• 1727
    yabancı oyuncu sayısı sınırı ve 2 yıl içinde 5 e düşecek olacak olması sebebiyle yerli genç oyuncuları fiyatları artmadan toplaması gereken yönetimdir. adnan öztürk'ün 2011 yılında söylediği rezerve lig kurulmalı kadroya giremeyen oyuncular bu ligde oynamalıdır. bu ligin yayın hakları da yayıncı bir kuruluşa ihale edilir ise ayrıca ek gelir imkanı da olabilecektir.

    şampiyonlar ligi için kadronun ve derinliğinin olmadığı açık. yönetim sorunları görmelidir. özelikle burak gibi yerli ve güçlü bir golcü halen boşta iken kaçırılmamalıdır.

    erdal keser takıma kazandırılmalı avrupa'da oynayan genç türk oyuncular yabancılara veya rakiplere kaptırılmamalıdır.
  • 1728
    türkiyede 5 yaşında 1.000.000 kişi olsa ve bunların hepsine sorsak; bir senedir süleyman hurma denen "gg" haftada bir bize amrabat yüzünden gazetelerde basında sürekli giydirdi, bizi suçladı, bize hakaret etti, amrabatı galatasaraya satmayacağız diye bağrındı, "bizi uefaya şikayet etti", hatta daha 1 hafta önce "galatasaray yine oyuncumuzun aklını çeliyor diye gazetelere çıktı", şimdi bunun üstüne sen gidip amrabatı transfer etmek istermisin desek 10 tanesi bile evet transfer ederiz demez. ama maşallah bizim yönetim bizi uefaya şikayet eden adamla pazarlık masasına oturuyor.

    amrabat kimdir ya, vasatın biraz üstü bir kanat oyuncusu ve yabancı. değer mi hala kayserispora gidip te hadi verin amrabatı demek ya. yemin ediyorum bunlar galatasarayın büyüklüğünü anlayamamışlar daha. bu kadar düşürmeyin artık bizi.

    olay bir oyuncunun transfer edilememesi değildir. olay uefaya şikayet eden kişilerle aynı oyuncu için pazarlık etmendir. hurma denen o herifin ayağına gitmendir. basına bizi malzeme etmendir.

    bu arada;

    oktay mahmudi küfür etti diye 2+2 anlaştık diye resmi siteden duyuru yapılmasına rağmen gönderiliyor,

    onun yerine,

    fener maçında bize küfür eden, orta parmağını gösteren nevriye yılmaz geliyor.

    tebrikler emeği geçen herkese. galatasaraylılık bu demek zaten.
  • 1729
    her ne kadar haklı gerekçeleri olsa da kap'a bildirilen transferlerin bitmemesi veya sırra kadem basması yüzünden insanlara ciddi bir moral bozukluğu hissettiren, hatta kimi zaman kalp kıran yönetimdir. elbette bu sadece tarih itibariyle olan bir şey, belki önümüzdeki günlerde tüm bu olumsuzlukları bize unutturacak gelişmeler yaşanır...
  • 1733
    ''galatasaray'da kol kırılır yen içinde kalır'' anlayışına uygun davranan yönetim. oktay mahmuti hakkında açıklama yapılmaması büyük olasılıkla bu sebeptendir. 3-5 taraftarın merakını gidermek için ''o bize artistlik yaptı , bu anamıza küfretti , bu bize saldırdı'' gibi saçma sapan ve gereksiz olaylar için açıklama yaparak belli amaçlara hizmet eden medyaya malzeme vermemesi doğru olan yönetimdir. oktay mahmuti ile aralarında her ne olmuşsa olmuş ve bitmiştir. zaten dünyada hiçbir kulüp; bir koç, hoca yada futbolcu için taraftarına hesap vermek zorunda değildir. divan toplantısında gerekli kişilere gerekli hesapları verirler zaten. bu sebepten dolayı kendilerinden oktay mahmuti hakkında bir açıklama gelmesini beklemek yanlıştır.
  • 1734
    iki sezon önce 8. olan bir takım* geride bıraktığımız sezon şampiyon oldu. stat gelirleri tavan yaptı. gs store'de kalite anlamında bir ilerleme olmasa da başarıya bağlı olarak bir artış var. kadın basketbolda kaliteli bir takım kuruldu, sezon 1 kupayla kapatıldı. yatırım devam edecekmiş gibi duruyor. erkek basketbolda somut bir başarı olmasa da fena bir sezon geçirilmedi. burda da taraftar ortalamasında ciddi bir artış söz konusu ve sezon başı kazanılan minör bir kupa var. önümüzdeki sezon mücadele ettiğimiz 3 kupanın 3'ünü de alırsak kimse şaşırmaz.

    kadın voleybol çöptü. ilk sezon yerler süpürüldü, boya badana yapıldı. bu sezon yeni eşyalar alınıyor. ha önümüzdeki sezon bir şey olur mu? bu yerli kalitesiyle zor. piyadaki tüm yerlilerin de sahibi var. ama gene de, hırsla çalışılmaya devam ediliyor. burda da önümüzdeki iki sezon içerisinde kupalar gelebilir. erkek voleybolda da benzer bir süreç söz konusu. amatör branşlarda iyi yerli sporcu havuzu dar ve bu iyi sporcular iyi kulüplerde ve iyi kontrat sahibi. dolayısıyla bunları da kulüplerinden bir anda koparmak zor. ama ivmelenmeyi görmemek doğru olmaz. burdan da ilerki yıllarda kupalar gelebilir. tekerlikli sandalye takımı'ndan bahsetmeye zaten gerek yok. orda acımasız bir hegomanyamız var. diğer sporları pek bilmiyorum, bilsem de pek ilgilenemiyorum. o yüzden onlara girmeyeceğim.

    mali tabloya gelirsek..ekonomik anlamda belki de son yılların en temiz dönemindeyiz. tekrar itibar kazandık. adnan polat döneminin tüm izleri silindi, siliniyor. yapılan transferlerde büyük oranda başarı söz konusu. bu sezon için 35 bin kombine satmışız. galatasaray tv'de olumlu işler yapılıyor. orda da ciddi bir ilerleme söz konusu. ve bunun gibi aklıma gelmeyen bir sürü detay daha..

    siz 'amrabat niye alınmadı!', 'vay efendim kombine kartlarının yüzü nasıl olmuş!1!', ''kap'a bildiriyoruz ama almıyoruz sonra arkadaşlar bizimle dalga geçiyi :('' gibi argümanlarla yermeye devam edin.

    galatasaray'ı alınabilecek en kötü dönemde almalarına karşın %70-80 oranında başarılıdır galatasaray yönetimi. niye %70-80? çünkü bundan daha iyisi olamazdı. o kadar kötü bir dönemde aldılar galatasaray'ı..
  • 1735
    erkek basketbol şubesinde tamamen saçmalamış yönetim. üstünberk'i sezon ortasında kaybetmek yanlış, mahmuti'yi göndermek yanlış, yerine kunter varken ataman'ı getirmek yanlış, ismi geçen murat özyer'i basketbol'un başına getirmek yanlış...
    üstüne aynı süreçte spor bakanı olimpiyat stadının bakıma alınacağını, "bazı" stadların daha yoğun kullanılacağını söylüyor. neyi ima ettiğini anlamamak için salak olmak lazım.
    yine aynı süreçte assaidi transferinde fiyasko yaşanıyor, iki yönetici aynı oyuncuyla farklı fiyatlara anlaşıyor, oyuncu bir geliyor bir gidiyor.
    yine aynı süreçte fatih terim'den habersiz biçimde hasan tankaya ve 6 kişilik ekibi haber sızdırdığı için kovuluyor, bilgisayarlarına el konuluyor.

    gidişat iyi değil...
  • 1736
    gerçekleri söylemek gerekirse yaptıklarıyla son 10 yılda bize karşı üstün durumu gelen fenerbahçe'yi 1 senede yakalayıp geçmemizi sağlamışlardır. şimdi ise oktay mahmuti olayı yüzünden bazı kesimler tarafından acımasızca eleştirilmektedir. bu yönetimdeki insanlar iş hayatlarındaki başarılarını düşünmeden alınan kararlarla değilde ince eleyip sık dokudukları kararlarla almışlardır. demek ki oktay mahmuti ile arada düzelmeyecek bir problem oluşmuş ki iki tarafta yollarını ayırmıştır. kimisi adnan polat yönetiminden kalanlarla çalışmak istemiyorlar demiş insaf allah aşkına adnan polat yönetiminden kalan hakan üstünberk'e görevde kalması için o kadar baskı yapan bu yönetim değilmiydi. oktay mahmuti ile yollar ayrılmıştır iki tarafta zarar görmemiştir. bizim asıl kızmamız gereken yönetimler bülent korkmaz'ı,fatih terim'i,hagi'yi adını sayamadığım bir çok efsaneyi işler kötüye gitti zaman taraftarın önüne atan havaalanında hasan şaş'a yumruk attıran yönetimlerdir.
  • 1737
    çok sağlam ve dik durmak zorundadır şu durumda. neden derseniz çok zor bir durumdayız. bakan suat kılıç bugün atatürk olimpiyat stadının bakıma alınacağını söyledi. nedeni ise 2020 olimpiyatlarına aday oluşumuzmuş. bakan kılıç tamamen beşiktaş arena'da oynayabilmesi için çabalıyor. biz taraftar olarak yönetime baskı uygulamalıyız ve eğer yönetimde bizden yana olur ise bu stadı asla beşiktaş'la paylaşmayız. adnan öztürk ve ünal aysal'ın söylemleri beni tatmin ediyor bu konuda fakat saraçoğlu ve tt arena'dan başka büyük stad kalmadığı için beşiktaş'la oynamak zorunda kalabiliriz gibime geliyor.
  • 1738
    ayni anda iki tane cok degerli adama terbiyesizlik yapmislardir.

    oktay mahmudi ve erman kunter. birini resmi siteden anlastik diye duyurur ardindan ottan boktan sebeplerle gonderir. digerini iki hafta boyu oyalar, bir yandan ergin atamani bekler, ergin ataman olunca da pat diye yari yolda birakir.

    simdi bu sene erman kunter besiktasta sampiyon olursa seneye de ergin atamani gonderip yerine erman kunteri mi alacaklar cok merak ediyorum.
  • 1741
    bülent tulun ve adnan öztürk'ün yönettiği bir acayip topluluktur.

    hayatını sarı kırmızıya adayan fatih terim'in kıçını yırttığı ve adamlık dersi verdiği halde kocaman adamların ilkokul mezunlarıyla şark kurnazlığı yaptığı, kimsenin birbirinden haberi olmadığı, daha da üzücüsü galatasaraylılık değeri adına hiçbir vasfı sergilemeyen insanların kulübü istediği şekle sokmasına sessiz kalan, aciz, korkak, hava - civa, güçsüz, lobisi olmayan, armadaki efsanelerin kemiklerinin sızlatan bir yönetim kuruludur.

    her kafadan bir ses çıkar, herkes bir şey söyler ama kimse "galatasaray" demez.

    ayrıntılar birazdan...
  • 1746
    seyrantepe'yi galatasaray ve beşiktaş'ın ortak kullanması mevzusunda ciddi bir krizden geçiyor. kendi içinde de fikir ayrılıkları yaşadığı belli başkan hem siyasi iradeyle arasını bozmamak hem de ekonomik gelir yaratma adına stadı paylaşma fikrine sıcak bakarken adnan öztürk stadın manevi değerini kaybolmaması için galatasaray dışında bir takımı arena'ya sokmamakta kararlı.

    ünal aysal başkan seçildiğinde demişti ki; ben hayatım boyunca kriz yönetimi yaptım. şimdi kasıtlı olarak içine çekildiğimiz bu krizde umarım yönetim kurulu galatasaray camiasını ikiye bölecek olan stadı paylaşma kararına onay vermez.
  • 1748
    geçtim stadı falan da şu transferlerin ne zaman açıklanacağı konusunda güvenirlik kaybeden yönetimdir. önce lig bitti hemen bir hafta sonra pazartesi transferleri açıklayacağız dediler, sonra 25 haziran dediler, 25 haziran geldi 25 haziran haftasının sonuna ertelediler. kardeşim, kimse silah zoruyla açıklama yaptırmıyor ki, sabırlı olsunlar güzel günler gelecek dese bitecek, hep bir deadline hep bir erteleme, rötar.
  • 1749
    vizyonu belli olan yönetim. en kötü zamanında bile ötekilerden farklı bir kulüptür galatasaray. rakiplerden birinin başkanı metris'te, uefa'ya gitme hayalleri kuruyorlar (uefa disiplin komitesi bu hayalleri suya düşürecek) ötekinin oynayacağı stat belli değil, stadını yıkacak, proje yok, hiç çalışmayan teknik direktöre 1.3 milyon euro vereceği konuşuluyor.

    bizim en büyük derdimiz ne? melo kalır mı, gider mi? hamit mi, alper mi? muhtemelen melo kalacak, alper, umut gelecek. hamit konusu karışık ama hamit'in galatasaray'a çok ihtiyacı var. bir de forvet alırsak şampiyonlar ligi'nde eli ayağı düzgün, çekinilen bir takım oluruz. olaylar bitme noktasına bu kadar gelmişken sırf 25 haziran dediler ama transfer yapmıyorlar :( diyerek bu yönetimi vizyonsuz ilan ediyorsanız problem yönetimde değil. iki transferle tav olacaksanız yıldırım demirören gibi bir başkan geldiğinde demek ki siz de onu alkışlayacaksınız. polat vardı böyle. belki de en fazla destekleyen bendim zamanında bir yere kadar, ama bizi ne hâllere düşürdüğü de ortada. türkiye standartlarını düşünürsek öpüp başımıza koymamız gereken bir yönetimdir ünal aysal yönetimi.
  • 1750
    transfer arsızı taraftarlardan korunması gereken vizyon sahibi yönetim. çok yakında stat konusu ve uefa meselesinde verdiği demeçlerin, attığı adımların etkilerini göreceğiz.

    ama hala iki tane transfer yapılmadı diye bok atan taraftar var. "milletler ve kurumlar hak ettikleri şekilde yönetilir" gibi bir söz var ya hani, umarım bu söz ileride bizim için de geçerlilik kazanmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın