• 288
    hamza,

    mektubuma sevgili hamza hocam diye başlamak isterdim ancak ne sevgimi, ne de teknik direktör olarak saygımı kazanamadın. geçen sene oynattığın korkak futbolu 4. yıldız gazı ile tolere eden bünyem, küçük planlarını, küçük takım hesaplarını, korkaklığını, adaletsizliğini, içten pazarlıklı halini kabul edemiyor. bunun için kalbin kırılırsa, senden özür dahi dilemeyeceğim, zira sadece gerçekleri söylüyorum.

    korkak derken yanlış anlama; şahsına yönelik en ufak bir iddiam yok. çok delikanlı ve mert bir adam olabilirsin, gördüğüm kadarıyla öylesin de. ama hoca olarak, korkak bir küçük takım hocasından bir tık fazlası değilsin. selçuk ve burak gibi papazları kesmekten, futbolu senden daha iyi bilen ve senden daha popüler adamların takıma katılmasından korkuyorsun. sahada karşına çıkan her rakipten korkuyorsun. şampiyonlar ligi maçında karşılaştığın köy takımında bile o kadar korktun ki muhtemelen devre arasındaki "temkinli oynayalım" konuşmaların yüzünden 5 atmamız gereken maçta takımı geriye yasladın. o kadar korkuyorsun ki öne geçtikten sonra hangi maç olursa olsun takımı geriye yaslıyorsun. bu galatasaray değil. bu mantık galatasaray'ı ileri götürmez hamza. bu küçük çaplı anadolu takımı taktiği. hocalık kalitesi olarak kesinlikle ait olduğun yere uygun davranıyorsun ama, hakkını yemeyeyim.

    küçük planların var hamza. taraftar gerizekalı değil. bilal'ini kadroya neden kattığını, ikili ilişkilerinde iyi olduğun sabri'ye zam yapmanın yegane nedeninin bu olduğunu, yerine adam ihtiyacım yok dedikten 2 ay sonra kendisinin stoper denayer tarafından kesilmesi akabinde 20 maç oynayamayacağını bildiğinden sikko maçların 90. dakikasında oyuna alarak sözleşme uzatma klozunu kullanacağını görebiliyoruz. umut bulut'un tamamen milli takım teknik direktörünün talimatı ile maç sayısının artması amacıyla sezon başında kanatta kullanıldığını, biat kültürün nedeniyle galatasaray'ın oyun yapısını bozarak umut'u oynatmak adına puan kaybettiğini sanma ki bilmiyoruz. taktiksel bir bilginin olmadığını senden daha iyi biliyoruz, sanıyor musun ki "değişik bir şey denedim" dediğinde "hmm" diyoruz? değişik bir şey deneyecek kadar taktik bilgin yok; farkındayız. artık ye mi yo ruz.

    adaletsiz davranıyorsun. adaletsizliğinin, hizipçiliğinin büyüklüğü o kadar fazla ki, takımın yarısı şapkadan tavşan değil, tavşandan şapka çıkarsa kadroda kesemeyeceği adamlar olduğunu biliyor. jose sezon başından beri hatasız oynarken astana maçı öncesi "bugün jose yerine bilal'i oynatacağım" diyorsun ama sen de biliyorsun ki o orta sahada 1 adam daha var. hani melo konusunda "kimse galatasaray'dan büyük değil" diyen hamza hamzaoğlu? demek ki selçuk o kadar büyük ki, sahada çömüp mangal yapsa oynayacak. jose ile bilal selçuk'a bir şey olmadığı sürece oynayamayacak. sinan gümüş diye bir çocuk var, burak sakatlanınca belki oynarım diye izin kullanmayıp kamp yapıyor. sen umut ile oynuyorsun sanki kadrondaki tek forvetin umutmuş, podolski kanatmış gibi düşünüyorsun. şimdi sinan gümüş de 70. dakikadan önce giremeyeceğini, evlatlığın emre çolak'ın değişiklik sırasında kendisinden önde olduğunu biliyor. kaldı ki, sinan iyi oynamayabilir ama kanatta umut'un forvette oynadığından daha kötü oynayamayacağı bir gerçek. onu yapabilecek tek adam, taraftar tepkisi olmasa sözleşmesini uzatacağın aydın'dı. ne var ki podolski'yi forvette, sinan gümüş'ü kanatta oynatırsan burak'ın kadroya dönemeyeceğini, böylece yaptığın açıklamalarda "biz" derken kastettiğin sen burak ve selçuk üçlüsü arasında bir dargınlık yaşanacağını ve zaten onlara teslim ettiğin florya'yı tamamen kaybedeceğini biliyorsun. hem adaletsiz, hem içten pazarlıklısın. maç sonunda çıkıp kariyerinin en iyi topunu oynamadığını hepimizin bildiği podolski'yi ismen eleştirmekte beis görmüyorsun ama, sezon başından beri kümülatif olarak podolski kadar gol atan burak ve umut hakkında ismen en ufak bir eleştiri yapmıyorsun, yapamıyorsun. tiksiniyorum.

    ya bize yalan söyledin, ya futbolcudan anlamıyorsun hamza. transfer döneminde futbolu ucundan bilen galatasaraylı bile sağ bek, stoper, kanat ve forvet lazım; melo kalmalı dedi.

    "sağ beke ihtiyacımız yok" dedin. yeterli gördüğün sabri'yi, stoper oynasın diye kiralanan denayer 45 dakikada kesti. öyle bir kesti ki yukarıda da bahsettiğim gibi klozunu kullanmak ve maç başı ücretini kazandırmak için 90'da orta sahaya alıyorsun. diğer sağ bek tarık 18'de yer bulamıyor.

    "forvette burak ve umut var, gerek yok" dedin. gol atamıyor adamlar. forvet nosyonu yok. onları oynatmak adına 4-2-3-1 in 3'ünü öyle bir diziyorsun ki aziz yıldırım dizse bu kadar kötü dizer.

    "melo gitmek istedi, kal demeyiz" diyorsun. bugün selçuk gitmek istese aynı şeyi diyecek misin? hayır. neden? çünkü içten pazarlıklısın.

    "gençlere yatırım" dedin. kiralık denayer dışında 21 yaşında, takımın en verimlisi jose bile ancak selçuk cezalı olursa kadroya giriyor. kanat adamlarımız yasin ve özünde kanat bile olmayan podolski. 30 yaşındalar. "sinan gümüş'ü geliştirmek için bruma'yı kiraladık" dedin, adamı 70. dakikadan önce oyuna almıyorsun. hem korktuğun, hem de içten pazarlıklı olduğun için alamadığını da iyi biliyoruz merak etme.

    zaten 4. yıldız sonrası yapılan saçma sapan işler ve açıklamaların sayesinde sinirden uyuyamadığım geceler nedeniyle olduğunu düşündüğün kadar olmayan kredini çoktan tükettin. artık sevmemek değil, tiksinmek ile nefret etmek arasındayım sana karşı. lütfen git. yapamıyorum de ve git. yapamıyorsun çünkü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın