• 4877
    https://www.galatasaray.org/...amasi-hakkinda/42936

    şu açıklamalarının hiçbir izahı yoktur. halis ve hüseyin'in hakemliğini sonlandırması gereken mhk'nın bunun yerine kendilerini ortalık durulana kadar dinlenmeye alma kararından farksızdır. yapılması gereken kulüpler birliğinden ayrılma kararı almaktı. işte o zaman o vakfın adı kulüpler birliği değil, kulüpler çokluğu olacaktı. şimdiyse içinde bulunduğumuz bir vakıfta kimse tarafından temsil edilmeden adımıza kararlar alınmasını sağladık, hiçbir şey yapmasak daha iyiydi.
  • 4878
    abdurrahim albayrak icinde oldugu surece galatasaray’a yonelen saldirilara karsi tutum alinmasi mumkun degil. kulupler birliginin 28 kasim 2018 tarihli bildirisine karsi 4 aralik 2018 gunu yayinlanan yumusacik bildiri, bu bildiride soguk bir ofkenin asil ifadesi olmaktan ziyade zavalliligin hazin ifadesi olarak duran kibarlik ve alttan alma tonu, bu saldirilarin kaynagina bas kaldirma cesaretine sahip olunmadigini gosteriyor. abdurrahim albayrak’in 2 aralik 2018 cumartesi aksami dizlerinin ustunde yasli gozlerle teslimiyet bayragini cekip baris dilendigi halinden bir ilerleme yok.
  • 4879
    zerre kadar işe yaramadığını düşündüğüm kulüpler birliğinden çıkmayarak ama "çıkarız" diyerek bence iyi yapan yönetim.

    şu bahsedilen malum büyük resime bakıldığında zaten çıban başları bizi ötekileştirmeye çalışıyorlar. hep yapılan buydu senelerce. fransız denirken de elit kulüp denirken de yapılmaya çalışılan galatasarayı "kendini diğerlerinden üstün gören burnu büyük" olarak gösterme çabasıydı. yine yapılıyor ama farklı yöntemlerle. şimdi galatasaray "sorun yaratan kendini mahellenin abisi sanan" takım portesi çizip kendimizi soyutlamamızı ve diğer kuluplerinden bizden soğumasını istiyorlar. inanın en yürekten istedikleri ve en çok işlerine yarayacak şey bizi yalnız bırakmak.

    he şu var ki bizim gibi bir camia öyle milletin yanımızda durmayışıyla sarsılacak bir camia mı? kesinlikle hayır. ancak herkesin bize cephe alması en son isteyeceğimiz şey olmalı.

    o nedenle aslında isi vermeden "açıklama yapılsın" vurgusu bir hedef göstermedir. bu açıklamayı yapmakla yükümlü olanlar belli. tek sorun bu işi daha fazla dile getirilmesi farklı mecralarda. böyle o kişiler kaosun getirdiği baskı nedeniyle açıklama yapacaklar ve bu açıklama büyük ihtimalle istifa açıklaması olacaktır.

    son olarak "yaptıkları yanına kar kaldı" durumuna da çok içerlemiyorum. evet haksızlık ettiler ceza almadılar ama onlara en büyük cezayı, dağılmayarak, yıkılmayarak ve sezon sonunda yine şampiyon olarak verecek inşallah bu camia.

    şimdi tek beklediğimiz rüzgarı arkamıza almak. sonrasında ise zaten o "kuru dallar" kopacak kırılacak merak etmeyin derim!
  • 4881
    doğrusu yönetimin bu güne kadar yaptığı en düzeyli ve ustaca kurgulanmış bir açıklama olmuş. güzel bir taktik uygulanmış. anadolu kulüplerini dışlamayarak, sadece ilk ateşi yakan fiko ve kaleme alan yandaşları hedef alınmış. biz söyleyeceğimizi söyledik bundan sonrasını siz düşünün mesajı verilmiş. böylece ilk toplantıda galatasaray temsilcisi yokken birbirlerini yemeleri sağlanmış. daha ne olsun..
    ayrıca tff'yi hakemlere af gelmediği takdirde başka türlü davranacakları şeklinde tehditvari açıklamayı da anlamsız kılmışlar.
    bazen ince ince dokunarak da ses getirebilirsin, illa masaya vurmak gerekmez. bu da böyle bir bildiri olmuş.
  • 4882
    hepimiz istiyoruz ki havuzdan çıkalım, kupadan ve ligden çekilelim; fakat unutulan çok önemli bir şey var:"kulüpteki divan kurulu dinozorları"

    sanıyor musunuz ki bu dinozorlar, özellikle mustafa cengiz yönetimi'ne bu kararlar için izin verirler?

    yönetimi eleştirirken ekonomik ve yönetimsel kısıtları unutmayalım. elleri kolları bağlı ne yapsalar hem içeriden hem dışarıdan saldırıya uğruyorlar.

    arkadaşlar soruyorum: bu her fırsatta varlığını gösteren dinozorlar galatasarayımız her anlamda saldırıya uğrarken neredeler?

    mustafa cengiz yönetimi'nin elinin en rahat olduğu alan kulüpler birliğidir. haklıyken üstüne gitmelidirler. bu son yaptıkları açıklamada toplantılara katılmama kararı doğru ama eksiktir. fikret orman'ın istifasını da isteyecekti! şimdiye kadar yönetimi anlayışla karşıladım ama bu son yaptıkları kızdırdı.
  • 4883
    4 aralik 2018 tarihinde kulupler birligine trip atan kimsenin iplemedigi osuruk agirliginda bir bildiri yayinlamis guruh. bir insan grubu bir sureci bu kadar mi kotu yonetir. bu adamlarin yonetim kurulu olarak hepi topu iki tane temel gorevi vardi.

    1. fair play cercevesinde kulubun haklarini savun, kimseye ezdirme.
    2. hocanin istedigi oyunculari transfer edebilmesi icin ffp'ye sadik kalmak sartiyla oyuncu satip transfer butcesi yarat.

    adamlar ikisini de beceremediler. su sozlukten on tane rastgele insan toplasak, biz de bu kadar yonetebiliriz bu kulubu. mustafa cengiz'in galatasaray'dan oncesi yok. adam sudan cikmis balik gibi davraniyor sampiyonluktan beri. aldigi her karar hataliydi. yine de dursun zerzevatindan sonra elini tasin altina koyma cesaretini gosterdigi icin ustunu cizmek kolay degil. donemini tamamlamasini beklemeyi hak ediyor ancak bu surecte de dogruyu bulmasi ve galatasaray baskanina yakisani yapmasi lazim. iktidara olan bagliligini galatasaray'li kimliginin onune koymus ve iki kelimeyi bir araya getiremeyen bir adami baskan yardimciligi, futbol sube sorumlusu, basin sozcusu gibi gorevlerden derhal almali. icinde bulundugumuz tablonun yegane sorumlusu bu vatandas. goz gore gore bu kulubu ezdiler ve bunu yaparken de gayet sistematik bir bicimde bunu mesru temellere dayandirarak yaptilar. o sistematik yapinin kolonlarindan biri de abdurrahim albayrak'in bizzat kendisi. buna alenen ihanet derler.

    maalesef yeni bir yonetim talep edecek durumda degiliz zira bu giderse yerine aday olacak dogru duzgun bir isim yok. lakin bu sartlar altinda mustafa cengiz'in saniye beklemeden abdurrahim albayrak isimli sahsiyeti gorevinden almasi gerekir.
  • 4884
    bu taraftar bu yönetimden ne istiyor bir türlü anlamış değilim. adamlar açıklama yapmış eğer bu bildiriden geri dönülmezse veya düzeltilmezse biz kulüpler birliği toplantılarına katılmayacağız diye. daha ne desinler? kulüpler birliğinden çıkalım havuzdan çıkalım bu işleri bu kadar kolay mı sanıyorsunuz? devlet tff aracılığı ile kulüpleri yönetir. ben küstüm oynamıyorum diyemezsiniz. artık şu yönetimi rahat bırakın! fatih hocam sen de lütfen bu şerefsiz federasyon ile ilgili konuşma açıklama yapma! olan galatasaray’a oluyor. biz saha içine odaklanalım cevabımızı orda verelim. biz bir olursak tüm rakipleri o sahaya gömeriz. daha önce yaptık yine yaparız.

    sessizlik ya da konuşmamak her zaman korkmak değildir. her şeyin bir yeri ve zamanı vardır. yönetimin hatası şu; bu süreci iyi yönetemediler. eğriye eğri doğruya doğru demek zorundayız. fenerbahçe maçındaki puan kaybında hakemin hiç bir dahli yok. yanlış karar var evet ama skoru etkileyecek kararlar değil. biz o maçı kendi ellerimizle verdik. hala da onun ceremesini çekiyoruz. artık bunları bir kenara bırakıp futbola odaklanalım. fenerbahçe maçında gereksiz tepki verdiğimiz için asıl doğrandığımız beşiktaş maçında tepki bile veremedik.

    düşman kazanarak hiçbir yere varamayız. akıllı politikalar uygulayıp aradan sıyrılmalıyız. kendi işimize odaklanmalıyız. hedef tahtasında olursak yapmamız gereken hiç bir şeyi yapamayız.

    bir iki hatası dışında yönetimi başarılı buluyorum. teknik ekibi ve takımı sahaya kanalize etsinler. el altından düşmanlarla savaşa devam etsinler. yapmaları gereken bu!
  • 4885
    ayhan özmızrak'in abdurrahim albayraki elestirdigi malum videonun twitter sayfalarindan kaldirilmasi icin telif basvurusu yapmis galatasaray yonetimidir.

    ayrica ilgili videonun alindigi divan kurulu videosu da resmi gs tv youtube kanalindan kaldirilmis

    malum video: https://twitter.com/.../1073737485551845376
    kaynak: https://twitter.com/.../1073692222804115462

    yorum: orada sorulan sorulara cevap verip ozur dileyecegine osuran avukat gibi tweet sildirtiyor. yaziklar olsun. ilk geldiginde, yaptigi konusmalardan oldukca etkilenmistim baskanin ancak bugun gelinen nokta resmen rezalet. bu yonetim benim icin resmi olarak bitmistir.

    ne galatasarayin haklarini savunabiliyorlar,
    ne galatasarayin vizyonuna dogru hizmet ediyorlar (turk olmayan takimlari yenmek vs portoya yenilince mutlu olmak)
    ne galatasaraya yakisir bir sekilde fikri ve vicdani hurler (albayrak iktidar yalakaligindan gik cikartamiyor federasyona, ozur dileyecekler neredeyse)

    sizin vicdaniniza birakiyorum yorumu, sansurcu zihniyet, yalaka zihniyet, mandaci zihniyet. uzgunum, bunlarin galatasarayda isi yok. daha yumusak bir dil kullanacak durumda degilim.

    edit: yeni aciklama (bkz: ne dediler/#2561362) -- puan farkini koruduk -- gercekten diyecek lafim kalmadi.
  • 4888
    kişilerden bağımsız olarak koalisyon şeklinde oluşturulması gereken yönetimdir. farklı güç odaklarının bir araya gelerek oluşturduğu, fikrini söylemekten çekinmeyen kişilerden oluşan bir kadro olmalı. ünal aysal'ın ilk dönemindeki kadro buna örnektir. hepsinin ayrı ayrı ne kadar yanlış tercihler yaptığını gördük ama birlikteyken takımı sekizincilikten şampiyonlar ligi çeyrek finaline çıkardılar.

    çeşitlilik ve fikir alışverişine açık ortamlar her zaman için galatasaray'ı zirveye taşımıştır. derwall - denizli dönemleri, alp yalman, faruk süren yönetimleri gibi.

    tam tersi adnan polat dönemi, dursun özbek dönemlerinde ise bir veya iki kişi dışında herkes pasifti. bu yönetimin de sorunu bu. albayrak ve mustafa cengiz dışında kimse yok. ayrıca albayrak'a da yapamayacağı işler verilmiş.

    başkan o olsun bu olsun çok önemli değil. ama yönetim güçlü ve ehil omalıdır.
  • 4889
    " yönetim " kelimesini içeren tüm kavramlar profesyonellik taşımalıdır. bu durum artık içinde bulunduğumuz zaman diliminde tartışılmayacak bir zorunluluktur. iş ve yönetim kitabına başlıyor gibi yazdım ama gerçekten, bir taraftar olarak içinde bulunduğumuz bu günlerde, yönetimimize baktığımda aklıma gelen ilk şey bu.
    bir spor kulübü yöneticiliği için, mutlaka o kulübün taraftarı olunması gerekir bunun zaten hepimiz farkındayız ama taraftar olmak yeterli şart değildir kulüp yöneticisi olmak için.
    zozuklar zanlarını dislerine taktilar, ha oyle oynaylar ki gendi gendimi parçaladum tarzında cümleler kurmak belki taraftar olmak için aidiyet belirten veya sempatik gelen bir cümle olabilir ama aynı cümleyi kuran insan tipinden profesyonellik de beklemek gerekir. şu bir gerçek ki dursun denilen yaşam formundan kurtulduğumuz için adeta bayram ettik, mustafa cengiz' e kahraman gözü ile baktık ( gayrettepe point' in önünden geçerken hala sövüyorum ) ama zaman geçtikçe yönetimimizin özellikle kriz yönetiminde ne kadar başarısız olduğunu gördük ( işin garip yanı, yönetimdeki çoğu kişinin profesyonel yönetici ya da danışman olduklarını biliyoruz. bu profillerin yönettikleri şirketlerdeki durumları merak etmiyor değilim ).
    hepimizin bildiği gibi son yıllarda spor basını ile aramız yok denecek durumda, aleyhimizde algı devamlı yapılan bir şey haline geldi. keza futbol federasyonu ve hakem camiası ile de ilişkilerimiz çok kötü, ilk yarı adeta doğrandık defalarca kez. burada yönetimin yaptıklarına baktığımızda, kriz yönetme konusunda gerçekten zayıf olduklarını görüyoruz ( ülkeye egemen olan yönetici erkin her kavrama ve her detaya müdahil olmasına değinmeyeceğim, o ayrı bir yazı konusu, sadece yönetimin davranışlarını değerlendiriyorum ).
    sıkıntılı bir dönemde herkes kaçarken ellerini taşın altına koymaları gerçekten takdir edilesi bir davranıştı buna sözüm yok ama özellikle kriz ortamlarında sorumluluk almak, ciddi derecede kapasite, sorumluluk ve bilgi gerektiren bir olgu. normal şartlarda, normal olaylarla karşılaşırsınız ama kaotik durumlarda asla normal düzlemde hareket edemezsiniz, bu nedenle de kaosu yönetmek ve normalleşme sağlamak gerçekten ayrı bir meziyet. işleri kolay demiyorum, zor olduğunu bilerek bu sorumluluğu aldılar ve alınan sorumluluk karşısındaki davranışları eleştirmek de bizim gibi taraftarlar için gayet de haklı bir durum. çünkü bizler çeşitli zorluklar, çeşitli yokluklar ve çeşitli imkansızlıklar içinde dahi taraftarlığımızdan vazgeçmeden takımımızı destekliyorsak, bir zahmet konuşabilelim. yönetimi, teknik kadroları, oyuncuları eleştirmek kötü taraftar olunduğu anlamına gelmez, bu sahiplenme belirtisidir. bizler taraftarız ve tek bir şey istiyoruz, başarı.
    başarı her zaman yakalanabilecek bir kavram değildir bunun hepimiz farkındayız ama insanı çileden çıkaran şey iş bilmezlikler ve basiretsizlikler.
    sizler koskoca galatatasaray kulübünün yönetimi iseniz, bir zahmet sıradan bir taraftardan daha ön görülü ve profesyonel olun. en basitinden bir örnek vereyim size, yıllardır bu sözlüğü okuyorum ve bazı renktaşlarım her transfer döneminde adı duyulmamış oyuncuları öneriyorlar, özellikle bir kaç renktaşımı takip ediyorum, burada belirttikleri adamlar tam da söyledikleri özelliklere sahipler ve gelişiyorlar 1-2 senede ve sonradan biz de " keşke bizim oyuncumuz olsa " diye hayıflanıyoruz. arkadaş, bu renktaşlarımız para alıyorlar mı, karları var mı, çıkar bekliyorlar mı, hayır tabi ki ama neden yönetimdeki transfer komitesi, scout ekibi 1 ( bir, one, eins ) adet transfer yapmıyor bu şekilde. neden vizyon yok, neden profesyonel bir bakış açısı yok ?
    başarı varken gerine gerine kameralara konuşarak reklam yapmak kolay ama neden kriz zamanlarında aynı başarılı duruş sergilenmiyor, madem krizde bu kadar başarısızsınız kendi şirketlerinizi neden batırmıyorsunuz. her gördüğü kameraya konuşup kendi acındıran arkadaşlar, her konuda yanlış yaparken, nasıl oluyor da şirketlerini büyüterek yeni ihale alıyorlar, galatasaray sizler için sadece reklam ve devlet ile etkileşime girmek için bir basamak mı ?
    2 gündür ozan ve serdar konularında neler neler oluyor, yapılan her açıklama bir sonrakini aratmayacak kadar saçma, absürd ve basiretsizlik kokuyor.
    ülkenin özeti aslında yönetimin hali; iş bilmez insanların, bir şekilde birileri (!) tarafından bir noktaya getirilip kaosu büyüterek zarar meydana getirmesi.
    mevcut halde daha iyi bir yönetim gelir mi bilmem, istifa çağrısı da yapmıyorum ama yıllar geçse de bu iş bilmezlik gerçekten devam ediyor. ünal aysal ( kendisini tanıyanlar vardır belki, onunla konuşan ya da iş yapan bilmiyorum ) kulübün başına geldiğinde dünya insanı olmasının getirdiği vizyonla çok başarılı giderken ne zaman ki türkiyelileşti o da düzene uydu. ne var bu toplumda aslında cevabı basit ama özellikle milyonlarca taraftarı olan bizim gibi kulüplerde olayın düzelmesi, bir ülkeye nispeten daha kolay. sürekli övünülüyor mekteb-i sultani diye ama görüyoruz liseli yöneticileri de !
    sözün özü, ben kurumsallık ve profesyonellik istiyorum arkadaşım. ben neden hata yapmıyorum teklif verirken, ben neden üretimde yanlış mal üretmiyorum, neden yanlış nakliye yapıp hatalı montaj yapmıyorum, ben neden yanlış fatura kesmiyorum ? çünkü biliyorum ki, yanlış yaparsam batarım, hepimiz biliyoruz bu basit gerçeği ve buna uygun davranarak hayatımızı sürdürüyoruz.
    siz neden yanlış yapıyorsunuz, siz neden yanlış organize oluyorsunuz, siz neden doğru insanlardan bir takım oluşturup görev dağılımı yapmıyorsunuz, siz neden kriz ortamlarını doğru değerlendirip ona uygun hareket etmiyorsunuz, neden ?
  • 4890
    iş beceremeyen yönetim. şu sözlükte bir transfer döneminde en az 100-150 tane sözleşmesi biten, takımında oynayamayan, potansiyeli olan, takım oyuncusu olabilecek futbolcular yazılıp çiziliyor. bakın en az 30-40 tane sözleşmesi biten adam ismi geçiyor. bu yönetim sadece burayı okusa en az 10 oyuncuyu çok uygun maliyete kadroya katar. transfer dediğin sezon başlamadan önce yapılır. öncelikle bir liste oluşturursun sonra gider alırsın. bizimkiler demba ba gibi adamların etrafında dönüp duruyorlar. bir tane adam akıllı forveti 6 aydır arıyorlar.
  • 4892
    transfer gecikir buna zaten alıştık. ki aslında alışmamamız gereken bir durumdur, büyük takımlar transferlerini önceden planlar, yapar ve kampa yetiştirir ama neyse. para yok dedik, bundan önceki başkan kulübün içini boşaltmış dedik, sıkıyoruz dişimizi.

    yahu kardeşim, yangın yeri olmuş ortalık. her gün as takımdan biri gidiyor diye haber düşüyor. eğer haberler gerçekse, çıkın açık açık konuşun. yeniden yapılanacağız diyin, ama bu dönem olmayacak diyin. veya satılık değil futbolcularımız diyin. devreye girerken en az 3 transfere ihtiyacımız vardı. 2 adamın biletini kestiniz, 1ini yolladınız, 1ini göndermek üzeresiniz. toplam gelen futbolcu sayısı 2! biri yedek sol bek.

    biz transfer bekledikçe, transfer oluyor ama tersi yöne. 15 günde nasıl bir takımı yeniden yapılandıracaksınız? çıkıp konuşun artık, yeter!
  • 4894
    yönetimlik bir durum olduğunu düşünmüyorum. transferi yapan da terim. kimin gidip gelecegini söyleyen de o. kimse işene karışmıyor. adamları gidiyor transfer pazarlığı yapmaya. her şeyle kendi ekibi ilgileniyor. tabi basına yöneticiler açıklama yaptıkları icin en suçlusu onlar gözüküyor.

    bunuda bilmiş olun. sorsanız başkana kimlerle görüşüldüğünden haberi bile yoktur.
  • 4895
    taraftar gözündeki kredisini gün güne kaybediyor. zaten galatasarayiç dengeleri gereği her an karışmaya müsait bir yapıdadır. bir de yönetim, taraftar iletişimini hatalı şekilde yürütürse kaotik günler gelebilir. şu an forvet transferi üzerinden büyük bir baskı altındalar. 18 yaşında 3 tane fizikli yerli yabancı forvet alsalar isimleri kariyerleri inan hiç önemli değil. en azından insanların içinde "acaba biri tutar mı?" diye bir umut olur. teknik anlamda tüm sorumluluğu fatih terim'e, galatasaray'ın haklarını koruma görevini taraftara verecekseniz, size ne gerek vardı sorusu insanın aklına geliyor. umarım kendilerine en kısa zamanda çekidüzen verirler. galatasarayüyelerinin içinde galatasaraybaşarısız olsun, bize gün doğsun diye bekleyen akbabalar varken, umarım iletişim sorunlarını çözerler.
  • 4898
    taraftarin gözünde bitmiş olan yönetim. kendileri 6 ayda bitiren bir yönetim görmemiştim. şöyle ki maddi sikintilari herkes bilirken taraftara yalan söylemek yerine gücümüz yetmiyor alt yapidan oyuncularla çikacağiz deselerdi 3-5 tane hazimsiz dişinda kimsenin sesi çikmazdi sezon başinda. öyle bir algi yarattilar ki herkes beklentiye girdi ve her geçen gün bu beklentiler tepkiye dönüştü. şuan ise okeye dönüyorlar ama taraftarin güvenini ve desteğini kaybettiler. ilk fiyaskoda tribünler istifaya çağiracaktir kendilerini ki fiyaskonun son tarihi 1 şubat. 1 şubat günü kaderleri belli olacaktir.
  • 4899
    tam da "takımdaki çöpler teker teker ayrılıyor, bundan sonra böyle futbolcuları getirmeyecek kadar ders almışlardır." gibi düşüncelere sahip olacakken takıma yeni bir gereksiz ismi daha katan yönetimdir. ya yeter, gerçekten yeter! semih kaya'nın maliyetinde yeni bir futbolcuyu getirip deneseniz gerçekten hiçbir sözümüz yok ama getirdiğiniz adam elimizdekilerden daha mı iyi, neden kadroyu şişiriyorsunuz? takıma hiçbir katkısı olmayan adamların maaşının çok küçük bir kısmına katkı sağlayabilmek için store'dan alışveriş yapmaktan bıktım ben artık ya! buradaki birçok insan galatasaray'ı hayatının en önemli köşesine yerleştirecek kadar çok seviyor ama hiçbiri de yellow friday, grey friday gibi kampanyalarla kulüp mağazalarına koşturduğunda tarık çamdal veya semih kaya'nın maaşlarına gidecek parayı harcamak istemez. semih kaya'nın galatasaraylılığına hiçbir sözüm yok ama galatasaraylılık bu takıma transfer olmak için yeterli olmamalı!
App Store'dan indirin Google Play'den alın