her yer taksim her yer direniş başlığını silerek, son derece gereksiz, aptalca bir tavır sergilemiş olan moderasyon.
hiç kusura bakmasınlar, türkiye'de siyasetin girmediği, giremeyeceği yer yok. bunu en iyi kendileri biliyordur. 31 mayıs 2013'ten sonra futbolun üst makamlarının damarlarına işlemiş olan siyaset, artık taraftarların da içine girmiştir. bunu da en iyi kendileri biliyordur.
siyaset ve spor artık tamamen ayrı şeyler değil. tribüne de bu işleyecek, bir şekilde. ali sami yen'de olmazsa, kadıköy'de. yoksa kasımpaşa'da, olimpiyatta. tribüne de siyaset girecek. tabi ki; bunun sloganı da olacak. ve bu slogan;
her yer taksim her yer direniş'tir. bu tezahürat stadlarda yapılacak mı? yapılacak. stadlar, tribün ilgi alanımızın dışında mı? değil. olmaması gerek. demek ki; bu tezahürat ilgi alanımızın dışında değil. biber gazı, türk polisi, nasıl ilgi alanımızın dışında değilse, bu tezahürat da değil.
sanırım kendileri de, ilk birkaç gün eylemlere gittiler. daha sonra ''olayın içine dış mihraklar girdi ya :((('' ''oyunu bozalım!!'' deyip vazgeçtiler her şeyden. takındıkları tavır bunu gösteriyor çünkü.
sonra da biz
* sözlüğe siyaset karıştırıyoruz. lan adam dün albert riera başlığında gezi parkı'na gönderme yaptı. kapalı olan
* hakan şükür başlığına yazamadığı için, gitti galatasaray taraftarı başlığında hakan şükür güzellemesi yapıp, olayları ve ''bir kısım'' galatasaray taraftarını siyasi görüşleri üzerinden eleştirdi. ''ispartalı hayati amca'' üzerinden, türkiye'yi kucakladıklarını anlattı. bunlara ses çıkartılmıyor, her yer taksim her yer direniş başlığı siliniyor. yok öyle. o zaman onları da sileceksin.
bağırmak istiyorum ama tek yapabildiğimiz yazmak işte. özellikle son paragrafı yüzlerine bağıra bağıra okumak istiyorum.
bu mudur samimiyet? sözlükte yazmanın raconu, gizliden gizliye, odunu alttan göstermek midir? onu bir söyleyin hele. cevabınız evetse, sözlüğe uğradığınız bir ara anayasaya ekleyiverin.