resim
Hakan Çalhanoğlu
Takım:Inter
Mevki:Ön Libero
Yaş:30
Boy:1.78
Uyruk:Türkiye
  • 1907
    prime selçuk inan kendisinden rahat 3 kat daha iyidir.

    tüm milli takım kariyeri topu al, oyun kursun diye stopere ver, stoper oyun kuramazsa tekrar al beklere ver. uzaktan yakaladığı şutlar milli forma altında tolga ciğerci’den esintiler sunuyor. bunları yapmak registalık ise bugünkü haliyle dahi selçuk inan registanın kralıdır.

    registayım ayağına ön liberoyu işgal edip keşkül sertliğinde savunma direncine sebep olması da cabası.

    ne galatasaray ne milli forma altında görmek istemiyorum kendisini.
  • 1908
    milli takımda izlediğim en kötü 5 futbolcudan biridir. cicaldau ne kadar bizim maçlarda kayboluyorsa, bu kepçe kulak ondan 10 kat daha kayboluyor.

    (bkz: 22 haziran 2024 türkiye portekiz maçı)

    fikrim bir cm geri gitmedi. bu entrye ofsayt basanlarda simdi portekiz ve gürcistan maçının özetini izleyebilir.

    (bkz: hakan çalhanoğlu/#3629879)

    en yakın zamanda milli takımla ilişkisi kesilmelidir.
  • 1909
    geriden oyun kurması beklenirken o, topu oyun kursun diye samet, abdülkerim, cenk özkaçar, ferdi, zeki, mert gibi adamlara veriyor sürekli. inter’de istediği kadar mükemmel oynasın. milli takımda daima ilk 11 görmekten, üstüne bir de sürekli 10 numara giyip kaptanlık yapmasından tksinti geldi artık. ulan bi modric’e bakıyorsun, adam 39 yaşında takımını çekip çeviriyor. bi ilkay’a bakıyorsun koca alman milli takımının beyni oluyor. bir de bizim hakan’a bakıyorsun kıçıkırık ermenistan maçında bile kayıp.

    türkiye milli takımını seçti diye ne bitmek tükenmek bilmeyen minnet borcumuz varmış arkadaş. herif her kadroya banko 11 yazılıyor senelerdir. senelerdir milli takıma katkısı ise sıfır.

    kaptanlığı ve forması sırtından alınıp, banko 11 olmaktan çıkarıldığı vakte kadar milli maçlara tiksinerek bakacağım. bunun bir de yeni versiyonu var ki, umarım 10 sene de o bela olmaz başımıza.(bkz: orkun kökçü)
  • 1911
    bu sezon italya seria’yı kazanmış inter milan’ın en değerli oyuncusu seçilmedi mi bu arkadaş? bütün stadyum hep bir ağızdan adını haykırmadı mı? boru değil italya ligini şampiyon bitirmiş takımdan bahsediyoruz. şimdi bu adam dümdüz futbolcu ise bu italyanlar kafayı mı yedi? ya da bizim göremediğimiz ciddi bir problem mi var? bence kesinlikle milli takımı umursamıyor hatta tabiri caizse iplemiyor. çünkü yok şu taktikte, yok bu teknikte iş yapar bizde şöyle oynuyor kısmına katılmıyorum. oynamadığı diziliş, düzen kalmamıştır muhtemelen. bizim milli takıma bakıyor her türlü yeri garanti, hatta içerideki başçavuş görevi de kendine verilmiş. hatta sırtı sıvazlanıp duruyor belli. ee haliyle fiyakası bu kadar gıcırken niye sorumluluk alsın ki? zaten ne o vasfı ne de o isteği var. ve düzelecek gibi de durmuyor. ben de çoğu arkadaşa katılıyor, bir an evvel milli takım ile ilişiğinin kesilmesi gerektiğini düşünüyorum. gidişi bize olumlu bir şey katar mı katmaz ama bir duruşumuz olur. ha hamit altıntop’un yönetici olduğu, büyükekşi’nin de başkan olduğu yapıdan duruş beklemek ayrı bir ironi olur zaten.
  • 1913
    kimse beğenmiyorken bayern münih'e transfer olacak adam. gerçi münih hoca olarak kompany getirdi onların kafa da karışık bir süredir.

    hakan kendi takımında ayrı milli takımda ayrı oynuyor. bunun tam tersi olan futbolcular da var mesela. dün özelinde herkes gibi kötüydü.* sanırım bir tane bile duran topu bizimkilere ulaştıramadı. avrupa'da tek maç üzerinden kötü futbolcu olduğuna kanaat getirilmiyor. sanırım bunun torpiliyle(!) serie a'da falan en iyilerden seçiliyor. hep lobi hop lobi.
  • 1914
    kaptan misyonu gerçekten zor bir gömlek. en başta kendisinin kötü oynama gibi bir opsiyonu yok çünkü takım onun enerjisinden gerçekten çok etkileniyor. milli takımda bir futbolcuya özel ilgi gösterilecekse bu hakan olmalı üstlendiği görev zor ve ağır. milli takım görevlileri her kimlerse eğer başarı isteniyorsa hakan'ı fizyolojik ve psikolojik olarak rahat ettirmenin yollarını bulmalı. adamda potansiyel var ama o potansiyeli milli takım dışında her takımda gördük. demek ki bence milli takımın bir eskiği var onu da profesyonelim diyenler bulsun.
  • 1915
    futboldan anlama turnusolu. kulüp kariyeri belli, adam futbolu bırakacak hala 4-2-3-1 ile sahaya çıkıp 8 numarada bu adamdan verim bekleyenler var. olmadı, olmuyor, olmayacak. milli takım burası kulüp gibi ona uygun takım inşa edilmesi de zor. o zaman on bir başlatmazsın başka bir şekilde kullanırsın. milli takım bireysel iyi oyuncuların on bir başlamak zorunda olduğu bir yer değil, aksine milli oyuncular ile star vs. gözetmeden en iyi takımın kurulması gerekir.
  • 1916
    milli takımın en iyi futbolcusu.

    portekiz maçında da ayakta kalan nadir isimlerden biriydi. siz, siz olun sakın türk medyası ve türk futbolseverlerin kayığına binip işini yapan, evrensel geçerliliği olan futbolcuların tepesine binmeyin.

    bizim milletimizin iyi orta sahadan anladığı 3 kişiyi çalımlayıp kaleye abanan topçulardır. skorunu yapsın isterse sahaya pislesin anlayışıdır bu. gitgelli maçlarda zevkten bayılırlar (kınamıyorum) mesela. bu insanların yönettiği futbolda galatasaray dahil avrupa’da hiçbir dişe dokunur başarımız yok 20 senedir. bu yakıp yıkan tayfa sosyal medyayla pik yaptı. türk futbolunu da dibin dibine indirdi. tabi bu işin siyasi ve sosyolojik ayağı da var. oralar için bu sözlüğün konsepti müsait değil.
  • 1917
    u21 avrupa şampiyonası'ndan itibaren kendi ülkesi tarafından sistematik şekilde tutaka edilmeye çalışılan, almanların ağzının suyu aka aka izlediği, avrupa futbolunda top class olarak nitelendirilen futbolcu.

    bu kardeşimiz mesut'ların, ilkay'ların almanya'yı tercih ettiği trendde a milli takımı tercih etmiş, oyunuyla, her haliyle türk bayrağını avrupa'da en üst vitrinde sergilemiştir; daha ne yapmasını istiyorsunuz? bizi tatmin etmek için bu arkadaşın ne yapması gerekiyor? herkes eleştiriyor ama kimse ne yapması gerektiğini, eksiğini söyleyemiyor.
    bir önceki turnuvamızda karam 3'lüsünün gölgesinde sesini çıkarmadan oynadı, bu turnuvada arda'nın gölgesinde sesini çıkarmadan kaptanlığını yapmaya çalışıyor; ne yapacak daha? ''arda'nın yeteneğine saygı duyuyorum ama ben arda'dan çok daha fazlasını başarmış, yapmış insanım; bunları hak etmedim ve milli formayı arda'ya emanet ediyorum, bırakıyorum.'' dese ne diyebiliriz ki? o zaman niye böyle değersizleştiriyoruz?

    umarım turnuva sonrasında milli takım kariyerini noktalar da futboluna daha sakin kafayla odaklanır, biz de burada başka isimler üzerinden birbirimizi yemeye devam ederiz. her şey için teşekkürler.
  • 1919
    fenerbahçe altyapısından çıkmış ya da fenerbahçe'de oynamış olsa her dakika övülecek futbolcu ama işte galatasaraylı olduğunu her dakika söylersen bu ülkede değer görmezsin. milli takımla 18 golü var, türk milli takımı tarihinin en golcü 9. oyuncusunu ve bunu 6-8 oynayarak yaptı. sorarsanız da işte her maç kötü her maç rezil. arda güler denen bebe de koca maç pinekler 5 km koşar 1 gol atar kral olur. bundan sonra böyle, her galatasaraylı insana saygı diğerlerine ölüme kin ve nefret.
  • 1920
    hakkında yapılan eleştirilere inanamadığım futbolcudur. oyunu yönlendiren futbolcu olarak italya’nın en iyi orta sahası olarak gösterilen adam milli takımda kötü oynuyormuş. her şeye müstehakız.

    futbolcuyu ya sahadaki agresiflik, adam geçme, toplam gol, asist sayısı üzerinden okuyan arkadaşların yoğunluğu kalbimi kırıyor. bazen taraftar kitlemizin diğer taraftar gruplarından daha akil olduğunu düşünüyorum fakat herkesin zihni el turco. toplumsal olarak travmatik insanlardan oluştuğumuz için yerdiğimizi de övdüğümüzü de abartarak devam ediyoruz.

    çok üzgünüm kendisi adına. milli takım tercihi yaparken kalbini dinleyerek türkiye’yi değil almanya’yı seçmiş olsaydı muhtemelen bu turnuvada toni kroos’un formasını giyecekti.

    milli takımın en elit futbolcusudur. kendisi hakkında yazılanlar, özellikle bu sözlükte yazılanlar, hem galatasaray adına hem de ülkem adına çok ama çok üzücü…
  • 1921
    milli takımda attığı 18 golün 7'sini hazırlık maçlarında atmıştır. kendi takımındaki sistemin iyi bir parçası olması, çıktığı 88 milli maçın bir tanesine bile damga vuramadığı gerçeğini değiştirmiyor. şu milli takımı hep beraber izlemesek yutacağız biz de. adam 11 yıldır milli formayı giyiyor. 11 yıl.

    gol falan da değil ya olay. sadece "o kadar golü var hülo" denildiği için gol örneği veriyorum. pozisyonu itibarıyla da canını dişine takarak bir torreira'lık yaptığı tek maç hatırlamıyorum ben.

    hadi 11 yıldır hatıralarda tek maç bile bırakmayan adamı galatasaraylı diye hep birlikte övelim. "ulan şu maçı nasıl hatırlamazsın eşek herif" diyecek varsa beri gelsin. 11 yıl olmuş sonuçta, illa vardır. ama yok işte.
  • 1923
    öyle bir pozisyonda oynuyor ki, takımın enerji noktasında. arkasında ve önünde hatta yanındaki isimler kadar iyi olabilir kendisi bunu niye anlamiyoruz bir çözemedim. arkasındaki adam kendi kalesine abanıp gol atan samet, önündekiyse... önünde de kimse yoktu sahiden. santrforsuz oynuyoruz.
    bu takımı hakan ve arda üzerine kurmuyorsak o zaman bu oyuncularin vasat oyununa da laf söylenemez. oyuncularin bir kismi disinda asil elestirilecek yer federasyon ve yönetimdir.
    edit: arkasina davinson, yanina torreira, önüne icardi verdik de mi oynamadı?
  • 1924
    bu adam bundesliga'da, sonras milan ve inter'de oynayıp da bizim milli takaımda oynayamıyorsa veya etkili olamıyorsa sorunu kendisinde aramaktan vazgeçip orta saha kurgumuza ve oyun yapımıza bakmamız lazım. bazı oyuncular sistem içinde çok daha etkin bir oyun oynadığı gibi, etrafındaki oyunculara göre de oyunları değişiyor. biz kendisini kullanacak veya regista ile oynayacak bir oyun mu oynuyoruz bilemedim. bizim orta sahada iyi bir delici yok, ceza sahası koşusu yapan yok. ileride etkili bir santroforumuz yok. topu ileride tutamıyoruz biz. sürekli bir geçiş oyunu arıyoruz veya rakip gömüldüğü zaman pas oynuyoruz ancak onda da delici adam eksilten oyuncumuz çok az. çok fazla top kaybı ile sürekli geriye koşu atmak zorunda kalan bir takımın ileride çoğalması veya takım boyunu ileriye yönelik kısaltması çok zor olacak. keşke gelse bize torreira yanında iyi gidebilirdi. savunması iyi bir kanat oyuncusu ile birlikte...
  • 1925
    hakan çok iyi, takım kötü geyiği cidden sıktı.

    hakan leverkusen’de bal gibi 10 numara oynuyordu. gökten yanında barella dumfries dimarco ile regista düşmedi bu adam. o zaman da almanya’da estirip milli takımda hiç bir şey yapamıyordu. 10 senedir oyuncular, hocalar, sistemler değişiyor ama hakan’ın bahanesi hep aynı.

    milli takıma uymuyor. tamam kabul edelim milli takımın oyuncu havuzu çok iyi değil. elde un, tuz, nohut suyu, leblebi tozu bir de dünyanın en mükemmel ananası var. eldeki malzemeden olsa olsa nevşehir simidi çıkıyor. belki dünyanın en berbat simidi ama iyi veya kötü bir şeye benziyor. bunun neresine ananas koyacaksın? “abi ananas çok lezzetli, italya’da çok moda her tatlıya koyuluyor”. yahu elde nohut suyu var kardeşim. illa ananası bir yerlere sokuşturacağız diye nohut kötü tuz koktu şeklinde bahaneler dinliyoruz.

    velhasıl milli takımda “eğreti” duran, “kanserli” hücre kendisidir. yaşı ilerledikçe papazlık huyu da çıktı ya neyse. yanında önünde arkasında makine gibi oyuncular yok. hakan da önliberoda fazlasıyla yumuşak karın oluyor. milli takımdan kesilmediği sürece bir şey başaracağımızı sanmıyorum. nitekim 10 senedir her başarısızlığın içinde bayrak adamlardan biri de hakan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın