insan beyninin karar alma mekanizması ikiye ayrılır.
sistem 1: hızlı karar alan, tecrübe edilmiş olaylara anında tanı koyabilen birinci sistem.
*sistem 2: daha ağır çalışan, üstünde düşünülen, veri odaklı ve sonuca ulaşması zaman alan ikinci sistem.
*şartlı refleks: pavlov'un yaptığı köpek deneyiyle gün yüzüne çıkmış refleks türüdür. omirlik tarafından yönlendirilir.
- günün her saati zil sesi ile birlikte aç olan bir köpeğe et verilmesi ile tekrarlanan ve deney sonunda et verilmemesine rağmen çalınan zil sesine ağız salgısı akıtan köpekleri aktarmaktadır.
- bir psikolog öğrencisinin futbol sahasında düdük çalarak günlerce kuşları yemlemisinin ardından üniversitenin futbol maçında hakemin düdüğüyle kuşların sahayı basması, maçın iptali ve öğrencinin mezuniyeti de şartlı reflekse örnek olarak verilebilir.
" bu başlıkta bu bilgiler ne alaka" dediğinizi duyar gibiyim ama sabredin.
* futbol oyun kurallarını bilmeyen ve yeni öğrenen bir taraftar için " sistem 2" devrededir. kuralları inceler, verilerle pozisyonu değerlendirir ve karar alır beyin.
* futbol ile ilgili ve yıllarını futbol içinde geçirmiş insanlar
* pozisyonu bir kaç açıdan izler ve kararını "sistem1" ile verir.
* bu kadar bilgiyi aktarmamın yegane sebebi ise kendimde gördüğüm ve milyonlarca galatasaray taraftarında da olduğunu düşündüğüm baskıyla, yanlı yönetimlerle oluşan, oluşturulan " şartlı refleks".
bizim galatasaray maçlarındaki kritik pozisyonları değerlendirirken " sistem 1" ile ve beynimiz ile karar vermemiz gerekirken biz " şartlı refleks" ve omirlik ile karar alıyoruz. şart ise pozisyonda galatasaray takımının olup olmaması.
yani son zamanlarda kurallar diğer takımlara uygulanan genel kurallar ve galatasaray' a özel uygulanan kurallar olarak ikiye ayrıldı futbolun baş aktörleri tarafından.
artık bir maçta " söz konusu galatasaray" ile başlayıp aleyhine düdükle son bulan kural dışı kararlar ve bu kararların alınacağını bana önceden söyleyen omirliğimden sıkıldım, bunaldim, nefret ettim.
beynini kullanmadan şartlı refleks ile yönetim gösteren karar alıcıların, aynı şartlı refleksle yanıt vermemizi ve alışılagelmiş süreçleri kabul etmemizi istemelerini, empozelerini reddediyorum.
(bkz:
boyun eğmiyorum)
(bkz:
ruhum deli)