öncelikle,
sporda homofobi başlığında gökhan çıra'ya eşi üzerinden vurmanın yanlışlığını anlatmaya çalışanlardan biri benim. gayet de güzel meramımı açıkladığımı zannediyorum, isteyenler açıp bakabilirler.
hande hanım'a çok büyük geçmiş olsun, umuyorum hem kendisi hem kulüp peşini bırakmaz ve sorumluların en üst sınırdan ceza almalarını sağlar.
şimdi burada ucuz şovenizm peşinde koşan bağzı arkadaşlara homofobi ve kadına şiddet arasındaki farkı anlatmaya çalışayım.
yukarıdaki cümlede ne diyor?
"en üst sınırdan ceza almalarını sağlar"
bu ne demek biliyo musun güzel kardeşim? bu kadına şiddetin cezası var demek.
zaten toplum olarak da, hukuk olarak da kadının yanındayız, yeterli değil, ama yanındayız. yani bi karşılığı var kanunda hande hanıma yapılan hareketin.
ama ötekisi zihniyet meselesi. vicdan meselesi. sırf kendi dini, kültürel, sosyal inançlarımıza uymuyor diye anlayamadığımız ve bu yüzden öldürülmesine dahi toplumsal olarak ses etmediğimiz, hatta bir kesimin içten içe sevindiği bir kesimden bahsediyoruz.
ve bu yargılamayı, galatasaray üzerinden yapıyoruz.
arkadaşlar, bu ülkede kıbrıs görüşmeleri gündemi olduğu için 6-7 eylül olayları yaşandı.
başka bir ülkede yahudi ırkına beslenen kin sebebiyle hitler gibi bir hasta devlet başkanı oldu, milyonlarca insan öldürdü.
bugün cinsiyet yönelimi bir konu. zannediyor musunuz yukarıdakilerden farkı var? hoşlanmıyor olabilirsin. o da senin dininden hoşlanmıyor olabilir mesela.
gelip senin dinin üzerinden nefret kusuyorsam, açın entry'lerimi bakın, oldu böyle konular, özellikle hakan şükür konusunda oldu, en ufak bir din, milliyet üzerinden ötekileştirme yaptıysam özür dileyeceğim.
bu arada eşcinsel ya da trans değilim.
sadece saygı duyabiliyorum. bu kadar. çok zor olmuyor. onu da bir insan olarak görmek, elinin ayağının benimkiler gibi işlediğini farketmek çok zor olmuyor inanın.
hande hanım'a ve tüm cinsiyet mağdurlarına tekrar geçmiş olsun.