14
ben bu olaya karşı değilim.
öyle ya da böyle her takımın bir oyun stili vardır. her hocanın kafasında bir paslaşma stili vadır. souness da kısa pasları severdi mesela.
sıkıntı nerede hemen geleyim konuya.
normalde dikine oynayan bir galatasaray'ın set hücum 30 saniyedir. 30 saniyede pozisyon olur ya da olmaz ama atak 30 saniye içerisinde sonlanır ve top rakibe geçer. bu yaklaşık olarak 15 senedir böyle. pres yaparsa daha fazla atak yapar ve kontraataklara daha yatkın olur. galatasaray taraftarının sevdiği şey de bu. lakin artık o ruhta topçu yok. oynatabilecek hoca da kalmadı. terim bile burak'ı koşturamadı.
kopmayalım dönelim.
yani maç 5 dakika uzamışsa rakipte de 30 saniye kaldığını düşünelim, galatasaray'ın 5 atak şansı vardı.
galatasaray'ın set hücumları şu anda ortalama 1 dakika sürmekte. top bir kanattan bir kanada mümkün olan en kısa pas opsiyonlarıyla rakibi sıkıştıra sıkıştıra 50 saniyede gelmekte.
sıkıntı 3. bölgeye gelen topun anlamsız, deorganize, bitiricilikten uzak, aceleci bir şekide sonlanması. bruma'nın tecrübesizliği, podoloski'nin şutlarına yasin'in özenmesi, sabri denilen doğa olayının varlığı, selçuğun top kayıpları 50 saniyede gelen topun 3. bölgede bazen şut açısı bile bulamadan sonlanmasına ve tribünlerde kanserojen etkiye sebebiyet veriyor.
jor'u kısa pas ve sindire sindire gelme konusunda eleştiririm. çünkü ben pres futbolunu seviyorum. yine de saygı duyarım. ama neredeyse 1 senedir takımın başında ve bitiricilik konusunda sadece akhisar'a patlama yapabilmiş olmasına saygı duyamıyorum. bruma ve yasin çok ciddi şekilde uyarılmalılar. önemli olan bu adamların gol atmaları değil. galatasaray'ın gol atması.
öyle ya da böyle her takımın bir oyun stili vardır. her hocanın kafasında bir paslaşma stili vadır. souness da kısa pasları severdi mesela.
sıkıntı nerede hemen geleyim konuya.
normalde dikine oynayan bir galatasaray'ın set hücum 30 saniyedir. 30 saniyede pozisyon olur ya da olmaz ama atak 30 saniye içerisinde sonlanır ve top rakibe geçer. bu yaklaşık olarak 15 senedir böyle. pres yaparsa daha fazla atak yapar ve kontraataklara daha yatkın olur. galatasaray taraftarının sevdiği şey de bu. lakin artık o ruhta topçu yok. oynatabilecek hoca da kalmadı. terim bile burak'ı koşturamadı.
kopmayalım dönelim.
yani maç 5 dakika uzamışsa rakipte de 30 saniye kaldığını düşünelim, galatasaray'ın 5 atak şansı vardı.
galatasaray'ın set hücumları şu anda ortalama 1 dakika sürmekte. top bir kanattan bir kanada mümkün olan en kısa pas opsiyonlarıyla rakibi sıkıştıra sıkıştıra 50 saniyede gelmekte.
sıkıntı 3. bölgeye gelen topun anlamsız, deorganize, bitiricilikten uzak, aceleci bir şekide sonlanması. bruma'nın tecrübesizliği, podoloski'nin şutlarına yasin'in özenmesi, sabri denilen doğa olayının varlığı, selçuğun top kayıpları 50 saniyede gelen topun 3. bölgede bazen şut açısı bile bulamadan sonlanmasına ve tribünlerde kanserojen etkiye sebebiyet veriyor.
jor'u kısa pas ve sindire sindire gelme konusunda eleştiririm. çünkü ben pres futbolunu seviyorum. yine de saygı duyarım. ama neredeyse 1 senedir takımın başında ve bitiricilik konusunda sadece akhisar'a patlama yapabilmiş olmasına saygı duyamıyorum. bruma ve yasin çok ciddi şekilde uyarılmalılar. önemli olan bu adamların gol atmaları değil. galatasaray'ın gol atması.

