adnan polat'ın gazabını zamanında yaşamış olan futbolcudur. galatasaray'ın efsanesidir.
---
alıntı ---
kral o yıl, birçok avrupa kulübü tarafından yakın takibe alınır. basında sık sık hakan’ı isteyen avrupa kulüplerinin isimleri yazılır. bu kulüplerden biri de torino’dur. torino kulübü ile yapılan pazarlıkta futbol şube sorumlusu adnan polat, hakan’a avrupa’ya gidip gitmeyeceğini sorar. yıldız futbolcu tek kelime ile ‘hayır’ cevabı verir. polat, torino’lu yöneticilerle yaptığı toplantıya hakan’ı da çağırır. hakan’la özel olarak görüşen adnan bey, elindeki kâğıdı ona uzatarak, “bu, torino kulübünce tek taraflı olarak hazırlanan protokol. istersen imzala. torina’ya gitmek istemezsen bu anlaşma senin için hiçbir yükümlülük içermiyor.” diyerek odadan çıkar. hakan sözleşmeyi imzalar.
ortada bir protokol bulunmasına rağmen hakan, torino’ya gitmek istememektedir. protokol anlaşmasını iptal ettirmek için italya’ya giden golcü oyuncuya protokolü kabul etmediği takdirde olayın uefa’ya götürüleceği ve tahminen 3 yıl ceza alacağı söylenir. bir ara gözyaşlarına hâkim olamaz. sonunda istemeyerek de olsa imzayı atar. artık g.saray’dan kopmuş, torinolu olmuştur.
---
alıntı ---
hakan şükür'e bok atanlar, o'nun galatasaray'ı ve şimdiki başkan adnan polat'ı nasıl yüzüstü bırakmadığını bilmezler mi? bilirler, bilirler... ama bu adam onların görüşünden değil ya, bu adam farklı ya, politik olarak farklı yönde ya... galatasaray için ne yapmış ne etmiş hiç önemi var mı... şimdi kalkıp bana "eee hakan'ı hakan yapan galatasaray" saçmalığını anlatmasın, galatasaray'a layığıyla hizmet eden, hakan kadar emek sarfeden kaç tane sporcu tanıyorsunuz? kaç tane... o zamanında allah gibi taptığınız lincoln taşak geçmedi mi burada alayımızla...
şimdide birileri çıkmış hakan şükür'ün futbolculuğunu diline dolamış, hadi ordan! terbiyesizlik yapmanın lüzumu yok.
---
alıntı ---
torino transferi öncesi röportaj yapıtlar. “orada dinin sorun olmayacak mı?” sorusuna “niye sorun olsun ki! herkes dinini yaşar. gücüm olsa herkesin benim dinimi yaşamasını isterim!” diye cevap verdim. ertesi gün “bütün italya’yı müslüman yapmaya gidiyor” diye manşet attılar. italya’daki ilk maçıma çıktım, türkçe ‘dinini kendine sakla, futbolunu bizim için oyna’ pankartını gördüm. bütün kiliseler toplanmış, başkana baskı yapıyor, “bu oyuncuyu niye aldın?” diyor. başkanla toplantı yaptık, “sorumluluğun daha da arttı, bunları unut” dedi ama iş futboldan çıktı. futbolcuların size yan gözle baktığı bir ortamda, bireysel olarak ne yapabilirsiniz ki?
---
alıntı ---
ha bir de bu adamın torino'ya yaşadıkları var o ayrı... bunları da bilirsiniz, bilirsiniz... hem de çok iyi bilirsiniz. ama işinize gelmez bunların hiç biri... bundan sonrada gelmeyecektir.
galatasaray yönetimi hakkında ilk kez konuşmuyor. iyi günlerimizde de konuşuyordu... hep konuşuyor. alın şimdi o çok sevdiğiniz başkanı kucaklayın... o nasıl olsa adnan sezgin ile kucaklaşıyor...
not: bu hakan şükür hakkındaki bugün üçüncü yazım. alışkınım hakan şükür'ün eleştirilmesine... 27 yaşındayım ve bugüne kadar hakan şükür'ü hep savundum... evet çok seviyorum kendisini... sevmiyor olabilirsiniz, ama o'nun futbolculuğuna dil uzatamazsınız. dil uzattığınız takdirde cevabı bir şekilde bir yerlerden mutlaka gelir. yine söylüyorum. tarikat olayına kadar fenerbahçelilere karşı savundum, tarikat olayından sonra kendi taraftarımıza karşı savundum hakan şükür'ü...
yahu ne ise ne... benim görüşümü burada can ciğer kardeşlerim var onlar iyi bilir kimseye söyleme zorunluluğum yok. ama hakan şükür'ün görüşleriyle bağdaşmaz... o kadarını söyleyeyim...
beni galatasaray ilgilendirir kardeşim. galatasaray'a katkıları ilgilendirir.