buyuk bir bolumunun takimin kotu gununde yaninda olabilmek ozelligini yitirdigini dusundugum taraftarlardir. klasik bir cikarim olmak ile beraber, 1996-2002 yillari arasinda 6 senede 5 sampiyonluk,
uefa kupasi ve
super kupa, turkiye kupalari, dunya'nin en iyi takimi olma vs. gibi basarilari yakalamis olan
galatasaray ile gozlerini taraftarliga acan yas araligindaki arkadaslar tabi ki butun hedeflerini kaybetmis, bir tane derbi kazanamamis, ligin 11. si olan galatasaray'a karsi ne tepki vereceklerini tam bilememekteler. gerci bu kadar kotusunu kimse gormemisti ancak yine de 1996 yilindan onceki donemi de bilenler acili yillar gecirme konusunda oyle yada boyle antremanliydi bir sekilde.
akildan cikarilmamasi gereken bir sey var, bir takimin taraftariysak iyi-kotu gun farketmez ama musterisiysek hep iyiyi talep etmek ve kotu gunlerde herkese sallamak hakkimizdir. taraftarin elestiri hakki yok mu peki? hem de nasil var ama
ayhan akman oyundan cikarken yuhlamak degildir bunun sekli,
arda turan gibi adama mustahak gorulenler degildir yada
gheorghe hagi'ye istifa diye bagirmak olmamalidir. musteriysen herkese salla, hatta
ali sami yen stadindan kurtuldun diye gobek at! ancak taraftarsan bazi degerlere kotu gunlerinde de sahip cikmayi bilmelisin.
galatasaray taraftari basarilardan sarhos olunmus bir donemden sonra taraftar/musteri ikilemini yasiyor bu donemde. umarim yakin zamanda her turlusunu mutlu edecek bir takima sahip oluruz.