• 9701
    14 senelik hasretin bitip şampiyon olduğu maçtan sonra bile yetmez bize bu kupa hedef artık avrupa diyen taraftardır.

    o doyumsuzluk olmasa 14 sene şampiyon olamamış takım 2 senede şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynayan takıma dönüşemezdi.

    bu doyumsuzluk işini z kuşağına yıkma işi de yeni moda oldu, yoktur böyle bir şey, bu takımın taraftarı hep agresifti hep doyumsuzdu. ayvalı maçın üstünden neredeyse 100 sene geçmiş, orada içinden çıkıp yanlış yapanlara tepki gösterenler de mi sosyal medya taraftarıydı? galatasaray kurulduğu günden beri vasata dahi tahammülü olmayan bir camiadır, iyi ki de böyledir.
  • 9704
    iyiyi ve kötüyü mantıklı bir şekilde ayırt edebildikten sonra iyiyi istemesinde hiç bir sorun olmayan taraftardır. örneğin 50 maçta 40 gol bilmem kaç asist yapmış adama 1-2 maç gol atamadı diye “artık olmuyor” demeye başlamak iyiyi istemek değil, en hafif tabirle mantıksızlıktır.

    futbolcunun oyuna girdiği ilk 10 dakika vücut dili üzerinden “bundan olmayacak” demek, 3. ligden gelip çift haneli gol ve asistlerle takımı sırtlamış, hala da bir sürü katkı veren gencecik adamı ilk vasat oyununda (bakın kötü dahi değil) yuhlamak, daha iyisini istemek değil, ne istediğini bilememektir.

    olaylara, durumlara sadece bulunduğunuz t anından bakarsanız hiç bir zaman tatmin olamazsınız. bu aile hayatında da sporda da iş hayatında da böyledir. yerine göre 1 aylık, yerine göre 6 aylık 1 senelik zaman aralıklarına zoom out yapıp, karşınızda nasıl bir tablo olduğunu irdeleyip ona göre yorum yapmalısınız. gördüğünüz tablo hala karanlıksa, işte o zaman o tabloyu değiştirmek için elinizden geleni yapmalısınız. işte galatasaray taraftarının son dönemdeki en büyük sorunu bu. merceğimiz çok daraldı. günler, saatler, dakikalar mertebesine değerlendirip, asıp kesiyoruz.
  • 9705
    malesef muhakeme yeteneğini ciddi anlamda yitirmiş insanları da barındırır içinde. araba hep 200 le gitsin ister bu tipler. yolun ortasında bir arıza çıksa "sat abi bu arabayı çöp" derler. başarı nedir? sabır nedir? bilmezler... gelişim oldugu kadar duraklama ve gerilemenin de doğal olabileceğini anlamadan tüketim toplumu dinamikleriyle yüksek beklentilere girip hep isterler hep.
  • 9706
    (bkz: #3797560)

    bir kısmı hakkında şöyle bir şey yazmıştım geçen gün. aklıma gelmişken biraz detaylandırayım.

    bir kısım genç taraftarın hayallerini yıkmak gibi olacak ama türkiye'de kulübün yönetimi üzerinde en az etki sahibi olan taraftar galatasaray taraftarıdır. kulüp dinamiklerini içeriden bilen, pek çok olaya bizzat şahit olmuş biri olarak söylüyorum. bizim yapımız diğerlerine göre bayağı farklı beyler. ali koç twitter'daki ergenlerden korkup ona göre aksiyon alabilir, beşiktaş başkanları twitter tribünlerine oynamak için bizim transferlere salça olma uğruna kulübü batırabilir. bizim kongrede sosyal medyanın ne olduğunu bilen üye sayısı bile kısıtlı. aralarında katıldıkları kulüp organizasyonunun ne için düzenlendiğini oradaki gazeteciye sorup öğrenen var yahu, açıp senin sosyal medyada ne yazdığına mı bakacak. *

    taraftarın kulüp üzerinde çok etkisi olduğunu düşünmesi, başkan değiştirme, transfer yaptırma, oyuncu yollatma gibi konularda kendisine çok ciddi payeler biçmesi egoları için çok doyurucu, biliyorum. ama galatasaray'da işleyiş buna hiç müsait değil. evet galatasaray bu konularda farklı ama taraftar bakımından değil. kongre yapısı yol açıyor bu farka. iyi ki de öyle. ali koç'un tepkilerden korkup bir anda montella yerine ismail'de karar kılması gibi saçmalıklardan korunuyoruz. burak elmas gibilerini 7-8 ayda gönderen sen değilsin, twitter'da yazdıkların değil. çılgın atan galatasaray kulisleri. daha önce de dediğim gibi, bu kulisler başarılı olduğumuz zaman paçamızdan aşağı da çekiyor ama başarısız olduğumuz zaman da kısa sürede ayaklanmamızı sağlıyor. orası kaynıyor beyler ve sosyal medya yorumları hiçbirinin zerre umurunda değil. olsaydı dursun özbek'in birinci dönemine taraftar son verirdi, kendi yaptığı baskın seçimde gandalf gibi ortaya çıkan mustafa cengiz değil. taraftarın bir gücü olsaydı etobo transferiyle kapattığımız 2021 yazında orta saha transferi yaptırmayı başarırdı. yıkıldı ortalık ama kulisler devreye girinceye kadar yaprak kıpırdamadı. içeride game of thrones gibi ortam var diyorum oğlum ne twitter'ı. *

    "vasata tahammülü olmama" klişesi altında yangınlarını savunan genç kısmın en büyük etki ettiği kısmı da söyleyeyim: okan buruk ve futbolcular üzerindeki baskı artıyor. bu kadar. o da pozitif değil negatif etkiler doğuruyor.

    galatasaray taraftarlığıyla alakalı bir şey değil bu tam olarak. sosyal medya gençleri tek tipleştirdi, tornadan çıkmış gibi birbirine benzetti. dünya üzerindeki her takımın sosyal medya taraftarı aynı şeyleri söyleyip aynı açıklamaları yapıp bir de kendisini özgün sanıyor. kısıtlı karakterle aynı esprileri tekrarlamanın, 30 saniyelik videolarla gün geçirmenin, akımlara dahil olmazsa öleceğini sanmanın, telefona bakmadan yaşayamamanın getirileri bunlar. gençlik böyle şu an genel olarak. bizim zamanımızda başkalarına benzemek çok ciddi bir eleştiri konusuydu. birine "özenti" demek çok büyük bir hakaretti. şimdi benzememek çok büyük suç. sosyal medyadaki herkes birbirine benzemek zorunda. dünya, nesil dinamikleri. yapacak bir şey yok. çok genel bir sıkıntı yani.

    biraz daha aklıselim, yaşını başını almış taraftarların günlerdir galatasaray'ın hiç de kötü durumda olmadığını, takımın ve erden timur'un gayet iyi gittiğini, bazı bariz hataların bu insanları ıskartaya çıkarmak için yeterli olmadığını, eleştiriyle hakaretin ayrı şeyler olduğunu, bu insanlar hatalarından ders alınca daha iyi işler yapabileceğini anlatıp duruyor. sonra bir genç gelip "biz vasata tahammül edemeyiz farkımız bu" diye binbir kere duyduğumuz lafları tekrarlıyor. *(çok bıktım bu laftan evet. * bir de "ona yazar buna yazar" muhabbetinden. ne biçim bir hesap ki her maç değişiyor, ne biçim bir yazma ki kimse dönüp okumuyor sonra. bomboş iki laf. fenerlisi de aynı şeyleri söylüyor galatasaraylısı da rangerslısı da. neyse.)

    geçen gün twitterlaşmadığı sürece galatasaray sözlük'ün kolektif aklının çok güvenilir olduğuna dair bir entry girmiştim. aha burada: (bkz: #3790443) twitterlaşmaktan kastım tam olarak bunlardı işte. klişe, boş, derinliksiz, anlık tepkilerden ibaret, kimliğini yitirmiş kaosların gerçek olmayan gerekçelere dayanarak devasa hale getirilmesinin kimseye bir faydası yok. bundan arındığımız zaman taraftarın ortak aklı çok güçlü. yılların galatasaraylısı olarak o ortak akıldan çok fazla faydalanıyorum hala. mesela ben kopenhag'ı yeneceğimizi düşünüp sözlükteki "çok zor maç" yorumlarına kuruluyordum, herifler haklı çıktı mk. keşke çıkmasalardı. neyse.

    şu sosyal medya gençliğinin cidden biraz durulması lazım. dünyanın dönmesini durdurmaya çalışmak gibi imkansız bir şey istediğimin farkındayım ama cidden sandığınız kadar etkili filan değilsiniz arkadaşlar. farklı da değilsiniz. asıl bu yangına dahil olmayanlar farklı. oyuncuları ve hocayı strese sokmadan, fenerli troll ordusunun algılarına ortak olmadan yaptığınız eleştiriler çok daha sağlıklı olacak. inanın.
  • 9707
    şahsım adına konuşacak olursam özellikle 2023 yaz transfer sezonunda ve sonrasında olanları gördükten sonra kesinlikle yorum yapmayacağım dönemdir. taraftar baskısı ve yönlendirmesi bizi neredeyse hiç mutlu etmedi sürecin sonunda. yanlış anlaşılmasın çok donanımlı, bilgili, aklı selim taraftarlarımız da var ama özellikle twitter’da instagram’da falan gördüğümüz o taraftar hesaplarının çoğu liseli falan. liselinin biri kuyuya bir taş atıyor koskoca camia çıkartmakla uğraşıyor. daha bizim taraftar gibi görünüp rakip takım taraftarı olan trollere sıra gelmedi bile.
    bu sebeplerden dolayı umarım yöneticilerimiz çok da sallamaz taraftarı önemli kararlarda. hatta biz de çok sallamayız umarım.
  • 9712
    tribünde olanlarının 35-40 metrede önü boşken top alan her oyuncuya "vur vur vur" diye bağırdığı oluşum.

    devre sonu abdülkerim'e yaklaşık 40 metrede top geldi, vur diye inledi stadyum. bu kadar saçma sapan davranılamaz ya.

    edit: 50. dakikada 3 oldu, mertens ve abdülkerim'e yaptıklarını şimdi de torreira'ya yaptılar.

    edit 2: 83'te ndombele'ye de yaptılar. neyse ki henüz vur denmesinden anlamıyor.

    edit 3: dördüncü aksiyon icardi'ye geldi 86. dakikada.
  • 9714
    (bkz: 20 aralık 2023 galatasaray karagümrük maçı)
    herhangi bir alışveriş sitesinde müşteri yorumu yapar gibi maç izleyen topluluk.
    en geç otuz dakikada gol gelecek yoksa iade ederiz gibi ya da patates sıcak gelmedi bir daha sizden sipariş söylemeyeceğim gibi şikâyetler ederek futbolcu izleyen müşteriler topluluğu.
    kendi kalecisini tamamen böyle izliyor.
    altı tane kaleci alıp hemencecik tüketirseniz bir tane kaleciniz bedavaya gelecekmiş, saldır galatasaray müşterisi, saldır.
  • 9715
    oldukça kötü performans gösteren ziyech ve mertens'i uzun süre alkışlayıp, adına tezahürat yaparken, maçın adamı kerem aktürkoğlu'na ufak bir alkışı fazla gören,
    tamamıyla kapanan rakip savunmaya karşı 30 metreden şuuuut diye bağıran,
    destek, reaksiyon, tezahürat ve taraftarlıktan bihaber müşteriler topluluğu.

    (bkz: 20 aralık 2023 galatasaray karagümrük maçı)
  • 9716
    iyice kantarın topuzunu kaçıran taraftar.
    icardi için yürüyor, tatil çıksın, çiftliği olmuşuz diyenler görüyorum. ciddi söylüyorum siz uslanmazsınız. şu adamın yedeğine gelen pozisyon icardi’ye aylardır gelmiyor. yazık günah. herifin geriye gelip top dağıtmaktan canı çıktı. ve bu adam için yürüyor diyorsunuz. maçta bir kere hava topuna çıkmadı. onda da geride yakalandığını düşündü galiba. ama paşam gelmiş hiçbir hava topuna çıkmıyor yazmış. tek kelimeyle ayıp.

    (bkz: 20 aralık 2023 galatasaray karagümrük maçı)
  • 9721
    diğer rakip takım taraftarından daha aklı selim bulduğum taraftar grubu.

    aynı gün içinden örnek vermem gerekirse 20 aralık 2023 galatasaray karagümrük maçında lucas torreira haklı itirazını ısrarla devam ettirmesi sonucu sarı kart gördü, durmadı devam etti. o sıra hem takım hem taraftar ne olur artık kes sesini diye ekran başında dua etti. hakem ola ki kırmızı kart verdi bizim taraftarın %99u torreira suçlardı. kimse ya öncesinde penaltı vardı yok şu bu vardı demeyecekti.

    20 aralık 2023 kayserispor fenerbahçe maçında mert hakan yandaş maçın bitimine 1 dk kala saçma sapan bir faul yapıyor ortamı geriyor, fred hakeme 10cm mesefaden fucking stupid referee diyor herkes benim fred'im öyle demez, okuma yazması yok, kabahat hakemde, şahitler ifade versin yok bilmem ne. düşünün fred'in hakeme sövmeyi bırakın itiraz etmesini gerektirecek kadar bir pozisyon yok ortada. kimse demiyor lan sanane sen ne bok yemeye gidip adama sövüyorsun.
  • 9722
    galatasaray bugün bu başarıları almışsa, alabiliyorsa ve yarın da alacak ise; taraftar kitlesinin diğer takımlarınkinden çok farklı olmasının büyük etkisi vardır.

    birincisi; bu taraftarı kim olursanız olun, güdemezsiniz. ismi, cismi..vs ne olursa olsun gerektiği yerde herkese bir lafı vardır. çünkü özgür iradeye sahip birey sayısı yüzdeye vurulduğunda ciddi anlamda yüksektir. kimsenin kimseye eyvallahı yoktur, eyvallahı olanları da yola getirmekten hiç bir zaman da geri durmamıştır.

    ikincisi; bu taraftar içinde çok seslilik/fikirlere muhalefet her zaman, her şart altında hakimdir. yeri gelir efsanesini paramparça eden de çıkar, yeri gelir eleştirdiği efsanesini ele güne karşı canı pahasına koruyup kollayan da çıkar. yeri gelir eleştirmekten başarıları dahi unutan da çıkar, ama yeri gelir aynı başarıları göğsünü gere gere bazılarının gözüne sokup, susturan da çıkar.

    üçüncüsü; birlik olma anı geldiğinde herkes elini taşın altına koyar. lafta değil, eylemde safları sıklaştırır. evet, kendi içimizde çok kapışırız fakat bu kapışmalar malum takımların taraftarlarının space odalarında adres telefon alışverişli, bağırıp çağırmalı kavgalarına hiç benzemez. çok fazla youtube yayınları, space odaları, whatsapp grupları takip ediyorum ve bir tanesinde bile saçma sapan kaosa denk gelmedim bizim taraftarlar arasında. günün sonunda istisnasız her zaman odak belirlenmiş, aradaki bağlar daha da sağlam hale gelmiş şekilde kapatılır tartışmalar ne kadar hararetli geçmiş dahi olsa.

    diğer takım taraftarlarını iyi analiz etmiş arkadaşlarımız demek istediğimi çok güzel anlayacaktır.
  • 9723
    şımarık değil gerçekçidir. skor taraftarı değil oyun taraftarıdır. bu reflekslerini kaybederse, camia geriye gider.

    icardi'nin dinlendirilmesi gerektiğini söylediğinizde icardi'ye vefasızlık yapmıyorsunuz. sadece verilerin ve gözlemin teyit ettiği bir gerçekliği baz alıyorsunuz. dinlensin ki daha güçlü dönebilsin istiyorsunuz. elinizdeki imkanların sınırlılığını inkar edip fazlasını beklemek, daha büyük bir şımarıklık. babanızın parası yoksa oyuncak istemezsiniz. oyuncunuzun gücü ve kondüsyonu yoksa da oynamasını bekleyemezsiniz.

    aynı şekilde bayern münih'e kök söktürme gücü olan takımın iskandinav kasabası takımlarından 6 yemiş fredsiz fenerbahçe'ye 24 aralık 2023 fenerbahçe galatasaray maçında üstünlük kuramamasını eleştirdiğinizde, yine hocaya bir saygısızlığınız olmuyor. aksine onun daha iyisini yapabileceğini bildiğiniz için doğruları bulmasına yardımcı olmak istiyorsunuz.
  • 9725
    sosyal medyada olanlar resmen dayak yediğimiz bir maçtan sonra icardi ve okan hocamıza acımasızca eleştiriler getiriyorlar. asıl eleştirilecek isimse var odasında ve sahada bulunan iki adet hakem bozuntusu olmalı. bakın konuşması kolay, ama dayak yememize müsade edilen bir maçta, bu kadar kötü niyet karşısında en doğru şey oyunun kontrolünü elinde tutmaktı. takım da bunu hakkıyla yerine getirdi. biz biraz hücum oyunu oynasak alakasız bir kırmızı ya da penaltıyı cart diye vermeye hazır bir ekip vardı yönetimde. şampiyonluk yarışında en büyük rakibinin sahasında bir puanı alıp dönmüşsün ama sanki rakip kazanmış gibi onlar mutluyken bizimkiler ortalığı yakıyor. ironik olansa fikstür artık bize geçti, devre arası geldi. takviyelerle yolumuz açık tamamen. ayrıca şampiyonlar ligi yerine daha az tempoda olan avrupa liginde mücadele edeceğiz. taraftar biraz destek olursa, sezonun kalanı çok keyifli geçecektir.

    (bkz: 24 aralık 2023 fenerbahçe galatasaray maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın