sanırım 2010 senesinde çok sevdiğim beşiktaş'lı bir abim ile restoran'da yemek yiyorduk. ikimizin de işi bilgisayar başında olduğu için sık sık mailleşir ve dertleşirdik kendisiyle. her türlü konular geçerdi ve tabiki kız konusu da dahildi buna. en nihayetinde ikimiz de 2011 senesinde evlendik. ama konumuz o değil.
restoran'da konumuz her zamanki gibi futbol idi. o zamanlar tabi q7 ve çetesinden sık sık bahsederdi kendisi. konumuz bir şekil ercan taner'e bağlandı. abi bana
ekşi sözlük'te gördüğü bir yazı'dan bahsetti. başlık
ercan taner'in iftara doğru programını sunması hakkındaydı. ardından
ercan taner'in küçüklüğü başlığını gösterdi. güldük eğlendik.
o sohbet'te ekşi sözlüğün varlığından haberdar oldum.
iş yerinde her gün artık ekşi sözlük takip eder oldum. güncel olaylar, futbol konuları vsyr.
ama yazar olmak istemedim hiç, okumak bana yeterince zevk veriyordu. dünya'da ne olup bitiyorsa hep sol frame'den öğreniyordum, herkes'ten önce hemde.
günün birinde ekşi sözlük'te transferleri takiğ ederken
galatasaray sözlük diye bir sayfa'nın varlığını okudum. girdim baktım, zaten o aralar ekşi çok sıkıyordu. saçma sapan başlıklar, her türlü küfürler, maç başlıklarındaki yanlış bilgi vermeyi adet görenler felan. tam yerini bulmuştum, dedim ki bırak lan dünyadaki olayları, burası sadece galatasaraylılara ait. bu sayfa bana yeter.
yaklaşık bir sene boyunca bu sözlüğü takip ettim. çok beğendim. yine her gün buradaki yazarların yorumlarını, verdikleri bilgileri okuyordum. bilgileniyordum, bilgilendiriyordum. tabiki yazarak değil, diğer galatasaray'lı arkadaşlarıma gssözlüğü anlatıp, oradan bilgi alabileceklerinden bahsediyordum. bazen ''sen nerden biliyorsun olm bunu?'' dedikleri oluyordu. ''galatasaray sözlük diye bir sayfa var, tavsiye ederim'' diyordum hep.
yine hiç yazar olma fikrim yoktu, zaten bir kere sadece merağımı gidermek için denemiştim, imkansız olduğunu görünce bırakmıştım. sadece bilginecektim, zamanında ekşi sözlükte yaptığım gibi.
ardından bir gün
2012 yılında hacc'a gidecek sözlük yazarları başlığına rastladım. başlık çok ilgimi çekti, çünki ben de 2012 senesinde hacc'a yazılmıştım. başlığı
loewenherz abim açmıştı. bir imkanım olsa da şu başlığı açan kişiyle görüşüp, tanışsaydım istiyordum. girdim loewenherz'in başlığını araştırdım, nedir, neyin nesidir diye. adam benim gibi isviçre'de kalıyormuş. şok etkisi oldu bende. bu kişiyi tanımalıydım.
yaklaşık 1-2 hafta sonra hacc hazırlık toplantısı vardı. bir yandan ''loewenherz kesin buralardadır'' diyordum. diğer yandan avrupa'daki türk cemaatleri bilen bilir, o kadar ayrıyızki. milli görüş, diyanet, süleymancı cemaati. sadece türk cemaatleri 3 ayrı kafile götürüyor hacc'a. loewenherz diğer cemaatlerin arasında da olabilirdi.
bizim hacı toplantısında erkeklerden nerdeyse herkesi tanıyordum. uzun süre göz gezdirdim. ümidi kestim. tam o anda çok sevdiğim, uzun zamandır tanıdığım çok çok iyi bir galatasaray'lı abim çıktı karşıma. ''sen de mi hacc'a geliyorsun?'' diye başladı sohbet. sonra benim jeton düştü. toplantı salonuna girerken dedimki kendisine ''abi..., sen
loewenherzmisin?''
şok olmuştu. ''hayırdır? sen nerden biliyorsun?'' - ''sen de mi yazarsın?'' diye karşılık verdi hemen. benden kaçmaz dedim, sadece okuyorum dedim, ama iyi tevafuk oldu.
o gün bu gündür sohbetlerimizde hep sözlük konuları geçer. ''şunu gördünmü?'' ''bunu okudunmu?'' diye sorarız birbirimize hep. hatta medine'de bir çocuk çakma galatasaray formasıyla önümüzden geçmişti, arkasında
elmander yazıyordu. ''abi şunun fotoğrafını sözlüğe atsana, öyle bir başlık vardı diye hatırlıyorum'' demiştim. foto bulanık çıkınca halledemedik o işi, ama o kadar iyi biliyordum sözlüğü.
ardından loewenherz abim baskı yaptı, lütfen sen de gel, sen de gir diye. direndim, direndim. sonunda tamam dedim. olmayıp çok uzun sürünce beni
galasözlük'e yazar etmeye karar verdi. oraya çabuk üye olduk. müthiş giriş yapmıştım. fakat iş yeri o sayfası bir ay sonra kilitleyince bir daha yazı yazamadım. kayboldum gittim.
o anda gssözlüğün mesajı geldi, çaylak oldum. 20 entry yazdım. bekledim, çok bekledim. ve sonunda ''yazar oldunuz'' dedi bana. o gün bugündür buradayım. ercan taner sağolsun...:)
fakat en büyük emek
loewenherz abimindir. kendisi'nin yeri bende çok ayrıdır. aynı gün hacı olup, yaklaşık 1 sene sonra ise aynı gün baba olduk. hayatımızın iki en mutlu gününü aynı gün yaşadık ve inşallah beraber daha nice güzel günler yaşayacağız.