türk futbol adamı işte.
ntv spor'da yorumcu olduğu dönemde yaptıkları açıklamalarla da bunu gösterdi.
henüz bir şey ispat etmeyen jor hocamın yaptıklarına bakıyorum, bir de bu adamın yardımcılık ve yorumculuk döneminde yaptıklarını kıyaslıyorum.
gerçekten vizyonsuz yani, öyle böyle değil.
futbolculuk döneminde severdim ama yorumculuk ve teknik adamlık konusunda bir halta yaramaz. -
15581998 yazının en sansayonel transferi idi bu abimiz. göğsünde lee reklamı olan, enine sarı lacivert 3 parçadan oluşan ankaragücü forması ile harikalar yaratmıştı 1997-1998 sezonunda. 26 temmuz 1998 fenerbahçe galatasaray maçında galatasaray kadıköy'de fenerbahçe'yi 4-1'le dağıtırken iki gol ve bir asistle dosta güven düşmana korku salmıştı. 1999 şubatında sakaryaspor kupa maçındaki doping kontrolünde grip için kullandığı aferin ilacına takılmış, 6 ay ceza almıştı. o ceza sonrası ertesi sezona yeni bir başlangıç yaptı, nitekim 2003 yazına kadar da kariyeri hep yukarıya doğru gitti. 2003 yazında inter'e ne zaman imza atacağı konuşulurken bir gün florya'da yapılan yönetim kurulu toplantısına kapıyı çalıp girmiş, boş mukaveleye imza atıp çıkmıştır ki her ne kadar yürekten verilmiş bir karar olsa da takip eden iki senesi galatasaray'ın performansıyla paralel şekilde dalgalı geçmiştir. 2005-2006 sezonu ise gerçek kalitesini sahaya yansıtabildiği son sezondur. takip eden 3 sezonda yavaş yavaş düşüşe geçmiş, tabiri caizse azalarak bitmiştir yeşil çimlerde...
-
1559oynadığımız 9 ekim 2016 izlanda türkiye maçında yine aklıma gelen üstad. (u: "rakibimiz de izlanda. elle topu kaleye götürseler 3 defa götürebilirler" yorumu var idi)
-
15609 ekim 2016 izlanda türkiye maçı sonrası istemsizce aklıma gelen efsane oyuncumuz... ama niye aklıma geldi bir türlü anlam veremiyorum...
neyse, şurada bir futbol topu olacaktı, belki onu elime alıp rakip kaleye götürürsem hatırlarım :( -
1561futbol oynayan ama futboldan anlamayan bir sürü turk oyuncudan sadece birisi.
-
1562futbolun bu kadar içinde olup da futboldan bu kadar bihaber olabildiği için kendisini kutluyorum.
-
1563sahada isyan edişini özlediğim eski futbolcumuzdur. emin olmamakla birlikte bir gaziantepspor deplasmanıydı. takım bok gibiydi; hakem doğruyordu bizi. hasan şaş öyle bir isyan etmişti ki; rakiple boğuştu, hakemle takıştı, herkesi gerdi; hatta sanırım kırmızı bile görmüştü. sonra takım da eli mahkum bu isyana ortak olmak zorunda kalmıştı, sırf hasan'a ayıp olmasin diye. 10 kişi maçı da almıştık diye hatırlıyorum (ulan inşallah pis sallamıyorumdur).
uzun lafın kısası hasan gibi büyük kaptan gibi melo gibi sahada gerekirse kendi takım arkadaşlarına bile isyan ederek takımı, taraftarı ateşleyecek birilerine çok ihtiyacımız olduğu aşikar; hele de son başakşehir maçındaki mıymıntı futbolu ve mağlubiyeti bu kadar kolay kabullenişi gördükten sonra.
edit: eenfes baska ne diyebiliriz uyardı. ilgili maç 2003-2004 sezonu 2. hafta gaziantep deplasmanıymış. hasan o maç yıldızlaşmış; ama kırmızı görmemiş. kısacası biraz sallamışım; ama genel fikri herkesin anladığını düşünüyorum :) bu sebeple burada dursun bu entry. -
1564her kadıköy fener maçları öncesi şöyle kazanamadık böyle kazanamadık maç öncesi çok gergin olurdu kusardım en iyi kadro gittik yenemedik gibi demeçlerinden gına gelen eski topçumuz.
ne gerek var sen hasan şaşsın dünya kupası yıldızı oldun uefa kupası gördün şampiyonlar ligi oynamadığın seviye yok her tv programı'nda ters algı.
neden kazanılmadığı belli oluyor -
1565bir sene mutevazi sekilde isini cok iyi yapti. ertesi sene onceki senenin havasindaydi tabi ama yine iyiydi. galatasaray tarihindeki olayi bu 2 seneden ibarettir aslinda. geri kalanlar vasat ve vasat altiydi. tv'den gordugumuz kadariyla da cahildir ama iyi galatasaraylidir.
-
15662005-2006 sezonu, galatasaray bir deplasman dönüşü kafileyi bekliyor. bekliyor dediğim de, doping kontrolü için numune verecekler. hasan da idrar tahlili için bira içiyor. malum, insanın çişini çabuk getirir. 1 şişe, 2 şişe, 3 şişe derken hasan zil zurna sarhoş olup kendinden geçiyor. orada sarhoşken yanında bulunan necati'ye yapmadığı pislik (kötü bir anlam değil, şakanın bokunu kaçırmak) kalmamış. necati de haliyle hasan'ı sarhoş bulmuşken bir sille atmış ki, hasan olduğu yere yığılmış. necati ciddi adam, her ne kadar takım arkadaşı, hatta yakın bir dostu da olsa affetmez. tabi sonra koluna girip sızan hasan'ı da kaldırmasını bilmiş.
rize'de ikamet etmiş, o testlerin yapıldığı bölümde bulunan bir abimizin anlattığı anıdır. hatta gazeteye de çıkmıştı, haliyle biraz kırpılarak. -
1567iddia edildiği gibi arsenal bonservisine 11 milyon dolar (euro değildi) teklif etmemiştir.
teklif yapan takım liverpool'dur.
ve teklif 7 milyon dolardır.
hasan şaş ise, kafasının bozuk olduğu bir gün galatasaray'a boş mukaveleye imza atmıştır.
seneler sonra hasan şaş bu kararını şöyle yorumlamıştır; ''şimdi ki aklım olsa, ben liverpool'a para verirdim'' -
1568çok özlediğim tip bir futbolcu. yetenekli ve hırslıydı, üstelik hakiki bir galatasaraylıdır.
liverpool'a gitmemesi muhtemelen kendi kariyeri açısından büyük hataydı. hep merak etmişimdir, ingiltere görmüş bir hasan şaş nasıl olurdu... oralarda tutunabilecek yeteneğe de azme de sahipti, ancak maalesef klasik türk futbolcu kafasıyla hareket ederek risk almadı. maalesef diyorum, ama eric gerets dönemindeki performansı da mükemmeldi (zaten muhtemelen en sevdiği teknik adam eric gerets olmuştur); o açıdan, bizim için pek de maaleseflik bir durum yok. gerçi bir türlü istikrar yakalayamadı, ya müthiş oynadı, ya halı saha topçusu gibi oynadı, ama her zaman güven verdi.
kulüpten kopuşu üzücü olmuştu. malum hamburg maçı... o gün gösterilen tepkiyi hak eden hasan şaş değildi, ancak taraftarın da öyle bir faciadan sonra her türlü duygusal reaksiyonu vermesi normaldi. neyse ki daha sonra kulübe antrenör olarak döndüğünde, iki buçuk harika yıl geçirdi ve taraftarla arasındaki buzlar eridi.
ben kendisini hep denizli şampiyonluğundaki gözyaşlarıyla hatırlayacağım. -
1569takımda görevli olması gereken eski futbolcumuz. galatasaraylılık nedir ders vermesi gerekir.
-
1570kendisinin en iyi yönü yerli futbolcuların tamamının yetersiz olduğunu düşünmesi. ilk antrenörlük dönemi de başarılı geçmişti. yine de bunlar görevli olmasını gerektirir mi bilinmez.
-
1571ntvspor'da yorumculuk yaptığı dönemde galatasaray aleyhinde yaptığı konuşmalar ve burak'ı övüp sneijder'e sallaması nedeniyle asla istemem. zaten gelebileceğini de zannetmiyorum.
hangi amaçla olursa olsun, tvlerde galatasaray aleyhine konuşan bir futbolcu eskisi bizden uzak olsun. -
1572futboldan anlamayan iyi bir galatasaraylı.
-
1573topu elle karşı kaleye 3 defa götürmesi gereken futbolcu eskimiz. galatasaraylılık nedir diye kendisine anlatılmış mı ki birilerine anlatacak? anlamayanı göndeririz olur biter. ne o hasan laf anlatacak da bu eşşekler de anlayacak. ölme eşşeğim ölme. kalli hakan'a galatasaraylılık mı anlattı? özbek poposunda pervane var gibi koşarken kalli'nin tercümanı galatasaraylılık mı anlattı? bu iş anlatmayla olmaz. galatasaray mafyanın elinde olduğu sürece bişey olmaz.
-
1574teknik, taktik bilgisi olmayan ama galatasaray'da gorev alması istenen gazla işi götüren biri daha. bir yerlerden tanıdık geliyor bu tanım ama neyse.
-
1575dünya futbolunu amatör düzeydeki bir blogger kadar dahi takip etmeyen ve lisan bilmeyen eski futbolcumuz. galatasaray'a verdigi hizmetler icin iyi anariz kendisini ama hepsi bu kadar.
