spontane bir an olarak tarihte bir tebessüm sebebi olarak yerini alır.
ancak mesele bundan ibaret değil elbette. statta, sosyal medyada futbolu herkesten çok bildiğini zanneden bir kitle var. parasını veriyoruz, takımı çok önemsiyoruz her eylemimiz mübah diyorlar.
yok efendim değil. sizin taktiksel dehanız ayda yılda bir sonuç verdi diye yeterince bilginizin olmadığı konularda fikrinizi dikte edip bir çuval incirin berbat olmasına neden olamazsınız. bunu da normalleştiremezsiniz. futbolu çok konuşuyoruz galatasaray’ı çok seviyoruz diye kendi fikirlerimize haddinden fazla değer vermeyi bırakmamız lazım. kendi aramızda konuşup, yazıp çiziyoruz. daha ilerisi değil bizimkisi.
mesela teknik ekip vermiş olduğu her kararın bedelini ödeme sorumluluğunu alarak hareket ediyor.
tribünde, sosyal medyada yüzlerce fikrimiz var. o çıksın bu girsin şu gönderilsin. yüzde 90’ı tutmuyor bu fikirlerimizin. ama bizlerin sorumluluğu yok. tutmayan fikirlerimizi yutkunup yeni fikrimize geçiyoruz hemen.
bu yetersiz fikirlerimiz ise sahada, teknik ekipte, yönetimde sorumlu olan kişilerin planlarını alt üst edebiliyor. bir çuval incir berbat olabiliyor. eminim,
12 aralık kopenhag galatasaray maçı istediğimiz gibi bitmezse
okan buruk yangını başlatacak birileri.
bunların normalleşmesine izin vermemeliyiz. suyun öte yakasında sosyal medya fikirleriyle yönetilenlerin halini görüyoruz.
herkes görüşünü ifade edebilir tabi. ama lütfen bunu mümkünse evde kısık sesle yapmak lazım. sosyal medya ya da sözlükte yapılacaksa itidalli ve sağlam temellere dayandırarak yapmak gerekir. stada gelince amasız fakatsız destekten başka seçeneğin söz konusu dahi olmaması gerekir. hele hele şampiyonlar ligi maçında akla dahi gelmesi dehşet veriyor bana. takım avrupa’da elendi ligde yarıştan koptu da bizim mi haberimiz yok?