• 39
    o kadar hayırlı evlatlar ki,

    4 ay için 4 milyon lira alan mı dersin,
    maç başı 200 bin lira alacağı konuşulan mı dersin,
    birkaç yıldır futbolu kafasında bitirenin milyon euroları cebe atmasını mı dersin,

    dersin de dersin valla.

    hakiki evlatlar belli bir yaşa geldikten sonra ailesinin verdiği parayı utana sıkıla alırken; bunlar ise utanma arlanma olmadan bir güzel soyup soğana çeviriyor.

    annesinin altınlarını satan, babasının emeklilik maaşına çöken evlatlardır bunlar.

    allah herkese hayırlı evlatlar versin ne diyelim.
  • 35
    ne güzel şeymiş arkadaş bu galatasaray’ın evladı olmak.

    kendimi bildim bileli galatasaray’lıyım. her branşını her türlü mecrada takip ettim, destekledim, savundum. 10 yememiz gereken 4-0 yenildiğimiz fener maçını ilkokullu bir çocuk olarak gözyaşlarıyla izlediğim de oldu, sneijder’in karlı bir istanbul gününde juventus’a arrivederci dediği maçı liseli bir çocuk olarak okuldan kaçıp mutluluk gözyaşlarıyla izlediğim de...

    evlatsa kimse senden benden daha galatasaray’ın evladı değil. yılda milyon liralar kazanan “adamlar”, cebindeki son harçlıkla tribüne giden adamlardan daha evlat değildir.

    gel sana yıllık 200 bin ₺, taraftardan özür dile kulübede otur desen kabul etmeyecek adamlar için, 200 ₺’ya ihtiyacı olan ama yine de galatasaray için maddi-manevi bir şeyler yapmaya çalışan insanların canını sıkmaya dünya üstünde hiçbir adem oğlunun hakkı yoktur.
  • 38
    galatasaray'ın evlatları gel dediğimizde gelen, git dediğimizde giden, kariyerleri boyunca kimseye ciddi bir terbiyesizlik yapmayan semih kaya, sabri sarıoğlu, uğur uçar, ergün penbe gibi adamlardır. iyi oynamaları veya kötü oynamaları da bu durumu değiştirmez, galatasaray'dan uzakta geçirdikleri yıllar da bu durumu değiştirmez. onlar ömürlerinin sonuna kadar galatasaraylı semih olarak, galatasaraylı sabri olarak, galatasaraylı ergün olarak anılmayı hak etmişlerdir.

    hastane basıp silah atan, avrupa'da hala piyasası varken üç kuruş daha fazla para kazanmak için galatasaray'ın rakibine giden bir adam ise galatasaray'ın evladı değildir. ömrünün sonuna kadar da galatasaraylı arda olarak anılamayacaktır.

    değil fatih terim, ali sami yen mezarından kalkıp gelse bunu değiştiremez.
  • 41
    evlatçılık oynamak isteyen kim varsa bu takımda yeri yok. ister kulüp efsanesi olsun ister takım kaptanı olsun, endüstriyel futbol liyakatsızlığı bu evlatçılık denilen kepazeliği kaldıracak bir sektör değil. hele galatasaray gibi değerlerini muhafaza edebilmiş bu sayede farkını ortaya koyabilen bir kulüpte hiç değil. ben hayatımda bu evlatçılık yapanlar kadar yüzsüzünü görmedim. galatasaray gibi elit bir camiada bu işleri nasıl başardıklarınada bir türlü akıl sır erdiremiyorum.

    bizim 100 mislimiz mali imkana sahip kulüplerde bile göremezsiniz bu ilkel düşünce şeklini. tam tersine, istersen raul ol, istersen del piero performansın a sınıftan düştüğü anda takımla ilişkin kesilir.

    adamın futbol hayatı tam 3 sene önce kulübünden tekme tokat yollanarak bitmiş ve sonraki kulübünde 3 sene boyunca geldiği yerde doğru dürüst süre aldığı sezon olmamış, fındık kadar beyniyle siyaset yapmaya çalışmış , hastane basıp silah ateşlemiş, günümüzde yeni türkiye denen cahilliğin , ahlaksızlığın ve riyakarlığın sembolü olmuş “adamı” , galatasarayın makul teklifini profesyonel olarak bile cevaplamaktan aciz ; komik diyebilen bir gerizekalıyı kulübe sokmak isteyen var.

    bir tane kulübün teklif götürmediği bu karaktersizi, unutulmaya yüz tutmuş jubile yapacağı kulüp bile bulamamış futbolcu bu eskisini, sırf kaybolmasın futbol hayatı bitmeden asalak gibi yaşasın diye basın toplantısı düzenleyen var. sanki hayır kurumuymuşuz gibi insan ve sporcu olarak her anlamda yerin dibinde bu ismi sırf ben istiyorum diye para vereceksiniz diyebilen var. taraftar ve yönetim net bir şekilde istemediğini söylemişken aynı konuyu zerre başarılı olmadığı sezonun sonunda utanmadan ısıtıp yine gündeme getiren var.

    biz ffp var , ülke ve ülke futbolu olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz terim takımın başında kalsın dedikçe sanki inadına hareketler içerisine girdi. bizi söylediklerimizden onu savunduğumuzdan utanır hale getirdi. evlatçılık çok oynamak istiyorsa daha ufak çaplı bir camiada kendisine ve evlatçıklarına başarılar diliyorum. zira burası kendisinin mantıklı kararlar yerine keyfi davranabileceği bir yer değil.
  • 20
    ne varsa hep bunlar yüzünden başımıza geldi. "galatasaray'ın evlatları" diye diye batma noktasına geldik. daha 2 sene önce gönderdiğimiz adamı* sırf bu yüzden geri istiyoruz. sakatlık problemi geçir, maçlarda sürekli dökül, hiç çalışma ve kendini geliştime, ücretinde de indirime gitme ama sen evlatsın gel bu takıma... zihniyetimizi değiştirmedikçe daha çok mali sıkıntılar ve sinir krizleri geçiririz. onlar galatasaray'ın evladı ama biz taraftarlar ise yangıncı ve iyi gün taraftarı! bırakın bu işleri.
  • 8
    melo'yu yiyen timsahlar gurubu.

    melo'nun laneti çarpar birgün. selçuk'u da çarpar, sabri'yi de çarpar. hamza hamzaoğlu'nu zaten çarptı çarpmaya da devam edecektir.

    defalarca yazdık;

    melo bu takımın bel kemiğidir. gönderirseniz takım çöker.

    gerçek taraftarın feryatlarına kulaklar tıkandı ve melo kurban edildi. daha onuncu hafta lige havlu atıldı. sezon ortasında melo'nun yerine sözleşmesinin bitimine altı ay kalmış donk'a 2,5 m euro verildi. şaka gibi.

    bu taraftarın ahı hepinizi teker teker yiyecek merak etmeyin galatasaray'ın hain evlatları.
  • 5
    bak ben size çok güzel bir evlat örneği vereyim...
    net, güncel.

    bugün sabah, neredeyse hepimiz iş yerlerimize gittik,
    arkadaşlarımıza görüştük,
    tanıdıklarla falan haberleştik.

    hadi çok a-sosyaller için yazayım, sosyal medyaya falan girdik,
    internette takıldık.

    istisnasız her fenerli tanıdığınız, her koyu beşiktaşlı arkadaşınız felipe melo'nun takımdan ayrılmasına deli gibi seviniyor, değil mi?
    gülüyor oğlum adamlar, yalan mı?
    en azından sizi yoklamıyorlar mı?

    açın ekşi'ye bakın,
    şikecilerin spor gazetelerine göz gezdirin...

    en çok bu tipler sevinmiyor mu, hatta dalga geçmiyor mu?

    bir de galatasaray'ın sözde evlatlarını düşünün...

    bugünsabri ya da umut takımdan ayrılsa, hangi şikeci arkadaşınıza koyar?
    kim dalga geçer?
    kim kafa bulmaya çalışır?

    yoksa "hadi kurtuldunuz" mu derler?
    üzülür lan adamlar, ciddi ciddi üzülürler...

    gidişiyle karşı tarafı sevindiren adam, galatasaray'ın evladıdır.
    kalışıyla taşak geçilen adam, galatasaray'ın safrasıdır...

    işte bu kadar net.
  • 42
    bazılarında evlatlıktan red hakkının kullanılması gereken gerçekçi olmayan tanım.

    galatasaray dediğiniz kulüp mirasını tevfik fikret'ten almış, ali sami yen'in vizyonu ile kurulmuş, her zaman "kültür simgesi, sporun beşiği" olarak anılmış ve beğenin veya beğenmeyin bu ülkeden dışarıya açılan en önemli kapı olmuştur.

    ve kusura bakılmasın ancak bu "evlat" tanımını biz çok kolayca herkese yapıştırıyoruz.

    altyapıdan yetişmek evlat olmaya yeterli mi yani? öyle ise emre belözoğlu'da evlat olmalı değil mi? bu kulübün ekmeğini yedi suyunu içti. hayır abi yalansa yalan diyin değil mi? e o zaman emre'nin de peşinde koşalım "evladımız dön yuvana" diye.

    oldu mu? olmadı.

    e ama konu arda turan - emre çolak - semih kaya olduğu zaman (2020 / 2021 sezonu transfer döneminde isimleri gündemde olduğu için bu üçünü söyledim) onları savunanlar "evlat" diyor?

    içlerinde yine en suçsuzu semih kaya. yaptığı normal bir şey sayılabilir, mangalda gözünü yakıyor adam. bunun dışında galatasaray'a yeteneği seviyesinde katkı verdi, "git" denildiği zaman da ikiletmeden gitti. lazım oldu kiralık olarak "gel" dedik geri geldi.

    iyi birisinin yapmadığı hiç bir şey kalmasın, gitsin başakşehir'de bize karşı top oynasın ama evlat.
    öbürü avrupa'dan elendiğimiz gün gülerken twitler falan atsın ama evlat.

    olmaz olsun öyle evlat abi! benim değerlerime, bu kulübe, bu armaya, sırtına geçireceği formaya saygısı olmayan evlat da istemiyorum torun da istemiyorum!

    bir aile düşünün. ailenizin "evladı" bırakıp gidip sizin arkanızı oymaya, kuyunuzu kazmaya çalışıyor, kendi başarısı ve sizin başarısız olmanız için elinden geleni yapıyor. olmuyor, siz başarılı oluyorsunuz. o günkü yandaşlar bunu artık istemiyor atıyor kapının önüne bu da size dönmek için çabalıyor, yaptıkları ortadayken alır mısınız? alsanız eskisi gibi olur mu?

    bir aile düşünün. ailenizin "evladı" siz başarısız olup bir hedefinizden uzaklaştığında yurtdışından gülerek twitler atsın, sizden "o aile" diye bahsetsin. sonra yurtdışında olmayınca bırakıp yine size dönmek için çabalasın, yaptıkları ortadayken alır mısınız? alsanız eskisi gibi olur mu?

    arda turan'ın gelişini savunanların savlarının hepsini okuyorum. bunlar kesinlikle ve kesinlikle eminim ki "yetmez ama evet"çi tayfadan. ikinci şanslara inanıyorlar, "yaptıkları var ama doğruları da yapar, doğru yaptıkları da var, para kazandırdı" vs. e abi ne farkınız kaldı "yol yabdı" diyen dayıdan? bi kendinizi dinleyin ya, okuyun bir yazdığınızı paylaşmadan, ciddi ciddi o adamlardan farkınız olduğunu mu düşünüyorsunuz?

    "oyun böğük yeğenim adam yol yabdı argasında durmayag mı?"
  • 22
    bu yaz son kalıntılarını temizleyeceğiz derken tekrar hortlayan varoş ifade. ya arkadaş, gerçekten inanamıyorum. semih evlat, sabri evlat, çolak evlat, selçuk evlat. arda bile evlat ayağına geliyordu zor kurtulduk. emre belözoğlu da bizden çıktı sayılır evlat o da gelsin o zaman ne güzel, aile şirketi gibi oluruz.

    galatasaray'ın evladı varsa muslera, elmander, melo, sneijder gibi isimler yukarıda saydıklarımdan bin kat daha evlattır. hala forvet yok, hiç sesimi çıkarmadım nasılsa getirirler diye ama şu olayı diriltmenin izahı yok. olmaz olsun böyle muhabbet ya.
  • 6
    türk tipi ajitasyonun, amatörlüğün en simgesel örnekleri olan futbolcu topluluğunun tür ismi. eleştirmek yerine kendimden bir örnek vererek kendilerini betimlemek istiyorum.

    yaklaşık 5 aydır çalışıyorum. mesai saatlerimiz fazla, çoğu zaman pazarları da tüm gün çalışıyoruz. yaptığım iş ne benim asli mesleğim, ne de yapmak istediğim bir iş. ancak hem başka iş bulamamış olmam, hem de psikolojik tedavim sırasında çok fazla sorumluluk almadan çömezlik dönemimi atlatabilme imkanı gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu işteyim.

    patronum ve ustam mutlu; kelepir fiyata bir iş gücü. yeri geldiğinde bir çırak gibi işçilerle çalışıyorum, adam gibi muhatap bulması gereken müşteri olunca karşısına çıkıyorum, getir götür işi oldu mu gidiyorum. malzeme mi eksildi hemen tedarik ediyorum. atıyorum patronun oğlu evden mi alınacak, yeni gelen işçilere çalışma izni mi çıkarılacak; hepsini yapacak adam belli.üstelik bunları hiç sesimi çıkarmadan yapıyorum. ben işe başladığımdan bu yana yaklaşık 15 kişilik olan iş yerinden 4 kişi işe girip ayrıldığını gördüm, tamamı da kendi isteğiyle ayrıldı, atılma gibi bir durum yok.

    işçilerle de aram iyi. yeri geldiğinde beraber iş yapıyoruz, yeri geldiğinde onlarla patron arasında köprü oluyorum. bir ihtiyaçları olduğunda karşılamaya çalışıyorum, çocuğu hastalandığında hastahaneye koşturuyorum falan. onları terslemeden dinleyerek sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorum.

    gerçekten hasta olduğum 4 gün dışında işe gitmemezlik etmedim. mesailerde bile işteydim. sakatlık desen çoğu acemilikten defalarca elim kolum yaralandı. eldivenle çalışılmaması gereken bir alette eldiveni ve elimi kaptırdım, zor çıkardık. kırıldı mı söküldü mü çıktı mı ezildi mi hala bilmiyorum.

    peki şimdi bütün bunlar beni iyi bir eleman mı yapıyor?

    dalgınlık hat safhada, zaten ilaçlardan kafa bir milyon. unutkanlık desen keza aynı, kapının önündeki malzemeyi bile unuttuğum oluyor. malzemeyi tanımadığım, markaları bilmediğim için malzeme almalar hep ikişer defa oluyor. istek yok, hırs yok. kendini geliştirmek de yok. ustanın mutlak hiyerarşisi olmasa belki de yokluğunda 15 günde atölyenin ağzına da sıçardım..

    ama devamlılığım iyi, fedakarlık çok, elimi kolumu feda ettim falan.. tam manasıyla evlat di mi ?
  • 9
    en son orhan atik tarafından "galatasarayın evladıyım" denerek, bir kişi daha genişlemiş liste.

    çok garip, gençliğinin en güzel yıllarını, cebinden para vererek galatasaray'a harcamış ben kendime "galatasaray'ın evladıyım" derken "acaba" diyorken, bazı insanlar nasıl bu kadar kolay "evlat" oluyor anlamıyorum.

    bu evlatların ekstra kredi kazanma amacıyla bu listeye girdiğine emin olun, yoksa mesela; galatasaray'ın evladı olmak maaşını %25'ini almamak olsaydı kimse galatasaray'ın evladı olmazdı, o zaman "ben profesyonelim" denir ve geçilirdi. bunu unutmayın dostlarım.

    (bkz: galatasaray'ın evladıyım demek)
  • 14
    elinde istatistik kağıdıyla ömür çürütmesine rağmen herhangi bir başarıda, başarıyı geçtim sezonun herhangi bir anında dikkat çekme ihtimali sıfıra yakın seyreden yardımcı antrenörler için, ev-okul-antreman-ev güzergahında her gün neredeyse bir istanbul turu atan altyapı sporcusu için, mesai mefhumu gözetmeksizin sessizce işini yapan masörler veya malzemeciler için, hiçbiri olmazsa ankara'da haftaiçi hem çalışıp hem antreman yaparak her haftasonu takıma katılıp maça çıkan tekerlekli sandalye basketbolcularımız için falan kullanılması gereken tabir.

    gerisi boş laftır...
App Store'dan indirin Google Play'den alın