galatasaray'ın sürekli defansta paslaşması

• 1

  bilmiyorum benim mi bir tek dikkatimi çekiyor ama neredeyse sezon başından beri anlamsız bir şekilde her maç sürekli defansta paslaşıyoruz. bu paslaşmalar sırasında inanılmaz zaman kaybı ve bir o kadar da konstrasyon kaybı yaşıyoruz. takım resmen topu birinci bölgeden çıkaramıyor. semih'ten ahmet'e, ahmet'ten de jong'a, de jong'tan semih'e, semih'ten sabri'ye, sabri'den tekrar ahmet'e... her maç aynı terane, lan yeter!
  
  bir takım bu kadar kendi sahasında pas yapmaz. yapmamalı. rakibi koşturmak istiyorsanız 2. ve 3. bölgede paslaşmaları yapmak zorundasınız. 1. bölge ile 2. bölge arasında değil! adamların resmen ekmeğine yağ sürüyor, aktif dinlenme yapmalarını sağlıyoruz. koskoca takımda ne defansta, ne orta sahada bir tane topu oyuna sokabilecek kalburüstü bir adam yok ya. skandal ötesi.
• 2

  topu alıp dönmeye cesaret edebilecek bir orta sahamız yok çünkü.. aldıkları her topu stoperlere geri veriyorlar. zaten dönebildikleri, bursa alanya ve akhisar maçlarında farka gittik. e basan takımlar olunca böyle olması normal.. selçuk inan'ın bu duruma geleceği iki yıl önce belliydi. biz bunu söyleyince selçuk inan düşmanı ilan edildik. yetmezmiş gibi bide üstüne ağır de jong alındı. bakın ne kadar stoper alınırsa alınsın, bu orta saha ile olmaz. mancini bunu tam 3 yıl önce gördü, orada ilk başta emre'yi denedi top kullanmak için. sonra baktı olmuyor, 3'lü orta sahaya döndü.. biz selçuk&melo olayına çok güvendik ama elmander faktörünü hep unuttuk. önünde öyle basan bi santrafor olunca, orta saha çok rahatladı. velhasıl kötü bir orta sahamız var.
• 3

  3 yıldır değişmeyen versus. isimler ara sıra değişiyor ama olay hep aynı. bak gözünü kapa hep şu canlanacak.
  
  sabri semih'e semih kendini gösteren selcuk'a attı selcuk tekrar semih.
• 4

  tespit gibi tespit!
  
  bunu bitirmeden bu takım duzelmez
• 5

  riekerink efendinin övündüğü şey.
  
  gören de sanar ki tak tak paslaşıp 3 pasla kaleye gidiyoruz. değil 3 pas 33 pasla anca ceza sahası yakınlarına giriyoruz.
  
  güzel tespittir.
• 6

  önündeki adama pas verirken bile zorlanan defans oyuncularıyla, ileriye oynaması gerekirken geriye oynayan orta saha oyuncularıyla kaçınılmaz olan durumdur. taraftarı kanser eder ama istatistiklerde pas yüzdesi yüksek diye haber yapılır.
• 7

  kalitesiz topsuz koşular, ikinci ve üçüncü bölgede risk alınmaması sonucu meydana gelen olay.
• 8

  bunun 3 tane ana nedeni var.
  
  birincisi defans hattımızda topu oyuna sokabilecek oyuncu sayımızın kısıtlı olması ve defans hattının sürekli değişmesi. elimizdeki stoperlerden hakan, chedjou ve koray'ın topla arası iyi. koray uzun süreli sakatlık yaşadığı için, chedjou ise topla arasının iyi olması dışında başka bir meziyeti olmadığı için ilk on bir oynayamıyor. hakan'a eşlik eden serdar, semih ve ahmet de topa bomba muamelesi yapıyor. sabri zaten futbol özürlü sağ taraf işlemiyor. carole fena değil ama önünde sneijder gibi bir pas istasyonu olmayınca pas oyununda etkinliği çok azalıyor.
  
  ikinci neden olan orta sahamız selçuk ve de jong'tan oluşmasa yine defans hattı hakan'la falan bir şekilde idare edilir ama selçuk beyimiz maç boyu düz koşu yapmaktan başka bir işe yaramayınca, hantal de jong bir yere kadar idare edebiliyor. aslında de jong topu her aldığında kafasını kaldırıp sneijder'i arıyor ama dediğim gibi yanında yardımcı olmadan tek başına bunu bir dereceye kadar uygulayabiliyor. zira selçuk çoğu zaman topu stoperden alıp geri stopere veriyor, sonrasında da ya forvetin yanına kadar gidip top bekliyor ya da rakip futbolcunun arkasına saklanıyor.
  
  üçüncü ve son nedenimizse; ön tarafta oynayan dörtlünün, isim farketmeksizin durağan olması. yasin'i, poldi'yi istediğin kadar uyar, maçın sadece belli bölümlerinde hareketli olabiliyor. bulduğumuz pozisyonlarda zaten sneijder ve bruma'nın hareketlenmeleri sonucu ortaya çıkıyor.
  
  ben bu sorunun tolga'nın dönmesi ve sağ bekte linnes'te ısrar edilmesi sonucu bir nebze çözüleceğini düşünüyorum ama riekerink beyimiz için sabri dokunulmaz. tolga da öldü mü kaldı mı kimsenin haberi yok.
• 9

  temel nedeni ortasahada yetenek yoksunu oyuncu bolluğudur. defansın top atacağı adam tekrar topu defansa atıyorsa, bırak ebelöz gibi dikine oynamayı hiç olmazsa yanındaki ortasaha ile bile oynayamıyorsa defans oyuncusu ne yapsın? herkes lucas neill değil ki 50 metredeki adamın koşu yoluna top atabilsin.
• 10

  stoperlerimizin teknik yetersizliği de jongun hareketsizliği* selçuk'un anlatmaya gerek duymadığım efsanevi pasörlüğü ve beklerimizin stoperlerimizle yan yana oynaması sebepleriyle gerçekleşen durum.
• 11

  dün akşam başakşehir'den ilk golü yememizin nedeni olan iğrençlik. kendi sahamızda 550 tane pas yaptıktan sonra rakip birden 4-5 oyuncuyla bastı, topu kapıp golü attılar. ayrıca maçın sonlarına doğru yine kendi sahamızda top çevirirken, podolski ellerini açıp kenar yönetime döndü ve bir süre o şekilde kalıp bir şeyler söyledi. acınacak bir futbol anlayışımız var malesef.
• 12

  geri dörtlüde olan oyuncuların çoğunun tekniği ve zekası kıt. orta sahada selçuk denilen el freni var. de jong oyun kuracak teknikte bir oyuncu değil. bu durumda ilerideki oyuncular geri gelip top almaya çalışıyor bu seferde ileride pas atacak adam kalmıyor. bu yüzden saçma sapan bir futbol oynayıp kaptırdığımız toplarla kalemizde gol görüyoruz. teknik adamımız ise yok efendim çok pas yaptık diye böbrüleniyor. tabi bu futbol ile türkiye ligindeki orta sıra takımlarını yenersiniz, ama azıcık yop oynayan rakiplere karşı rezil olup oturursunuz.
• 13

  uzatmaya gerek yok. buyuk bir takım yapıyorsa bunu acizlikten başka bir şey degildir.
• 14

  ben bu olaya karşı değilim.
  
  öyle ya da böyle her takımın bir oyun stili vardır. her hocanın kafasında bir paslaşma stili vadır. souness da kısa pasları severdi mesela.
  
  sıkıntı nerede hemen geleyim konuya.
  
  normalde dikine oynayan bir galatasaray'ın set hücum 30 saniyedir. 30 saniyede pozisyon olur ya da olmaz ama atak 30 saniye içerisinde sonlanır ve top rakibe geçer. bu yaklaşık olarak 15 senedir böyle. pres yaparsa daha fazla atak yapar ve kontraataklara daha yatkın olur. galatasaray taraftarının sevdiği şey de bu. lakin artık o ruhta topçu yok. oynatabilecek hoca da kalmadı. terim bile burak'ı koşturamadı.
  
  kopmayalım dönelim.
  
  yani maç 5 dakika uzamışsa rakipte de 30 saniye kaldığını düşünelim, galatasaray'ın 5 atak şansı vardı.
  
  galatasaray'ın set hücumları şu anda ortalama 1 dakika sürmekte. top bir kanattan bir kanada mümkün olan en kısa pas opsiyonlarıyla rakibi sıkıştıra sıkıştıra 50 saniyede gelmekte.
  
  sıkıntı 3. bölgeye gelen topun anlamsız, deorganize, bitiricilikten uzak, aceleci bir şekide sonlanması. bruma'nın tecrübesizliği, podoloski'nin şutlarına yasin'in özenmesi, sabri denilen doğa olayının varlığı, selçuğun top kayıpları 50 saniyede gelen topun 3. bölgede bazen şut açısı bile bulamadan sonlanmasına ve tribünlerde kanserojen etkiye sebebiyet veriyor.
  
  jor'u kısa pas ve sindire sindire gelme konusunda eleştiririm. çünkü ben pres futbolunu seviyorum. yine de saygı duyarım. ama neredeyse 1 senedir takımın başında ve bitiricilik konusunda sadece akhisar'a patlama yapabilmiş olmasına saygı duyamıyorum. bruma ve yasin çok ciddi şekilde uyarılmalılar. önemli olan bu adamların gol atmaları değil. galatasaray'ın gol atması.
• 15

  riekerink'e göre rakibi bozguna uğratmak gibi bir şeydir.
• 16

  (bkz: galatasaray'ın sürekli defansta patlaması)
• 17

  bir kaç temel nedeni olan saçmalık:
  
  1) stoperlerin topla çıkamaması
  2) stoperlerin çok ağır olmaları ve defans çizgisini geride tutmak istemeleri
  3) orta sahada topla dripling yapabilecek futbolcu olmaması
  4) orta sahadaki ikilinin bizim stoperler topla çıkarken rakip oyuncuları marke etmesi
  5) beklerin kah yeteneksiz kah özgüvensiz olmaları
  6) sneijder hariç kimsenin top almak için boşa çıkmaması
• 18

  ileride paslaşamadıkları için defansta paslaşıyorlar. niye kızıyorsunuz çocuklara? bırakın paslaşsınlar güzel güzel.
  
  "semih, hakan, semih, hakan, tekrar semih, döndü kalecisi muslera'ya"
• 19

  orta saha mevkisinde oynayan 8 numaralı futbolcumuzun sorumluluktan kaçmasından dolayı oluşan durumdur. topu alınca tekrar geri oynayan futbolcumuz yerine verkaçlarla rakip kaleye gidebilen ya da hızına güvenip dikine top sürebilen bir 8 numaramız olsaydı bu durum bu kadar sık yaşanmazdı diye düşünüyorum.
• 20

  12 şubat 2017 galatasaray kayserispor maçında yine, yeni, yeniden gösterilen müthiş gösteri.
  
  genius riki bey, sorunu biraz daha ele güne kanıtlamak için; topla oynama özürlü sabri-semih-hakan üçlüsünün yanına diğer iki topla oynama özürlüsü 6 numara de jong ve tolga ciğerci'yi koymuş.
  
  müthiş.