bir galibiyet sonrasında yazmayı daha uygun buldum(bkz:
17 ekim 2015 galatasaray gençlerbirliği maçı)
dünya’nın en basit oyunlardan biri olan futbolu bu denli zor ve içinden çıkılmazmış havaları katan, galatasaray spor kulübü'nün gördüğü uzak ara en vasıfsız teknik direktörü.taraftar bütün bir transfer sezonu ağladı resmen, hoca dedi golcü yok! umut var burak var sinan var bunlar bana yeter dedin.hocam defansın sağına adam almak lazım, içimizden hallederiz dedin melo gitti mi, kaldı mı ? önce bizimle sonra bizımle değil dedin! bizi istemiyor dedin, yerine üç aydır adam bakıyoruz dedin sana adamı bile melo'nun menajeri bedava getirdi.hocam defansın ortasına bir stoper şart dedi taraftar sen evet bence de almalıyız dedin stoper aldın ama adamı sağ bek oynattın.
orta sahada melo'nun alternatifini bulamayacağını bildiğimiz için!( sende o çap yok çünkü) en azından ona yakın defansif yönü daha baskın birini bulun dedik eyvallah gittiniz grosskreutz'u buldunuz, buldunuz bulmasına da kulüp tarihinde eşi benzeri olmayan bir rezilliğe imza atarak parasını ödediğiniz adamı takımda oynatamadınız iti,köpeği üzerimize güldürdünüz. otuz yaşında adamım ben böyle basiretsiz bir teknik ekip ve yönetim görmedim (adnan polat yönetimi de dahil)daha sayfalarca yazılacak kabahat var ama yavaş yavaş hepsini yazarız, daha sırada sponsor'suz'luk,gs store rezaleti,yönetim kurulu içinde yaşanan dengesizlikler,bir türlü bitmeyen "dedeler" kulübün sırtından inmeyen bedavacı çakma taraftarlar,varoğlu var…